-
Amerikali yazar William Faulkner, Agustos Isigi (Light in August) romanini 19 Subat 1932’de tamamlayip yayincisi Smith & Haas'a gonderdi.
"Cunku az zamanda ogretecegim sana, en fazla tiksinilecek iki seyin miskinlik ve bos dusunce, iki erdemin de calisma ve Tanri korkusu oldugunu."
https://images.gr-assets.com/books/1...091l/10979.jpg
“For I will have you learn soon that the two abominations are sloth and idle thinking, the two virtues are work and the fear of God.”
-
Romanyali sair Marin Sorescu'nun dogum yildonumu (19 Subat 1936)
Bir orumcek agi
Sarkiyor tavandan.
Yatagimin tam uzerinde.
Dikkat ediyorum
Biraz daha alcaliyor her gun.
Cennet merdiveni
Gonderiliyor bana - diyorum,'Yukarý'dan geliyor.
Onceki kendimin sadece hayaleti olan
Bu erimis halime ragmen
Saniyorum bedenim
Bu ince merdiven icin
Cok agir.
Dinle ruhum, sen cikmalisin once,
Yavas yavas!
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
A silken thread, spun by a spider
Hangs from the ceiling
Just above my bed.
Day by day I watch it descend.
And think, 'now heaven offers me ladder,
It reaches to me from above'.
Weakened though I be,
A shadow of my former self,
I think the ladder might not
Support my weight.
Listen, my soul, on you go ahead,
Softly, softly.
-
Amerikali sair Frederick Seidel'in dogum gunu (19 Subat 1936)
Adamin birinin aglamaya basladigini gordu bir seferinde
Ve tam zamaninda kendini tuttugunu.
Cunku erkeklerin bir turu icin aglamak, hakli olarak, bir sus olarak goruluyordu.
https://media.poetryfoundation.org/m...h=1200&fit=max
He saw a man once start wep
But stop himself in time.
Because crying for a certain sort of man is correctly considered a crime.
-
Uruguayli sair, oyun ve kisa oyku yazari Horacio Quiroga’nin olum yildonumu (19 Subat 1937)
“Yazarken ne arkadaslarini dusun, ne de oykunun yaratacagi etkiyi. Bir araya getirecegin kahramanlarinin icinde yasadigi o kucucuk ortamdan baska ilgini ceken hicbir sey yokmus gibi anlat oykunu. Oykudeki yasantidan baska bir sey cikmasin ortaya.”
https://upload.wikimedia.org/wikiped...io_Quiroga.jpg
"No pienses en tus amigos al escribir, ni en la impresión que hará tu historia. Cuenta como si tu relato no tuviera interés más que para el pequeńo ambiente de tus personajes, de los que pudiste haber sido uno. No de otro modo se obtiene la vida del cuento."
“Kahramanlarini elinde tut ve oykunun sonuna kadar tutarli bir sekilde tasi. Kurguladigin yolda onlari baska sekilde gormeye kalkma. Baskalarinin goremedigi ya da gorse bile aldirmayacagi seylerle yolunu saptirma. Okuru aldatma. Oyku, laf kalabaligindan arinmis bir romandir. Oyle olmasa bile, bunu mutlak bir hakikat olarak kabullen.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Toma los personajes de la mano y llévalos firmemente hasta el final, sin ver otra cosa que el camino que les trazaste. No te distraigas viendo tú lo que ellos no pueden o no les importa ver. No abuses del lector. Un cuento es una novela depurada de ripios. Ten esto por una verdad absoluta aunque no lo sea."
-
Amerikali sair ve roman yazari Stephen Dobyns’in dogum gunu (19 Subat 1941)
“Hizlanan otomobilimin camlarindan sevdigim herseyin uctugunu gorurum: okunmamis kitaplar, anlatilmamis fikralar, ziyaret edilmemis manzaralar.”
https://images.gr-assets.com/books/1...1l/1488027.jpg
“Through the windows of my speeding car ý see all that ý love falling away: books unread, jokes untold, landscapes unvisited.”
-
Amerika Birlesik Devletleri Kongre Kutuphanesi, 19 Subat 1949’da Ezra Pound’a, bir yil once yazmis oldugu The Pisan Cantos siir kitabi icin Amerikan tarihinin ilk Bollingen Odulunu verdi.
‘Kendi efendin ol, o vakit sayarlar seni’
siyir at kof benligini
doluyla dovulmus bir kopeksin
sismis bir saksagan sarali bir gunes altinda,
yari kara yari ak
kanadini kuyrugundan ayiramayan
siyir at kof benligini
bayagi ne denli kinin
yalanla dolanla beslenmis,
siyir at kof benligini,
yikmakta birebir, verirken acgozlu,
siyir at kof benligini
siyir at dedim.
ama hicbir sey yapmamaktansa yapmis olmak
bu kof benlik degildir bak
durustce bir kapiya vurmak
bir vurdumduymaz acsin diye
toplamak canli bir gelenegi havadan
fethedilmemis bir yalim guzel yasli bir gozden ya da
bu kof benlik degildir bak.
yapmamaktadir, ordadir asil yanilgi,
asil yanilgi bocalayan cekingenliktedir.
https://images.gr-assets.com/books/1...879l/98943.jpg
'Master thyself, then others shall thee beare'
Pull down thy vanity
Thou art a beaten dog beneath the hail,
A swollen magpie in a fitful sun,
Half black half white
Nor knowst’ou wing from tail
Pull down thy vanity
How mean thy hates
Fostered in falsity,
Pull down thy vanity,
Rathe to destroy, niggard in charity,
Pull down thy vanity,
I say pull down.
But to have done instead of not doing
this is not vanity
To have, with decency, knocked
That a Blunt should open
To have gathered from the air a live tradition
or from a fine old eye the unconquered flame
This is not vanity.
Here error is all in the not done,
all in the diffidence that faltered
-
Fransiz yazar André (Paul-Guillaume) Gide'in olum yildonumu (19 Subat 1951)
“Yirmi besimdeyken, yasami hemen hemen sadece kitaplardan taniyor ve kuskusuz bu yuzden de kendimi romanci saniyordum. Olaylarin, bizi en cok ilgilendirecek yanlarinin nasil kotu bir nihayetlilik ve alaycilikla gozlerimizden kactigini, onlari zorlamayi bilmeyene ne kadar sinirli olanaklar sagladigini ise henuz bilmiyordum.”
http://4.bp.blogspot.com/-jWN_zw7WUU.../Gide2+(2).jpg
"A vingt-cing ans je n'en connaissais rien ŕ peu prčs, que par les livres ; et c'est pourquoi sans doute je me croyais romancier ; car j'ignorais encore avec quelle malignité les événements dérobent ŕ nos yeux le côté par oů ils nous intéresseraient davantage, et combien peu de prise ils offrent ŕ qui ne sait pas les forcer."
http://aforismi.meglio.it/img/frasi/...-sincerita.jpg
"Asil ikiyuzlu, kendi yanilgisini kavrayamaz hale gelip, ictenlikle yalan soyleyendir."
http://www.frasi-celebri.net/images/...0f75ad5967.jpg
"Hicbir sey mutlulugun anisi kadar engelleyemez mutlulugu.”
-
Japon roman, oyku, deneme yazari ve film yapimcisi Ryu Murakami'nin dogum gunu (19 Subat 1952)
"Bak iste, dunya hala ayaklarimin altinda degil mi? Bu yeryuzunun ustundeyim ben ve ayni yeryuzu uzerinde agaclar, otlar, yuvasina seker tasiyan karincalar, yuvarlanan topu kovalayan kiz cocugu, kosusturan kopek de var. Bu yeryuzu sayisiz evlerden, daglardan, irmaklardan, denizden gecip her yere ulasiyor. Iste o yeryuzunun ustundeyim. Korkutucu dunya hala benim altimda bir yerlerde." Seffaf Mavi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Hey, take a good look, isn't the world still under your feet? I'm on this ground, and on this same ground are trees and grass and ants carrying sand to their nests, little girls chasing rolling balls, and puppies running. This ground runs under countless houses and mountains and rivers and seas, under everywhere. And I’m on it. Don’t be scared, I’d told myself, the world is still under me."
"Kayboldugum ani cok iyi animsiyorum. Cok farkli kosullarda kayboldugum oldu, ama kayboldugum anlar hep ayniydi. Kayboldugumu aniden anliyordum.Yavas yavas kaybolan cocuk olmaz, bir an donup bakar ki hic bilmedigi sokaklara girivermis, artik kayiptir. Yururken surekli tanidik evler, park ve yollar vardir. Ama bir koseyi dondugunde manzara aniden ve tamamen degisir. Simdi animsiyorum da, o anlardan korkardim, ama severdim de." Yok Yere
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“I remember very clearly what it was like getting lost,” he went on. “The circumstances varied, but the moment I realized I was lost was always the same. No kid ever got lost gradually. Suddenly you find yourself in unfamiliar surroundings, and that’s it, you’re lost. You’ve been walking along past familiar houses and parks and streets, and then you turn a corner and the scenery changes completely. I remember being very scared when that happened but also really liking it.”