-
“Thérése gibi ideal bir kadina ihtiyacim var miydi? Kendi adima askta ahlaki ve fiziki guzelligin gerekli oldugu dusuncesine nasil kapilabildim? Azla yetinmeyi biliyordum, fazlasi bana agir geliyor olmaliý, dedikleri gibi mukemmel iyinin dusmaniymis. Hem zaten duyular icin gercek bir guzellik var mi? Gercek insanin hosuna gidendir. Tatmin edilmis olan hic var olmamis gibidir. Dahasi degisikligin keyfi var, belki de yasamin tum sirri bunda yatiyor. Degismek yenilenmektir, degisebilmek ozgurluktur.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Avais-je besoin d’un idéal comme Thérčse ? Comment donc ai-je pu me persuader que la beauté morale et physique m’était nécessaire en amour ? Je savais me contenter du moins ; donc, le plus devait m’accabler, puisque le mieux est l’ennemi du bien. Et puis, d’ailleurs, y a-t-il une vraie beauté pour les sens ? La véritable est celle qui plaît. Celle dont on est rassasié est comme si elle n’avait jamais été. Et puis encore il y a le plaisir du changement, et c’est peut-ętre lŕ tout le secret de la vie. Changer, c’est se renouveler ; pouvoir changer, c’est ętre libre.”
-
"Yolculugumuz tumuyle hayalidir. Gucunu buradan almaktadir." Louis-Ferdinand Céline, Gecenin Sonuna Yolculuk
https://pbs.twimg.com/media/CsLHZLQWYAElKYU.jpg
"Il viaggio che ci č dato č interamente immaginario. Ecco la sua forza." Louis-Ferdinand Céline, Viaggio al Termine della Notte
-
Hangi evi dikmek istiyorsun benim icin,
Hangi siyah yaziyi ates geldigđinde?
Uzun sure geri cekildim senin isaretlerin karsisinda,
Kovdun sen beni her ceţit yogunluktan.
Ama iste simdi bitmeyen gece beni koruyor,
Karanlik atlarla kurtuluyorum senden.
https://img.over-blog-kiwi.com/1/47/...-encore-hd.jpg
Quelle maison veux-tu dresser pour moi,
Quelle écriture noire quand vient le feu ?
J'ai reculé longtemps devant tes signes,
Tu m'as chassée de toute densité.
Mais voici que la nuit incessante me garde,
Par de sombres chevaux je me sauve de toi.
-
Alman sair Friedrich Gottlieb Klopstock’un dogum yildonumu (2 Temmuz 1724)
Uzaklastiriyor kainat beni senden,
Zamanin uzaklastiramayacagi kadar.
Goren yetmisini
Her kimse, yakindir sana.
Cok zaman once Meta, gordum mezarini
Ve ruzgarda salinan ýhlamur agacini,
O agac ki bir zamanlar benim icin de esmisti,
Cicegini bana sacmisti.
Bana degil! Bu yalnizca golgem,
Uzerine cicegin kondugu,
Tipki bir zamanlar yaptigi gibi senin golgene,
Defalarca uzerine kondugu.
O zaman tanirim da o yuce dunyayi,
Uzerinde uzunca kaldigin;
O zaman ýhlamurun salindigini goruruz neseyle,
Serinleten mezarlarimizi.
O zaman… Ama ah, bilmiyorum ki,
Senin coktandir bildigini;
Sadece sezgilerle aydinlandigini,
Etrafinda ruhumun salindigini.
Coskulu umutlarla
Geliyor akţam kizilligi,
Sevincli, derin bir hisle
Gunesler diriliyor mezarlarindan!
http://www.lexikus.de/pics/manager/b...h_gottlieb.jpg
Der Weltraum fernt mich weit von dir,
So fernt mich nicht die Zeit.
Wer überlebt das siebzigste
Schon hat, ist nah bey dir.
Lang sah ich, Meta, schon dein Grab,
Und seine Linde wehn;
Die Linde wehet einst auch mir,
Streut ihre Blum' auch mir,
Nicht mir! Das ist mein Schatten nur,
Worauf die Blüthe sinkt;
So wie es nur dein Schatten war,
Worauf sie oft schon sank.
Dann kenn' ich auch die höhre Welt,
In der du lange warst;
Dann sehn wir froh die Linde wehn,
Die unsre Gräber kühlt.
Dann.. Aber ach ich weiß ja nicht,
Was du schon lange weißt;
Nur daß es, hell von Ahndungen,
Mir um die Seele schwebt!
Mit wonnevollen Hofnungen
Die Abendröthe komt:
Mit frohem, tiefen Vorgefühl,
Die Sonnen auferstehn!
-
Isvicreli Filozof ve yazar Jean-Jacques Rousseau'nun olum yildonumu (2 Temmuz 1778)
"Her zaman kalbimde olan hayali, orada baska hicbir hayale yer birakmiyordu; o benim icin dunyada var olan tek kadindi ve bana esinledigi duygularin sonsuz tatliligi, cinsiyet duygularima baskalari icin uyanma zamani birakmayarak, beni ondan ve butun onun cinsinden koruyordu. Kisacasi, usluydum, cunlu onu seviyordum."ť Itiraflar
https://www.bm-lyon.fr/expo/12/rouss...A11323_pdt.jpg
"Her image, ever present to my heart, left room for no other; she was for me the only woman in the world; and the extreme sweetness of the feelings with which she inspired me did not allow my senses time to awake for others, and protected me against her and all her sex. In a word, I was chaste, because I loved her."
"Genclik, bilgeligi ogrenme; yaslilik da uygulama donemidir. Itiraf ederim ki, deneyim her zaman bir seyler ogretir; ama daha yasayacagimiz sure, zamanla olculudur. Olme zamani gelince nasil yasamak gerektigini anlamanin ne degeri var? Yazgim ve o yazgiyi yazan baskalarinin tutkulari hesabina, hem boylesine gec, hem de aci icinde edinilmis gercekler ne ise yarar?"ť Yalniz Geznin Dusleri
http://images.gr-assets.com/books/13...l/10860427.jpg
"Youth is the time to study wisdom; old age is the time to practice it. Experience always instructs, I admit; but it is profitable only for the time we have left to live. Is the moment when we have to die the time to learn how we should have lived? What benefit do I get from such late and painfully acquired insights concerning my fate and concerning other people's passions, whose work it is?"
-
Ingiliz fizikci, kimyager, matematikci ve sporcu William Henry Bragg’in dogum yildonumu (2 Temmuz 1862)
https://izquotes.com/quotes-pictures...agg-338975.jpg
“Bilimin asil amacý yeni kanitlar bulmak degil, bunlarla ilgili yeni dusunce bicimleri kesfetmektir.”
-
1946 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, Almanya dogumlu Isvicreli roman yazari, sair ve ressam Hermann Hesse'nin dogum yildonumu (2 Temmuz 1877)
https://pbs.twimg.com/media/DDuatxaXkAApmme.jpg
"Insanlarin buyuk cogunlugu yuzmeyi ogrenmeden yuzmek istemez. Ne anlamli bir soz, degil mi? Yuzmek istememeleri dogal, cunku karada yasamak icin yaratilmislar, yuzmek icin degil. Ve dusunmek istememeleri dogal, cunku yasamak icin yaratilmislar, dusunmek icin degil! Evet, kim dusunurse, kim dusunmeyi kendisi icin temel ugras yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulasabilir; ne var ki, karayla suyu degis tokus etmistir boyle biri ve bir gun gelir suda bogulur."ť Bozkirkurdu
http://www.qlibri.it/images/stories/...1203976668.jpg
"La maggior parte degli uomini non vuol nuotare prima di saper nuotare. Spiritoso, vero? Certo che non vogliono nuotare, sono nati per la terra, non per l'acqua. E naturalmente non vogliono pensare: infatti sono nati per la vita, non per il pensiero. Giŕ, e chi pensa, chi concentra la vita nel pensiero puň andare molto avanti, č vero. Ma ha scambiato la terra con l'acqua e a un certo momento affogherŕ."
"Bazen yureginin derinliklerinden can cekisen hafif bir ses geliyordu kulagina; ses oyle hafiften yankilaniyordu ki, o zor isitebiliyordu. Her defasinda garip bir omur surdurdugunu, tumu de yalnizca oyun olan pek çok sey yaptigini, nese ve bazen haz icinde vakit gecirmesine karsin gercek hayatin ona hic dokunmaksizin yani basindan akip gittigini dusunuyor, bir saat kadar bunun bilinci icinde yasiyordu. Bir top oyuncusu nasil toplarla oynarsa, o da isleriyle ve cevresindeki insanlarla oynuyor, bu insanlari seyrediyor, onlarla egleniyordu; gelgelelim, butun yuregiyle ve varliginin derinliklerinden kaynayan pinarla isin icinde degildi. Soz konusu pinar adeta kendisinden uzak bir yerlerde akip gidiyor, goze gorunmeden boyuna surduruyordu akisini, onun yasamiyla hicbir alip verecegi kalmamisti. Boyle dusunceler karsisinda birkac kez irkildi, gunluk yasamin butun o cocuksu ugraslarina ben de kendimi vererek butun kalbimle katilsam, ben de gercekten yasasam, gercekten bir seyler yapsam, gercekten yasayip hayattan keyif alsam, boyle bir seyirci gibi hayatin yani basinda durup dikilmesem, diye gecirdi icinden."ť
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"At times he felt, deep in his chest, a dying, quiet voice, which admonished him quietly, lamented quietly; he hardly perceived it. And then, for an hour, he became aware of the strange life he was leading, of him doing lots of things which were only a game, of, though being happy and feeling joy at times, real life still passing him by and not touching him. As a ball-player plays with his balls, he played with his business-deals, with the people around him, watched them, found amusement in them; with his heart, with the source of his being, he was not with them. The source ran somewhere, far away from him, ran and ran invisibly, had nothing to do with his life any more. And at several times he suddenly became scared on account of such thoughts and wished that he would also be gifted with the ability to participate in all of this childlike-naive occupations of the daytime with passion and with his heart, really to live, really to act, really to enjoy and to live instead of just standing by as a spectator."
-
-
1996 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, (Mozart of poetry - Mozart della poesia) Siirin Mozart’i Polonyali sair Wislawa Szymborska'nin dogum yildonumu (2 Temmuz 1923)
https://ocdn.eu/pulscms-transforms/1...AjKTBc0DIM0Bwg
https://amonikabyanyuvva.files.wordp...true-love1.jpg
Gercek ask. Normal midir?
Onemli midir, pratik midir?
Ne alir dunya iki insandan
sadece kendilerine ait bir dunyada yasayan?
Ayni tabana konulmus iyi sebep olmadan,
milyonlardan gelisi guzel cekilmis fakat ikna edilmis
boyle olmus olmasi gerektigine- neyin karsiliginda odul?
Hicbir seyin.
Isik olmadik yerden asagiya iner.
Ne diye bu ikisinin uzerine de baskalarinin degil?
Bu uyandirmaz mi nefretini adaletin? Evet.
Bu bozmaz mi bizim ozenle dikilmis prensiplerimizi,
ve atmaz mi ahlaki bir kenara zirveden? Ikisini de gozonunde tutarak, evet.
Bakiniz mutlu cifte.
En azindan saklayamazlar miydi onu,
Yapamazlar miydi azicik bir bunalim taklidi arkadaslarinin hatiri icin?
Dinleyin guluslerini bir hakarettir.
Kulandiklari lisan yaniltici aciklikta.
Ve kucuk kutlamalari, torenleri,
ayrintili karsilikli alisalagelmis seyleri
hic suphesiz bir komplodur insan irkinin arkasindan!
Cok guctur hatta tahmin etmek her seyin ne kadar ileri gidebilecegini
Insanlar pesinden gitselerdi eger onlarin verdigi ornegin.
Din ve siir neyi hesaba katabilirdi?
Neler hatirlanacakti, nelerden vazgecilecekti?
Kim isteyecekti kalmak icinde sinirlarin?
Gercek ask. Gerekli midir gercekten?
Ince davranis ve sag duyu bize onun ustunden sessizce gecmemizi soyler,
Hayatin en yuksek cemberlerinde bir skandal gibi.
Kusursuz iyi cocuklar dogar onun yardimi olmaksizin.
Nufuslandiramazdi gezegeni bir milyon senede,
o kadar guc bela gelir ki.
Birakin gercek aski asla bulmayan insanlar
deyip dursunlar oyle bir sey yoktur.
Inanclari daha kolaylastiracaktir yasamayi ve olmeyi onlar icin.
-
Amerikali roman ve kisa oyku yazari ve gazeteci Ernest Hemingway'in olum yildonumu (2 Temmuz 1961)
"Olmek hicbir seydi, El sordo'nun olumle ilgili bir korkusu yoktu, ne de olumle ilgili bir goruntu vardi kafasinda. Ama yasamak , gokyuzunde dolanan bir atmacaydi. Tahilin savurdugu, samanlarin ucustugu harman yerinde, tozlar içinde duran toprak bir testideki suydu yasamak. Bacaklarinin arasindaki bir atti yasamak; bir bacagin altindaki karabinaydi, bir tepeydi, bir koyakti, bir dereydi, vadinin uzak kiyisinda, tepelerin ustundeki agaclardi , yasamak..." Canlar Kimin Icin Caliyor
http://www.bookpoi.com/images/Front%...ll%20Tolls.jpg
"El Sordo was not at all afraid of dying but he was angry at being on this hill which was only utilizable as a place to die.Dying was nothing and he had no picture of it or fear of it in his mind.Living was a hawk in the sky. Living was an earthen jar of water in the dust of the threshing with the grain flailed out and the chaff blowing. Living was a horse between your legs and a carbine under one leg and a hill and a valley and a stream with trees along it and the far side of the valley and the hills beyond..."
https://www.brainyquote.com/photos_t...hemingway1.jpg
"Dinlemeyi severim. Insanlari dikkatle dinleyerek cok sey ogrendim. Cogu insan karsisindakini hic dinlemez."
https://s4.scoopwhoop.com/anj/heming.../437509804.gif
"Her insanin hayati ayni sekilde sona erer. Bir insani digerinden ayirt eden, nasil yasadigi ve nasil oldugunun ayrintilaridir."
-
Rus yazar ve Kriminolog Vladimir Nabokov'un olum yildonumu (2 Temmuz 1977)
"Simdi renkli kalemler eyleme gecsin. Yesil kalemle, bilegi soyle bir dondurerek, kabarik bir agac ya da suya dalan bir timsahin biraktigi burgaci cizmek mumkun. Mavi kalem sayfaya boylu boyunca, basit bir cizgi cekti ve tum denizlerin ufku oraya yerlesti. Hangi renkte oldugu belirsiz kut uclu bir kalem, insanin yoluna cikip duruyordu. Kahverengi kalem her zaman kirikti, kirmizi da oyle, ama bazen kirildiktan hemen sonra, cikik ucunu desteklemek suretiyle, pek de guvenli olmayan sekilde kullanilabilirdi. Cok sevdigim kucuk mor arkadas, kullanila kullanila, ele gelmeyecek kadar kuculmustu. Sadece beyaz kalem, upuzun bir albino gibi, ozgun uzunlugunu koruyordu; ancak ben onun, kagit uzerinde hic iz birakmayan bir uckagitci olmaktan ote, karalama yaparken istedigim seyi hayal edebilmem icin ideal bir arac oldugunu kesfedince, bu durum degismisti."ť Konus, Hafiza
https://covers.openlibrary.org/b/id/7152588-L.jpg
"Now the colored pencils in action. The green one, by a mere whirl of the wrist, could be made to produce a ruffled tree, or the eddy left by a submerged crocodile. The blue one drew a simple line across the page - and the horizon of all seas was there. A nondescript blunt one kept getting into one's way. The brown one was always broken, and so was the red, but sometimes, just after it had snapped, one could still make it serve by holding it so that the loose tip was propped, none too securely, by a jutting splinter. The little purple fellow, a special favorite of mine, had got worn down so short as to become scarcely manageable. The white one alone, that lanky albino among pencils, kept its original length, or at least did so until I discovered that, far from being a fraud leaving no mark on the page, it was the ideal implement since I could imagine whatever I wished while I scrawled."ť
"Birbirimizi tanimadan cok onceleri biribirine es ruyalar gormustuk. Karsilastirmistik, biliyorduk.Ayni yilin ayni ayinda (1919 Haziran) birbirinden cok uzak iki ulkede, yolunu sasirmis bir kanarya hem onun hem de benim penceremden iceriye dalivermisti kanatlarini cirpa cirpa." Vladimir Nabokov, Lolita
http://talks.boyner.com.tr/uploaded/...phistars-3.jpg
"Molto tempo prima di esserci conosciuti, avevamo fatto gli stessi sogni. Raffrontavamo i nostri ricordi e vi trovavamo singolari affinitŕ. Nello stesso mese di giugno dello stesso anno (il 1919, giugno), un canarino sperduto era volato nella casa di lei e nella mia, in due Paesi molto lontani."
-
-
Amerikali rock grubu The Foreigner, 4.studyo albumu 4’u 2 Temmuz 1981’de Atlantic Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://images-na.ssl-images-amazon....L._SL1425_.jpg
-
Amerikali heavy metal grubu Dio, 2.studyo albumu The Last in Line’i 2 Temmuz 1984’de Warner Bros. (Kuzey America) ve Vertigo (diger ulkeler) etiketleriyle piyasaya surdu.
https://demolishmag.files.wordpress....st-in-line.jpg
-
John Carpenter’in yonettigi, Kurt Russell, Kim Cattrall ve Dennis Dun’in rol aldigi aksiyon-macera-komedi Kucuk Cin'de Buyuk Bela (Big Trouble in Little China - Grosso guaio a Chinatown) 2 Temmuz 1986’da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...45,999_AL_.jpg
-
-
-
2 Akademi, 2 Golden Globe Odullu Amerikali tiyatro ve sinema oyuncusu James Stewart'in olum yildonumu (2 Temmuz 1997)
https://68.media.tumblr.com/ebe93f11...5otxo1_500.gif
https://68.media.tumblr.com/738f6709...d7lko1_500.gif
-
J. K. Rowling, Harry Potter ve Sirlar Odasi romanini (Harry Potter and the Chamber of Secrets - Harry Potter e la Camera dei Segreti) 2 Temmuz 1998 tarihinde yayinladi
"Harry, Malfoy'a bir gidiklanma buyusu yapmisti, o da gulmesini kesemiyordu bir turlu. Harry geriye cekildi, icinde sanki o yerde yatarken Malfoy'u buyulemek sportmence olmazmis gibisinden belli belirsiz bir duygu vardi. Hataydi tabii. Malfoy, soluk almaya calisarak asasini Harry'nin dizlerine tuttu, solugu kesilerek, "Tarantallegra!" diye bagirdi. Bir saniye sonra Harry'nin bacaklari onun kontrolu disinda bir tur step yaparak dans etmeye koyuldular."
"Durun! Durun!" diye bagirdi Lockhart, ama Snape idareyi ele aldi.
"Finite Incantatem!" diye bagirdi. Harry'nin ayaklari dans etmeyi birakti, Malfoy gulmeyi kesti, kafalarini kaldirip bakabildiler."
https://images-na.ssl-images-amazon....1jNORv6nQL.jpg
"Harry had hit him with a Tickling Charm, and he could barely move for laughing. Harry hung back, with a vague feeling it would be unsporting to bewitch Malfoy while he was on the floor, but this was a mistake; gasping for breath, Malfoy pointed his wand at Harry's knees, choked, "Tarantallegra!" and the next second Harry's legs began to jerk around out of his control in a kind of quickstep."
"Stop! Stop!"ť screamed Lockhart, but Snape took charge.
"Finite Incantatem!" he shouted; Harry's feet stopped dancing, Malfoy stopped laughing, and they were able to look up.
-
Italyan asilli Amerikali yazar, senarist ve gazeteci Mario Gianluigi Puzo’nun olum yildonumu (2 Temmuz 1999)
“Sevdigin insanlara hayir diyemezsin. Hic olmazsa SIK SIK. Isin sirri burada. Ama hayir demek zorunda kalirsan bunu, evet demek dercesine soylemelisin. Ya da onlari hayýr demek zorunda birakacaksin. Sabirli olmali, zamani beklemelisin.”
http://toptenplus.com/wp-content/upl...ather-puzo.jpg
“Non puoi dire di no alle persone che ami, almeno non sempre. Questo č il segreto. Quindi quando lo fai, deve suonare come un sě oppure portare loro a dire no. Devi prenderti il tempo e il fastidio.”
"Tum yasamim boyunca calistim. Aileme bakmak icin yaptigim islerden dolayý ozur dilemem. Ve kodamanlarin tuttugu iplerle, oynatilan bir kukla olmayi reddettim her zaman. Kimseye ozur borcum yok. Benim sectigim yol bu."
http://img.timeinc.net/time/magazine...780828_400.jpg
"Io ho sempre lavorato e non ho rimorsi, ho avuto cura della mia famiglia e ho sempre rifiutato di fare il pupo attaccato ai fili tenuti in mano da quei pezzi i' novanta. E non ho rimpianti, era la mia vita."Don Vito Corleone,Il padrino
http://nst.sky.it/content/dam/static...si-celebri.jpg
Ben… Karima ihanet ettim.
Kendime ihanet ettim.
Adam oldurdum.
Adam oldurulmesi icin emir verdim.
Oldurdum…Agabeyimin olumunu emrettim.
Beni incitmisti.
Annemin oglunu oldurdum.
http://nst.sky.it/content/dam/static...si-celebri.jpg
“Fredo… Sen benim abimsin, ve seni severim. Ama sakin bir daha aileye karsi birisinin tarafini tutma! Sakin!”
http://nst.sky.it/content/dam/static...si-celebri.jpg
“Ailesiyle zaman gecirmeyen biri asla gercek bir adam olamaz.”
-
Auschwitz’ten kurtulan, Nobel Baris Odulu sahibi, Rumen asilli Amerikali yazar, profesor, siyasi eylemci Elie Wiesel'in olum yildonumu (2 Temmuz 2016)
"Hepimizi kamptan cikardilar. Yarim saatlik bir yuruyusten sonra raylarla bolunmus bir tarlanin ortasina vardik. Burada trenin gelmesini bekleyecektik. Kar siklasmisti. Hareket etmek ve oturmak yasakti. Ortulerimizin uzerinde kalin bir kar tabakasi olusmaya baslamisti. Her zamanki tayinimiz olan ekmek getirdiler. Uzerine atildik. Aramizdan biri, susuzlugunu kar yiyerek bastirmayi akil etti. Digerleri de hemen onu taklit etmeye koyuldular. Egilmeye hakkimiz olmadigindan, herkes kasigini cikarmis, yanindakinin sirtinda birikmis kari yiyordu. Bir lokma ekmek ve bir kasik kar. Bu manzara bizi izleyen SS'leri gulduruyordu."ť Gece
https://images-na.ssl-images-amazon....1kkT0WKkXL.jpg
"We were led out of the camp. After a half-hour march, we arrived in the very middle of a field crossed by railroad tracks. This was where we were to wait for the train's arrival. Snow was falling heavily. We were forbidden to sit down or to move.The snow began to form a thick layer over our blankets. They brought us bread - the usual ration. We threw ourselves upon it. Someone had the idea of appeasing his thirst by eating the snow. Soon the others were imitating him. As we were not allowed to bend down, everyone took out his spoon and ate the accumulated snow off his neighbor's back. A mouthful of bread and a spoonful of snow. The SS who were watching laughed at this spectacle."
-
"Lolita, hayatimin isigi, kasiklarimin atesi. Gunahim, ruhum, Lo-Li-Ta; Dilin ucu damaktan dislere dogru uc basamaklik bir yol alir, ucuncusunde gelir dislere dayanir. Lo-Li-Ta. Sabahlari ayaginda corabinin teki, bir elli boyu ile Lo idi, sadece Lo. Ayaginda bol gundelik pantolonu ile Lola. Okulda Dolly. Kayitlardaki noktali cizgilerde Dolores. Ama benim kollarimda hep Lolita idi."ť Vladimir Nabokov, Lolita
https://50specialbooks.files.wordpre...tt_50books.jpg
"Lolita, luce della mia vita, fuoco dei miei lombi. Mio peccato, anima mia. Lo-li-ta: la punta della lingua compie un percorso di tre passi sul palato per battere, al terzo, contro i denti. Lo. Li. Ta.Era Lo, semplicemente Lo al mattino, ritta nel suo metro e quarantasette con un calzino solo. Era Lola in pantaloni. Era Dolly a scuola. Era Dolores sulla linea tratteggiata dei documenti. Ma tra le mie braccia era sempre Lolita."ť
-
N. kentine varmayisim
tam zamaninda oldu.
Uyarilmistin
gonderilmeyen mektubumla.
Kararlastirilan saatte
olmayabildin orada.
Tren 3. peronda durdu.
Bir suru insan indi.
Yonunu cikisa cevirdiginden
kalabaliga katildi yoklugum.
Butun o telasin icinde
birkac kadin segirtti
yerimi almak icin.
Bir adam onlardan birine kostu.
Adami tanimiyordum,
ama kadin tanidi onu
hemen.
Onlar bizim olmayan dudaklarla
opusurlerken
bir bavul yok oldu,
benimki degil.
N. kentindeki tren istasyonu
sinavini gecti
nesnel varolusta
akip giden renklerle.
Her sey yerinde kaldi.
Yalnizlar acele ettiler
isaretli yollar boyunca.
Hatta bir bulusma oldu
Planlandigi gibi.
Oradaki varligimizin
Menzilinin otesinde.
Olasiligin
kayip cennetinde.
Bir baska yerde.
Bir baska yerde.
Nasil da cinlamakta bu kisa sozcukler.
https://1.bp.blogspot.com/-n8Aw1nJAZ...-york-city.jpg
Il mio arrivo nella cittŕ di N.
Č avvenuto puntualmente.
Eri stato avvertito
con una lettera non spedita.
Hai fatto in tempo a non venire
all'ora prevista.
Il treno č arrivato sul terzo binario.
Č scesa molta gente.
L'assenza della mia persona
si avviava verso l'uscita tra la folla.
Alcune donne mi hanno sostituito
frettolosamente
in quella fretta.
A una č corso incontro
qualcuno che non conoscevo,
ma lei lo ha riconosciuto
immediatamente.
Si sono scambiati
un bacio non nostro,
intanto si č perduta
una valigia non mia.
La stazione della cittŕ di N.
Ha superato bene la prova
di esistenza oggettiva.
L'insieme restava al suo posto.
I particolari si muovevano
sui binari designati.
Č avvenuto perfino
l'incontro fissato.
Fuori dalla portata
della nostra presenza.
Nel paradiso perduto
della probabilitŕ.
Altrove.
Altrove.
Come risuonano queste piccole parole.
Wislawa Szymborska
-
https://unpodichimica.files.wordpres...rimavista1.jpg
Eminler
ansizin beliriveren bir duygunun onlari birlestirdiginden.
Bir guzelligi var bilmenin,
Ama belirsizlik daha guzel.
Birbirlerini onceden tanimadiklarina gore,
Aralarinda hicbir sey gecmedigini saniyorlar.
Ama ne derdi: sokaklar, merdivenler ve koridorlar
Kac zamandir karsilikli gecmis olabilecekleri yerler?
Onlara sormak isterim,
Hatirlamiyor musunuz?
Doner kapida
Bir yuz yuze gelis
Kalabalikta duyulan bir ‘affedersiniz’
Telefonda ‘yanlis numara’ť
- Ama cevaplarini biliyorum.
Hayir, hatirlamiyorlar.
Cok sasirirlardi
Uzun zamandir
Onlarla oynadigina tesaduflerin.
Tam hazir degil
Onlarin kaderi olmaya,
Kah birlestirip ayirip
Yollarini kesiyor,
Ve yutkunarak kikirdanmasini
Bir kenara kaciyor.
Isaretler vardi, ipuclari,
Ne yapalim anlasilamazdiysalar?
Belki uc yil onceydi
Ya da gectigimiz Sali
Bir yaprak ucusmadi mi
koldan kola?
Dusurulup kaybolan bir sey yerden alindi.
Kimbilir belki de bir toptu
Cocuklugun sarmasiklarinda?
Kapi tokmaklari ve ziller vardi,
Dokunuslarin dedigi.
Yan yana bavullar bagaj yerinde.
Belki de bir gece ayni ruya
Uyanirken belirsizlesen.
Her baslangic, eninde sonunda
Once olanlarin devami,
Ve olaylarin kitabi
Hep ortasindan acik.
Wislawa Szymborska
-
https://caricavincente.it/wp-content...rman-hesse.jpg
“Insanlarin buyuk cogunlugu, dusen bir yaprak gibidir, kapilip gider ruzgarin onune, havada suzulur, donup durur, saga sola yalpalar vurarak iner yere. Pek az kisi de vardir, yildizlara benzer, belli bir yorungede ilerler durur, hicbir ruzgar varamaz yanlarina, kendi yasalarini ve izleyecekleri yolu kendi iclerinde tasirlar.” Hermann Hesse
-
-
-
"Bazen hissedebilecegim her seyi hissetmiţ oldugumu ve bundan sonra da asla yeni bir sey hissedemeyecegimi dusunuyorum. / Sai certe volte penso di aver giŕ provato tutti i sentimenti che potessi provare e che d'ora in poi non proverň piů niente di nuovo, ma solo versioni inferiori di quello che ho giŕ provato. / Sometimes I think I have felt everything I’m ever gonna feel. And from here on out, I’m not gonna feel anything new. Just lesser versions of what I’ve already felt."
https://img.buzzfeed.com/buzzfeed-st...91493143-4.gif
Ask (Her - Lei, 2013) Yonetmen: Spike Jonze
-
"Op beni ve senin icin ne kadar onemli olucagimi anla. / Baciami e vedrai quanto sono importante. / Kiss me, and you will see how important I am.” Sylvia Plath
https://youtu.be/HGIlExZTKY8?t=2
Sulugoz (Cry-Baby, 1990) Yonetmen: John Waters
-
”Belki yuruyor olacaksin, belki baharin ilk gunesli gunu olacak. Bir araba hemen arkanda yavaslayacak ve kapi acilacak ve bildigin birisi, guvendigin birisi bile olabilir bu arabadan cikacak ve gulumseyecek, ixten gelen bir gulumseme. Ama arabanin kapisini acik tutacak ve sana arabaya binmeni teklif edecek. / It will happen this way. You may be walking. Maybe the first sunny day of the spring. And a car will slow beside you, and a door will open, and someone you know, maybe even trust, will get out of the car. And he will smile, a becoming smile. But he will leave open the door of the car and offer to give you a lift."
https://youtu.be/evfQ5QCRyeo?t=1
Akbabanin Uc Gunu (Three Days of the Condor, 1975) Yonetmen: Sydney Pollack
-
Siyah Giyen Adamlar'în (Men in Black) 21. yili
https://pbs.twimg.com/media/DhGoL9QWkAA0LIc.jpg
-
http://ksassets.timeincuk.net/wp/upl...998_080116.jpg
Deadline’ýn haberine gore, Matt Damon, yakin arkadasi John Krasinski‘nin yapimciligini ustlendigi ve The King of Oil: The Secret Lives of Marc Rich romanindan uyarlanan The King of Oil filminde milyarder Marc Rich rolunu oynayacak.
Film, Holokost magduru Rich’in petrol sayesinde milyarder olusuna, rehine krize sirasinda illegal bir sekilde Iran’la calismasina, vergi kacirmasina ama Isvicre’de yasadigi icin hicbir zaman yargilanamamasina odaklanacak.
https://deadline.com/2018/07/matt-da...al-1202420589/
-
TNT, Chris Pine'in basrolunde oldugu 6 bolumluk yeni dizisi I Am the Night'in (One Day She’ll Darken) ilk fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/KcknCCOlH-E?t=1
-
Paolo Sorrentino'nun HBO icin cekecegi ve basrolunde Jude Law'un yer aldigi The Young Pope dizisinin devami niteligindeki mini dizi The New Pope'un kadrosuna deneyimli aktor John Malkovich de katildi.
https://hips.hearstapps.com/es.h-cdn...-malkovich.jpg
-
Ingiliz sair Edward Young’in dogum yildonumu (3 Temmuz 1683)
http://www.braintrainingtools.org/wp...ward-Young.jpg
“Harcanan zaman varliktir, kullanilan zaman ise yasamdir.”
https://quotefancy.com/media/wallpap...ne-of-life.jpg
“Arkadaslik, hayatin sarabidir.”
-
Amerikali sosyolog, roman yazari Charlotte Perkins Gilman'in dogum yil donumu (3 Temmuz 1860)
"Daha sonra diger kadinlari dusundum, yani gercek kadinlari, buyuk cogunlugu. Ev islerini bir hizmetci maasi bile almadan ve soylu annelik gorevlerini ihmal etmeden sabirla yerine getirenler; bir tekduzelik icinde kor, zincirlenmis, cahil ama yeryuzunun en buyuk gucu olanlar. Yaptiklariyla karsilastirildiginda daha neler yapabileceklerini dusundum ve kalbim ofkeden cok baska duygularla kabardi.Daha sonra tum gucumle kadinlarin, tum kadinlarin kadinliklarini, bunun hayattaki gucunu ve gururunu ve yerini fark etmelerini." Sari Duvar Kagidi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Then I thought of all the other women, the real ones, the vast majority, patiently doing the work of servants without even a servant's pay - and neglecting the noblest duties of motherhood in favor of house-service; the greatest power on earth, blind, chained, untaught, in a treadmill. I thought of what they might do, compared to what they did do, and my heart swelled with something that was far from anger. Then I wished - with all my strength - that women, all women, might realize Womanhood at last."ť
http://www.mondadoristore.it/img/La-...Perkins+Gilman
-
Galli sair W. H. Davies'in (William Henry Davies) dogum yildonumu (3 Temmuz 1871)
https://img05.deviantart.net/8d7c/i/...sa-d8d4rim.jpg
Nedir bu hayat, bu dert, bu caba
Eger yoksa zamanin soyle durup bakmaya?
Yoksa eger bakmaya arasindan dallarin
Dinlenmeye hakkin, hakki kadar koyunlarin.
Ormanlar icinden gecerken soyle durup bakmaya
Sincaplarin fistiklarini saklamasini topraga.
Zamanin yoksa gormege yildizlar dolu nehirleri
Gupegunduz pirildýyan, gecelerin gokleri gibi.
Yoksa zamanin eger guzeli seyretmege
Onun ayaklarini raksinda gormeye.
Zamanin yoksa eger onun gozlerde baslayan
Gulumseyisini gormeye,dudaklarina yayilan.
Nedir bu hayat, bu dert, bu caba
Yoksa eger zamanin soyle durup bakmaya?
-
Yirminci yuzyil edebiyatinin en buyukleri arasinda olan Cekeoslavakya vatandasi unlu yazar Franz Kafka'nin dogum yildonumu ( 3 Temmuz 1883)
https://pbs.twimg.com/media/DBYtGXYXoAArjLi.jpg
"Asla egilip bukulme; ruhun hafiflemesin, makul olmaya calisma; kendi ruhunu baskalarina gore bicimlendirme. Onun yerine, en yogun saplantilarinin pesinden git amansizca."
"Bazen sanki karsilikli iki kapisi olan bir odadaymisiz gibi hissine kapiliyorum.Ikimizin de kendimize ait kapinin koluna yapismisiz ve birimizin goz kirpmasiyla digeri aniden kendi kapisinin arkasina donuyor. Hele birimiz digerine bir soz soyleyecek olsa, digeri kapiyi kapatmis ve coktan gozden kaybolmus oluyor. Birimiz kapiyi acmak durumunda cunku bu kimsenin digerini terk edip gidemeyecegi bir oda. Birimiz digerine bu derece ve biraz sakin olabilse, hic olmazsa digeriyle ilgilenmiyormus gibi davransa, o zaman odada yavas yavas duzen saglanacak.Fakat olan bu degil. Digeri o kapida ayni seyleri tekrarlamaya devam ediyor, hatta her ikisi de bazen ayni anda kapinin arkasinda duruyor ve o guzel oda bos kaliyor." Milena'ya Mektuplar
http://wordsenvisioned.com/wp-conten...ny-Russo-1.jpg
"Sometimes I have the feeling that we're in one room with two opposite doors and each of us holds the handle of one door, one of us flicks an eyelash and the other is already behind his door, and now the first one has but to utter a word ad immediately the second one has closed his door behind him and can no longer be seen. He's sure to open the door again for it's a room which perhaps one cannot leave. If only the first one were not precisely like the second, if he were calm, if he would only pretend not to look at the other, if he slowly set the room in order as though it were a room like any other; but instead he does exactly the same as the other at his door, sometimes even both are behind the doors and the the beautiful room is empty."
http://static.lafeltrinelli.it/stati...807_224355.jpg
"Yaziya dokulen opucukler yerlerine ulasmaz, hayaletler yolda icip bitirir onlari. / I baci scritti non arrivano a destinazione, ma vengono bevuti dai fantasmi lungo il tragitto."
-
Akademi ve Tony Odullu, Cekoslovakya dogumlu Ingiliz oyun ve senaryo yazari Tom Stoppard’in dogum gunu (3 Temmuz 1937)
http://www.azquotes.com/picture-quot...d-37-57-14.jpg
“Tum anIami kesfedip, tum gizemi yitirdigimizde bombos bir sahiIde yapayaIniz kaIacagiz.”
https://quotefancy.com/media/wallpap...where-else.jpg
“Her cikis, bir baska yerin girisidir.”
-
Pulitzer Odulu sahibi Amerikali yazar ve kose yazari Dave Barry’nin dogum gunu (3 Temmuz 1947)
https://izquotes.com/quotes-pictures...arry-12536.jpg
“Sadece bir kere genc olursun. Ama olunceye kadar olgunlasmamis kalabilirsin.”
http://www.azquotes.com/picture-quot...y-96-26-65.jpg
“Japonca ogrenmek icin en iyi yol, Japonya'da, Japon ailesi tarafindan yetistirilen bir Japon bebek olarak dogmus olmaktir.”