-
Amerikali bilimkurgu, fantezi ve edebi kurmaca yazari Karen Joy Fowler'in dogum gunu (7 Subat 1950)
"Cogu ailede bir en sevilen cocuk vardir. Anne-babalar inkar eder, belki gercekten goremezler ama cocuklar icin cok aciktir. Haksizlik cocuklari cok rahatsiz eder. Her konuda ikinci olmak her zaman zordur. En sevilen cocuk olmak da zordur. Hak edilmis olsa da olmasa da en sevilen olmak agir yuktur." Hepimiz Tamamen Kendimizi Kaybettik
https://lectitodotme.files.wordpress...lves-cover.jpg
“In most families, there is a favourite child. Parents deny it and maybe they truly don’t see it, but it’s obvious to the children. Unfairness bothers children greatly. It’s hard to always come in second. It’s also hard to be the favourite. It’s also hard to be the favorite. Earned or unearned, the favorite is a burdensome thing to be.”
-
Mel Brooks’un yonettigi, Cleavon Little, Gene Wilder ve Slim Pickens’in rol aldigi Gumus Eyerler (Blazing Saddles) 7 Subat 1974’de Amerika’da vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....yMjg@._V1_.jpg
https://media0.giphy.com/media/11F4Ctg2NAwOzu/giphy.gif
-
Ingiliz rock grubu Queen, 11.studyo albumuThe Works’den Radio Ga Ga sarkisini 7 Subat 1984’de Amerika’da Capitol Records etiketiyle yayinladi.
https://bobsegarini.files.wordpress....radio-gaga.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=azdwsXLmrHE
-
-
-
Ingiliz hard rock grubu Whitesnake, derleme albumu The Definitive Collection’i 7 Subat 2006’da Geffen Records etiketiyle piyasaya surdu.
http://1.bp.blogspot.com/-1IsfieLADm...snake-logo.jpg
https://img.discogs.com/xy_cjVux5UW2...-9801.jpeg.jpg
-
“Sicak bir gundu. Merak ve seruven tutkularini Madam'in yakinindaki bardaklarda gidermeye cabalayan sinek suruleri, aarap artiklarinda boguluyorlardi. Olmus sinekler diger sinekleri etkilemiyordu. Kendileri filmiþ, ya da o denli uzak yaratiklarmiscasina olulerine bakiyorlardi. Az sonra ayni sey kendi baslarina geliyor, yazgilarina yenik dusuyorlardi. Sineklerin ne vurdumduymaz yaratiklar olduklarini dusunmek pek ilgincti dogrusu. Sinekler tipki saraydaki soylular gibiydi.” Charles Dickens, Iki Sehrin Hikayesi
http://www.freebooks.com/wp-content/...two-cities.jpg
“The day was very hot, and heaps of flies, who were extending their inquisitive and adventurous perquisitions into all the glutinous little glasses near madame, fell dead at the bottom. Their decease made no impression on the other flies out promenading, who looked at them in the coolest manner (as if they themselves were elephants, or something as far removed), until they met the same fate. Curious to consider how heedless flies are!—perhaps they thought as much at Court that sunny summer day.”
-
“Sen dunyayi biliyorsun (sana gore kainat da o zaten), bense hic bilmiyorum, senin dedigin olsun. Ama dunya benim istedigim gibi olsaydi, boylesi bir yolun uzerinde sufli gerceklerin dikenleri olmazdi. Ilkbaharin, sonbaharin, kisin olmadigi, sadece yazin oldugu bir yerde iki yani gullerle bezenmis, kameriyelerin altindan gecen bir yol olurdu. Senelerden ve degisimden etkilenmezdi. O bayagi para sozcugu, yakininda agza bile alinmazdi!” Charles Dickens, Kasvetli Ev
http://www.loyalbooks.com/image/deta...es-Dickens.jpg
"You know the world (which in your sense is the universe), and I know nothing of it, so you shall have your way. But if I had mine," glancing at the cousins, "there should be no brambles of sordid realities in such a path as that. It should be strewn with roses; it should lie through bowers, where there was no spring, autumn, nor winter, but perpetual summer. Age or change should never wither it. The base word money should never be breathed near it!"
-
“Trambolinden kucuk mavi eve yaptigim uzun yuruyusun ertesi gun babam geldi. Babaannemle dedem onu arayip beni almasini istemisti ama kimse bunu bana soylememisti. Ben hala annemle babamin beni verdiklerini sanýyordum ama babaannemle dedeme degil, onlar beni istemiyorlardi. Simdi nereye gidecektim? Beni kim sevecekti? Olabildigince kibar bir bicimde agladim, cunku babam aglamamdan hoslanmazdi ve ben hala umutluydum. Ama kimse benim kahramanca kibarlik gosterime aldiris etmedi ve babam gozyaslarimi fark etmis bile gorunmedi. Benden vazgectigi acikti.
Beni odadan cikardilar, alcak, ugursuz seslerle uzun uzun konustular, cantam toplandiktan, ben arabanin arka koltuguna oturtulduktan ve araba yola ciktiktan sonra bile, haia babamin beni eve mi goturdugunu bilmiyordum. Boylesi daha iyiydi, cunku babam beni eve goturmuyordu.
Cocukken, mutsuz olaylardan uyuyarak kacmayi seçerdim. O zaman da aynisini yaptim, uyandigim zaman yabanci bir odadaydim. Pek cok acidan, bu odadaki en tuhaf seyler, tuhaf olmayanlardi. Sifonyerim pencerenin dibindeydi. Yatak benim yatagimdi, uzerimdeki yorgan, babaannemin eskiden, henuz beni severken benim icin elleriyle diktidi, bastan ayaga aycicekleri islenmiþ yorgan, benimdi. Ama cekmecelerin hepsi bostu ve yorganin altinda, silte ciplakti.” Karen Joy Fowler, Hepimiz Tamamen Kendimizi Kaybettik
http://www.inbetweenreadings.nl/wp-c...-Ourselves.jpg
“The day after my cross-capital trek from trampoline to little blue house, my father appeared. My grandparents had called him to come fetch me, but no one told me that part. I still thought I was being given away, only not to my grandparents, who’d turned out not to want me. Where next? Who would love me now? I sobbed in as decorous a manner as possible, because my father didn’t like it when I cried and I still had hopes. But no one admired my heroic restraint and my father didn’t even seem to notice my tears. He had obviously washed his hands of me.
I was sent out of the room, where a good deal of hushed and ominous talking happened, and even when my bag was packed and I was in the backseat and the car was moving, I still didn’t know I was being taken home. Which was just as well, because I wasn’t.
As a child, I chose to escape unhappy situations by sleeping through them. I did so now, and when I woke I was in a strange room. In many ways, the strangest things about this room were the bits that weren’t strange. My chest of drawers was by the window. The bed I was in was my bed, the quilt over me was my quilt—hand-sewn by Grandma Fredericka back when she’d loved me, appliquéd with sunflowers that stretched from the foot to the pillow. But the drawers were all empty and, under that quilt, the mattress was bare to the buttons.”
-
“Gercek hayatta da solen sofralarindan olum yataklarina, yas karalarindan bayram kýyafetlerine gecis, sahnedekilerden hic de asagi kalmaz. Ne var ki gercek hayatta bizler, edilgin birer seyirci olacagimiz yerde, ugraslari olan birer oyuncuyuzdur ve bu da cok fark eder. Sahnede oynanan oyunlardaki siddetli duygu degisimleri yalnizca birer seyirci olarak gozlerimizin onune serildigi zaman bunlara hemen sacma damgasini vururuz. Beri yandan, sahnenin, zaman ve yerin ani degismeleri kitaplarda eskiden beri sadece hos gorulmekle kalmaz, bazilari tarafindan yazarligin en ince huneri sayilir. Boyle dusunen elestirmecilere gore, her bolumun sonunda kitabin kahramanlari ne denli cozolmez bir dugum icinde kalirsa yazar o denli usta demektir.” Charles Dickens, Oliver Twist
http://images.gr-assets.com/books/1388271347l/18255.jpg
“The transitions in real life from well-spread boards to death-beds, and from mourning weeds to holiday garments, are not a whit less startling; only, there, we are busy actors, instead of passive lookers-on, which makes a vast difference. The actors in the mimic life of the theatre, are blind to violent transitions and abrupt impulses of passion or feeling, which, presented before the eyes of mere spectators, are at once condemned as outrageous and preposterous. As sudden shiftings of the scene, and rapid changes of time and place, are not only sanctioned in books by long usage, but are by many considered as the great art of authorship: an author's skill in his craft being, by such critics, chiefly estimated with relation to the dilemmas in which he leaves his characters at the end of every chapter.”
-
"Hayati yasanmaya deger kilan karsilastigimiz hayatlardir. / Sono gli incontri con persone che rendono la vita degna di essere vissuta. / It is the lives we encounter that make life worth living." Guy de Maupassant
https://youtu.be/f1JKT-sqhi4?t=1
Bir Kir Eglencesi (Partie De Campagne - A Day in the Country, 1936) Yonetmen: Jean Renoir
(Film, Guy de Maupassant'nin kisa oykusunden uyarlanmistir.)
-
"Gecmis, bir anlamda,icinde yasanilan zamandan cok daha gercektir, en azindan cok daha dayanikli, cok daha sureklidir. Simdiki zaman akip gider, kaybolur, parmaklarimizin arasindan kum gibi kayar. Maddi agirligina ancak anilarda kavusur. / In a certain sense the past is far more real, or at any rate more stable, more resilient than the present. The present slips and vanishes like sand between the fingers, acquiring material weight, only in its recollection"
https://78.media.tumblr.com/28a94a87...1r5ro1_400.gif
Andrei Tarkovsky, Solaris (1972)
-
Sana bakmami istemezsen golgene bakacagim. Golgemin oldugu yerde olmak istiyorum, eger gozlerin orada olacaksa. / Guarderò la tua ombra, se non vuoi che guardi te, gli disse, e lui rispose Voglio essere ovunque sia la mia ombra, se là saranno i tuoi occhi. / I'll look at your shadow if you don't wish me to look at you, she told him, and he replied, I wish to be wherever my shadow is if that is where your eyes are.“ José Saramago
http://3.bp.blogspot.com/-DyzgJ0stms...f0a47a1b21.jpg
-
https://pbs.twimg.com/media/DVcZL4HX0AAnKkO.jpg
"Sevmeliyiz birbirimizi, ve anlatmaliyiz da birbirimize, yazmaliyiz bunu sonra, ve opmeliyiz dudaklarimizdan, gozlerimizden ve kalan yerlerden. / We must love, and tell, and then write each other about it, then we must kiss each other's mouth, and eyes, and elsewhere."
-
"Biliyorsun, gokyuzum, sen benim uzerime yagiyorsun ve ben seni toprak gibi karsiliyorum. / Sai, cielo mio,tu sei come la pioggia ed io come la terra. Ti ricevo e accolgo. / You know, my sky, you rain on me and I, like the earth, receive you." Frida Kahlo
http://cp12.nevsepic.com.ua/6-3/1355496588-18.png
Resim: Mark Arian
-
Netflix, Marvel Jessica Jones'un 2.sezon fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/hSvnepZS26s?t=1
-
Bravo, Uma Thurman'in geri dondugu Imposters'in 2.sezon fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/3leFxASUtSA?t=1
-
20th Century Fox, 18 Mayis'ta sinemalara gelecek olan Deadpool 2'nun Cable karakterini canlandiran Josh Brolin'li fragmanini yayinladi
https://youtu.be/JIonkVm8Z3s?t=3
-
James Corden ve Jamie Dornan, Grinin Elli Tonu filmini ti'ye aliyorlar:kahkah::kahkah:
https://youtu.be/ilTHiqAmuX8?t=5
-
"Kim oldugumuzla ilgili algilarimiz ise yalnizca baskalarinin gozlerinin icinde yasadigimiz kadariyla var. / Se abbiamo nozione di chi siamo è solo perché viviamo negli occhi degli altri. / If we have any sense of who we are, it is only because we live inside the eyes of others.” Paul Auster
https://www.americanphotomag.com/sit...?itok=xj8iQftl
-
"Ah, sar beni tutusmus agzinla, yokla istersen geceden gozlerinle, ama birak yuzeyim ve uyuyayim adinin ustunde. / Oh invadimi con la tua bocca bruciante, indagami, se vuoi, coi tuoi occhi notturni, ma lasciami nel tuo nome navigare e dormire. / "Invade me with your hot mouth; interrogate me with your night-eyes, if you want—only let me steer like a ship through your name; let me rest there." Pablo Neruda
https://data.whicdn.com/images/10437464/original.jpg
-
Ingiliz bilgin Robert Burton'in dogum yildonumu (8 Subat 1577)
"Jovius'un yaptigi gibi ovunebilirim-in ea luce domicilii Vacicani, totius orbis celeberrimi, per 37 annos multa opportunaque didici.-Ben de ayni onun gibi, kutuphanede otuz kusur yildir calismalarimi surdurup,bir alim hayati suruyorum.Bu demek oluyor ki, ya bu bilgili asil toplum tarafindan faydasiz degersiz bir asalak olarak gorulecegim ya da boylesine saltanatli ve heybetli bir kurum benim her yazdigima rezil diyecek. Her iki turlu de nefret edilecegim kesin. Kesin yaptigim bir sey ise, boyle ilahi bir meslegim olunca, bir kasirga gibi her seyi supuren aklim, kosar adim giden zekam hep gocebe, hep degiskendir: En buyuk arzum her seyi az bucuk bilmektir, aliquis in omnibus,nullus in singulis." Melankolinin Anatomisi
https://upload.wikimedia.org/wikiped...38_edition.jpg
"I can brag with Jovius, almost, in ea luce domicilii Vacicani, totius orbis celeberrimi, per 37 annos multa opportunaque didici; for thirty years I have continued (having the use of as good libraries as ever he had) a scholar, and would be therefore loath, either by living as a drone, to be an unprofitable or unworthy member of so learned and noble a society, or to write that which should be any way dishonourable to such a royal and ample foundation. Something I have done, though by my profession a divine, yet turbine raptus ingenii, as he said, out of a running wit, an unconstant, unsettled mind, I had a great desire to have some smattering in all, to be aliquis in omnibus, nullus in singulis."
-
Hollandali ressam Jan van Huysum olum yil donumu (8 Subat 1749)
Fiori, frutta, farfalle ed altri insetti (Flowers, fruits, butterflies and other insects,1730)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...hollyhocks.jpg
-
Ingiliz yazar, sair, sanat ve toplum elestirmeni John Ruskin'in dogum yildonumu (8 Subat 1819)
https://quotefancy.com/media/wallpap...is-she-not.jpg
Guven sen sevdicegine: magrur olsa da, degil midir latif?
Guven sen sevdicegine: suskun olsa da, degil midir halis?
Birak tumuyle su ruhunu ellerine, ayaklarinin dibine dogru hafif,
Kalsa yariyolda Gunes ve Nefes! -- O dayanir huzurun icin bilakis.
https://mypoeticside.com/wp-content/...d0a03b1663.png
Dun yamacima oturdu
Dudagi, gozu oylesine nazik gulumseyerek
Oylesine ruh dolu, hayat dolu, nur dolu
Su virane kalbimi tatli tatli cezbederek
Handiyse beni senlendiriyordu
efsunuyla efkarimi sasaltiyordu
(Hani su zehirli col ruzgarina benzer
zihnime agir ve hastalikli coken)
Yakinda kalacagi yegane o ani bana
Ve benim icin gulumsemeyecek o bir daha
-
Denizler Altinda Yirmi Bin Fersah (1870), Dunyanin Merkezine Yolculuk (1864) ve Seksen Gunde Devr-i Alem'in (1873) yazari Fransiz yazar ve gezgin Jules Gabriel Verne'nin dogum gunu (8 Subat 1828)
"Deniz her seydir! Yerkurenin onda yedisini kaplar. Havasi saf ve sagliklidir. Insanýn hicbir zaman yalniz kalmadigi bir coldur burasý, yalniz degildir cunku yasamin yani basinda kipirandigini hisseder. Deniz, olaganustu ve sasirtici bir yasamin ileticisinden, hareket ve asktan baska bir sey degildir; yasayan sonsuzluktur." Denizler Altýnda Yirmi Bin Fersah
https://acuriouskatie.files.wordpres...05/leagues.jpg
"Il mare è tutto: non per nulla copre i sette decimi del globo. Ha un'aria pura e sana, è il deserto immenso dove l'uomo non è mai solo, perché sente la vita fremergli accanto. Il mare è il veicolo di un'esistenza soprannaturale e prodigiosa, è movimento ed amore, è l'infinito vivente." Ventimila leghe sotto i mari
-
Amerikali yazar Kate Chopin'in dogum yildonumu (8 Subat 1851)
https://www.katechopin.org/wp-conten...teimage300.jpg
"Anac kadinlar; onlar cocuklarini putlastiran, kocalarina tapinan ve kendilerini birey olarak bir kenara koyup yardimci melekler gibi kanatlar cikarmayi kutsal bir ayricalik sayan kadinlardi."
http://d28hgpri8am2if.cloudfront.net...3487672_hr.jpg
"The mother women, they were women who idolized their children, worshiped their husbands, and esteemed it a holy privilege to efface themselves as individuals and grow wings as ministering angels."
-
Alman Ekspresyonist ressam Franz Moritz Wilhelm Marc'in dogum yil donumu(8 Subat 1880)
Cervo nella foresta I (Rehe im Wald I, Deer in the Forest I, 1913)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rt_Project.jpg
-
Italyan modernist sair, gazeteci, deneme yazari, elestirmen ve akademisyen Giuseppe Ungaretti'nin dogum yildonumu (8 Subat 1888)
http://images.slideplayer.it/26/8834...s/slide_28.jpg
Sair oraya variyor
sonra isiga donuyor sarkilariyla
ve onlari cevresine saciyor
Bu siirden
bana kalan
o hicligi
tukenmez gizin
http://www.museocorridoni.it/foto/ungaretti.jpg
Bu evlerden
yalniz
birkac
parca duvar kaldi
insanlardan
yanimdaki
pek azi
kaldi
yurekte oysa
eksik hac yok
yuregim benim
en azapli ulke
https://pbs.twimg.com/media/C2rmA5BXEAAkC50.jpg
Aksam oldugu yerde
Gel, seni altin tepelere
goturecegim.
Kaybolmus halesinde
Sabit zaman, yaslardan arinmis,
Bizlerin carsafi olacak.
https://scontent-sea1-1.cdninstagram...NDUyMg%3D%3D.2
Bir sozcuk
buldugumda
bu sessizligimde
bir ucurum gibi
yontulur hayatima’
-
Amerikali sair ve kisa oyku yazari Elizabeth Bishop'in dogum yil donumu (8 Subat 1911)
https://i.ytimg.com/vi/sk-YqzHcMUE/hqdefault.jpg
Sonra dene, daha cok ve cabuk kaybedilmeyi;
Mekanlari, adlari ve gitmek istedigin butun diyarlari.
Getirmeyecek kapina hicbiri felaketi.
-
2 Akademi, 6 Golden Globe, 3 BAFTA ve 1 Emmy Odulu sahibi Amerikali komedi Aktoru Jack Lemmon'in dogum yildonumu (8 Subat 1925)
https://68.media.tumblr.com/150c9790...rhhpo1_500.gif
https://media.giphy.com/media/ILOIMCOdfuyLS/giphy.gif
-
-
3 Akademi ve 4 Golden Globe Odul adayligi bulunan, 1 Golden Globe Odul sahibi Amerikali aktor Nick Nolte'un dogum gunu (8 Subat 1941)
https://media.giphy.com/media/GFhi0dYAnCjyU/source.gif
https://media.giphy.com/media/yLzfJnbSsCjzG/source.gif
-
Italyan soprano ve sinema oyuncusu Natalina "Lina" Cavalieri'nin olum yil donumu (8 Subat 1944)
https://pbs.twimg.com/media/C4FFU5QWAAAtfqt.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=2kFVP4Sf8NU
-
-
-
Amerikali gerilim yazari John Grisham'in dogum gunu (8 Subat 1955)
"Sanik, Pete Duffy adinda zengin bir adamdi ve cinayetle suclaniyordu. Polis ve savcilarin iddiasina gore sanik, o gun tek basina oynadigi golf sahasinin altinci deliginin yakinlarindaki guzel evinde sevimli karisini bogarak oldurmustu. Eger suclu bulunursa, omur boyu hapis cezasi alacakti. Beraat ederse mahkemeden elini kolunu sallayarak cikip gidecekti. Juri henuz hakkinda bir karara varmis degildi.
Dava ikinci kez ele aliniyordu. Ilk dava dort ay once Yargic Henry Gantrv’nin devam etmenin adaletsiz olacagina karar vermesiyle sona ermisti. Yargic bir hata tespit etmiþ ve herkesi evine yollamis, Pete Duffy kefaletle serbest birakilmisti. Cogu cinayet davasinda sanik, mahkemeyi beklerken kefalet parasi bulamaz ve bu yuzden tahliye olamaz. Oysa Ray Duffy’nin bol parasi ve guclu avukatlari vardi; polis karisinin cesedini bulmus, savcilik onu cinayetle suclamis olsa da kuslar kadar ozgur kalabilmisti. Sehirde sagda solda gorunuyor, en sevdiði lokantalarda yemek yiyor, Stratten Koleji’ndeki basketbol maclarina gidiyor, kiliseye —eskisinden daha SIK— ugruyor ve elbette bol bol golf oynuyordu. Ilk durusmayi beklerken, hapse girme olasiligiyla ve davanin nasil sonuclanacagiyla ilgilenmez gorunuyordu. Savcilik tarafindan yeni bir tanik getirilmesinin soz konusu oldugu su gunlerde ise Pete Duffy’nin cok endiseli oldugu soyleniyordu." Sanik
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"The accused was a wealthy man by the name of Pete Duffy, and his alleged crime was murder. According to the police and the prosecutors, Mr. Duffy strangled his lovely wife in their attractive home on the sixth fairway of a golf course where he, the accused, was playing golf that day, alone. If convicted, he would spend the rest of his life in prison. If acquitted, he would walk out of the courtroom a free man. As things turned out, the jury did not find him guilty, or not guilty.
"This was his second trial. Four months earlier, the first trial had ended suddenly when Judge Henry Gantry decided it would be unfair to continue. He declared a mistrial and sent everyone home, including Pete Duffy, who remained free on bond. In most murder cases, the accused cannot afford to post a bond and stay out of jail while waiting on a trial. But because Mr. Duffy had money and good lawyers, he had been free as a bird since the police found his wife’s body and the State accused him of killing her. He had been seen around town—dining in his favorite restaurants, watching basketball games at Stratten College, attending church (with greater frequency), and, of course, playing lots of golf. As he waited on his first trial, he seemed unconcerned with the prospect of a trial and the possibility of prison. Now, though, facing his second trial, and with a new eyewitness ready to be used by the prosecution, Pete Duffy was rumored to be very worried."
-
-
NASDAQ, dunyanin ilk elektronik borsasi ilk islem seansini 8 Subat 1971'de gerceklestirdi.
https://pbs.twimg.com/media/C4H3tQPXAAAEZ5f.jpg
-
-
Ingiliz heavy metal grubu Iron Maiden, Steve Harris ve Paul Di'Anno'nun yazdigi ilk single'i Running Free'yi 8 Subat 1980'de EMI Records etiketiyle yayinladi.
https://i.ytimg.com/vi/4Fjvxx54l-E/maxresdefault.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=80Hyz4pOXtE
