Alman besteci ve piyanist Ludwig van Beethoven, unlu piyano eseri Fur Elise'nin bestesinin 27 Nisan 1810’da tamamladi.
https://images-na.ssl-images-amazon....UXL._SS500.jpg
Printable View
Alman besteci ve piyanist Ludwig van Beethoven, unlu piyano eseri Fur Elise'nin bestesinin 27 Nisan 1810’da tamamladi.
https://images-na.ssl-images-amazon....UXL._SS500.jpg
Turk dostu ve Turkiye sevdalisi Fransiz yazar Claude Farrère'nin (Charles Frederick Bargone) dogum yildonumu (27 Nisan 1876)
"Neden mi Turklerin dostuyum? Cok basit, barisi seviyorum da ondan. Barisa ulasmanin en iyi yolu diger halklari taniyip sevmeye calismaktir. Oysa ben tanidiklarimin icinde Turk halkindan ziyade saygi ve sevgiye layigini gormedim. Bu, tanidigim en durust ve en dogru, en sadik, en saglikli, en comert, en iyiliksever halktir."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Voulez-vous savoir pourquoi je suis ami des Turcs ? C’est très simple. Parceque j’aime la paix. Le meilleur moyen pour atteindre la paix, c’est de s’efforcerde connaître et d’aimer les autres peuples. Moi, personnellement, je n’ai vuaucun peuple que le peuple turc qui soit digne de ce respect et sympathie, parson honnêteté, sincérité, fidélité et générosité."
http://www.ataturktoday.com/Resim/Fo...aziran1922.jpg
(Mustafa Kemal ve Claude Farrère, 18 Haziran 1922'de Izmit'te bulustular.)
Amerikan dusunur, yazar ve sair Ralph Waldo Emerson'in olum yildonumu (27 Nisan 1882)
https://quotes.values.com/quote_artw...jpg?1421443014
"SIK ve cok gulmek; zeki insanlarin saygisini ve cocuklarin sevgisini, sefkatini kazanmak; durust elestirilerin takdirine layik olmak ve yanlis arkadaslarin ihanetlerine katlanabilmek; guzelligi takdir edebilmek, baskalarindaki 'en iyiyi bulabilmek'; saglikli bir cocuk, bahçcelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmis bir sosyal durum yoluyla bu dunyayi oldugundan biraz daha iyi birakarak terk etmek; bir tek yasamin bile sirf siz yasadiniz diye daha rahat soluk almis oldugunu bilmek.Iste basarmis olmak budur."
http://images.slideplayer.com/31/966...es/slide_6.jpg
Tek basima koruluga, dere vadisine
Iniyorsam biri sanmayin kaba ve hasin;
Gidiyorum ben ormanin efendisine
Sozlerini alip insanlara getirmek icin.
Kollarimi kavusturmam yuzunden,
Dere kenarinda, tembellikle suclamayin beni;
Defterime bir harf yazar, gokyuzunden
Gecip giden bulutlardan her biri.
Azarlamayin beni, ey caliskan kesim
Getirdigim aylak ciceklerden oturu;
Elimdeki her yildizcicegi benim
Gider eve bir fikirle yuklu.
Yok asla ciceklerdeki nakislarin
Haricinde bir baska sir,
Cardaklarda soylediginden baska kuslarin
Asla gizli tarih olmamistir.
Tasindi tarlandan ilk verim
Gucuyle eve dogru okuzun,
Buyudu arazinde, benim
Bir siirde topladigim ikinci urun.
Amerikan edebiyatinda cok onemli bir figur kabul edilen, romantik sair Hart Crane’nin olum yildonumu (27 Nisan 1932)
Agacin ustunde elma, sehvetidir kadinin-
Pariltilarla asili, gunesten maskarasi.
Agac, kesmis solugunu kadinin; yeltenip
Yukselip ustune dal dal, dilsizce dilli sesi
Cikiýverir gozlerine bir kararti perdesi.
Kadin tutsak agaca ve yesil parmaklarina.
Ve kendini agac sanir dusuncesinde kadin.
Ruzgar kucaklayip orer taze damarlarini,
Kaldirir onu goklere, ucari mavilige,
Ellerinin atesini bogup gun isiginda.
Hic anisi yok kadinin, korkusu, umudu yok
Ayaklarindaki ottan ve golgelerden ote.
https://images.gr-assets.com/books/1...150l/75495.jpg
The apple on its bough is her desire,—
Shining suspension, mimic of the sun.
The bough has caught her breath up, and her voice,
Dumbly articulate in the slant and rise
Of branch on branch above her, blurs her eyes.
She is prisoner of the tree and its green fingers.
And so she comes to dream herself the tree,
The wind possessing her, weaving her young veins,
Holding her to the sky and its quick blue,
Drowning the fever of her hands in sunlight.
She has no memory, nor fear, nor hope
Beyond the grass and shadows at her feet.
1 Akademi Odul adayligi, 1 Golden Globe, 1 BAFTA, 1 César ve 1 Cannes Odulu sahibi, Fransiz aktris (Nicole Francoise Florence Dreyfus) Anouk Aimée'nin dogum gunu (27 Nisan 1932)
https://imgc.allpostersimages.com/im...=550&h=550&p=0
http://nezumi.dumousseau.free.fr/im12/aimee10.jpg
https://thumbs.gfycat.com/QualifiedC...restricted.gif
Yunan sinemasinin oncu yonetmenlerinden Theodoros Angelopoulos'un dogum yildonumu (27 Nisan 1935)
https://pbs.twimg.com/media/C-au2ukXsAATrBA.jpg
Italyan dusunur ve siyasetci Antonio Gramsci'nin olum yildonumu (27 Nisan 1937)
"Insan nedir? Nasil cevap vermeli buna? Bunun tanimini insanin kendisinde yani her bireyde bulabiliriz. Ama dogru mudur bu? Her bireyde her bireyin ne oldugu bulunur. Fakat bizi ilgilendiren her insanin ne oldugu degil her insanin her an ne olmakta oldugudur."Hapishane Defterleri
http://www.mondadoristore.it/img/Qua...ntonio+Gramsci
"Che cosa è l'uomo? Come si può rispondere? La definizione si può trovare nell'uomo stesso; e cioè in ogni singolo uomo. Ma è giusta? In ogni singolo uomo si può trovare che cosa è ogni 'singolo uomo'. Ma a noi non interessa che cosa è ogni singolo uomo, che poi significa che cosa è ogni singolo uomo in ogni singolo momento."
"Ben her sabahin benim icin bir yilbasi gunu olmasini istiyorum. Her gun kendimle hesaplasmak ve kendimi yenilemek istiyorum. Hicbir gun dinlenmeye ayirilmamali. Hayatimin yogunluguyla sarhos hissettigimde ve icinden yeni bir canlilik cikarmak icin kendi hayvaniligime dalmak istedigimde, kendi duraksamalarimi kendim secmis oluyorum.
Ruhani bir firsatciliktan bahsetmiyorum. Hayatimin her saatinin, mazidekilere bagli olsa da yeni olmasini istiyorum. Umurumda olmayan yabancilarla paylastigim zoraki kolektif ritimlerin dayatildigiý kutlama gunlerini degil. Sanki atalarimizin atalari filan kutladigi icin bizim de bugunleri kutlama geregi hissetmemiz gerekiyor. Mide bulandirici bir sey bu." Cocuklarima Mektuplar
https://www.casamuseogramsci.it/wp-c...0557128446.jpg
"Voglio che ogni mattino sia per me un capodanno. Ogni giorno voglio fare i conti con me stesso, e rinnovarmi ogni giorno. Nessun giorno preventivato per il riposo. Le soste me le scelgo da me, quando mi sento ubriaco di vita intensa e voglio fare un tuffo nell’animalità per ritrarne nuovo vigore.
Nessun travettismo spirituale. Ogni ora della mia vita vorrei fosse nuova, pur riallacciandosi a quelle trascorse. Nessun giorno di tripudio a rime obbligate collettive, da spartire con tutti gli estranei che non mi interessano. Perché hanno tripudiato i nonni dei nostri nonni ecc., dovremmo anche noi sentire il bisogno del tripudio. Tutto ciò stomaca."
Alman filozof ve Fenomenolojinin Babasi Edmund Gustav Husserl'in olum yildonumu (27 Nisan 1938)
"Modern psikolojinin gercek ve tam bilimsel bir anlam kazanmasini engelleyen temel hatasi, fenomenolojik yontemi tanimamis ve kullanmamis olmasidir. O, tarihsel onyargilarla, aciklayici kavram analizleriyle yapilan yaklasimlardan yontem olarak yararlanmaktan sakindi. Cogu psikologun fenomenolojinin artik ortaya cikmis olan baslangiclarini anlamamalari, hatta cok kez saf sezgisel bir tutumla yapilan oz arastirmalarini metafizik-skolastik bir cikarim olarak gormeleri bununla ilgilidir. Goren goru ile kavranan ve betimlenen seyler, ancak goren goruye dayanan bir tutumla anlasilabilir ve yoklanabilir." Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Der Grundfehler der modernen Psychologie, der sie hindert Psychologie im wahren, voll-wissenschaftlichen Sinn zu sein, ist, daß sie diese phänomenologische Methode nicht erkannt und ausgebildet hat. Sie ließ sich durch historische Vorurteile davon abhalten, die in aller klärenden Begriffsanalyse gelegenen Ansätze zu einer solchen Methode zu nützen. Damit hängt es zusammen, daß die meisten Psychologen die schon vorliegenden Anfänge der Phänomenologie nicht verstanden, ja öfters sogar die in rein intuitiver Einstellung vollzogene Wesensforschung für - metaphysische-scholastische Substraktion gehalten haben. In der schauenden Haltung Erfaßtes und Beschriebenes kann aber nur in schauender Haltung verstanden und nachgeprüft werden."
"Cesitli hata ve yanilma olasiliklarini dusunerek, oyle bir kuskucu caresizlik icine dusebilirim ki, sonunda hicbir seyden emin olmadigimi, benim icin her seyin kuskulu oldugunu soylerim. Ancak her seyden kusku duyamiyacagim da apaciktir; cunku ben her seyin kuskulu oldugu yargisinda bulunuyorsam, benim boyle bir yargida bulundugum kusku tasimaz; bu nedenle evrensel bir kuskuyu surdurmek istemek anlamsiz olacaktir. Her kuskulanma durumunda kuskulanmakta oldugum, kuskusuz kesindir. Ayni sekilde her cogitatio'da bu boyledir. Nasil algilamada, tasarimlamada, yargilamada ya da cikarimda bulunursam bulunayim, bu edimler ister nesneli ister nesnesiz olsun, ister emin olarak ister emin olmadan yapilsin, algilamayla ilgili olarak, benim sunu ya da bunu algiladigim; yargiya iliskin olarak, su ya da bu yargida bulundugum mutlak olarak acik ve kesindir.’’
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Die vielfältigen Möglichkeiten des Irrtums und der Täuschung bedenkend, mag ich in solch eine skeptische Verzweiflung geraten, daß ich damit ende zu sagen: nichts steht mir sicher, alles ist mir zweifelhaft. Aber alsbald ist evident, daß mir doch nicht alles zweifelhaft sein kann, denn indem ich so urteile, alles ist mir zweifelhaft, ist das unzweifelhaft, daß ich so urteile, und so wäre es widersinnig einen universellen Zweifel festhalten zu wollen. Und in jedem Falle eines bestimmten Zweifels ist es zweifellos gewiß, daß ich so zweifle. Und ebenso bei jeder cogitatio. Wie immer ich wahrnehme, vorstelle, urteile, schließe, wie immer es dabei mit der Sicherheit oder Unsicherheit, der Gegenständlichkeit oder Gegenstandslosigkeit dieser Akte sich verhalten mag, im Hinblick auf das Wahrnehmen ist es absolut klar und gewiß, daß ich das und das wahrnehme, im Hinblick auf das Urteil, daß ich das und das urteile."