Din, siyaset, başörtüsü, yahudilik. Araya 1-2 CHP güzellemesi koy, ekonomi harici ne varsa yaz.
Kapmışın bu işi. Zaafiyetleri iyi okuyorsun tebrik ederim dayı.
Printable View
Aslında o filmin baş kahramanı Robespierre adli kişi (tabi robespierre in ardındaki kişiyi bilmiyoz haliyle)
http://www.filozof.net/Turkce/tarih/...html?showall=1
Şimdi abi bunun son demleri
Kolluk kuvvetleri bunun koluna girip Giyotine goturuyolar
Bu çok sevincli havalara uçuyor
Ya aslen kim kafasının kesilmesini istemez ki. De mi ama?
Bu o yürüyüş esnasında birine raslar
O da bunu esasen sevmez bakışırlar der ki
İki haftaya kalmaz sende yanıma gelecen . Der
Harbidende onu giyotine gonderen o kişide , iki haftaya bunun yanına gider...
İlginç bişey
He He, etme bulma dünyası. ..
Kaldı ki. Artık hiç bi halk. Gunumuz dunyevi standartlarinda ha bi de şu İnternet varken. ..
Ha yukarda olanla noolmus bi devrin kraliyet monarsi yapısı bitmiş. yeni bi demokrasi çağın a girilmiş.
Yaani. Şimdi peki,
Bu fena mi ? değil mi?
avrupa da Rus fransız alman italyan şu an hala Krallık olmuş olsa ,
bir ingiliz Danimarka hollanda ispanya portekiz isveç Norveç luksemburg Bulgaristan gibi,
halimiz nic'olurdu.
Hep aglamamak lazım . arada olumluyu da görmek lazım.
Gülsün Bilgehan'ın paşa dedesi İsmet İnönü, 17 Mayıs 1968 tarihinde “Ulus†gazetesinde yayınlanan hatıratında; “İkinci İnönü Savaşları esnasında içinde subayların ve ailelerinin de yer aldığı bir kafileye yaptığı konuşmayı†şöyle anlatıyordu:
İçinde bulunduğumuz vaziyeti bilesiniz. Bundan başka subay olarak da yerinizi bilmelisiniz…
Bana bakın dedim. Kimse işitmesin, bu millet düşmanınızdır…â€
İsmet Paşa'nın hatıratı, kitap olarak ilk kez 1985 yılında basıldı.
İkinci defa 2006'da baskısı yapıldı. Bu satırların yazarının elinde ise 2009'daki üçüncü baskısı var:
Hatıratın 239. sayfasında; İsmet İnönü'nün subaylara ve ailelerine yaptığı “bahse mevzu konuşması†yer alıyor.
Ancak, bir farkla…
Kitapta sadece “bir cümlenin†yer almadığını, hayretle görüyoruz!
Hangi, cümle o?
“Kimse işitmesin, bu millet düşmanınızdır†cümlesi!
Yani?
-Sansürlenmiş!
Kitabın yayın hakkını Bilgi Yayınevi'ne veren İnönü Vakfı'dır.
Gülsün Bilgehan, o vakfın başkan yardımcılığını yapmıştır.
Demek ki; malum cümlenin başka türlü tevil edilemeyeceğini, farklı bir manaya gelmeyeceğini sansür edenler de görmüşler!
Gençliğinde, İsmet İnönü'nün kadrosunda bir tür “staj yapmışâ€ olan “27 Mayıs darbesinin sevdalısı†Yalçın Küçük; İnönü'nün “Kimse işitmesin, bu millet düşmanınızdır†sözleri için, 2010 yılında Ulusal Kanal ekranında “o hatıratın mevzubahis kısmını okuduktan sonra†aynen şöyle demişti:
“İsmet Paşa'nın bu sözleri bizim amentümüzdü! 60'lı yıllarda biz işte böyle yetiştik. Halk düşmanınızdır!â€
İsmet Paşa'nın hatıratındaki o cümle, kaçışı olmayan bir belgedir.
Anılarının “o kısmının sansürlenmesi†manidar bir delildir.
Talebesi Yalçın Küçük'ün dkuz yıl önce ekranda sarf ettiği o sözler de itirafın şahikasıdır.
En iyi belge, itiraftır.
İşte bu belgeler; İnönü'nün siyasetteki ve medyamızdaki (aşikâr veya gizli) bütün muhiplerine esaslı bir “kapakâ€tır!
seni çöplüğünde gagalamaya devam edeceğim ya adam olacaksın, ya islam dini düşmanlığı yapmayacaksın ya chp güzellemesi yapmıyacaksın yada birdaha yazmayacaksın ha bu arada beni merak ediyorsan cumartesigünü ayın 22 sinde adanada bir sinema salonunda tarih ve gerçekler adında konferansım var istersen buraya yaz sinema salonunun ismşni vereyim..
ha birde sana bir sorum olacak 15/ 8 2019 günü ajanslara bir haber düştü çin'e ambargo koyan Abd ye rağmen israil hayfa limanının işletmesini 25 yıllığına çin'e verdiğini açıkladı abd bu durum karşısında israilin dikkatini çekti. Fakat buna rağmen israilli yetkililer ihalenin tamamlandığını ve inşaatın başladığını artık geri dönüşün mümkün olmadığını açıkladılar. Ağa babalarınada sorarak bu konuyu yorumlamanı ve çok sevdiğin chpden ve iyi partiden s400 ler hakkında niye hiçbir yorum gelmediğini açıklarsan kişiliğin hakkındada bilgiler edineceğim. bayyyyy.
Çok yıllar önce, İstanbuldaydık, yaş 30 civarı.
Hava kararana kadar ağır çalışmıştık. 4-5 kişi beraberce işten çıkmış, arkadaşın evde akşam çayı içeceğiz, sonra dağılacağız.
Arkadaşlardan birinin evi gökdelende üst katlardan birinde. Marmara denizini çarşaf gibi görüyor. Çay içmesi, yorgunluk atması keyifli.
Sokakta yürürken, kahvehanede hararetli kalabalık gördük. Baktık GS FB maçının sonları. Arkadaşlardan iki tanesi fanatik FBli. Diğerlerinin futbolla pek alakası yok. fanatik olanlar İTÜ mezunu mühendisler, biri matematik, biri elektronik.
Matematik mühendisi olan arkadaşın nasıl İTÜ yü kazandığını ve bitirdiğinide anlayabilmiş değiliz. Çok iyi bir arkadaş ama kafası zerre çalışmaz. Yapamadığı işlerden, ve atıldığı işyerlerinden biliyoruz. Okulu ve bölümü iyi olduğundan, tekrar iş bulabiliyor.
Elektronik mühendisi arkadaş ise mesleğinde süper. Okulda seminere konuşmacı olarak çağrıldığı olur.
İkiside fanatik.
Baktık maçın son dakkaları. Bitene kadar ayakta seyredelim dedik. İçerde yer yok ayakta kapıdayız.
O dakkaya kadar GSLi 4 futbolcuyu hakem kırmızı kartla atmış. Ya 7 kişi ya 8 kişi oynuyorlar tam hatırlamıyorum. Fener fark atmış ve maç bitmek üzere. GSli futbolcular sinir küpü sağa sola saldırıp duruyorlar çünki hakemin haksız yere 4 kişiyi attığını düşünüyorlar. Bizim hakemlerimizi bilirsiniz, hangisi temiz.?
Neyse FB li futbolcular farkı atmış, zamana oynuyorlar. İkide bir kendilerini yere atıyorlar, kalkmıyorlar.
Yine FBli bi futbolcu durup dururken kendini yere attı, bacağını tuttu, baltayla kesmişler gibi anam anam diye ağlamaya başladı.
Bizim 2 fanatik FBliden zeki olanı, güldü. Durumu görüyor. Aptal olanı çığlık çığlığa. "hakem, görmüyormusun, FBli futbolcuyu biçtiler. Taraf tutuyor bu hakem. FBli futbolcuyu biçtiler, kart bile göstermedi."
her kes dönüp buna bakıyor. Hakem GS yi doğramış 8 kişi bırakmış. FB fark atmış, şimdi tam hatırlamıyorum ama 3 yada 4 farkla önde.
Zeki mühendis keyiften dört köşe ama sesini çıkarmıyor. maçın nasıl rezil olduğu ortada. Ama aptal olan, hakem taraf tutuyor diye ortalığı ayağa kaldırıyor.
Herkes bakıyor, yırtınan mühendis dalgamı geçiyor diye. Suratına bakıyoruz, hakkatende ciddi ciddi bağırıyor ve çok sinirlenmiş.
Yaaaa.... Aynı olaya boş kafalı ile dolu kafalının verdiği tepkiyi görüyormusunuz.? Taban tabana zıt.
Boş kafalıda, düşünme yeteneği olmadığından, analiz yeteneğide yok. Doğruyla yanlışı ayırd etme yeteneği, değerli ile değersizi ayırd etme yeteneğide yok.
At gözlüğü takmış gibi, iç güdülerinin esiri olmuş şekilde, yırtınıp duruyordu.
Hem kendisi acı çekiyor, hemde çevresine acı çektiriyordu.
Bu çocukluk ve gençlik eğitiminin yetersizliği ile ilgili. Aile ve okul eğitimi yetersiz kalırsa, çocuklar bu halde oluyorlar. Ne hayatı anlayabiliyorlar, nede hadlerini biliyorlar. Cahil cesareti ile sağa sola saldırıp duruyorlar. Hem kendilerine, hem ülkelerine zarar veriyorlar.
FANATİKSEN APTALSINDIR.
Zeki olmakla akıllı olmak farklı şeylerdir.
hem zeki, hemde aptal olabilirsin. Zeka hafızaya dayalı sorun çözme yeteneği. Akıl ise doğruyla yanlışı ayırd etme yeteneğidir. Düşünme ve doğru analiz yapabilme yeteneğidir.
Hem akıllı hemde zeki olabilirsin.
Hem geri zekalı hemde akıllı olamazsın.
Akıllı ve normal zekalı olabilirsin.
Her neyse... bu akılla zekayı üstün körü değilde daha detaylı bi ara notlarımdan yazarım. Evrildiğimiz maymunlarla alakalı bir durum. Bizim bir suçumuz günahımız yok.
Al sana akıl ile zeka bile ilgili bilgi Akıl ve zeka arasındaki 10 fark;
1) Akıl bilgiyi, zeka sonucu doğurur.
2) Her zeki bilge olmak zorunda değildir ancak her bilge zeki olmalıdır.
3) “Akıl, sorunu gerçekleşmeden çözer, zeka ise gerçekleştikten sonra.†-Albert Einstein
4) Aklın sahip olduğu her şey zekayı üstün kılar.
5) Akıl pratik, zeka tekniktir. Akıllı insan zamanın çoğunu kitap okumaya ayırırken, zeki insan kitabı yazmaya ayırır.
6) Akıl, zekanın bittiği yerde başlar.
7) Zeka, aklı en doğru şekilde kullanabilme yoludur.
8) Akıl hepimizde mevcuttur ve günlük tecrübelerimizle gelişir, serpilir. Ancak zeka, çok zor gelişir, o bir yetenek, bir hediyedir.
9) Akıl önündekini çok net görür, zeka önündeki o kadar net göremez çünkü onun arkasındakine de odaklanmıştır.
(yani öğretileni bilir gerçeklerden bazen kaçar. korkaktır aptaldır. inönü nasıl ezberletilmişse öyle bilir irdelemez.)
10) Aklın anahtarı zekadır.
Aferin güzel yazmışsın fakat sorun şurda irdeleyemiyorsun ya korkuyorsun yada öğretilenlerin dışına çıkamıyorsun. Bu arada hayfalimanı ves400 hakkındaki görüşlerini yazarsan sevinirim. irdeleyemediğin konuya gelince yukarıdaki analizine tamamen katılmama rağmen yinede dünyanın en aptal milleti ingilizler(burada ironi yapıyorumaramızda kalsın) sebebine gelince 1. ci dünya savaşından sonra fas, tunus, cezayir,libya, mısır'akendi adamlarını yerleştirmişler ürdün, lübnan suriye ırak ve nicelerine osmanlıyı arkadan vuran şerif hüseyinin soyunu yerleştirmişler arabistana suud ailesini yerleştirmişler. Merkezi yani istanbulu boş geçmişler sonra gelip inönü yerleşmiş kendiliğinden bu ne aptallık ya böle aptal ingilizmi olur. hadi korkma biraz zekanı kullan aklını değilde çöz şu proplemi...
Ayırlı uğurlu olsun, nur topu gibi bi sapığımız oldu.
Engellediğim için yazıları kapalı geliyor, hayatta açıp okumam, ne yazdığını bilmiyorum. Abi affet bende gidiyim felan diyorsa, boşa beklemesin, okumam. Umarım küfür filan ediyordurda, engellediğim için vicdan azabı çekmem.
Yanlız engellenenlerden en heveslisi bu çıktı. Sanırım yaşı küçük olduğu için. Böyle bi takıntı ancak 14 yaş zeka seviyesinde birinde olur. Ya 14 yaşında, yada zeka o seviyede. Çünki bana "seni mafederim" diyene kadar şahsına söylediğim bişeyde yok. Sorasında mecburen tesbit olayına geçtik. neden yaptığını anlamaya çalıştık.
Başkası adına Siyasi kavga yapıyor. Sürüsünü koruduğunu sanıyor.
Neyse görmemezlikten gelip yola devam edeceğiz. Bu olgunluktayken zor olmuyor.
İşin kötü yanı. chp ye giydirince akp li sanıyorlar, akp ye giydirince chpli sanıyorlar. Özgür bir ruhun olabileceği kimsenin aklına gelmiyor. Neden yanlız olduğum anlaşılabiliyormu bilmiyorum.
Her neyse yola devam.
Biraz haber okuyayım.