Paramount Network, Kevin Costner'in oynadigi modern kowboy dizisi Yellowstone'un fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/zObpGYuWSbU?t=1
Printable View
Paramount Network, Kevin Costner'in oynadigi modern kowboy dizisi Yellowstone'un fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/zObpGYuWSbU?t=1
Cabiria'nin Geceleri'nin (Le Notti di Cabiria - Nights of Cabiria) final cekimi, tum zamanlarin en iyilerinden biri olarak kabul edilir. (Yonetmen: Federico Fellini)
https://78.media.tumblr.com/c6073d1d...heh0o1_500.gif
Giulietta Masina
Italyan erken ronesans ressamlarindan Sandro Botticelli'nin ( Alessandro di Mariano di Vanni Filipepi) dogum yildonumu (1 Mart 1445)
Nascita di Venere (The Birth of Venus, 1482 - 1485)
https://cc-media-foxit.fichub.com/im...-di-venere.gif
https://pbs.twimg.com/media/DXNKAaLXUAABtE9.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=TIt5R1anXcA
Ingiliz sair ve hatip George Herbert'in olum yildonumu (1 Mart 1633)
http://www.coolnsmart.com/blog/wp-co...bert-quote.jpg
"Yirmi yasinda yakisikli, otuz yasinda guclu, kirk yasinda zengin, elli yasinda akilli olmayan insan hicbir zaman yakisikli, guclu, zengin ve akilli olamaz."
Italyan besteci, org ve klavye sanatcisi Girolamo Frescobaldi'nin olum yildonumu (1 Mart 1643)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%281619%29.jpg
Romantik donemin Polonyali bestecisi ve piyanisti Frédéric Chopin'in olum yildonumu (1 Mart 1810)
https://image.slidesharecdn.com/simp...?cb=1454955930
"Sadelik sonuncusudur. Biri cok sayida nota ve daha fazla not caldiktan sonra sanatin taclandiran odulu olarak ortaya cikan sadeliktir."
Avusturyali ressam, sair ve oyun yazari Oskar Kokoschka'nin dogum yildonumu (1 Mart 1886)
La sposa del vento (The Tempest or Bride of the Wind, 1914)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...29%2C_1913.jpg
Japon yazar Ryunosuke Akutagava'nin dogum yildonumu (1 Mart 1892)
"Ben adam oldururken yalniz belimdeki kilici kullanirim. Ya siz? Siz gucunuzu kullanirsiniz nufuzunu kullanirsiniz , paranizi kullanirsiniz , iyilik yapacakmis gibi tatli tatli konusan riyakar dilinizi kullanirsiniz . Kurbanlarinizin kani akmaz, turp gibi yasamaya devam ederler. Ama buna ragmen onlari katletmissinizdir. Islenen sucun vahametini bir dusunun! Hangimiz daha buyuk gunahkariz? Siz mi, yoksa ben mi?" Rasomon ve Diger Oykuler
https://www.penguin.co.uk/content/da...9846/cover.jpg
“When I kill a man, I do it with my sword, but people like you don't use swords. You gentlemen kill with your power, with your money, and sometimes just with your words: you tell people you're doing them a favor. True, no blood flows, the man is still alive, but you've killed him all the same. I don't know whose sin is greater - yours or mine.”
1 Akademi (Ayri Masalar / Separate Tables, 1958), 2 Golden Globe Odulu sahibi Ingiliz aktor David Niven'in dogum yildonumu (1 Mart 1910)
https://pbs.twimg.com/media/DXNJyJqW0AALJx3.jpg
1953 yilinda Ulusal Kitap Odulu'nu kazanan Amerikali yazar Ralph Ellison'in dogum yildonumu (1 Mart 1914)
"Gorulmeyen bir adamim ben. Maddesi, eti-kemigi, lifleri, sivilari olan bir insanim; hatta bir aklim oldugu da soylenebilir. Gorulmezim, anliyor musunuz, sirf insanlar beni gormek istemedikleri icin gorulmezim. Tipki sirklerde gordugunuz bedensiz baslar gibi, sert, carpitici camdan yapilmis aynalar cevirmis sanki etrafimi. Bana yaklastiklarinda yalnizca cevremdekileri, yani kendilerini, ya da hayallerinde uydurduklari seyi gorurler; her seyi, en kucuk seyi gorurler de beni gormezler." Gorulmeyen Adam
https://16411-presscdn-0-65-pagely.n...n_Featured.png
“I am an invisible man. I am a man of substance, of flesh and bone, fiber and liquids -- and I might even be said to possess a mind. I am invisible, understand, simply because people refuse to see me. Like the bodiless heads you see sometimes in circus sideshows, it is as though I have been surrounded by mirrors of hard, distorting glass. When they approach me they see only my surroundings, themselves, or figments of their imagination -- indeed, everything and anything except me.”
Amerikali sair Robert Lowell'in dogum yildonumu (1 Mart 1917)
http://images.slideplayer.com/29/945...es/slide_4.jpg
Eski Guney Boston Akvaryumu bir kar colunde
yukseliyor simdi. kirik pencerelerine tahta cakilmis.
Tunctan pullarinin yarisi dokulmus balik bicimli
ruzgargulunun.
Saydam su depolari kupkuru.
Bir zamanlar salyangoz gibi burnumu surterdim o camlara;
elim karincalanirdi
urkek, uysal baliklarin
burunlarindan cikan kabarciklari patlatmak icin.
Elim geri cekiliyor simdi. SIK SIK icimi cekiyorum
baliklarla surungenlerin derin karanlik bitkisel
dunyalarini dusunup. Gecen Mart bir sabah,
Boston Parkinin dikenli tel gerili, galvaniz
parmakligina yaslandim. Kafeslerinin gerisinde,
sari aygir gibi istimli kazar-atarlar homurdaniyorlardi
kaldirip atarken tonlarca otla kuspeyi
yeralti garajlarini oymak icin.
Amerikali sair ve edebiyat cevirmeni Richard Wilbur'in dogum yildonumu (1 Mart 1921)
https://userscontent2.emaze.com/imag...7f5b61af2b.jpg
Evin en ucundaki odasinda
Isik kirilip, camlara ihlamur dallari carparken
Kizim bir hikaye yaziyor.
Merdivende durup dinliyorum
Kapali kapisinin ardinda bir daktilo karmasasi
Kupesteden salinan zincirin sesi gibi.
Evet genc, ama kizimin hayati
Dev yuklerle dolu, bazisi cok agir:
Ona kolay gelsin diyorum icimden
Ama birden duruyor
Icimden gecen kolayliga itiraz eder gibi
Sessizlik buyuyor, sanki
Butun ev durgun, dusunuyor.
Sonra aniden bir suru tus darbesiyle
Yeniden basliyor, derken yine sessizlik.
Saskin sigircik kusunu hatirliyorum
Iki yil once tam bu odaya girivermisti
Nasil gizlice suzulduk ve bir pencereyi actik
Ve sonra geri ciktik korkmasin diye;
Sonra caresiz bir saat boyunca kapi araligindan
Seyrettik o ince, vahsi, kara
Ve yanardoner yaratigi
Isiga ucup, cama vurup, bos eldiven gibi duserken
Sert zemine ya da masaya,
Sonra tortop, kanlar icinde bekleyip
Yine denerken; sonra nasil sevindik
Aniden kendinden cok emin
Havalanýiverdi bir sandalyenin arkasindan
Dumduz ucup dogru pencereyi buldu
Dunyanin pervazinda kayboldu
Unutmustum, canim, aslinda bu is hep
Olum kalim meselesi. Sana yine ayni þeyi
Diliyorum ama daha buyuk bir gucle…
Canti Orfici (Orfik Sarkilar) siir kitabini yazan Italyan sair Dino Carlo Giuseppe Campana'nin olum yil donumu (1 Mart 1932)
Ey gun gormus kibirli dusmus Sicilyali kadin
limandaki sokagin ruzgar yemis penceresinde
vapur duduklerinin vagon seslerinin dovdugu kentin bagrinda
limanlarin o bildik akdenizli kadini;
pembe kulrengi kentin icinden
aksamin sesleri sekerek yankilaniyor
ve dingin karanligin, gece seslerine karisip kayboluyordu.
https://lombradelleparole.files.word...pg?w=289&h=396
O Siciliana proterva opulenta matrona
A le finestre ventose del vico marinaro
Nel seno della città percossa di suoni di navi e di carri
Classica mediterranea femmina dei porti:
Pei grigi rosei della città di ardesia
Sonavano i clamori vespertini
E poi più quieti i rumori dentro la notte serena
Italyan roman, oyun ve oyku yazari, sair ve gazeteci Gabriele D'Annunzio'nun olum yildonumu (1 Mart 1938)
Siirlerim cocugudur
ormanlarin,
kimileri dalgalarin,
kimileri kumsallarin,
kimileri gunesin,
kimileri bati ruzgarinin.
Sozcuklerim,
derin,
topraktaki kokler gibi,
bazýlarý sakin,
yýldýzlý gokyuzu gibi,
hayat dolu, genclerin
damarlari gibi
http://www.librimondadori.it/var/ezf...2_news_img.jpg
I miei carmi son parole
delle foreste,
altri dell'onde,
altri delle arene,
altri del Sole,
altri del vento Argeste.
Le mie parole
sono profonde
come la redici
terrene,
altre serene
come i firmamenti,
fervide come le vene
12. Akademi Odullerinde (29 Subat 1940), 13 dalda aday gosterilen Ruzgar Gibi Gecti (Gone with the Wind), 8 dalda odul kazanarak geceye agirligini koydu.
(En Iyi Film, En Iyi Kadin Oyuncu, En Iyi Yardimci Kadin Oyuncu, En Iyi Yonetmen, En Iyi Senaryo, En Iyi Goruntu Yonetmeni, En Iyi Ic Dekorasyon ve En Iyi Duzenleme)
https://68.media.tumblr.com/2dc3c005...xo2_r1_500.gif
Amerikali sair Robert Hass'in dogum gunu (1 Mart 1941)
https://poetry.arizona.edu/files/rob...measure020.jpg
Yinelemeler.
Bakirli isik duraksar
Yine kucuk-yaprakli
Japon eriginde. Yaz
ve gun batimi, huzuru
masada yazmanin
ve alisilmis rahatligi
yazmanin, bu seyler
sekiller bir duzeni yalniz benim
ait oldugum oyalanisinda
dikkatin. Onceki gece
mavi dagi cerceveler
ve neredeyse ilisir gozume
benim neye dogdugum,
gun isigina degil
ya da erik agacina
oldugu kadar carpintidaki
bu satirlari duzenleyen.
Oscar Wilde'in ayni isimli romanindan uyarlanan, Albert Lewin'in yonettigi, George Sanders, Hurd Hatfield, Donna Reed!in rol aldigi Dorian Gray'in Tablosu (The Picture of Dorian Gray) 1 Mart 1945'te New York'ta gosterime girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....xNDc@._V1_.jpg
https://78.media.tumblr.com/97e348d8...bwf5o1_400.gif
https://media.giphy.com/media/11stVVco0SUuRi/giphy.gif
Meksikali yazar ve doktor Mariano Azuela'nin olum yildonumu (1 Mart 1952)
"General Natera’nin Zacatecas kasabasina dogru yuruyuse gectigi gun Demetrio onunla Fresnillo’da bulusmak uzere yuz adami ile hareket etmisti.
Onder onu cok sicak bir kucaklama ile karsiladi: 'Senin kim oldugunu ve beraberinde getirdigin adamlarin niteliðini biliyorum. Tepic’den Durango’ya kadar federallere nasil dayak attigini isittim.' Natera Demetrio’nun ellerini hararetle sikarken Luis Cervantes de, cosku ile: 'General Natera ve Albay Demetrio Macias gibi insanlarla ulkemizi bir bastan otekine utku ile donatacagiz,' dedi. Natera'nin kendisine surekli 'Albayim' diye hitap etmesinden Demetrio bu sozlerin amacini anlamisti.
Meksika devriminin ikinci býyuk koylu figuru Emiliano Zapata ile agabeyi ayyas, kadin duskunu Euphemio Zapata. Sarap ve bira ikrami yapildi. Demetrio ve Natera durmamacasina kadeh tokusturuyorlardi. Luis Cervantes soyle bir oneride bulundu: 'Zafer bizim ana hedefimizdir. Adaletin yuce zaferi. Izdirabi bir turlu dinmeyen soylu Meksika halkini ozgurlugune kavusturma ideali gerceklestirilmek uzeredir; cunku topragi, kanlari ve gozyaslari ile sulayan adamlarimiz bu mesakkatlerinin urununu alacaklar.”
Natera acimasiz bakislarini hatibe dikti, sonra Demetrio ile konusmak icin sirtini ona cevirdi. O arada Natera'nin subaylarindan, yuzunden guvenilir bir genc oldugu izlenimi veren biri masanin uzerinden egilerek israrla Cervantes’e bakmaya basladi." Ezilenler
https://img1.od-cdn.com/ImageType-40...4%7DImg400.jpg
"On the day General Natera began his advance against the town of Zacatecas, Demetrio with a hundred men went to meet him at Fresnillo.
The leader received him cordially. 'I know who you are and the sort of men you bring.I heard about the beatings you gave the Federals from Tepic to Durango.'
Natera shook hands with Demetrio effusively while Luis Cervantes said: 'With men like General Natera and Colonel Demetrio Macias, we'll cover our country with glory.' Demetrio understood the purpose of those words, after Natera had repeatedly addressed him as 'Colonel.' Wine and beer were served; Demetrio and Natera drank many a toast. Luis Cervantes proposed: "The triumph of our cause, which is the sublime triumph of Justice, because our ideal--to free the noble, long-suffering people of Mexico--is about to be realized and because those men who have watered the earth with their blood and tears will reap the harvest which is rightfully theirs.
Natera fixed his cruel gaze on the orator, then turned his back on him to talk to Demetrio. Presently, one of Natera's officers, a young man with a frank open face, drewup to the table and stared insistently at Cervantes"
http://catalog.lambertvillelibrary.o...rces/cover.jpg
2 Akademi (Akil Oyunlari / A Beautiful Mind. 2001. En Iyi Film ve En Iyi Yonetmen) Odulu sahibi Amerikali yonetmen Ron Howard'in dogum gunu (1 Mart 1954)
https://pbs.twimg.com/media/DXNKPPEX4AA7QL-.jpg
Italyan saksofoncu ve soz yazari Enzo Avitabile'nin dogum yildonumu (1 Mart 1955)
https://pbs.twimg.com/media/C5xEN1LWMAQPL_l.jpg
Italyan Futurizm savunucusu, ressam, sanat egitmeni ve sair Giacomo Balla'nin olum yildonumu (1 Mart 1958)
Dinamismo di un Cane al Guinzaglio (Tasmali Kopegin Dinamizmi - Dynamism of a Dog on a Leash, 1912)
https://pbs.twimg.com/media/C5w_gAaWgAAUkZX.jpg
Italyan ressam ve gravur sanatcisi Felice Casorati'nin olum yildonumu (1 Mart 1963)
Silvana Cenni, 1922
http://www.artribune.com/wp-content/...2013/03/21.jpg
Ispanyol aktor Javier Bardem'in dogum gunu (1 Mart 1969)
https://pbs.twimg.com/media/DXMpoB9XkAAgfKM.jpg
https://thumbs.gfycat.com/HandmadeSo...le-max-1mb.gif
Pink Floyd, 45 milyon kopya satan 8.studyo albumu The Dark Side of the Moon albumunu 1 Mart 1973'de Capitol Records etiketiyle piyasaya surdu.
http://i1.kym-cdn.com/photos/images/...55/876/a1c.gif
Ingiliz progressive rock grubu Camel, 2.studyo albumu Mirage'i 1 Mart 1974'de Deram Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DXL-AUgXUAE8j5C.jpg
Amerikali rock grubu Aerosmith, 2.studyo albumu Get Your Wings'i 1 Mart 1974'de Columbia Records etiketiyle piyasaya surdu.
http://static.webshopapp.com/shops/0...your-wings.jpg
Hollywood'un sessiz sinema doneminde un kazanan ilk cocuk yildiz olan ve Charlie Chaplin'in The Kid (1921) filmindeki mahzun bakisli kimsesiz cocuk roluyle taninan, Addams Ailesi (The Addams Family) dizisinin Uncle Fester'i Jackie Coogan'in olum yildonumu (1 Mart 1984)
https://1.bp.blogspot.com/-asd3bx7ZI.../The%2BKid.gif
https://media.giphy.com/media/AFnoG9A3hk8Cs/giphy.gif
http://24.media.tumblr.com/tumblr_lh...5n55o1_500.gif
Ingiliz heavy metal grubu Judas Priest, 15.stduyo albumu Angel of Retribution'i 1 Mart 2005'te Epic Records etiketiyle piyasaya surdu.
http://www.animatedcovers.com/wp-con...IF-500x500.gif
Italyan sarki sozu yazari, elestirel ve siirsel metinler iceren rock tarzi muzikler yapan, klarnet ustasi ve aktor Lucio Dalla'nin olum yildonumu (1 Mart 2012)
(1986'da yazdigi Caruso sarkisini Enrico Caruso'ya ithaf etti.)
https://pbs.twimg.com/media/DXNTi4yXcAA5R7g.jpg
Fransiz yonetmen ve Fransiz Yeni Dalga hareketinin uyelerinden Alain Resnais'nin olum yildonumu (1 Mart 2014)
https://pbs.twimg.com/media/DXIr-LoWAAE__3W.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon...._SX675_AL_.jpg
Ve, kadina soyle diyordu
gulerek (golgedeki yuzunde
belli belirsiz bir gulumsemeyle),
soyle diyordu:
-Neden bunca yil sonra
zinciri kirmak?
Neye yarar eski acilarin yerine
yeni sikintilar koymak?
Dostum, hicbir sey
bizim icin yeni olamayacak belki de.
Eski sefkatin kendine has
buyusu surecek yine de.
Suregelen ve yasama
karsi koyan aska,
gelmez hicbir sey daha tatli ve huzun dolu
uzak seylerden baska.
Donussun askimiz
sakin bir ogleden sonraya,
ucussun saclarin
ruzgarsiz havada,
gullerin icinde,
guneste, dalga dalga.
Menekse elim
konuyor sakagina;
ve, ciceklerimin arasinda
egilince alnin,
kalbim hissediyor tumunu
senin gizli acilarinin.
Konusmuyorum seninle.
Taniyorum golgesini sikintinin,
bazi bikkinliklarin
ve iskence eden agirligini etin,
nemli sisi de: Ruhu
uzun gunlerce sikintiya bogan,
dusunceler olmaksizin:
Ah, iste, yine ayni acilar!
Konusuyorsan eger, ara sira,
biliyorum ki kalbin uzakta,
sana ‘Dinle’
diye yineliyorum bosuna.
-Peki neden, bunca yil sonra
zinciri kirmak?
neye yarar eski acilarin yerine
yeni sikintilar koymak?
Sevmek, sevmek yine,
bir zamanlar sevdigimiz gibi,
soylemek yine, o sozcukleri,
duymak onlari, beklemek
ayni sikintiyla zamanin gelmesini,
donusturmek soysuz davranislari
o goksel iccekislerle,
yildizlardan
gullere, o ruyalari dokumak,
ve sonunda varmak o bikkinliga,
ulasmak her hissin
bilindik sinirina.
Ister misin yani
kadere meydan okumak?
Hicbir sey, olum disinda
bizim icin yeni olmayacak.
O halde sadik kalalim
eski askimiza!
Namusunun tum peceleri
olmus zaten paramparca;
ve hicbir kucaklama,
artik hicbiri yabanci degil sana.
Ulasti sarhoslugumuz
gunese ve aya.
Peki, yine de,
ne derin bir buyu var bu
issiz ormaninda
anilarin,
usulca ulastigi ruyamizin:
ruzgarsiz havada
yukselen hafif dumanindan
buhurdanin daha da yavas.
O halde sadik kalalim
cunku ne cok gulduk,
ne cok agladik
bu degismez gokler altinda!
Suregelen ve yasama
karsi koyan aska,
gelmez hicbir sey daha tatli ve huzun dolu
uzak seylerden baska.
Ve ben seviyorum o uzak seyleri
bugulu gozlerindeki.
Uzak manzaralardaki
bugulu golleri sevdigim gibi.
Ya sen, birakacak misin
sonunda, terk edilmislige
artik varolmayan seyleri,
artik hic olmayan seyleri!
http://cultura.biografieonline.it/wp...D-Annunzio.jpg
Ed egli le diceva
sorridendo (sul viso
in ombra era un sorriso
ambiguo), le diceva:
-A che, dopo tanti anni,
rompere la catena?
Giova l’antica pena
mutar con nuovi affanni?
Nulla forse per noi
sarebbe nuovo, o amica.
La tenerezza antica
ha pur gli incanti suoi.
Per l’amor che rimane
e a la vita resiste,
nulla è più dolce e triste
de le cose lontane.
Il nostro amor sia come
un pomeriggio lento.
Ne l’aria senza vento
fluiscon le tue chiome,
che già folte di rose
ondeggiarono al sole.
La mia mano viole
su la tua tempia pose;
e, quando tra i miei fiori
la tua fronte si china,
il cuor tutti indovina
gli occulti tuoi dolori.
Non ti parlo. Conosco
l’ombra del tedio e certe
stanchezze, e il peso inerte
de la carne, ed il fosco
nembo che tiene oppressa
l’anima per interi
giorni, senza pensieri,
senza sogni: ah, la stessa
mia pena! E se, talvolta
parlo, so che lontano
è il tuo cuore e che in vano
io ti ripeto: “Ascolta”.
Ma a che, dopo tanti anni,
rompere la catena?
Giova l’antica pena
mutar con nuovi affanni?
Amare, amare ancora
come amammo, ancor dire
quelle parole, udire
quelle parole, e l’ora
attendere con quelle
ansie, e alternar quei gesti
bassi con quei celesti
sospiri, e da le stelle
a le rose quei sogni
tessere, e avere al fine
quei disgusti, e il confine
già conosciuto d’ogni
senso giungere… Vuoi
tu ritentar la sorte?
Nulla, fuor che la morte,
sarà nuovo per noi.
Siamo dunque fedeli
al nostro antico amore!
Tutti del tuo pudore
son lacerati i veli;
e nessuna carezza
t’è più ignota, nessuna.
Al sole ed a la luna
salì la nostra ebrezza.
Ma pur, talvolta, quale
profondo incanto è in questa
desolata foresta
di ricordi, ove sale
il nostro sogno lento:
più lento che leggiere
fumo da l’incensiere
in aria senza vento.
Siamo dunque fedeli
poi che tanto ridemmo,
poi che tanto piangemmo
sotto immutati cieli!
Per l’amor che rimane
e a la vita resiste,
nulla è più dolce e triste
de le cose lontane.
Ed io le amo lontane
ne’ tuoi occhi velati
come in laghi velati
apparenze lontane.
E tu, lascerai tu
dunque ne l’abbandono
le cose che non sono
più, che non sono più!
"Eger birinden hicbir sey beklemezsen hayal kirikligina ugramazsin. / Se non ti aspetti niente dalle persone mai ti deluderanno. / If you expect nothing from anybody, you’re never disappointed." Sylvia Plath
https://78.media.tumblr.com/019af140...7kyho1_500.gif
Monica Vitti, Macera / Seruven (L'Avventura, 1960) Yonetmen: Michelangelo Antonioni.
https://youtu.be/G2UVsyVLLcE?t=37
Tom Cruise, Riskli Is (The Risky Business, 1983) filminde. Yonetmen: Paul Brickman
Dr. Garipask'in sirasdisi posteri
https://pbs.twimg.com/media/DXN70b5W0AA_ph-.jpg
(Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb, 1964) Yonetmen: Stanley Kubrick
Justin, bugun dogum gunu cocugu:)
https://youtu.be/L4R1CM-10tQ?t=1
Sanatci bir ailede dogan (Dedesi ressam Ercole Procaccini il Vecchio, Babasi ressam Carlo Antonio Procaccini, amcalari ressam Camillo ve Giulio Cesare Procaccini) Milanolu ressam Ercole Procaccini il Giovane'nin olum yildonumu (2 Mart 1680)
Allegoria della Fede (Allegory of Faith)
https://www.dorotheum.com/38A00421_1...il-Giovane.jpg
Otranto Satosu'nun yazari Ingiliz Horace Walpole'un olum yildonumu (2 Mart 1797)
"Dunya, dusunenler icin komedi, hissedenler icin trajedidir. / Il mondo è una commedia per coloro che pensano, una tragedia per coloro che sentono." Il Castello di Otranto
http://alessandria.bookrepublic.it/a...57410463/cover
Gabriele D'Annunzio’nun lorio’nun Kizi (La figlia di Iorio - The Daughter of Iorio) ik kez 2 Mart 1903’de Milano, Teatro Lirico’da sahnelendi.
http://www.libriantichierari.com/pub...y/image874.jpg
http://i2.wp.com/www.primapescara.it...a-di-iorio.jpg
Amerikali yazar, sair ve karikaturcu Dr.Seuss'un (Theodor Seuss Geise) dogum yildonumu (2 Mart 1904)
https://wallart.co.nz/wp-content/upl...-your-head.png
"Kafanin icinde beyinin var, ayakkabinin icinde de ayaklarin! Kendini, hangi yonu secersen oraya goturebilirsin."
http://www.quotesvalley.com/images/7...r-dreams41.jpg
“Asik oldugunuzu, nihayet gercek, ruyalarinizdan daha iyi oldugundan uyuyamadiginizda anlarsiniz.”
Roman, siir, tiyatro oyunlari, denemeler, gezi kitaplari, edebiyat elestirileri yazari Ingiliz David Herbert Richards Lawrence'in olum yildonumu (2 Mart 1930)
Paul ''Biliyor musun,'' dedi, kendini zorlayarak. ''Ýki kisiden biri asiksa, oburu de a******.''
Miriam ''Yaa! Kucuklugumde annemin bana söyledigi gibi yani: 'Ask, aski uretir' ''
Paul''Evet, oyle. Yani herhalde oyle olmali.''
Miriam, ''Umarim oyledir cunku oyle degilse ask korkunc bir sey demektir,'' dedi.
Paul, ''Gercekten korkunctur, zaten! Hic degilse cogu kimseler icin,'' diye karsilik verdi.
(Ogullar ve Sevgililer, 1913)
http://alessandria.bookrepublic.it/a...52056246/cover
"Sai," disse, con uno sforzo, "se una persona ama, l'altro lo fa."
"Ah!" Rispose lei.Come madre mi disse quando ero piccolo, 'L'amore genera amore.”
"Sì, qualcosa del genere, credo che debba essere."
"Spero di sì, perché, se così non fosse, l'amore potrebbe essere una cosa terribile", ha detto.
"Sì, ma è - almeno con la maggior parte delle persone", ha risposto.
http://lacapannadelsilenzio.it/wp-co...awrence-10.jpg
"Ask hayatin cicegidir, beklenmedik bir anda, hicbir kanuna uymadan acar ve nerede bulunursa koparilip o kisa omru boyunca tadi cikarilmalidir. / L'amore è il fiore della vita, e fiorisce inaspettatamente e senza regole, e deve essere colto dove viene trovato, e goduto per la breve ora della sua durata."Lady Chatterley'in Sevgilisi / L'amante di Lady Chatterley