Italyan opera bestecisi (Domenico) Gaetano (Maria) Donizetti’nin dogum yildonumu (29 Kasim 1797)
https://www.thefamouspeople.com/prof...onizetti-2.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=qVqLBCs1_BM
Printable View
Italyan opera bestecisi (Domenico) Gaetano (Maria) Donizetti’nin dogum yildonumu (29 Kasim 1797)
https://www.thefamouspeople.com/prof...onizetti-2.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=qVqLBCs1_BM
Amerikali ogretmen, yazar, filozof ve reformcu Amos Bronson Alcott’in dogum yildonumu (29 Kasim 1799)
http://www.azquotes.com/picture-quot...tt-0-42-12.jpg
“Umitle acilip kazancla kapanan bir kitap, iyi bir kitaptir.”
http://izquotes.com/quotes-pictures/...ott-323153.jpg
“Gozlem, kitaplardan daha cok; deneyim ise insanlardan daha fazla temel bir egiticidir.”
http://images.comfortingquotes.com/2...ue-teacher.jpg
“Gercek ogretmen kendi kisisel etkisine karsi ogrencilerini koruyandir.”
Amerika’daki ilk Italyan operasi olan, librettosunu Cesare Sterbini’nin yazdigi, Gioachino Rossini’nin besteledigi Sevil Berberi (Il Barbiere di Siviglia - The Barber of Seville), 29 Kasim 1825’de New York, Park Theater’da sahnelendi.
http://www.cantarelopera.com/opere/f...ed5cf0b2cc.jpg
https://upload.wikimedia.org/wikiped...m_Broadway.jpg
Kucuk kadinlar'in Amerikali yazari Louisa May Alcott'in dogum yildonumu (29 Kasim 1832)
Jo, halinin uzerine uzanmis, "Hediyesiz Noel olur mu hic?"diye soyleniyordu.
Meg, eskimis giysilerine bakarak icini cekti ve "Fakir olmak ne kotu!"ť dedi.
Kucuk Amy burnunu cekerek "Bazi kizlarin bir suru seyi varken bazilarinin hicbir seyinin olmamasi bana hic de adil gelmiyor,"ť diye onlara katildi.
http://d28hgpri8am2if.cloudfront.net...2457744_hr.jpg
"Christmas won't be Christmas without any presents," grumbled Jo, lying on the rug.
"It's so dreadful to be poor!" sighed Meg, looking down at her old dress.
"I don't think it's fair for some girls to have plenty of pretty things, and other girls nothing at all," added little Amy, with an injured sniff."
http://izquotes.com/quotes-pictures/...lcott-2620.jpg
"Para tum kotuluklerin kokenidir ama bu oyle yararli bir kokturk ki patatessiz yasayamayacaginiz gibi onsuz da yasayamazsiniz."
Irlandali asilli Ingiliz yazar (Clive Staples) C.S. Lewis’in dogum yildonumu (29 Kasim 1898)
“…bir gomme banyosu, ocaginda tatli kokular yayarak yanan odunlar vardi ve kemerli catisindan gumus zincirle asilmis bir lamba sarkiyordu. Pencere batiya, tuhaf Narnia ulkesine bakiyordu ve Jill uzaktaki daglarin ardýnda gunbatiminin son kizilliklarini gorebiliyordu. Bu onun yeni maceralar arzulamasina neden oluyor ve bunun sadece bir baslangic oldugunu hissettiriyordu.”
https://images.gr-assets.com/books/1...237l/65641.jpg
“…where there was a little bath sunk in the floor and a fire of sweet-smelling woods burning on the flat hearth and a lamp hanging by a silver chain from the vaulted roof. The window looked west into the strange land of Narnia, and Jill saw the red remains of the sunset still glowing behind distant mountains. It made her long for more adventures and feel sure that this was only the beginning.”
Italyan ressam, yazar, doktor, aktivist Carlo Levi'nin dogum yildonumu (29 Kasim 1902)
“Hicbir aliskanlik, hicbir kural, hicbir kanun zorunlu bir ihtiyaca, coskun bir istege dayanamaz: Bu adet de nihayet gorunus kurtaran bir kalip olmakla kaliyor; ama bu kaliba ister istemez giriyor herkes. Bununla beraber ova alabildigine genis; kadinla erkegin bulusma firsatlari cok, ihtiyar araci kadinlar, yuzu gozu acilmis genc kizlar da yok degil. Ortulere burunup kendilerini saklayan kadinlar vahsi hayvanlar gibidir; Yalniz cinsel sevgiyi dusunurler, hem de hic isi buyutmeden, nazlanmadan: Bu isi oyle serbestce, oyle rahatca konusurlar ki sasar insan. Sokakta kara gozleriyle size alttan alttan, erkekliginizi olcer gibi bakarlar, arkanizdan fisildastýklarini, sakli degerlerinizden soz ettiklerini duyarsiniz. Arkaniza dondunuz mu elleriyle yuzlerini kapar ve parmaklari arasindan bakarlar size. Bu arzuya hicbir duygu karismaz; oyle guclu bir istektir ki bu, kara gozlerinden tasar ve doldurur koyun havasini. Duyduklari olsa olsa kendilerini asan, karsi konmaz bir guce boyun egme duygusudur. Asklarinda bile coskunluktan, umuttan cok bir cesit tevekkul vardir. Ellerine gecen firsat ucan kus gibi de olsa kacirmamak isterler; hic konusmadan sip diye anlasiverirler. Ahlakin yirtici sertligi, Turklerinkine benzer kiskancliklar, adam oldurmeler, oc almalara goturen vahsi bir onur duygusu ustune anlattiklari ve benim de onceleri dogru sandigim seyler birer masaldir orada. Belki de cok eskiden bir gercekti bunlar ve anlattigim kuru kalip onlardan kalmadir. Ama gocler degistirmis her seyi. Erkekler azalmis ve memleket kadinlara kalmis.” Isa Bu Koye Ugramadi
https://images-na.ssl-images-amazon....1cjKnlMPRL.jpg
“Non c’č abitudine o regola o legge che resista a una contraria necessitŕ o a un potente desiderio: e anche quest’uso si riduce, praticamente, a una formalitŕ: ma la formalitŕ č rispettata. Tuttavia la campagna č grande, i casi della vita molteplici, e non mancano le vecchie mezzane accompagnatrici né le giovani compiacenti. Le donne, chiuse nei veli, sono come animali selvatici. Non pensano che all’amore fisico, con estrema naturalezza, e ne parlano con una libertŕ e semplicitŕ di linguaggio che stupisce. Quando passi per la via, ti guardano con i neri occhi scrutatori, chinati obliquamente a pesare la tua virilitŕ, e le odi poi, dietro le tue spalle, mormorare i loro giudizi e le lodi della tua nascosta bellezza. Se ti volti, celano il viso tra le mani e ti guardano attraverso le dita. Nessun sentimento si accompagna a questa atmosfera di desiderio, che esce dagli occhi e pare riempire l’aria del paese, se non forse quello della soggezione a un destino, a una potenza superiore, che non si puň eludere. Anche l’amore si accompagna, piů che all’entusiasmo o alla speranza, a una sorta di rassegnazione. Se l’occasione č fuggevole, non bisogna lasciarla svanire: le intese sono rapide e senza parole. Quello che si racconta, e che io stesso credevo vero, della severitŕ feroce dei costumi, della gelosia turchesca, del selvaggio senso dell’onore familiare che porta ai delitti e alle vendette, non č che leggenda, quaggiů. Forse era realtŕ in tempo non molto lontano, e ne resta un residuo nella rigidezza dei formalismi. Ma l’emigrazione ha cambiato tutto. Gli uomini mancano e il paese appartiene alle donne.”
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rlo_Levi_5.JPG
Lucania 61 (Museo nazionale d'arte medievale e moderna della Basilicata, Matera, Italya)
Alman oyun yazari Gerhart (Johann Robert) Hauptmann'in Zavalli Heinrich (Der arme Heinrich - Il povero Enrico - Poor Heinrich) oyunu, 29 Kasim 1902'de Viyana, Burgtheater'da sahnelendi.
https://images.booklooker.de/x/00rLt...ch-Vogeler.jpg
Amerikali cocuk kitaplari yazari Madeleine L'Engle Camp’in dogum yildonumu (29 Kasim 1918)
"Karanlik ve firtinali bir geceydi. Meg Murry, kucuk kardesi Charles Wallace ve annesi gece yarisi mutfakta bir seyler atistirirken, hayatlarini tamamen degistirecek konuklari kapidan iceri girdi.
'Cetin gecelere bayilirim,' dedi dunyaya ait olmayan garip yabanci. 'Ruzgara yakalandim ve yolumdan savruldum o kadar. Suracikta birazcik oturayim, sonra hemen yola koyulmalýyim. Yol dedim de aklima geldi, besinci boyuta yolculuk diye bir sey vardir.' "
https://dynamic.indigoimages.ca/book...ty=100&lang=en
"It was a dark and stormy night; Meg Murry, her small brother Charles Wallace, and her mother had come down to the kitchen for a midnight snack when they were upset by the arrival of a most disturbing stranger.
'Wild nights are my glory,' the unearthly stranger told them. 'I just got caught in a downdraft and blown off course. Let me sit down for a moment, and then I'll be on my way. Speaking of ways, by the way, there is such a thing as a tesseract.' "
http://www.azquotes.com/picture-quot...-51-2-0246.jpg
“Ben senden fazlasini anlamam fakat ogrendigim tek bir sey varsa o da senin kimse icin bir sey anlamana gerek olmadigidir.”