O zaman Komunizmin de bir degeri yoktur.Alıntı:
Teorik olarak" komünizmde değer olmadığı, olamayacağı için emeğin de bir değeri yoktur.
Marx, Kapital'de "Deger emegin karsiligidir" dememis midir?
Printable View
O zaman Komunizmin de bir degeri yoktur.Alıntı:
Teorik olarak" komünizmde değer olmadığı, olamayacağı için emeğin de bir değeri yoktur.
Marx, Kapital'de "Deger emegin karsiligidir" dememis midir?
Cok dogru, katiliyorum. Biz burada kimseye "inanma" demiyoruz abi...Diger taraftan, dinleri sadece rahatlama araci, self terapi olarak goremeyiz. Dinlerin insana verdigi ahlak ve erdem gibi ozellikleri gormek zorundayiz. Mesala Protestan iş ahlaki, dinin getirdigi bir disiplindir. Yine rahibelerin hastanelerde yaptiklari hemsirelik hizmetleri var. Yakinlarimin hastaliklari sebebiyle 4-5 yildir hastanelere sık gidiyorum. Gordugum, en cok yardimci olan, bilgi veren saglikcilar; basortulu, turbanli hanimlar...Alıntı:
Sayın ayvagöbek, dinlerin yanlış ve sahte olduğu fikri de aslında önemsizdir. burada mesele, dinlerin bir ihtiyacı giderdiğidir.
bunu gözardı edemeyiz. bazı insanlar ruhani dünya ile rahatlar, self terapidir bu. din, bi kısım insanı mutlu ediyorsa, varsın olsun. ben buna da tamamım.
Emek yalnızca kapitalist toplumda değişim değeri üretir. Pazarın olmadığı yerde değişim, dolayısıyla değişim değeri de olmaz. Marx'ın deyişi de kapitalizme ilişkindir.
İlk sözünüz ise doğrudur; sevgi, özgürlük dahil her şeyin maddi olarak kantara vurulup barkodlanmasının hayatın doğal akışı gibi kabul gördüğü bir dünyada komünizmin bir değeri elbette olamaz.
Esenlikle :)
ayva göbek suud bizi ısırır mı?
Tabii ki...Modern anlamda komunist bir toplum ortaya cikmis degil. Siz, Kapitalizmin son asamasindan sonra, gelecekteki toplumu tarif ediyorsunuz. Tarif ettiginiz, yuksek bilince sahip bir toplumdur. Oncelikle bu topluma ulasmak icin, halk yiginlarini "deger emegin hakkidir" diye orgutleyerek, Rus Carini, hanimini, cocuklarini alip, bir duvarin onune dizerek kursuna dizmemek gerekir. Sonra, Stalin'in yaptigi gibi 6 milyon Sovyet vatandasini, enselerine birer mermi sikarak katletmemek gerekir.Alıntı:
Emek yalnızca kapitalist toplumda değişim değeri üretir. Pazarın olmadığı yerde değişim, dolayısıyla değişim değeri de olmaz. Marx'ın deyişi de kapitalizme ilişkindir.
Sizin anlattiginiz toplum, topla, tufekle, savasarak ulasilabilinecek bir toplum degil. Sizin anlattiginiz toplum, bir bilinc devrimiyle ulasilacak bir toplum. Bunun icin olmazsa olmaz sart, Kapitalizmin asamalarini tamamlamasini beklemektir. Gercek degerin ne oldugunu, Kapitalizm disinda insanlara anlatacak bir yol yoktur. Kapitalizm asamalarini tamamladiginda, bu bilinc kendiliginden ortaya cikar ve yavas yavas toplumun geneline yayilir. Belki sizin anlattiginiz gibi maddi anlamda degerin olmadigi bir toplum ortaya cikabilir. Ben oyle dusunmuyorum. Gelecekte insan sayisinin gunumuze kiyasla cok daha dusuk olacagini, ulasimin cok gelisecegini, insanlarin bir yerden dunyanin obur ucuna cok kisa surelerde ulasacagini, cevrenin cok daha yesil ve temiz olacagini, insanlarin gecimlerini saglamak icin calismak zorunda olmayacagini, insan ihtiyaclarinin (barinma, ulasim, yiyecek, giyecek, isinma gibi) belli bir standartta insanlara bedava verilecegini ama herseyin daha bir iyisi ya da kalitelisinin de olacagi ve bunun icin bedenen olmasa bile aklen calismak gerekecegini, yeryuzunde bir tek fabrika olmayacagini, bunlarin once yerin 1000-2000 metre altina, sonra da ay'a falan tasinacagini ve buralarda robotlarin calisacagini saniyorum.
Bunlara bence daha cok var. Bence Kapitalizm son asamasinda degil. Benim anlatmaya calistigim Komunizm, Marx ve Engels' den hareketle, Lenin, Stalin, Mao'nun ve ardindan gelenlerin uygulamalaridir.
Bana gore Marx, "deger emegin hakkidir, eyy isci sinifi orgutlenin, hakkinizi arayin" derken; emek, sermaye, uretim araclari uclemesindeki, uretim araclarinin gelismesini hedeflemisti.
Cunku, uretim araclarinin sahibi sermayedardi ve bir tezgahtan kar edebildigi surece, o tezgahi bozmuyordu. Burada geri kalan tek degisken emektir. Marx bunu gordu, bana gore yukaridaki sozu bunun icin soyledi.
1910 yilinda, Marx ve Engels' in goruslerini savunanlarin buyuk cogunlugu Bati Avrupaliydi. Bati toplumlarindaki bir cok isci sendikasi, sosyal demokrat partiler ve isci partileri Marx ve Engels' in goruslerine bagliydi ve Avrupa toplumlarinda gittikce daha fazla etkili oluyorlardi.
Nedense Bolsevik Devriminden sonra sol kanat, Komunist partiler ve Sosyalist partiler olarak ikiye bolunuverdi.
Acemleri 3 e bolmesinlerde!!!
Ne bizimkiler aya mi taşınacak ilerde 😂😂😂😂
ayva uçma yeter
http://www.hisse.net/topluluk/showth...363#post549363
O gece ne oldu ve şimdi ...:notr::rules:
http://www.hisse.net/topluluk/showth...t=470&page=493