Geçen sene 2 kğ ı 90 tl ye aldığım tostluk kaşarların 2 kğ ı 265 tl olmuş
Printable View
İronik olarak halktan alınan güçle, halka karşı yapılan her türlü algı operasyonu,
tarihin akışını değiştirebilecek seviyelere ulaşabilmektedir.
İnternetin küresel çapı, tasarlanmış dezenformasyonun yayılması için en güçlü zemindir.
Bizi bir adım sonrası komplo teorilerine uzanan, alt edilemez bir taarruza taşımaktadır: Söylentinin Gücüne!
Böyle bir ortamda propaganda potansiyeli sonsuzdur.
Herkes doğru veya yanlış bir mesaj yayabilir veya bilgiyi değiştirebilir.
Bir resmi hatta bir sesi kendi amaçlarına uyacak şekilde değiştirebilir.
Saldırıya uğrayan ister kurum ister birey olsun savunmasızdır.
İtibarlara verilen hasarlar geri alınamaz.
İnternetin propaganda potansiyeli o kadar önemli ki,
özellikle sanal ağda söylenenleri izlemek için yeni şirketler ve parlak meslekler oluşturuldu.
Troller dahil profesyonel manipülatörlerin yüksek gelirleri buna ciddi bir kanıttır.
İnsanları doğru olmayana inandırmak gibi zor bir işi yaptıkları için kazançlarını hak ettikleri söylenebilir.
İnternetin gücü keşfedildiğinden bu yana, propaganda iktidarda olanlar için bir altın cevheri,
iktidarda olmayan politikacılar içinse gelecek kâbusu haline geldi.
Hikâyeler çürütülse de yıllarca dolaşmayı sürdürmeye ve komplo teorileri deposu olmaya devam ettiler.
Obama'nın doğum belgesi ya da 11 Eylül komplosu iyi örneklerdir ama hiçbiri propagandanın gücünü
Kabataş kampanyası kadar yansıtamaz.
https://t24.com.tr/yazarlar/mehmet-o...nin-gucu,35354
Çocukken mantardan zehirlenme haberleri nedeni ile sevmezdim ve yememeye çalışırdım. Köyden mantar gelirdi, tadı et veya ciğere benzerdi. Şimdi o tip mantar bulmak zor, tanımadığım kişiden geleni de hala yemek istemem. Hemşire tanıdığım vardı, yalnızken yeme demişti.
Sonradan mantar toplayanların hangileri geçer, hangileri geçmez tecrübe ile bildiklerini fark ettim, yanındaki çocuğuna da neden geçmez onu anlatıyordu.
Hatta Temel fıkrası var, misafiri mantar yediklerini görünce, korkmuyor musunuz ya zehirli ise diyor, Temel de yok, önce köpeğe veriyoruz, ölmez ise yiyoruz diyor.
Bu işin kitabı olsa muhtemelen kesin zehirsiz olanların tarifi verilir diğerleri zehirlidir denir. Şüpheli olanı da söylerse o zaman insanlar o tarife de bakıp zehirli olanları da toplayabilir.
Bana göre neticede bilgiyi akıl yürütme, nakil ile tecrübe ya da sınama olarak üçe veya dörde ayırmak mümkün. Tecrübe sanki hayatın getirdikleri, sınama ise kendin kaşınınca başına gelenler diyebiliriz.
Efes lafı koymalı mı koymamalı mı? Evde bardağa Efes koysan dışarıya sızmaz ama twittera koyarsan ilerde sorun olabilir, ya da koymayarak rengini belli etmek de bir amaç olabilir.
Süper Bono 1994'te %400 faizle çıkarılmadan önce
- Enflasyon %71
- Dolar 8binden 42bine gitmişti
- MB rezervleri 7Mden 3M dolara düşmüştü
-Süper Bonodan sonra faizler 1999 yılına kadar %100ün altına inmedi
- Borsa ise önce %30 düşüş sonraki 1 yılda %300 yükseliş yaptı