Originally Posted by
casual
devletin yada insanların birilerini suçlu /kötü/ahlaksız/çıkarcı görüp cezalandırması yada bu doğrultuda bir görüşe sahip olması konusunu biraz irdelemek lazım..
örnek; imar bankasına tasarrufunu yatıranlar çıkarcı, yüksek faize tamah eden, yüksek faiz için hertürlü riski alan fakat bu gerçekleştiğinde durumu kabul etmeyen insanlar olarak görülmeye çalışılıyor. hatta zihniyeti bozuk insanlar..
aslında olaya bilimsel bakılırsa ki bunu olaylara objektif bakabilen psikoloji, sosyoloji, felsefe uzmanları yapabilir..
bazı yada bir gurup insanı böyle görenlerde yada görmeye çalışanlarda asıl sorunun kendilerinde olduğu anlaşılır. insan yapısı gereği "kendinden hareketle düşünür"
yani ben olsaydım şunu yapmazdım, onlar yaptı suçlu gibi... tabi bu hiç bir zaman bilimsel bir yaklaşım olmaz..
objektif te değildir , yani subjektif işine geldiği gibi konuşur buda cahilliğin göstergesidir.
yüksek faize tamah etmek diye adlandırılan olay aslında çok basit ve insan doğasının gereği bir yaklaşımdır..
örneğin burada mevduat faizi başlığı altında herkes esasen yüksek faiz almak ister, ama bunda en küçük bir risk görürse, yada tereddüt ederse bir miktar yüksek faiz almak yerine daha orta ölçekte bir bankayı, yada büyük bankaları tercih e der.
işte sorun burada başlar, insanlar bencil ve subjektif baktığında yüksek faiz veren bankaların başına birşey geldiğinde "bak gördünüz mü ben tahmin etmiştim, ben enayimiyim düşük faizle büyük bankada paramı tutmaya razı oldum"
tabi bu yüksek faiz alamama durumu yani subjektif en cahil insanın yapacağı yaklaşımdır.. ben yüksek faiz alamadım korktum, ohh iyi oldu ..
aslında bu şahıs her an yüksek faize gitmek istemektedir dahası bunu çok istiyordur. ama korku ve tedirginlik ağzının suları akmasına rağmen bu yüksek faizden onu alıkoyuyordur.
yani durum rahatlıkla HASET, ÇEKEMEMEZLİK olarak açıklanablir.. tabi bunlar hep akıl dışı şeylerdir.
şuan da da rahatlık la büyük banka ile küçük banka arasında yüzdesel bazda %20 ye varan brüt faiz farkları vardır.
yani 2 , 2.5 puan faiz farklarından bahsedilebilir..
fakat olaya objektif yaklaştığımızda esasen küçük bankaya gidip yüksek getiri elde etmek isteyenlerin BANKANIN BATMA RİSKİNİ aldıklarını doğru tespit etmek gerekir.
yani yüksek faiz veren bankalara devlet zorla el koysun, bütün hakları gasp edilsin gibi bir düşünce haince , düşmancadır. bunun kaynağıda bahsettiğim gibi BEN YÜKSEK FAİZ ALMADIM, DEVLET SENİN BÜTÜN BİRİKİMİNİ GASP ETTİ OHH OLSUN. BEN ENAYİMİYDİM DÜŞÜK FAİZE RAZI OLDUM.. cahilce bir insan tepkisidir.
yüksek faizin riski vardır evet. ama bu bankanın batma riskidir (gerçek anlamda) bu durumda bile kusur rahatlıkla devletin ilgili kurumlarında aranabilir.. denetleyeci pozisyonundadırlar.
yani imar bankası olayında ki gibi hem mevduatı sigorta edeceksin , hem DÜNYA DA ASLA OLMAMIŞ VE OLMASI MÜMKÜN OLMAYAN ŞEKİLDE DİJİTAL ORTAMDA MÜLKİYET HAKKI VERMEDEN, KİŞİ ADINA SAKLAMA YAPMADAN, HİÇ BİR ŞEKİLDE KAYDINI TUTMADAN HAZİNE KAĞITLARINI BANKALARA SATTIRACAKSIN..
yettimi yetmedi tabi? geriye dönük işletmek üzere yasa çıkarıp, imar bankası sahibinin ve yakınlarının ödediğini iddaa ettiğin tasarrufun 3 katı değerinde mal ve paraya çökeceksin..
sonra ödemiyorum diyeceksin.. yüksek faiz alanın riski bu mu? hazine bonosu alanın riski bu mu?
bir banka ne yapmış olursa olsun, bu asla tasarruf sahibini bağlamaz.. bilgili insan , akıllı insan sadece kendine ait olan kısmı düşünür. BİR BANKANIN NE YAPTIĞI DEVLETİN SORUNUDUR, BDDK NIN, SPK NIN, MERKEZ BANKASININ SORUNUDUR.
TASARRUF SAHİBİ MEVDUAT BANKASINA MEVDUATINI YATIRIR. DEVLETİN AÇIKLADIĞI GARANTİ KAPSAMINI DİKKATE ALIR (BUNUN NEDENİ DEVLETİN BANKAYA MÜDAHALE ETMEDİĞİ DURUM DA TMSF DEN NE KADAR PARA ÖDEYECEĞİNİ BİLMEK İÇİNDİR)
KÜÇÜK BANKAYSA BANKA ZOR DURUMA DÜŞDÜĞÜNDE İFLAS ETTİĞİNDE DEVLET MÜDAHİL OLMADIĞINDA PARASININ/TASARRUFUNUN SİGORTA KAPSAMINDA OLMAYAN KISMININ RİSKİNE GİRDİĞİNİ BİLMELİDİR.. BİLGİ BUDUR.
HAZİNE BONOLARINDA YETKİSİZ HAZİNE BONOSU SATIŞI DEYİMİNİN B İR ANLAMI YOKTUR. ESAS OLAN ALINAN HAZİNE BONOSUNUN KARŞILĞININ OLUP OLMAMASIDIR. BU DA MÜLKİYET HAKKI VE/VEYA KİŞİ ADINA SAKLAMA İLE MÜMKÜNDÜR..
HAZİNE BONOSU YATIRIMCISI ALDIĞI HAZİNE BONOSUNUN GERÇEK ANLAMDA DEVLETİN KASASINA GİRİP GİRMEDİĞİNE BAKMAZ.. BUNU ARAŞTIRMAZ. DEVLET KİŞİ ADINA SAKLAMAYI YAPMAK ZORUNDADIR, DEĞİLSE BU ANAYASAL SUÇTUR VE TC DEVLETİ İMAR BANKASI DÖNEMİNDE BU SUÇU İŞLEMİŞTİR.
YANİ TASARRUFÇU KENDİ GÖREV ALANINA BAKAR, BURDA HEP DİLE GETİRİLEN KONULAR HEP BDDK NIN , DEVLETİN GÖREVİNİN İMAR BANKASI TASARRUF SAHİBİNİN YAPMASI GEREKTİĞİ KONUŞULDU.
BEN BİLİNÇLİ OLARAK DEVLETİN GÖREVİ OLAN KISMI ARAŞTIRMADIM,, BUNUN PEŞİNE DÜŞMEDİM.. BU BENİM GÖREVİM DEĞİLDİ..
YANİ İMAR BANKASININ NE YAPTIĞI BENLE İLGİLİ BİR KONU DEĞİLDİ.. DEVLETİN KASITLI KUSUR VE GASP SENARYOSU HAZIRLAMASINI BEN TAHMİN EDEMEM VE ETMEK ZORUNDA DA DEĞİLİM.
olaylara bütün bakılmak istemedğinden ki bunun kaynağı "zihniyet bozukluğudur" bu konuları tartışmak zorunda kalıyorum..
imar bankası yetkisiz hazine bonosu satmış ? ee satmış ta ne olmuş? yetkisiz sattıysa ödenmezmiş..
aslında temel konu nedir? satılan hazine bonolarının karşılığının (parasının) devletin kasasına girmesi, bu böyle olduğunda yetkili yada yetsikiz satmanın bir anlamı yoktur.
yani yoksa hazine bonolarını herkes satabilir de, tıpkı otomobil gibi noter e gidersiniz satış gerçekleşir, mülkiyeti size geçer.
peki temel konu neden saptırılmak isteniyor çok basit ZİHNİYET BOZUKLUĞU..
mesela kişi adına saklama yapılsa dahi, bankalar aracılığı ile satılan hazine bonolarının bedeli hazineye reel anlamda geçmemiş olabilir.. zira herkes dijital ortamda bankalar aracılığı ile hazine kağıtlarını satın alıyor.
ama bu hazine bonosu yatırımcısını bağlamaz.. dansözler aranıyor kıvıracak..
saygılar,