https://turktarihim.com/Abd%C3%BClha...BCs%C3%BC.html
Alıntı:
Burada sorulması gereken esas soru şudur ki ; Cumhuriyet Dönemi uygulamalarına ve bizzat Latin Alfabesi’nin varlığına ihtilaf eden günümüz Cumhuriyet ve Atatürk karşıtları, Latin Harflerine geçişe Abdülhamit Han döneminde muvaffak olunabilseydi yine de ihtilaf edebilecekler miydi?
Tabii ki...Mesela bugün mevcut alfabe değiştirilmeye kalkışılsa, herkes, hayatları pahasına ihtilaf etmeli.
Alıntı:
Hatırlarını okudum kendisi Atatürk'e iki sene karşı çıktığını yazıyor.
Alıntı:
Baskıdan baskıya değişir mi?
Ailesinin onayladığı baskı
Ya da ilk baskı belki en itimat edilir olanı mıdır?
Sadece alfabe mevzuu değil, mesela temel kırılma noktalarından en önemlisi, Balkan Paktı konusunda da karşı çıkışlar var. Sadece İnönü değil, mesela Atatürk suikasti sebebiyle suçlanan ve yargılanan çok önemli 33 isim var. Kazım Karabekir gibi.
Asılanlar var. Aşağıdaki isim aklıma geldiğinde hep üzülürüm. İtibarı mutlaka iade edilmelidir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Cavid_Bey
Alıntı:
Mehmed Cavid Bey (Osmanlıca: محمد جاويد بك, d. 1877, Selanik - ö. 26 Ağustos 1926, Ankara), II. Meşrutiyet döneminde maliye nazırlığı yapmış Yahudi kökenli Osmanlı siyasetçisi.[1][2] Atatürk'e suikast girişiminin sorumlularından biri olduğu gerekçesiyle tutuklandı ve yargılandıktan sonra idam edildi. Osmanlı İmparatorluğu’nda liberalizm düşüncesinin öne çıkan isimlerindendi.[3] Hukukçu, dil eleştirmeni ve çevirmen Şiar Yalçın'ın babasıydı.
Alıntı:
II. Meşrutiyet’in ilanından sonra I.ve II. dönem Selanik ve III. dönem Çanakkale mebusu olarak İstanbul’daki mecliste yer aldı. 31 Mart Vakası'ndan sonra sadrazam Ahmet Tevfik Paşa tarafından maliye bakanlığı görevine getirildi. İttihat ve Terakki yönetimi sırasında çeşitli defalar bu göreve getirilip ayrıldı. Osmanlı maliyesini modernleştirdi.[9] Kapitülasyonların kaldırılması için büyük mücadele verdi. Türk iş adamı sınıfının doğması için uğraştı. İktisadi liberalizme inanmış olan Cavit Bey’in 1917 yılı bütçe konuşması ünlüdür:
Alıntı:
“Biz milliyetperveriz. İstemeyiz ki memleketimizde yapılacak bütün teşebbüsler ecnebiler tarafından yapılsın ve misafir olalım. Hayır!”
Alıntı:
Ülkenin I. Dünya Savaşı’na girmesine[10] ve Ermeni Tehciri'ne karşı çıktı.[11][12] 1917’de bir devlet bankası hâline getirilmesi planlanan İtibar-ı Milli Bankası’nın (Crédit National Ottoman) kurucuları arasında yer aldı. Bu girişim, "iktisadi cihad" olarak tanımlanıyordu. Savaştan yenik çıkıldığı için bu proje gerçekleşmedi.
Alıntı:
1916 ile 1918 yılları arasında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası büyük üstatlığı yapmıştır.[14]
Alıntı:
Lozan Barış Antlaşması’nı imzalayan Türkiye delegasyonunda üye olarak bulunan Cavit Bey, cumhuriyet rejimi sırasında yönetime muhalif bir tutum takındı. İzmir Suikastı hadisesi sonrasında suikast girişiminin bir parçası olmakla suçlandı. Kendisini yargılayan İstiklâl Mahkemesi hakimleri savunmasını suçsuzluğunu ispatlayıcı nitelikte bulmadı ve 26 Ağustos 1926 günü Cebeci’deki Umumî Hapishane’de Doktor Nâzım Bey, Yenibahçeli Nail Bey ve Hilmi Bey ile birlikte idam edildi. Bu isimlerin cenazeleri hapishanenin avlusuna gömüldü.[15] "İzmir Suikasti" hâdisesiyle hiçbir ilgisinin olmadığı, suçsuz olduğu ve haksız yere idâm edildiği İsmet İnönü'nün hatıralarında anlatılır.[16]
Balkan Paktı'na karşı çıkanlar,bunu dayatanara şu soruyu sormuşlardı: Almanya, Balkanlara saldırır da pakt imzaladığımız ülkeleri işgal ederse, Almanya'ya savaş mı ilan edeceksiniz? Aynen karşı çıkanların savunduğu tez gerçekleşmiş, Almanya Balkanları işgal etmiş, Türkiye attığı imzanın gereğini yerine getirmemiştir.