Duygu karmaşasının kestirilmesi imkansız sonuçlarından söz ediyoruz. Teknolojik alanlarda durum iyice içinden çıkılmaz hale geliyor çünkü burada yeni bir trend, ucunun nereye gideceği belli olmayan bir fiyatlama süreci başlatıyor. Yatırımcılık adına sorunun çözümü belli; varlıklar için değerleme yapmak konusunda uzmanlaşmak. Aşırılıkların bile belli bir mantık çerçevesinde sınırları olduğunu biliyoruz sonuçta. Pişmanlıklar için de sözüm şu; kendi kapasitemizin farkındaysak neyi erken algılayabileceğimizi de bilebiliriz. Beni çok aşan teknoloji devriminden faydalanamadığım doğru ancak pişmanlık duymam da saçma olur. Intel alırsam ve yükselirse bu tamamen rastgele bir seçimin sonucu olacak. Değerleme yapmak sanıldığı kadar kolay iş değildir. Mutlak tecrübe gerektirir, bilanço dip notlarını veya şirket haberlerini defalarca gözden geçirmek gerekir. Makro analiz ile pazarın, ülkenin hatta dünyanın durumu doğru biçimde tespit edilip yatırım fiyatından iskonto edilmelidir. Kendi sınırlarımızı belirleyip o standartta sonuçlar üretebiliyorsak bu yeterlidir. Alt sınır risksiz getiri oranıysa ve hiç bir gideri olmayan bireysel yatırımcı yıllıkta reel %10 getiri elde etmişse bu başarıdır. Başarının tatmin getirmesi ise yapılan yatırımın büyüklüğüne bağlıdır. Hayat standardınızı değiştirecek bir kümülatif getiri elde etmişseniz %10 sayısal bir başarı olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşür. Kazanılan para entellektüel seviyemizi aştığında aklımız karışır ve hata yaparız. Bunun çözümü sizin yaptığınız gibi okuyarak entellektüel seviyeyi yatırıma yaklaştırmak.
Bu tip durumlarda yapılacak en doğru şey, en azından yatırımların likidite elliğiniz kısmı için, kenara çekilip dinlenmektir. Bir hata olduğunu düşünüyorsanız bunun nedeni hareket etmiş olmanız olabilir.