https://www.youtube.com/watch?v=WyWzrKjeeAQ
Printable View
https://www.youtube.com/watch?v=vmg-lOI44Kg
Yorucu bir günün ardından masamdaki kırmızı şaraba ve tuzlu fıstığa istinaden kısa bir öykü paylaşayım.
Kırkbinsinek Kırkbin kere...
Grubun davulcusu Özgür ortaokul ve liseden sınıf arkadaşım, çellocu Barış da ayrıca arkadaşım. Kah Özgürlerin bodrumunda (Sürekli elektrik kaçıran lambalı bir ampli ile) kah bizim çatı katında komşuların sövgüleriyle harmanlanmış dangul dungul saykodelik ve blues kılıklı müzik yapardık. Zamanla yollarımız ayrıldı ve bizim elemanlar hayatlarını müzikle sürdürmeye karar verdiler.
Öykü uzun kısaltayım.
Bizim babalar ilk albüm için kapı kapı dolaştı lakin ülkemizde kimse albümü basmadı. Albüm kaldı mı ortada... Elin Almanı bastı albümü. D&R fala bulamazsınız. Amazon da var ama Hatta LP bile var.
Derken geçen yaz aradı bizim davulcu dedi ki ikinci albümün kayıtlarını atayım sana bir dinle de kıvamına bakalım. İkinci albüm harbiden güzel. Yazdık eleştirisini gönderdim. Kasımda Almanya'da basılacaktı. Aylardan Mart...
Basılmazsa ben de bir kopyası var. İnsan gururlanıyor, benim arkadaşlarım, beraber çaldık...
Bir başka öyküde amcaoğlumun albümünden bahsedeyim.
Bunun kurgusu benim çocuğa ait !!!
İyi seyirler,iyi dinlemeler !!!
https://www.youtube.com/watch?v=rD6CxKapVWw