-
Fatih Sultan Mehmet, kusatma basladiktan 53 gun sonra, 29 Mayis 1453 tarihinde Istanbul'u fethetti. / Sultano Maometto II "Il Conquistatore", conquistarono la città il 29 maggio 1453, dopo 53 giorni di combattimenti. / Ottoman armies under Sultan Mehmed II Fatih capture Constantinople after a 53 day siege, ending the Byzantine Empire.
https://pbs.twimg.com/media/DA--MkfXUAEhj77.jpg
https://pbs.twimg.com/media/DA--MpiXkAEmTQ2.jpg
-
Fransa dogumlu Prusyali ressam Antoine Pesne'in dogum yildonumu (29 Mayis 1683)
Ragazza con i piccion (Girl with pingeons, 1728)
https://pbs.twimg.com/media/DA_I0sgXYAAFHYW.jpg
-
Portre resimleriyle taninan Italyan ressam Michele Gordigiani'nin dogum yildonumu (29 Mayis 1835)
Ritratto di Adelaide (Portrait of Adelaide, 1872)
https://pbs.twimg.com/media/DA_OgP1XsAAhjJT.jpg
-
Ispanyol besteci ve piyanist Isaac Albeniz Leyenda'nin dogum yildonumu (29 Mayis 1860)
https://pbs.twimg.com/media/DA-32IJXUAAUvkP.jpg
Seville Dancers, 1930
Foto: Martin Munkácsi
https://www.youtube.com/watch?v=lCee...ature=youtu.be
-
Ingiliz yazar, sair, filozof, dramatist, gazeteci, hatip, ilahiyatci, biyografi yazari Gilbert Keith Chesterton’in dogum yildonumu (29 Mayis 1874)
"Salt gercekler! Gercekten de hala gerceklere inandigini-batil inanclara battigini, belirsiz ve tarih oncesi sunaklara bagli oldugunu- kabul mu ediyorsun? Kisinin biraktigi ilk izlenimine guvenmiyor musun?
"Sey, ilk izlenimler," dedim, "salt gerceklerden daha az nesnel olabilir."
"Bos Laf" dedi." Dunya, ilk izlenimlerin etrafında donmuyor da neyin etrafinda donuyor? Daha ise yarar olan nedir? Dostum dunyanin felsefesi gerceklere dayali olabilir fakat esas is ruhsal izlenim ve atmosferle yuruyor. Bir katibi neden ise alirsin veya almazsin? Kafatasini mi olcersin? Fiziksel yapisini anlamak icin bir referans kitaba mi bakarsin? Hic gerceklerle ilgilenir misin?..."
http://www.loyalbooks.com/image/deta...eer-Trades.jpg
"The mere facts! Do you really admit—are you still so sunk in superstitions, so clinging to dim and prehistoric altars, that you believe in facts? Do you not trust an immediate impression?"
"Well, an immediate impression may be," I said, "a little less practical than facts."
"Bosh," he said. "On what else is the whole world run but immediate impressions? What is more practical? My friend, the philosophy of this world may be founded on facts, its business is run on spiritual impressions and atmospheres. Why do you refuse or accept a clerk? Do you measure his skull? Do you read up his physiological state in a hand-book? Do you go upon facts at all? Not a scrap…”
https://images-eu.ssl-images-amazon....%2BDjyHupL.jpg
-
Ingiliz yazar Terence Hanbury ‘Tim’ White’in dogum yildonumu (29 Mayis 1906)
"Unutkanligin nimeti: ilk gereklilik buydu. Birinin yaptigi ya da babalarinin yaptiklari her sey Olumcul Isler dizisi kanli bir sekilde ortaya cikmaya mahkum edildi, o zaman gecmis yikilmali ve yeni bir baslangic yapilmalidir. Simdi ileri ve geri yasamak yerine hatirlamadan taze baslayalim ayni zamanda. Gecmişten istifade ederek gelecegi insa edemeyiz."
http://frpnet.net/wp-content/uploads...apak-kitap.jpg
“The blessing of forgetfulness: that was the first essential. If everything one did, or which one's fathers had done, was an endless sequence of Doings doomed to break forth bloodily, then the past must be obliterated and a new start made. Let us now start fresh without remembrance, rather than live forward and backward at the same time. We cannot build the future by avenging the past.”
http://www.azquotes.com/picture-quot...e-37-40-05.jpg
“En cesur insanlar, korkak gibi gorunmeyi umursamayan kisilerdir.”
http://www.azquotes.com/picture-quot...e-35-79-20.jpg
“Dunyanin en guc isi, bir seyin nasil yapilacaginiı bilirken, baska birinin nasil yapamadigini ses cikarmadan izlemektir.”
-
Rus Besteci Igor Stravinsky’nin besteledigi Bahar Ayini / Bahar Ritueli (Le Sacre du printemps - La sagra della primavera -The Rite of Spring) ilk kez 29 Mayis 1913’de Paris, Théâtre des Champs-Élysées’de sahnelendi.
http://www.equilibriarte.net/images/...o/la-sagra.jpg
https://images.gr-assets.com/books/1...37l/204238.jpg
-
Ispanyol sair Juan Ramón Jiménez’in olum yildonumu (29 Mayis 1958)
Tertemiz, geldi once
Masumiyete burunmus;
Severdim onu bir cocuk gibi.
Burundu sonra baska seylere,
Ne bileyim ben suslenip puslendi iste;
Kendisinden tiksinmeye basladigimi bilmeden.
Bir kralice oldu
Hazineleri goz alici...
Ofkesi sert ve delice!
...Cikardi burunduklerini sonra
Ben de gulumsuyordum ona artik
Eski masumiyetinden kalma
Saldan baska bir sey yoktu ustunde.
Inandim ona yeniden!
Cirilciplak kalmak icin sonunda
Sali da atti sirtindan...
Ey yasamimin tutkusu, Siir,
Cirilciplak siir, benimsin sonsuza kadar!
http://estaticos03.elmundo.es/elmund...58057094_0.jpg
At first she came to me pure,
all clothed in innocence,
and I loved her like a child.
Then she was dressing up
in goodness knows what fancies;
I hated her, not knowing why.
She even became a queen,
magnificent in her treasures…
what gall and bitterness, and oh, what nonsense!
...Then she began undressing,
and I could smile upon her.
Soon she was left in her shift,
in her former innocence;
I believed in her once more.
Then she took off even that
and appeared before me naked…
Oh, passion of all my life! Oh, poetry,
naked and mine forever!
-
Kariyerine Colorado Shakespeare Festivali'nde baslayan, Golden Globe, BAFTA ve SAG Odullerine sahip Amerikali Aktris Annette Bening'in dogum gunu (29 Mayis 1958)
https://pbs.twimg.com/media/DA_AfZVXYAAKGOR.jpg
https://25.media.tumblr.com/c2a6d3dd...ult6o1_400.gif
http://www.innatebeing.com.au/wp-con...tte-bening.gif
-
-
Emile Ardolino'nun yonettigi, Whoopi Goldberg ve Maggie Smith'in rol aldigi komedi Sister Act (Yirtik Rahibe), 26 yil once bugun vizyona girdi. (29 Mayis 1992)
https://images-na.ssl-images-amazon....9,1000_AL_.jpg
http://akns-images.eonline.com/eol_i...NT81qzf5ae.gif
-
Ingiliz Heavy Metal grubu Iron Maiden, 12. studyo albumu Brave New World'u 29 Mayis 2000’de EMI Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://www.mam-online.com/media/cat...9/0/900364.jpg
-
Khaled Hosseini, The Kite Runner romanini (Halit Huseyni, Ucurtma Avcisi) 29 Mayis 2003 tarihinde yayinladi.
"Yalnizca bir gunah vardir, tek bir gunah. O da hirsizliktir. Onun disindaki butun gunahlar, hirsizligin bir cesitlemesidir.Bir insanı oldurdugun zaman, bir yasami calmis olursun... Karisinin elinden bir kocayi, cocuklarindan bir babayi almis olursun. Yalan soylediginde, birinin gercege ulasma hakkini calarsin... Hile yaptigin, birini aldattigin zaman dogrulugu, hakliligi calmis olursun."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"There is only one sin, only one. And that is theft. Every other sin is a variation of theft. When you kill a man, you steal a life... you steal his wife's right to a husband, rob his children of a ather. When you tell a lie, you steal someone's right to the truth. When you cheat, you steal the right to fairness... There is no act more wretched than stealing"
"Ayni gece, ilk kisa oykumu yazdim. Otuz dakikami aldi. Sihirli bir kase bulan ve gozyaslarini bu kasenin icine akittigi zaman yaslarin inci tanelerine donustugunu goren bir adamin hikayesiydi. Ama yoksulluguna karsin mutlu biri olan bu adam cok ender aglamaktadir. Bunun uzerine, gozyaslari sayesinde zengin olabilme umuduyla, aglamak icin kendini zorlamaya, her yolu denemeye baslar. Inciler yigildikca, hirsi bilenir. Oyku, bir inci tepesinin üzerinde elinde bicak, kucaginda da biricik karisinin dogranmis bedeniyle oturan adamin, hickirarak aglamasiyla bitiyordu."
https://www.macrolibrarsi.it/data/co...ibro-81440.jpg
"That same night, I wrote my first short story. It took me thirty minutes. It was a dark little tale about a man who found a magic cup and learned that if he wept into the cup, his tears turned into pearls. But even though he had always been poor, he was a happy man and rarely shed a tear. So he found ways to make himself sad so that his tears could make him rich. As the pearls piled up, so did his greed grow. The story ended with the man sitting on a mountain of pearls, knife in hand, weeping helplessly into the cup with his beloved wife's slain body in his arms."
-
-
Nobel Edebiyat odullu Italyan oyun yazari, tiyatro yonetmeni ve oyuncu Dario Fo'nun Sevgili esi ve is ortagi Franca Rame'nin olum yildonumu (29 Mayis 2013)
https://pbs.twimg.com/media/DA63tsZXoAE3b5H.jpg
-
-
-
Ingiliz oyun yazari, sair ve cevirmen Christopher Marlowe’un olum yildonumu (30 Mayis 1593)
Katlanamayacagimi bildiginiz icin sikintilara,
kendimi asacak, havaya isi toz
olacak kadar deli mi saniyorsunuz beni ?
Hayir, yasayacagim, nefret etmiyorum yasamimdan.
Madem bogulmam ya da yuzmem icin
bir okyanusa biraktiniz beni,
kendi yolumu bulayim istiyorsunuz,
butun duyularimi canlandirip uyandiracagim kendimi.
https://images.gr-assets.com/books/1...681l/27803.jpg
And, knowing me impatient in distress,
Think me so mad as I will hang myself,
That I may vanish o'er the earth in air,
And leave no memory that e'er I was?
No, I will live; nor loathe I this my life:
And, since you leave me in the ocean thus
To sink or swim, and put me to my shifts,
I'll rouse my senses, and awake myself.
-
Belcikali-Hollandali Barok ressam Peter Paul Rubens'in olum yildonumu (30 Mayis 1640)
Minerva protegge la pace da Marte (Minerva protects Pax from Mars, 1629 - 1630)
https://dueminutidiarte.files.wordpr...ti-di-arte.jpg
-
18.Yuzyilin en onemli Ingiliz sairlerinden Alexander Pope’un olum yildonumu (30 Mayis 1744)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...n-solitude.jpg
Mutludur, memleket havasini
Kendine ait bir toprakta teneffus ederken,
Ihtimam ve dilegi, babadan kalma bir kac arazide
Varislenmis olan bir insan.
Ona temin edilen
Surulerinin sutuyle, davarinin esyasiyla,
Tarlalarinin verdigi ekmekle,
Kisları isi, yazlari gölge veren agaclariyla.
Azizdir, her gun,
Dimağı dingin, vücudu sağlam vaziyette
Saatlerin, gunlerin, ve yillarin, telassiz
Sakince oteye kayisini kesfeden kisi,
O adam, gecenin rahat uykusunda;
birbirine pekistirilmis halde
Sikintisızlik ve bilim icinde, masumiyet
Ve zevkli eglenceyle, hosnuttur
Epey, derin-derin dusuncede.
Mechul ve gizli, birakin boyle yasiyayim;
Matemsiz, birakin boyle oleyim;
Dunyadan calinan bir tas bile, nerede yattigimi
kimseye soylemesin.
-
Fransiz yazar ve filozof Voltaire'in (Francois Marie Arouet) olum yildonumu (30 Mayis 1778)
"Belki yuz kez kendimi oldurmek istedim. Ama yasami hala seviyordum. Bu gulunc zayifligimiz belki en vazgecilmez duskunluklerimizden biridir. Cunku her zaman yere calmak istedigimiz bir yuku, surekli tasimaya calismaktan, varligimızdan dehsete dustugumuz halde, ona baglanmaktan, kisacasi bizi kemiren yilani kalbimizi yiyinceye kadar oksamaktan daha budalaca bir sey olur mu?" Candide Ya Da Iyimserlik
https://3.bp.blogspot.com/-1RRnERJiB...e+Voltaire.jpg
"I have wanted to kill myself a hundred times, but somehow I am still in love with life. This ridiculous weakness is perhaps one of our more stupid melancholy propensities, for is there anything more stupid than to be eager to go on carrying a burden which one would gladly throw away, to loathe one’s very being and yet to hold it fast, to fondle the snake that devours us until it has eaten our hearts away?"
"Simdi, hangisi daha iyidir, yurdumuzun krallikla yonetilen bir devlet olmasi mi, yoksa cumhuriyetle yonetilen bir devlet olmasi mi? Cozumunu zenginlere sorun,hepsi aristokrasiyi yeg tutarlar; halka sorun demokrasiyi ister: krallardan baska krallari begenen yoktur.Peki nasil oluyor da hemen hemen butun dunya hukumdarlar tarafindan yonetiliyor? Onu, kedinin boynuna bir cingirak asmayi oneren farelere sorun. Ama dogrusunu isterseniz, bunun gercek nedeni, once de soylendigi gibi, insanlarin pek seyrek olarak kendi kendilerini yonetmeye layik olmalaridir." Cep Felsefe Sozlugu
https://images.gr-assets.com/books/1...716l/19390.jpg
"Well now, is it better for your fatherland to be a monarchy or a republic? For four thousand years has this question been debated. Ask the rich for an answer, they all prefer aristocracy; question the people, they want democracy: only kings prefer royalty. How then is it that nearly the whole world is governed by monarchs? Ask the rats who proposed to hang a bell round the cat's neck. But in truth, the real reason is, as has been said, that men are very rarely worthy of governing themselves."
-
Rus Filozof Mihail Bakunin'in dogum yildonumu (30 Mayis 1814)
http://izquotes.com/quotes-pictures/...unin-10580.jpg
"Yalnizca tum insanlar, kadinlar ve erkekler ayni sekilde ozgur olduklari zaman ben de gercekten ozgurum.Benim ozgurlugumu sinirlamasi veya reddetmesi soyle dursun,tam tersine diger insanlarin ozgurlugu benim ozgurlugumun zorunlu dayanak noktası ve teyididir."
-
Ingiliz ressam Vanessa Bell'in dogum yildonumu (30 Mayis 1879)
Ritratto di Virginia Woolf (Portrait of Virginia Woolf, 1912)
https://www.bookword.co.uk/wp-conten...-by-V-Bell.jpg
Un'altra stanza (The other room, 1930)
https://www.dulwichpicturegallery.or...dia/2450/2.jpg
-
Fransiz sinemasinda Yeni Dalga akiminin buyukannesi (Grand-Mère de la Nouvelle Vague - La Nonna della New Wave) olarak kabul edilen Fransiz forografci ve sinemaci Agnès Varda'nin dogum gunu (30 Mayis 1928)
http://todoaustin.com/wp-content/upl...da-678x381.jpg
http://fgmxi4acxur9qbg31y9s3a15-wpen...43_R-varda.png
-
Avusturyali yazar ve buyuk Modernistlerden Hermann Broch’un olum yildonumu (30 Mayis 1951)
“Tanri’dan yansiyan flut ezgileri; butun bunlar Vergilius icin, yeryuzunu saran gok kubbe gibi, onu sonsuzluga goturmek uzere kucaklamaya neredeyse hazir bir goruntuden daha ileri bir anlam tasimis miydi? Dogustan topragin adamiydi, yeryuzu hayatinin huzurunu seven biriydi; topraga bagli bir toplumda gececek, sade ve guven dolu bir omre uygun bir insan; kokleri geregi yerlesip kalmasina izin verilmis, dahasi yerlesmeye zorlanmis biri; ayni zamanda da, daha yuce bir kader geregi, yurdundan ne kopabilmis ne de orada kalabilmis biri; bu kader, onu otelere, toplumun disina suruklemis, kalabaliklar icersinde dusunulebilecek en ciplak, en kotu, en vahsi yalnizligin icine atmisti; onu kokeninin yalinligindan koparmis, ucsuz bucaksizliga, gittikce buyuyen bir cesitlilige dogru kovalamisti; boylece buyuyen, sinirsizliga acilan, sadece gercek hayat ile arasindaki uzaklik olmustu; evet, gercekten de yalnizca bu uzaklikti buyuyen: Vergilius, hep kendi tarlalarinin sinirlarinda gezinmis, her zaman kendi hayatinin sinirboylarinda kalmisti; huzur nedir bilmeyen bir insan; olumden kacarken olumu arayan, eser vermek isterken eserden kacan biri; bir asik, ama yine de hep kovalanmaya yargili, gerek ic gerekse dis dunyanin tutkulari arasinda yolunu kaybetmis, kendi hayatina sadece konuk olabilmis biri.”
https://images-na.ssl-images-amazon....1Z7K2EYCHL.jpg
https://images.gr-assets.com/books/1...2l/9654528.jpg
“Had the flute-tone of the god ever meant anything else to him than a circumstance which, like a receptacle of the spheres, was soon to draw him into itself, to bear him into immensity? He had been a peasant from birth, a man who loved the peace of earthly life, one whom a simple secure life in a village community would have fitted, one for whom because of his birth it would have been seemly to be allowed, even to be forced to abide there, but who in conformity with a higher destiny was not allowed to be free from nor free to stay at home; this destiny had pushed him out from the community into the nakedest, direst, most savage loneliness of the human crowd, it had hunted him from the simplicity of his origins, hunted him abroad into the open, to ever-increasing multiplicity, and if thereby something had become greater and broader, it was only the distance from real life verily it was this distance alone which had grown. Only at the edge of his fields had he walked, only at the edge of his life had he lived. He had become a rover, fleeing death, seeking death, seeking work, fleeing work, a lover and yet at the same time a harassed one, an errant through the passions of the inner life and the passions of the world, a lodger in his own life.”
-
Irlandali roman, kisa oyku, deneme ve oyun yazari, gazeteci, elestirmen ve sair Colm Tóibín’in dogum gunu (30 Mayis 1955)
“Dunyada yavas yavas buyumekte olan seyin ne oldugunu anlamiyorum, sorularinin gayesini gormuyorum saniyorlar, manasiz sozler, aptalca laflar ettigimde, bizi hicbir yere goturmeyen seyler soyledigimde, yuzlerinde ortulu, seslerinde sakli duran hiddetin korkunc golgesini fark etmiyorum saniyorlar. Ya da hatirlamam gerektigini dusundukleri seyleri hatirlamaz gorundugumde. O buyuk, o doymak bilmez ihtiyaclarina oyle kaptirmislar ki kendilerini, o gun birlikte duydugumuz korkunun kalintilari o kadar kor etmis ki gozlerini, her seyi hatirladigimi fark edemiyorlar. Oysa bedenim kanla kemikle oldugu kadar hatiralarla da dolu benim.”
https://www.penguin.co.uk/content/da...2978/cover.jpg
“They think I do not understand what is slowly growing in the world; they think I do not see the point of their questions and do not notice the cruel shadow of exasperation that comes hooded in their faces or hidden in their voices when I say something vague or foolish, something which leads us nowhere. When I seem not to remember what they think I must remember. They are too locked into their vast and insatiable needs and too dulled by the remnants of a terror we all felt then to have noticed that I remember everything. Memory fills my body as much as blood and bones.”
“Nasil bir baskasinin solugunu soluyamazsam, bir baskasinin kalbinin atmasini, kemiklerinin erimemesini, derisinin burusmamasini saglamak nasil elimden gelmezse, soyleyebileceklerimden fazlasini soylemem de mumkun degil.”
https://img.washingtonpost.com/rf/im...EeK04DRih7flbA
“I cannot breathe the breath of another or help the heart of someone else to beat or their bones not to weaken or their flesh not to shrivel, I cannot say more than I can say.”
-
Rus sair, roman ve oyun yazari Boris Pasternak'in olum yildonumu (30 Mayi 1960)
"Hele su yasamin degiştirilecegi sozuyse cildirtiyor beni.Bu tur sozler isitince perisan oluyorum.Yasami degiştirmek! Ne kadar iddiali bir soz.Oysa yasami zerre kadar anlamamis olan bir insan ancak boyle bir laf edebilir.Bunlar yasamin nasıl surdugunu,kalbinin nasil carptigini hissedemeyenlerdir.Onlar yasami kendileri tarafindan islenebilecek bir ham madde olarak goruyorlar.Dusunemiyorlar ki yasam hic bir zaman bir ham madde olmamistir ve olamaz."
https://pbs.twimg.com/media/DBAWcNeXkAAnQ5D.jpg
"Reshaping life! People who can say that have never understood a thing about life - they have never felt its breath, its heartbeat - however much they have seen or done. They look on it as a lump of raw material that needs to be processed by them, to be ennobled by their touch. But life is never a material, a substance to be molded. If you want to know, life is the principle of self-renewal, it is constantly renewing and remaking and changing and transfiguring itself, it is infinitely beyond your or my obtuse theories about it."
"Hic dusmemis ya da tokezlememis insanlari sevmem. Onlarin bu meziyetleri yasamdan yoksun ve degersizdir. Yasam onlara kendi guzelligini acmamistir."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Io non amo la gente perfetta, quelli che non sono mai caduti, non hanno inciampato. La loro è una virtù spenta, di poco valore. A loro non si è svelata la bellezza della vita."
-
Yuzyillik Yalnızlik'in 51.yili
Kolombiyali yazar Gabriel García Márquez, Meksika’ya ilk gittiginde yazdigi basyapiti Yuzyillik Yalnizlik'i 30 Mayis 1967 tarihinde yayinladi.
"Sevgisinin cogaldigini gordukce Petra Cotes de git gide onu daha cok sevdi ve omrunun son baharinda iki gonul bir olunca samanligin seyran olacagina bir kez daha inanmaya basladi. Ikisi de gecmisteki taskinliklara, o koca servete ve dizginlerinden bosanmis sevinmelerine birer gereksizlik, birer bas belasi olarak bakmaya ve paylasilmis yalnizlik cennetini bulabilmek icin omurlerinin onca yilini heder ettiklerine yanmaya basladilar. Yillar yili kisir bir karmasa icinde yasadiktan sonra sonra cilginca asik olarak birbirlerini yatakta oldugu kadar masa basinda da sevebilmek mucizesinin tadini cikarmaya koyuldular. Giderek oyle mutlu oldular ki isi bitmis iki pinpon olduklarinda bile cocuklar gibi cosmaktan ve kopek yavrulari gibi oynasmaktan geri kalmadilar."
http://images.gr-assets.com/books/1327881361l/320.jpg
"He dug so deeply into her sentiments that in search of interest he found love, because by trying to make her love him he ended up falling in love with her. Petra Cotes, for her part, loved him more and more as she felt his love increasing, and that was how in the ripeness of autumn she began to believe once more in the youthful superstition that poverty was the servitude of love. Both looked back then on the wild revelry, the gaudy wealth, and the unbridled fornication as an annoyance and they lamented that it had cost them so much of their lives to find the paradise of shared solitude. Madly in love after so many years of sterile complicity, they enjoyed the miracle of living each other as much at the table as in bed, and they grew to be so happy that even when they were two worn-out people they kept on blooming like little children and playing together like dogs."
-
Uruguayli roman yazari Juan Carlos Onetti’nin olum yildonumu (30 Mayis 1994)
(Dostu yazar Mario Vargas Llosa'ya her firsatta) “Bak Mario, sen, edebiyatla evlilik iliskisi yasiyorsun, gorev geregi yatiyor; bense zina isliyorum, canim cektiginde, sadece arzuladigimda sevisiyorum.”
http://blogs.peru21.pe/muevete/2009/...mb-400x562.jpg
“Mira Mario, lo que pasa es que tú con la Literatura tienes una relación conyugal. Tienes que cumplir de tal a tal hora con tu señora esposa. Y para mí, era una relación con una amante. Cuando tengo deseos de escribir, entonces escribo. Locamente, absurdamente, lo que sea".
-
"Peki, oyleyse tarih nedir? Tarih bir duzenektir. Olumun gizlerini adim adim aydinlatarak onu alt edecek bir duzenek. Iste insanlarin senfoniler yazmasina, elektromanyetik dalgalari, matematiksel sonsuzu kesfetmesine neden olan etki budur. Ancak bunlari yapabilmek icin de bazi seyler gereklidir. Bu malzemelerin basinda insanlari sevmek gelir. Boyle bir sevgiyle dolan insan kalbi, bu sevgiyle tasacak ve insanlar icin iyi seyler yapma heyecaniyla carpacaktir. Sonra bugunku insanin yapisini belirleyen iki temel oge vardir. Bunlar insanin ozgur olmasi ve yasami feda edilecek bir sey gibi gormesidir. " Doktor Jivago
https://images-na.ssl-images-amazon....5L._SY445_.jpg
"Ma che cos'è la storia? È un dar principio a lavori secolari per riuscire a poco a poco a risolvere il mistero della morte e vincerla un giorno. Per questo si scoprono l'infinito matematico e le onde elettromagnetiche, per questo si scrivono sinfonie, ma non si può progredire in tale direzione senza una certa spinta..Eccoli. In primo luogo, l'amore per il prossimo, questa forma suprema dell'energia vivente, che riempie il cuore dell'uomo ed esige di espandersi e di essere spesa. Poi, i principali elementi costitutivi dell'uomo d'oggi, senza i quali l'uomo non è pensabile, e cioè l'idea della libera individualità e della vita come sacrificio."
-
"Mutlulugun evi insa edilse, en buyuk odasi bekleme salonu olurdu. / Se si costruisse la casa della felicità, la stanza più grande sarebbe la sala d’attesa. / If one were to build the house of happiness, the largest space would be the waiting room." Jules Renard
https://pbs.twimg.com/media/DearRLIX0AEbhdB.jpg
-Cok bekledin mi? / Been waiting long?
-Bekleme suresi onemsiz. Onemli olan kimi bekledigin. / It's not how long you wait, it's who you're waiting for!
Marilyn Monroe ve Tony Curtis. Bazilari Sicak Sever (Some Like It Hot / A qualcuno piace caldo, 1959) Yonetmen: Billy Wilder
-
Italyan maniyerist ressam Alessandro Allori'nin (Alessandro di Cristofano di Lorenzo del Bronzino Allori) dogum yildonumu (31 Mayis 1535)
Ratto di Proserpina (The Abduction of Proserpine, 1570)
https://www.getty.edu/art/collection...l/00071401.jpg
-
Venedik Cumhuriyeti Ronesans uyelerinden, maniyerist ressam Jacobo Tintoretto'nun olum yildonumu (31 Mayis 1594)
Susanna e i vecchioni (Susanna and the Elders, 1555)
http://www.stilearte.it/wp-content/u...-con-dida1.jpg
-
Klasik donemin unlu Avusturyali bestecisi Franz Joseph Haydn'in dogum yildonumu (31 Mayis 1732)
https://aaspot.net/images/2017/05/fr...seph-haydn.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=2SiR82ZgRsU
-
İtalyan neoklasik ressam Andrea Appiani'nin dogum yildonumu (31 Mayis 1754)
Venere allaccia il cinto a Giunone (Venus Fastens the Girdle for Juno, 1811)
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._a_Giunone.jpg
-
Amerikali buyuk sair, denemeci ve gazeteci Walt Whitman'in dogum yildonumu (31 Mayis 1819)
http://whitmanarchive.org/published/....00473.108.jpg
Bir kadın bekliyor beni, her sey bulunuyor onda, hicbir eksigi yok
eger seks yoksa ya da ıslakligi yoksa dogru erkegin hala ek****** her sey.
Seks dahil her seye
bedenlere, canlara, anlamlara, kanitlara, safliga, inceliklere, sonuclara,
cigliklara
sarkilara, emirlere, sagliga, gurura, analigin gizine, dogustan gelen sute
Butun umutlara, iyiliklere, bagislanmislara
bütün arzulara, aşklara, güzelliklere ve dünyanın tatlarına
butun devletlere, yargiclara, tanrilara, dunyayi anlamis insanlara
onun parcasiymis gerekcesiymis gibi dahildir seks
Tanidigim her erkek utanmaksizin bildigini itiraf eder cinsiyetinin tadini
ve her kadın bilir ve itiraf eder kendininkini
Simdi duygusuz kadinlardan uzaklastiriyorum kendimi
kalmaya gidiyorum beni bekleyen kadina,
doydugum sıcakkanli kadinlara
goruyorum beni anladiklarini ve reddetmediklerini
deger verdiklerini bana-guclu bir koca olabilirim onlara
Benden eksik yanlari yok
Gunesle ve esen ruzgarla bronzlasmis yuzleri
Kutsal, yumusak ve guclu vucutlari
biliyorlar nasil yuzeceklerini, kurek cekmeyi
ata binmeyi, guresmeyi, ates etmeyi
Nasil kosacaklarini, oldureceklerini, cekilmeyi,
yol almayi, direnmeyi, savunmayi
mukemmel hepsi sakin ve berrak sahipler disiliklerine
Sikica cekiyorum sizi kendime ey kadinlar
izin veremem gitmenize, yeterliyim ben size
Ben sizler icinim sizler de benim ve
yalnızca benim iyiligim icin degil bu
baskalarinin iyiligi icin de
Uykularınizi daha yuce kahramanlar, sairler kaplamis
ve izin vermiyorlar kimsenin dokunmasina
ama yalnizca ben dokunabilirim size
Bu benim ey kadinlar- kendi yolumu cizdim
Acimasizim ben, sert, genis ve inatciyim
-ama sevdigim icin
artik gerekenden fazla incitmeyecegim sizi
Akiyorum size, sikarak kaba gucumle sihhatli
kız ve erkek cocuklar getirmek icin bu ulkeye
Hic bir yakarisi dinlemeden, kendimi guclendiriyorum yeterince
ve biriktirdigimi size geri vermeden
kararliyim geri cekilmemeye
Gizli ıirmagina akarim senin
icine ilerleyen binlerce yili sariyorum
sahip olduğum en onemli seyimi
ve Amerika'yi asiliyorum sana
Sana akan damlalarimdan vahsi ve atletik kizlar
yeni sanatcilar, muzisyenler ve sarkicilar yetisecek
senden dolledigim bebekler sirasi geldiginde bebekler dolleyecekler
Ben mukemmel erkekler isteyecegim askimin tohumlarindan
Ciftlesmelerini bekleyecegim baskalariyla
benim seninle ciftleştigim gibi simdi
Fiskiran yagmurlarimin meyvelerini sayacagim
sana geldigimde yagmurlarin meyvelerini saydigim gibi simdi
dogumda, yasamda olumde ve olumsuzlukte arayacagim askin urunlerini
oylesine severek yetistiriyorum ki onlari simdi.
Saatidir bu, Ey ruh, senin serbest ucusunun sozcuksuzlugun icersine,
Kitaplardan uzakta, sanattan uzakta, gun silinmis, ders sona erdi,
Sen tam olarak meydana cikarak disariya, sessiz, goz dikerek, kafa yorarak en sevdigin temalara.
Gece, uyku, olum, ve yildizlara.
-
Il Terzo Uomo'nun (1949) Anna Schmidt'i, Suspiria'nin (1977) Miss Tanner'i, Italyan oyuncu Alida Valli'nin (Baroness Alida Maria Laura Altenburger von Marckenstein und Frauenberg)dogum yildonumu (31 Mayis 1921)
https://pbs.twimg.com/media/DBJnLLDXsAEDVQN.jpg
https://i.ytimg.com/vi/O1CEP0-NEqA/maxresdefault.jpg
-
-
-
Amerikali Aktor Tom Berenger'in dogum gunu (31 Mayis 1949)
https://pbs.twimg.com/media/DBKeGTRUIAApig-.jpg