Kapanış itibariyle BIST 100 Endeksi kendi tarihi zirvesinden % 6,64 aşağıda. Son 2 günlük mumlar güçlü seyrediyor. Genelde bankacılık endeksi motor görevi görse de borsa geneli de bundan kısmen az olsa da pozitif etkilendi. Umarım devamı gelir.
Printable View
Kapanış itibariyle BIST 100 Endeksi kendi tarihi zirvesinden % 6,64 aşağıda. Son 2 günlük mumlar güçlü seyrediyor. Genelde bankacılık endeksi motor görevi görse de borsa geneli de bundan kısmen az olsa da pozitif etkilendi. Umarım devamı gelir.
Bugün bir arkadaşla yine uzun vade-kısa vade yatırım tartışması yaptık uzun uzun.. Bu tip tartışmalarda genelde herkes kendi işine yarayan örnekleri vererek haklı çıkma derdinde. Uzun vadeli yatırımcılığı savunan arkadaşlarımızın hepsinin dilinde benzer hisseler pelesenk olmuş. Fî tarihinde filan hisseyi alsaymışız bugün şöyle olurmuş filan gibi ezberlenmiş argümanlar. Şöyle bir ön kabul var: Bilmem kaç senede çok iyi getiri sağlamış olan bir hissenin bundan yine bilmem kaç sene sonrasına da benzer getiri sağlayabileceği gibi bir beklenti durumu.. Ama gerçekler pek de öyle değil. Misal, geçen senenin iyi çıkış yapan, geçen yıl benim de portföyümde bulunan, populer hisselerinden TUKAŞ ve KONKA bu sene neredeler? Ne kadar prim yapabildiler? Gelecek yıl ne kadar yapabilecekleri öngörülebiliyor mu mesela? Buna kendim de dahil kimsenin cevap verebileceğini sanmıyorum.
Bir de her hisse mutlaka 'eder'ini görür muhabbeti dönüyor. Kesinlikle hemfikirim:) Mutlaka bir gün bir hisse 'eder'i olan fiyatla kesişiyor. Ama hangi 'eder'? Kimin hesabına göre 'eder'? Gerçekten 'eder' mi? Senelerdir zarar eden şirketleri bile bir gün mutlaka 'eder'ine gelir diye ısrarla, inatla elinde tutan arkadaşlarım var? 'Eder'i ne diye sorduğumda kem küm, net bir cevap yok.. Ha benim bu konuda net bir cevabım var mı? Hayır. Çünkü ben 'eder' konusunun göreceli olduğunu ve bir hisse için yüzlerce farklı 'eder' hesaplanabileceğini düşünenlerdenim.
Benim yaklaşımım ne peki? Bir de benim yaklaşımım mutlak doğru mu? İkincisine önce cevap verecek olursak, kesinlikle hayır. Çünkü bu işte mutlak doğru hiç bir zaman olmadı ve olmayacak. Başarılı olmuş metotların bile kendi içinde bir yığın defosu mevcut. Mükemmel bir yöntem diye bir şey yok.
Benim kişisel yaklaşımım ise şöyle: Bir yere yatırım yapıp yıllarca orada sabretmenin anlamlı olduğuna inananlardan değilim. Dönemsel/konjonktürel ve bilanço odaklı seçimler yapmanın ve anlamlı kârlar görüldüğünde kâr realizasyonları yapmanın ve portföy güncellemenin daha makul olduğuna inananlardanım. Bu işler mutlak doğru olmadığı için bir arkadaşımız tüm malını bir hisseye gömüp orada uzaya çıkan bir performans da yakalayabilir hasbelkader. Ama kaç kişiye böyle bir fırsat denk düşer? Elimizde olanın böyle bir performans sergileyebileceğinden ne kadar emin olabiliriz ki uzaya kadar çıkışa eşlik edebilelim?
Ayağımız yerlere basıyor çok şükür. Her daim eksiklerimiz,gediklerimiz olacak. En umulmadık zamanlarda en doğru bildiklerimizden sapacağız zamanla. Sonuçta sıcak kanlı insanlarız, zaman zaman endişeye, zaman zaman fazla coşkuya katılarak hatalar yapacağız. Ama snuçta hep nasibimizdekinden fazlası elimizden uçacak, eksik olanı da bir vesileyle heybemize dolacak.
Çok da şey etmemek lazım.. Felsefem alttaki imzada yazıyor zaten.. Ne kadar uygulayabilirsek işte..
Bir süre sonra tabulaştırılan Varan Büfe'nin bazı bilinmeyen taraflarını, kirli ve ahlaken pek de kabul edilemeyecek para kazanma yöntemlerini anlatan bir kaç video paylaşacağım. İnsanlar bazen çok naif ve safça düşünüyorlar bazı piyasa oyuncuları hakkında.
https://i.hizliresim.com/6nqniar.jpg
Bu grafik de bir kenarda dursun.. MKK'nın Veri Analiz Platformu tarafından hazırlanan Risk İştahı Endeksi (RİSE) ve BIST 100 fiyat hareketinin korelasyonu. Grafik son 5 yılı kapsar. Bir de aşağıya son 2 yılı kapsayanını koyalım:
https://i.hizliresim.com/r6vdjbi.jpg
Bu da son 2 yıllık RİSE grafiği. Buradan değişik çıkarımlar yapılabilir. Ancak benim en çok dikkatimi çeken fiyat hareketi olarak yıl başı ile seçim arasındaki döneme benzer bir yatay-düşey görüntü verse de endeks risk iştahında o dönemdeki gibi bir dibe vurma sözkonusu değil.
Yine MKK verilerine göre 2016 4.Çeyrekten itibaren 4 ana alanda / sektörde Kâr Büyümesi. Başlangıç her birisi için 100 birim olarak alınmış. 'Hizmetler' 100 birimken 9000'lere çıkarak diğer sektörlere ciddi fark atmış durumda.. Gelecek için bir öngörü olarak kullanılabilir mi? Üzerinde düşünmek gerek.
https://i.hizliresim.com/dbunhbh.jpg
Asıl tuhaf olanı 'Hizmetler'deki Kâr Büyümesindeki diğerlerine olan bu fahiş fark Cirolardaki Büyümede aynı şekilde desteklenmiyor. Demek ki hizmetlerdeki kâr marjları diğer sektörlere nazaran ciddi oranlarda artmış zamanla.
https://i.hizliresim.com/921y470.jpg
https://vergiport.com/uploads/enflas...20-11-2023.pdf
Enflasyon Düzeltmesi ile ilgili görebildiğim en derli toplu ve sade anlatımlardan birisi. Gözden geçirmekte fayda var.
https://www.youtube.com/watch?v=xlmuIbBHwfw
Bu video da aynı sunumun videosu gibi görünüyor.
Şirketlerin enflasyon muhasebesi çerçevesinde nasıl bir bilanço ve gelir tablosu oluşturabileceğini kestirmeye çalışıyor herkes. Ancak herkes sadece bilançoyu açıp şirketlerin ne kadarlık parasal olmayan varlıkları olduğuna bakarak bir fikir yürütmeye çalışıyor ki bu eksik bir yaklaşım. Zira enflasyon düzeltmesi dediğimiz şey parasal olmayan varlıkların edinim tarihi itibariyle başlaması gereken bir şey. Mesela 2005'te elde edilen ya da bilançoya giren bir parasal olmayan varlığın enflasyon düzeltmesi sonucu kazanacağı yüzdesel değerleme ile 2018 yılında bilançoya giren parasal olmayan bir varlığın enflasyon düzeltmesi sonucu kazanacağı yüzdesel değerleme aynı olamaz. Stoklardaki sürelerde bilanço giriş tarihleri ile güncel tarih arası fark daha kısa olduğu için en fazla olsa olsa aylar bazında bir farklılık söz konusu olur. Ancak, mesela maddi ve maddi olmayan duran varlıklarda durum tam da yukarıda belirttiğim gibi varlığı ilk edinim tarihi söz konusu olacağı için, bizim gibi şirketlerin dışarısından bilanço takipleri yapanların nasıl bir düzeltme ile muhatap olabileceğini kestirmesi imkansıza yakın neredeyse. En fazla fikir yürütme babında, 2004 yılından itibaren duran varlıklardaki değişimi takip ederek (tabi bunda da yeniden değerlemeler işi bozabilir), dönemsel olarak maddi duran varlıklardaki değişimden hareketle en azından çeyrekler bazında ne kadarlık bir duran varlık elde edimi sağlanmış olabilirden yola çıkılarak bir hesaplama yapılabilir. Daha bir de bu işin amortisman ve itfa hesaplamaları var. Bu işi en fazla bir kaç şirkette yapabileceğimizi ve 600 civarı şirketi tek tek buna tabi tutacak ne zamanımızın, ne de enerjimizin olduğunu varsayarsak, bu işle iştigal etmek anlamsız ve mantıksız bir durum oluşturuyor ve buna yönelik tahminde bulunmak havanda su dövmeye benziyor. Bu durumda ya bekle gör politikası izlenmeli ya da borsa dışı kalmalı. Borsada kısa zamanlı bile olsa sene sonu ralli ihtimalinin söz konusu olması insanı kararsız kılmaya yetiyor.
Bence yabancıların bankalara akın etmelerindeki temel sebeplerden birisi de bu olabilir. Zira bankaların öngörülebilirliği net, çünkü hem parasal olmayan varlıklarının toplam varlıklarındaki oranı devede kulak durumunda, enflasyon düzeltmesi yapılsa bile bilançoları çok fazla etkilemeyeceği aşikar, hem de istisnai bir madde ile enflasyon muhasebesinden hariç tutuldular. Yabancı hesabını yapabileceği yere gelmeyi tercih ediyor bence. Diğerleri için enflasyon düzeltmesi yapılmış bilançoların açıklanmasını bekliyor olabilirler, piyasadaki pek çok fon gibi.
Kişisel olarak prensip gereği finansal şirketlere yatırım yapmadığım için bu çıkıştan fazla nasibim olmayabilir. Bekle gör politikası ile en azından ilk bilançolardan bir kaç örnek görene kadar fazla radikal kararlar almamayı tercih edeceğim şimdilik. Olur da kafam da net bir resim oluşursa o zaman fikrim değişebilir.