Dolarda Yükseliş Kaçınılmaz XI

Türkiye-İran-Rusya denklemi çok fena bir denklem, bakın Ukrayna Kırım Belarus olaylarına. Soğuk savaş bitti ama denklemler aynı, İran yıllardır ambargo yiyiyor ama hala oyunda. O yüzden sadece alacaklarını riske atma pazarlarını kaybetme olayı değil olay. CB bunu biliyor bunu sürüyor ileriye rest diyor. O yüzden tereddüt ediyorlar, yoksa kalemimizi elli kere kırarlardı.

Türkiye' nin konumu, ordusu, ilk denkleme eklemlenirse, çok şey değişir. Balistik füze teknolojisi, nükleer teknoloji, radar ve hava savunma kaabiliyetleri kazanılırsa NATO MATO hikaye ABD ordusu olmasa. Türkiye bir Suudi Arabistan gibi 70 milyar dolarlık askeri harcama yapsa, yapabilse ve taraf değiştirse, anasını ağlatır hepsinin...bu gerçek demek bile yetersiz kalır, bu matematik..

Tabi bunlar ütopya boyutunda, nenemin sakalı olsa hesabı...ama bu bir seçenek ve hep var, hesap kitap, diplomasi, artılar eksiler, zaman...zaman da bir boyut..bekliyor mesela, sadece bekleyerek hamle yapıyor..

Alıntı:

---

Originally Posted by Achiles

Türkiye-İran-Rusya denklemi çok fena bir denklem, bakın Ukrayna Kırım Belarus olaylarına. Soğuk savaş bitti ama denklemler aynı, İran yıllardır ambargo yiyiyor ama hala oyunda. O yüzden sadece alacaklarını riske atma pazarlarını kaybetme olayı değil olay. CB bunu biliyor bunu sürüyor ileriye rest diyor. O yüzden tereddüt ediyorlar, yoksa kalemimizi elli kere kırarlardı.

Türkiye' nin konumu, ordusu, ilk denkleme eklemlenirse, çok şey değişir. Balistik füze teknolojisi, nükleer teknoloji, radar ve hava savunma kaabiliyetleri kazanılırsa NATO MATO hikaye ABD ordusu olmasa. Türkiye bir Suudi Arabistan gibi 70 milyar dolarlık askeri harcama yapsa, yapabilse ve taraf değiştirse, anasını ağlatır hepsinin...bu gerçek demek bile yetersiz kalır, bu matematik..

Tabi bunlar ütopya boyutunda, nenemin sakalı olsa hesabı...ama bu bir seçenek ve hep var, hesap kitap, diplomasi, artılar eksiler, zaman...zaman da bir boyut..bekliyor mesela, sadece bekleyerek hamle yapıyor..

---

Maalesef bunlar ütopya boyutunda sn achiles.Sizin de bunların ütopya olduğunu düşündüğünüzden eminim de hayali bile güzel elbet.İnşallah diyelim tabi.Bizim de uluslararası camiada masaya yumruğumuzu vurabilmemiz,gerektiğinde herkese korku salabilmemiz falan ne güzel olurdu da.Neyse bir da var orda işte maaalesef.

Doğu akdenizde gaz falan arıyorduk o konu ne oldu epeydir ben bir şey duymuyorum.Sonra suriyede kürt koridoruna engel olmak için girmiştik orda da haklarımızın peşindeydik,o iş ne aşamada onu da bilmiyorum.Ha çavuşoğlu yunanın ağzının payını veriyor tabi o kısmı tamam da diğer işler de az önemli değildi.Ses seda yok.Kıbrıs işi de hayati önem taşıyordu,sanki halloldu anlaştık rumlarla gibi nasıl hallettik o konuyu bak onu da unutuyordum az daha.

Arnhem Hayvanat Bahçesi'nin bakıcıları sabah lider şempanzelerden birinin kanlar içinde yerde yattığını görürler. Vücudunda derin yaralar vardır. Birkaç parmağı koparılmış, testisleri sıkılarak patlatılmıştır. Cinayetin ardında karanlık bir iktidar hesaplaşması vardır.

Olayı alıntıladığım İçimizdeki Maymun kitabının yazarı primatolog Frans de Waal doksanların başında bir Beyin Fırtınası toplantısına katılır. Konu Berlin Duvarı'nın ve Sovyetlerin yıkılması ile ABD'nin tek güç kalması ve bunun olası etkileridir.

Çoğunluk, ABD'nin tek süper güç olarak etkinliğinin daha da artacağı ve ittifaklarının genişleyeceği düşüncesindedir. Konuşma sırası De Waal'e gelince şöyle der: Güç zayıflıktır. Salon buz kesmiştir.

Koca koca siyaset bilimciler, generaller, stratejistler söylenene anlam veremezler. Maymun bilimci herhalde bizimle dalga geçiyor, diye düşünürler. Güç nasıl zayıflık olabilir? Bu ifadeyi anlayabilmek için hayvanat bahçesinde öldürülen lider şempanzenin hikayesine geri dönelim.

Arnhem'deki şempanze kolonisinde alfa erkek Nikkie yetişkinliğe yeni adım atmış, keş görünümlü, kaslı ve saldırgan bir tiptir. Ama kolonide pek saygı görmemektedir. İktidarı, kolonin saygısını kazanmış yaşlı bilge Yeroen ile kurduğu ittifaka dayanmaktadır.

İkili zorba bir yönetim kurmuştur ve kimseye göz açtırmamaktadır. Bunlara biat etmeyenler yemekten daha az pay almakta ve sırtlarındaki bitleri temizleyecek daha az arkadaşları olmaktadır. İktidar destekçileri kavgalarda Nikkie tarafından kollanmaktadır.

Nikkie-Yeroen yönetimi dört uzun yıl boyunca devam eder. İttifakı bozan ise dişilerin paylaşımı olur. Yeroen gücü Nikkie'nin eline bırakmıştır ama dişilerin de en iyisini seçmektedir. Nikkie artık zamanın geldiğini düşünerek ihtiyar şempanze ile yolları ayırır.

Zirvede tek başına kalmıştır ama destekçisini de kaybetmiştir. Çok geçmeden bir rakibi çıkar. Genç ve kuvvetli erkeklerden Luit kavgada Nikkie'yi yener ve alfa erkek olur. Hem Nikkie hem de Yeroen iktidarı kaybetmiştir.

Luit'in yönetimi son derece adildir. Yemek paylaşımı eşitlikçidir. Nikkie'nin aksine kavgaları ayırmakta daha uzlaşmacıdır ve taraf tutmaz. Kısa sürede koloninin saygısını kazanır. Hem korkulan hem de saygı duyulan bir lider olarak mutlak güce ulaşmıştır. Dişilerin de gözdesidir.

Nikkie ve Yeroen hayata küsmüşlerdir. Yemekten içmekten kesilirler. Her ikisi de iktidarı geri kazanabilmek için fırsat kollamaktadır. Luit olanların farkındadır ve Yeroen'in Nikkie ile tekrar birleşmemesi için ona mavi boncuk dağıtmaktan da geri durmaz.

Cinayetin işleneceği gece üç lider şempanze de aynı kafeste kalmak için ısrarcıdır. Bakıcılar onları ayırmakta başarısız olurlar. Öyle görünüyor ki üçü de alfa erkeğin kim olacağı üzerine kavga edeceklerdir. Üçlü bir kavgada ikiye bir üstünlük kuran kazanacaktır.

İyi, Kötü, Çirkin filmini hatırlatan böyle bir kapışmada kilit isim ihtiyar tilki (tilki mi?) Yeroen'dir. Acaba kiminle ittifak kuracaktır. Kavgada diğer gençlerle boy ölçüşmesi imkansızdır. Hayatta kalmak için diğer ikisinden birini desteklemesi gerekecektir. Ama hangisini?

Nikkie, koloninin ancak bir kısmının saygısını kazanabilir ve bu da ancak onları korkutarak ve iktidarın nimetlerinden uzaklaştırarak olabilir. Zamanında Yeroen'e kazık atmış ve onu iktidardan uzaklaştırmıştır. Zayıf bir kişiliktir.

Luit, adil, paylaşımcı ve kavgalarda tarafsızdır. Topluluğun tamamının saygısını kazanabilir. Genç ve kuvvetlidir. Herkese sözünü dinletebilir. Son derece güçlü bir kişiliktir.

Şimdi "Güç Zayıflıktır" ilkesini tartışmaya başlayabiliriz.

Yeroen eğer Luit'i seçerse şüphesiz iktidardan pay alacaktır ama bu pay onu tatmin etmekten çok uzak olacaktır. Nikkie zayıf bir kişiliktir ama denetlenmesi kolaydır. Onunla kuracağı ittifaktan daha fazla pay alma olasılığı yüksektir.

Bakıcıların ertesi gün üçlünün vücutlarındaki yara izlerinden çıkardıkları sonuç şu:

Yeroen'de hiç çizik yoktur. Nikkie'de ise derin yaralar vardır. Yeroen, Luit'i arkasından sıkıca tutmuş ve kasaplık işini de Nikkie yapmış olmalı. Yeroen güçlüyü değil zayıfı seçmiştir.

Soğuk savaş bittikten sonra devletler en güçlünün değil zayıfların ittifakında yer almak isteyecektir. Güçlünün yanında olmak pastadan daha az pay almak demektir. Zayıfların ittifakı kazanırsa pastanın çilekli kısmının size denk gelme ihtimali de o kadar fazla olacaktır.

Hikayenin devamını merak ediyorsanız, Nikkie, Yeroen'e yine kazık atar ve ittifakı bozar. Yeroen de genç erkeklerden Danny'yi yanına alıp yetiştirir ve eski ortağının üzerine salar. Nikkie bir sabah hayvanat bahçesini çevreleyen su hendeğinde ölü bulunur.

Kayıtlara intihar olarak geçer ama De Waal'e göre kaybettiği kavgadan kaçarken suya düşüp boğulma ihtimali daha yüksek.
De Waal ve ekibi bir gün şempanzeleri bir salona toplarlar ve beyaz perdeye Nikkie'nin eskiden çekilmiş filmlerini yansıtırlar.

Nikkie'yi karşısında canlıymış gibi gören Danny hemen Yeroen'in yanına koşup kucağına atlar. Yeroen'in yüzünde ise asabi bir gülümseme belirir.

İçimizdeki Maymun, Frans de Waal, Metis Yayınları, 4. basım, 2019

https://twitter.com/bayramerd1/statu...38666860814337



Alıntıyı, soğuk savaşa değil de, iç siyasete uyarlayarak, derin düşüncelere gark olmanız temennisiyle...Balkonda elde çay sigara atletle kıllanan adam..:cool:

E luit seçildi.Onun dönemine hazırlıklar tamamlandı.Onun yönetimi bir süre devam der.Ondan sonra elbet hikaye bitmeyecek.Onu da o zaman düşünürüz.şimdi luit in zamanı geldi.O dönemin arefesindeyiz.Bakıcılar luit in arkasında bu ara sırtı yere gelmez.Maymunlar çok huzursuz bakıcılara saldırırlar,onların gazı alınmalı.Luit bu ara iyidir.

Bu saatte kendini okutan ve derin anlamlar içeren güzel bir hikaye

Sayin forumdaslar, dusunuyorumda bu bahsedilen 128 kurus la bunlar tunel isine girismesinler? Is yandaslara verilmis ve parasi odenmis gibi geliyor.:kahkah: Muhalefet sorup duracagina fikir yurutse iyi olur. Bukadar mi yeteneksiz bunlar bir okadarcik paranin izine suremiyorlar.

Sözlerine, Sevgili gençler, saat 12.00 yi geçti, diye başlayan CHP lideri şunları ifade etti:

Bu paylaşımın altına bir süre sonra bir troll ordusu saldıracak. Neymiş efendim, kılıçdaroğlu muhalefet yapamıyormuş, liderlik yapamıyormuş. E haklılar! 128 milyar dolar ezberlerini bozdu.

Bakın sevgili gençler sizden bir isteğim var; bunları, artık yemeyin. Çünkü bunlar gidici. Biz iktidara geliyoruz. Size sözüm söz. Sizden çalınan ne varsa hepsini alıp size vereceğim. Çünkü ben sizi çok seviyorum.

https://www.cumhuriyet.com.tr/video/...gidici-1828812

Bu gazete haberini neden koydum.

Bu sayfalarda, bilincli ya da bilincsiz, muhalefet yok, muhalefet yapilmiyor gibi yazilar koyan arkadaslar icin.

Belki bilmiyorlar bu propaganda troll ordularinin soylemi.

Bunlari yazarak kime calistiklarini belki bir daha dusunurler.

Hacivat & karagöz ekibi tam yol devam. Hangisini seversen. 20 yıl bundan verelim 20 yılda şundan. :)

Ben ekmelettin e tipis tıpış neden oy vermek zorunda kaldigimi dusunuyorum.muhalefetin ortak adayınin abdullah gül olmasını akşener engellemeseydi gül erdoğan yarışında kime oy verirdim diye düşünüyorum.ne muhalefeti.o majestelerinin muhalefeti olmasın.

Çok yazım hatası olmuş , lüzumsuz konuşmaya gerek yok , Ekmek için Ekmeleddin I kim Kim Kemal beye fısıldadı birden ortaya attı parti meclisinde bile görüşmeden bilen var mı ? Ben bilmiyorum bu soru benim için çok önemli bilen duyan varsa ALLAH RIZASI içi Ramazan ı Şerif hürmetine yanıtlasın soru : Ekmeleddin nasıl ortaya çıktı ???

Ben çok sevdim bu sloganı ekmek için Ekmeleddin işte bizim halkımızin aradıği buydu .Adam kağıttan okuyamıyordu inanılmaz.

Her karagöze bir Hacivat gerekir .

Alıntı:

---

Originally Posted by Achiles

Türkiye-İran-Rusya denklemi çok fena bir denklem, bakın Ukrayna Kırım Belarus olaylarına. Soğuk savaş bitti ama denklemler aynı, İran yıllardır ambargo yiyiyor ama hala oyunda. O yüzden sadece alacaklarını riske atma pazarlarını kaybetme olayı değil olay. CB bunu biliyor bunu sürüyor ileriye rest diyor. O yüzden tereddüt ediyorlar, yoksa kalemimizi elli kere kırarlardı.

Türkiye' nin konumu, ordusu, ilk denkleme eklemlenirse, çok şey değişir. Balistik füze teknolojisi, nükleer teknoloji, radar ve hava savunma kaabiliyetleri kazanılırsa NATO MATO hikaye ABD ordusu olmasa. Türkiye bir Suudi Arabistan gibi 70 milyar dolarlık askeri harcama yapsa, yapabilse ve taraf değiştirse, anasını ağlatır hepsinin...bu gerçek demek bile yetersiz kalır, bu matematik..

Tabi bunlar ütopya boyutunda, nenemin sakalı olsa hesabı...ama bu bir seçenek ve hep var, hesap kitap, diplomasi, artılar eksiler, zaman...zaman da bir boyut..bekliyor mesela, sadece bekleyerek hamle yapıyor..

---

https://haber.sol.org.tr/yazarlar/or...olur-mu-205208

Çok sıkı bir denklemdir..

AKP Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt, 520 milyon liraya mâl edilen Tokat'taki yeni havalimanının, kargo bölümünün de açılmasıyla dünyaya hitap edeceğini söyledi.

Tokat'ta mevcut havaalanının büyük gövdeli uçakların inişine elverişli olmaması nedeniyle Söngüt köyü arazisine yapımına başlanan yeni havalimanının inşaatı devam ediyor. 520 milyon liraya ihale edilen havalimanında başlayan pist, apron ve taksi yolu yapım çalışmaları, çift vardiyalı sürdürülüyor.

https://t24.com.tr/haber/akp-tokat-m...-edecek,946381


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın seslendirdiği türküde kopuz çaldığı için eleştirilen müzisyen Erkan Oğur, hakkında süren tartışma üzerine açıklamalarda bulundu.

Independent Türkçe nin sorularını yanıtlayan Erkan Oğur, Çalışmaya katıldığınız için bir eleştiri bekliyor muydunuz? sorusuna, İçimin bir köşesi cız etmişti, benim ne işim var diye. Belki benim de hatam olmuş olabilir, böyle bir şeyi kabul etmek yanıtını verdi.

https://www.birgun.net/haber/erkan-o...osterin-341540

Sıvadı, bu gidişle tüy de diker, tey Allahım..

Şu an 8 Ağustos 2004 - Pazar tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

SABAH Gazetesi


Gönder

» Yazarlar

Günün İçinden

Ekonomi

Gündem

Siyaset

Dünya

Spor

Hava Durumu

Sarı Sayfalar

Ana Sayfa

Dosyalar

Arşiv

Etkinlikler

Günaydın

Televizyon

Astroloji

Magazin

Sağlık

Cumartesi

Aktüel Pazar

Otomobil

Sinema

Çizerler





Cumartesi

Bizimcity
Sizinkiler

emedya.sabah.com.tr







Google
Google Arama
Gönder









Nebil Ozgenturk @ SABAH










Gecikmiş bir seçim haberi!

İnanılması zor, şaşırtıcı, gecikmiş (!) ama gerçek bir haberim var size. Az sonra! AKP, son belediye seçimlerinde kampanyada kullanmak üzere, bestecisinden, "sosyalizm heyecanı" içeren "Bekle Bizi İstanbul" şarkısını istemiş... Hem de ısrarla!
Şimdi, ne var; seçim sloganı olacak bir adı var! diyeceksiniz. Ama demeyin hemen! Şarkının ve şiirinin hikayesini bi hatırlarsak öyle olmadığını siz de anlayacaksınız!

Herkesin, hepimizin malumu, AK Parti, 29 Mart seçimlerini oldukça ciddiye almış, özellikle İstanbul'u cebinde hissettiği gibi pek çok (özellik
le CHP'nin kaleleri) kenti de gözüne kestirmişti... Bu arada "seçim kampanyası"na hatırı sayılır bir ciddiyet ve kararlılıkla
yüklenmiş "ikinci iktidar"ına doğru yol almaya başlamıştı.
İşte, tam kampanyaya start verildiği sıralarda AK Parti kurmayları kendilerine göre "bomba" bir şarkının peşine düştü. "Bekle Bizi İstanbul"un ve bestecisi Onur Akın'ın.
Haberler gönderildi, teklifler yapıldı -özellikle de Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu şarkıyı çok sevip istediği ve ısrarla alınmasını arzu ettiği- bilgileri verildi, ciddi bütçeler ayrıldığı söylendi ve sonunda Onur Akın'la da görüşüldü... Görüşüldü, ancak nezaket görüşmesi gibi gelip geçti saatler!
Çünkü, OnurAkın, tüm ısrarlara, tüm ricalara -ve astronomik sayılacak- paralara rağmen şarkıyı vermemişti.
"Bu şarkının ve şiirinin hikayesi başka, kesinlikle düşünmüyorum, 19 yaşımın heyecanıyla bestelediğim bir şarkının, siyasi partilerin sembolü haline gelmesini arzu etmiyorum" diye son noktayı koymuştu Akın. Yani, biz ayrı dünyaların insanlarıyız, şarkı ve şiir bir başka hayatı ve mücadeleyi anlatıyor demeye getirmişti!
Ve "Bekle Bizi İstanbul"u
"transfer" edemeyen AKP de, yoluna, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" diye gelip geçen şarkıyla devam etti.
Peki, AKP, bu şarkıyı neden çok istemiş olabilirdi! Elbette, "Bekle Bizi İstanbul"un sözlerinde "Hep iktidara doğru gitmek isteyen bir parti"nin duygularını içeren ifadeler var, elbette, melodisi çok sevilmiş olabilir, şarkının bulunduğu albüm hatırı sayılır bir kalabalığa ulaştığından, seçim meydanlarında çalındığında kolay tekrarlanabilir bir özelliği de var. Üstüne üstlük, "Bekle bizi İstanbul" diye başlıyor, yani, geliyoruz kazanacağız! demek istiyor!
Ama... Hikayesi çok hem de çok başkaydı "Bekle Bizi İstanbul"un.
"Bekle Bizi İstanbul" Vedat Türkali'nin bir şiiriydi. Ömrü, sosyalist örgütlerde, partilerde mücadelelerde geçmiş, defalarca bu nedenle tutuklanmış, başta TKP'nin 70 yılını anlatan Güven, daha pek çok siyasi roman ve toplumsal sorunları anlatan senaryolar kaleme almış olan Türkali, bu şiiri de 1946'da yazmıştı...
Kelimenin tam anlamıyla eski tüfek ve sıkı muhalif Vedat Türkali, kayıtlara komünist tevkifatı diye geçen 40'lı yıllardaki (Milli Şef- İsmet Paşa) toplu tutuklamalar sırasında hapse girmiş, hatta, gerçek adı Abdülkadir Pirhasan yerine Vedat Türkali'yi kullanmak zorunda kalmış ve "Bekle Bizi İstanbul'u da o sırada, yani "içeride" yazmıştı. Sosyalizm ülküsüyle, zafer şarkılarıyla İstanbul'a gelme heyecanıyla...

Ve sonra, 1980'lerin ortalarında, -o sıralarda üniversitelerde, 1 Mayıs'larda, grev çadırlarında şarkılar türküler söyleyen- gencecik bir müzik adamı olan Onur Akın da, bu şiiri, satır aralarından yakalayıp bestelemişti... Akın, o günden bugünlere, bestelerine besteler katmış, konserler üstüne konserler vermiş, albüm üstüne albüm çıkarmış, milyonların sevgisini kazanmış ve her konserinde, konuk olduğu her TV programında "Bekle Bizi İstanbul'u söylemeye devam etmişti. Sözlerine, şairine ve hikayesine saygıyla.


Şimdi, sanmıyorum ama AKP kurmayları "bu hikaye"yi biliyor muydu?
Eğer biliyor iseler, şiirde sözü edilen "haramiler"le, günümüzün haramilerini ya da zafer (devrim) şarkılarıyla- kendi şarkılarını nasıl harmanlayıvereceklerdi?
Bir de işin kavga kısmı var... Türkali, İstanbul'u "sosyalizm kavgalarının şehri" diye tanımlıyor şiirde. Manidar bir durum yani!
Kıssadan hisse, her şarkının eti yenmez bence, siyasi partiler, şarkıların, şarkı sözlerinin "ilk durak"larını öğrenmeden meydanlara koşmamalı, İstanbul'u bekletmeyeceğiz(!) diye baltayı taşa vurmamalı kanımca! Neyse, bi vesile biz şiiri hatırlatarak noktalayalım yazıyı. İyi pazarlar!

BEKLE BİZİ İSTANBUL

Bekle bizi İstanbul / Salkım salkım tan yelleri estiğinde... Mavi patiskaları yırtan gemilerinle / Uzaktan seni düşünürüm... İstanbul... Bekle bizi İstanbul...
Binbir direkli Halicinde akşamlar / Adalarında bahar, Süleymaniye'nde yürek / Ey sen ne güzelsin kavgamızın şehri / Bekle bizi İstanbul/Haramilerin saltanatını yıkacağız / Bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi / Bekle bizi İstanbu

Benim bildiğim akp zamanında bu şarkı için onur akın a açık çek vermiş.Ama onur akın olmaz demiş.Tek bir şarkının telif hakkı ile köşeyi dönmese de belki on onbeş yıllık birikimi kadar para kazanabilecekken gerek yok demiş onur akın.Ondan sonra yavuz bingöl vay onca yıllık dostum onur akın bana sırt çevirdi der,erkan oğur gider reisin danışmanının yanında bağlama çalar.Onur akın bir yana siz bir yana,adam fiyat önemli değil önemli olan prensip demiş,primer sekonder hiç bir avantajı istememiş.Siz kim onur akın kim.

https://www.youtube.com/watch?v=2YYq29rEAaY

Şu ürün sizce faydalı mıdır, evde koltukları, yastıkları vb dezenfekte edebilir miyiz, işe yarar mı merak ettim..

https://www.hepsiburada.com/sercair-...m-HB00000TI32L

Deva Partisi’nden Merkez Bankası Başkanı’na 10 soru

DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, Merkez Bankası rezervlerinde eriyen 130 milyar dolara ilişkin AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun yaptığı açıklamaların halkı yanılttığını söyledi. Açıklamaların hükümetin başarısızlığının açık bir itirafı olduğunu belirten Çanakcı, DEVA Partisi adına Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’na 10 soru sordu.

https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem...-soru-6379449/

Helal olsun, iktidarı iyi eziyorlar...

İYİ Parti’den ‘128 milyar dolar nerede’ maskesi

https://www.sozcu.com.tr/2021/gunun-...nerede-maskesi

Alıntı:

---

Originally Posted by turali

Helal olsun, iktidarı iyi eziyorlar...

İYİ Parti’den ‘128 milyar dolar nerede’ maskesi

https://www.sozcu.com.tr/2021/gunun-...nerede-maskesi

---

Valla, sayfayı kaldırmışlar.:oleyo:

Alıntı:

---

Originally Posted by turali

Helal olsun, iktidarı iyi eziyorlar...

İYİ Parti’den ‘128 milyar dolar nerede’ maskesi

https://www.sozcu.com.tr/2021/gunun-...nerede-maskesi

---

Devletin 1 senelik emekli ve memur maaşı zor ödenir o paraya...:)

Alıntı:

---

Originally Posted by turali

Şu ürün sizce faydalı mıdır, evde koltukları, yastıkları vb dezenfekte edebilir miyiz, işe yarar mı merak ettim..

https://www.hepsiburada.com/sercair-...m-HB00000TI32L

---

Niye evde koltukları ve yastıkları dezenfekte edeceksiniz ki.

Alıntı:

---

Originally Posted by turali

Şu ürün sizce faydalı mıdır, evde koltukları, yastıkları vb dezenfekte edebilir miyiz, işe yarar mı merak ettim..

https://www.hepsiburada.com/sercair-...m-HB00000TI32L

---

kısa dalga uv(uv-c) sadece gözeneksiz yüzey sterilizasyonu için..
tekstil vb bu sistemler kullanılmaz..(poroz malzeme)
sadece metal cam/vitrifiye sermik ve uygun/uyumlu plastik yüzey.

aması..

uv-c(en tehlikeli dalga boyu)
Boyanın canını okur(pigment hasarı), plastiğin de okur..
kull*****n da okur(cildi yakar/DNA hasarı -> güneş yanığı), katarak yapar.(photokeratitis, can yakar)
cep teli için satıyorlar gerçekten işe yarayanı(doğru enerjideki led) ekranın da canını okur..(oled hasarı)

dozlama alanı 5cm çap desen, 20cm2 etkili alanın olur..
10sn(ürün beyanı) den 83 dakikada 1 metre kareyi anca dolanır.(pili dayanır mı ? uğraşılır mı ?)

tekstilde, deterjan kalıntısı kafi oysa.(deterjan içeriği)

salgın sonrası yeni moda/pazar olduğu için.
tüketiciye düşük gradlı(alt kalite) malı, aşırı sürüp(kısa kullanım ömrü) ile satma durumu var.
dalga boyu da patatestir muhtemelen(uvb dir)
medikal gradların(iş yapanın) en ucuzu 40-45 dolar, sadece 1 led fiyatı..

yağni.. fabrika çöplerini değerlendirmenin bir yolu..
yada yeni müşteri tokatlama modası..
yüzey halk bazında kolonya(70% alkol) ile hallolur oysa. :he: :he:(gırla da alternatif ürün var)

Alıntı:

---

Originally Posted by hkm

Niye evde koltukları ve yastıkları dezenfekte edeceksiniz ki.

---

Virüs korkusundan hocam,yani havalandırmak için pencereyi açıyoruz, 3. kat, dışarıdan eve girip koltuklara filan yerleşir mi diye. Ama saçmalıyorsam yazın ki boşuna endişelenmeyim, son haberlerden sonra çok tırsıyorum...

Alıntı:

---

Originally Posted by Zaf.Dogu

kısa dalga uv(uv-c) sadece gözeneksiz yüzey sterilizasyonu için..
tekstil vb bu sistemler kullanılmaz..(poroz malzeme)
sadece metal cam ve uygun/uyumlu plastik yüzey.

aması..

uv-c(en tehlikeli dalga boyu)
Boyanın canını okur(pigment hasarı), plastiğin de okur..
kull*****n da okur(cildi yakar/DNA hasarı -> güneş yanığı), gözde katarak yapar.(photokeratitis)

kdozlama alanı 5cm çap desen, 20cm2 etkili alanın olur..
10sn(ürün beyanı) den 83 dakikada 1 metre kareyi anca dolanır.(pili dayanır mı ? uğraşılır mı ?)

tekstilde, deterjan kalıntısı kafi oysa.(deterjan içeriği)
cep teli için satıyorlar gerçekten işe yarayanı(doğru enerjideki led) ekranında canını okur..(oled hasarı)

salgın sonrası yeni moda/pazar olduğu için.
tüketiciye düşük gradlı(alt kalite) malı, aşırı sürüp(kısa kullanım ömrü) ile satma durumu var.
dalga boyu da patatestir muhtemelen(uvb dir)
medikal gradların(iş yapanın) en ucuzu 40-45 dolar, sadece 1 led fiyatı..

yağni.. fabrika çöplerini değerlendirmenin bir yolu..
yada yeni müşteri tokatlama modası..
yüzey halk bazında kolonya(70% alkol) ile hallolur oysa. :he: :he:(gırla da alternatif ürün var)

---

Teşekkür ederim, ben de şüphelenmiştim son 2 paragrafta yazdıklarınızı düşünerek. Almıyım kalsın o zaman...

Alıntı:

---

Originally Posted by turali

Virüs korkusundan hocam,yani havalandırmak için pencereyi açıyoruz, 3. kat, dışarıdan eve girip koltuklara filan yerleşir mi diye. Ama saçmalıyorsam yazın ki boşuna endişelenmeyim, son haberlerden sonra çok tırsıyorum...

---

Dostum 3. kata bir şey olmaz.
Ben de 3. kattayım.
Açıyorum camları olduğunca.

Alıntı:

---

Originally Posted by reha kaya

Valla, sayfayı kaldırmışlar.:oleyo:

---

Akepelilerin kendi kafaları da karışık twittera yazıp siliyorlar, hem de genel başkan yardımcısı düzeyinde...


AKP'de kafa karışıklığı sürüyor
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, önce cevap verdi sonra eleştiriler gelince paylaşımını sildi..

https://odatv4.com/akpde-kafa-karisi...-15042124.html

Şaşırdık mı, tabi ki hayır


Kendi bakanlığına mal satan bakan

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve eşi Hasan Pekcan, dezenfektan üreticisi iki şirketin sahibi. Bakanın şirketleri ürettiği dezenfektanı Ticaret Bakanlığı'na satıyor. Bugüne kadar bakanlık bünyesindeki kurumlara 9 milyon TL'lik ürün satıldığı belirtiliyor. İşte o belgeler...

https://odatv4.com/kendi-bakanligina...-16042129.html

Alıntı:

---

Originally Posted by value

Devletin 1 senelik emekli ve memur maaşı zor ödenir o paraya...:)

---

Siz devletin emeklilerinin aldığı maaşı Avrupa da kilerle karıştırdınız sanırım....:)

Alıntı:

---

Originally Posted by turali

Virüs korkusundan hocam,yani havalandırmak için pencereyi açıyoruz, 3. kat, dışarıdan eve girip koltuklara filan yerleşir mi diye. Ama saçmalıyorsam yazın ki boşuna endişelenmeyim, son haberlerden sonra çok tırsıyorum...

---

Kesinlikle gerek yok.Sizin o kadar uzun mesafeden sizi hasta edecek kadar virüs almanız imkansız.Bu virus hasta ile yakın temas ve belli bir süreyle temas istiyor.Bu ilk virüste on dakika idi .Şimdiki çok bulaşıcı diyorlar.Eh bunda beş dakika olsun,ikiniz de maskesiz en az beş dakika yakın temas gerekir.Ona da dikkat edersiniz zaten sn turali.

Alıntı:

---

Originally Posted by turali

Virüs korkusundan hocam,yani havalandırmak için pencereyi açıyoruz, 3. kat, dışarıdan eve girip koltuklara filan yerleşir mi diye. Ama saçmalıyorsam yazın ki boşuna endişelenmeyim, son haberlerden sonra çok tırsıyorum...

---

virüs ilk çıktığında forumdan biri 65 derece suda banyo yapıyorum diyordu
bir yerlerden duymuş 65 derecede virüs ölüyor diye, 45 derece üstü işkence 65 derece ise resmen haşlanmadır
önemli olan sabun veya temizlik maddesinin virüsü ayrıştırıcı özelliği isterseniz 20 derecede yıkanın ya da el yıkayın..

Alıntı:

---

Originally Posted by realities

virüs ilk çıktığında forumdan biri 65 derece suda banyo yapıyorum diyordu

---

3. saniye sonrası, yanık servisine gitmediyse,
forumda yazılanlara bakınca, insan dışı türlerde üyeler arasında, izlenimi oluşuyor.. :he: :he:

Haftalık
https://klasresim.com/i/dGZU3

Is a Mass Psychosis the Greatest Threat to Humanity?
https://www.youtube.com/watch?v=ojPcF-oLABE

:yes:

Alıntı:

---

Originally Posted by Zaf.Dogu

3. saniye sonrası, yanık servisine gitmediyse,
forumda yazılanlara bakınca, insan dışı türlerde üyeler arasında, izlenimi oluşuyor.. :he: :he:

---

Ayıptır söylemesi ben de alkolü arttırdıydım.

https://i.postimg.cc/sf5YPWvK/R-278.gif

Alıntı:

---

Originally Posted by hkm

Kesinlikle gerek yok.Sizin o kadar uzun mesafeden sizi hasta edecek kadar virüs almanız imkansız.Bu virus hasta ile yakın temas ve belli bir süreyle temas istiyor.Bu ilk virüste on dakika idi .Şimdiki çok bulaşıcı diyorlar.Eh bunda beş dakika olsun,ikiniz de maskesiz en az beş dakika yakın temas gerekir.Ona da dikkat edersiniz zaten sn turali.

---

Tamamdır, çok teşekkür ederim cevabınız için..

Alıntı:

---

Originally Posted by realities

virüs ilk çıktığında forumdan biri 65 derece suda banyo yapıyorum diyordu
bir yerlerden duymuş 65 derecede virüs ölüyor diye, 45 derece üstü işkence 65 derece ise resmen haşlanmadır
önemli olan sabun veya temizlik maddesinin virüsü ayrıştırıcı özelliği isterseniz 20 derecede yıkanın ya da el yıkayın..

---

Bir de çamaşırları illa ki 90 derecede yıkayın diyorlardı bazıları televizyonda. Halbuki o kadar deterjan koyuyoruz makineye asıl öldürücü bence de deterjandır, yani su sıcaklığını o dereceye yükseltsek zaten bütün çamaşırlar bozulur...

Alıntı:

---

Originally Posted by Zaf.Dogu

Is a Mass Psychosis the Greatest Threat to Humanity?
https://www.youtube.com/watch?v=ojPcF-oLABE

:yes:

---

"Hell is the others" mı yani:)