Türkiye nin nüfus piramidi, Cumhuriyet kuşağının artık yavaş yavaş tarihten silinmekte olduğunu gösteriyor. Atatürk ü, devrimlerin coşkusunu, sıfırdan ülke kurma heyecanını, çok okumayı, çok çalışmayı, medeni dünya ile müsavi olma mücadelesi vermeyi erdem belleyenler gidiyor.
Nüfus içindeki oranı %2.52 ye düşen, savaş görmüş, savaşın yokluğunu, yoksulluğunu yaşamış, her şeyin kıymetini bilen, tüketmemeyi erdem kabul etmiş, 50 lerin romantik, 60 ların onurlu dünyasını kuran sessiz kuşak da gidiyor. (Sadece 2 milyon kaldılar)
Kaderin cilvesine bakın ki, bu kuşak kendisini yönetsin diye sadece milliyetçi, muhafazakar, sağcı, liberal ve oportünist figürler çıkartabildi ve ülkeyi bunlara teslim etti.
Bu kuşak aynı zamanda laik yaşamın ne olduğunu bilen SON kuşak. Bir insanın karşı cinsten arkadaşı ile özgürce ilişki kurmasının, eğlenmenin, (her konuda) düşüncelerini açıkça ve net ifade etmenin, yaşam ölçütlerini kutsala değil, akla dayandırmanın ne olduğunu bilen SON kuşak.
Türkiye nin son debelenmeleri, işte bu kuşağın debelenmeleridir. Bu kuşak da toplam nüfus içinde %10 un altına inip marjinalleştiğinde, laik yaşamı bilen, kültürel kodlarını, ahlakını, toplumla, karşı cinsle ilişkilerini laik ölçütlerle oluşturan SON nesil de gitmiş olacak.
Bu nesil giderken kendisiyle beraber 1960 ların, 70 lerin müthiş kültür patlamasını, toplumsal ayağa kalkışı, Türkiye nin bütün tarihi boyunca yaşadığı TEK demokratik dönemi de beraberinde götürecek. Çünkü bu kuşak (Türkiye de) yenilmiş bir kuşaktır.