"Bir tel kopar ve âhenk ebediyyen bozulur." :(
Printable View
"Bir tel kopar ve âhenk ebediyyen bozulur." :(
Maç canımı sıktı..
O yüzden kel alaka bir istatistik paylaşayım..
THYAO
2 Ocak 2023 Tarihi Kapanış Fiyatı 146,80
2 Ocak 2024 Tarihi Kapanış Fiyatı 228,60
1 Yıllık Değişim : % 55,72
Matriks'ten aynı tarihler arasındaki tüm günlerin kapanış ve açılış fiyatlarını excel'e indirdim. Şöyle bir senaryo kurdum:
Her gün kapanış fiyatından alınsa ve ertesi günkü açılış fiyatından satılsa kümülatif (bileşik) getiri ne olurdu?
Sonuç: % 125,77
Toplam 248 iş günü var..
Bunun 55 günü kapanış fiyatına göre ertesi gün eksi açılmış.
Bunun 29 günü kapanış fiyatına göre ertesi gün aynı fiyatla açılmış.
Yani toplamda % 34'e yakın iş günü ertesi gün kapanış fiyatına göre ya eksi açılmış ya da aynı fiyatla açılmış. Buna rağmen dediğim şekilde işlem yapılmış olsa bileşik getiri % 125,77.. Al-tut politikası güdülse %55,72'lik bir getiri..
TUPRS'ta muhtemelen aynı işlemi yapsan al-tut politikasına göre makas daha fazla çıkardı (2-3 aylık izlenimim onu gösteriyor).. Ama kesin bilgi için sonra onu da hesaplayacağım..
Sizce de ilginç bir sonuç değil mi?
Bu bilgi ne işe yarar? Uygulamak isteyene bence güzel ipuçları veriyor (her halükârda açılışta satmak ve bunu tavizsiz uygulamak şartıyla, yani 'negatif açılış oldu, aynı fiyatla açıldı, satmayayım' filan dememe şartıyla)
Bu bilgileri paylaşmamın amacı teknik analizin sadece fiyat grafiklerinde trend çizgileri çizmek ya da formasyon avcılığı yapmak olmadığını anlatabilmek..
TUPRS taktiği de işe yaradı ve tatmin edici bir marj ile çıktım. Tekrar yeni pozisyon açmak için TUPRS ve THYAO’yu izleyeceğim.
TUPRS’ta 163,50 ve 166,50 arası yatay hareket sürerse range trading’e devam ederim. Diğer türlü kapanış civarı al ve sabahın ilk saatlerinde sat taktiği şeklinde de devam etme ihtimali söz konusu olabilir.
Saat 15:45 civarı TUPRS 163,50'yi bir daha gördü ve 163,60'tan tekrar aldım ve tahtanın durumuna bakarak tekrar geri çekilebilir diye 164,60'tan geri satış verdim. Ancak 165 üstünü de gördü. Yani biraz daha gün içi extra marj daha yakalamış olduk, ancak bazen acele ediyoruz, ilk sat sinyaline hemen uyarak. Bir sonraki mumu beklemek lazım normalde. Neyse tekrar biraz aşağı salınmaya başladı. Şimdilik günlük % 1,80 civarı kâra fit olduk.. Kapanıştan önce tekrar pozisyon almayı planlıyorum ancak zamanlamasına henüz karar veremedim.
Umarım ters köşe olmayız..
Adama bir yıldır borsa anlatıyorum, ara ara.. Bugün geldi TUPRS THYAO'dan daha ucuz, o yüzden TUPRS alacağım dedi.. Neye göre ucuz dedim?
Cevap: TUPRS 165 TL, THYAO 285 TL...
Oh My God!!!
Bir yıldır ben ne anlattım, ya da o ne anladı ise artık, bilemiyorum..
Neyse ben tahtama döneyim..
TUPRS'ın THYAO'dan ucuz olduğunu söyleyen arkadaşımızın tavsiyesine uydum bugün. :)
Teorik Eşleşmede 164,10 fiyattan TUPRS alımı yaptım tekrar. Hayrını görürüz inşaallah.
İlginç yorumlar duyuyorum arada.. Şirketin birinin fiyatı arşa çıkmış, sonrasında da biraz aşağı çekilmiş.. Adam 'Başkaları gibi 2 sandalye 1 masa şirketi değil, eninde sonunda ederini bulur' diyor.. Bu '2 sandalye, 1 masa' kavramı zaten milletin diline pelesenk olmuş, ne zaman başı sıkışsa atılacak son mermiymiş gibi kullanıyor. Bir de herkes elindekinin ederinin birkaç katı olduğuna inanıyor nedense.. Hiç kimsede 'pahalı almış olabilirim' tedirginliği görmedim, duymadım ne hikmetse.. Bazen o rahatlığı aramıyor değilim. :)
Özellikle son 5-6 yılda, piyasalarda dramatik bir belirsizlik ve volatilite/oynaklık oluştu. Böyle bir ortamda, en azından orta vadedeki trendlerdeki değişikliklerde portföy ayarlamaları yapmak ve buna bağlı olarak piyasalara ya da piyasa unsurlarına girip çıkmak oldukça önemli hale geldi. Piyasadaki bu gelişmeleri anlamak istemeyen ya da anlayamayan ve kendilerini piyasa uzmanı olarak lanse eden kişiler çareyi, çokça kullandıkları sosyal medya unsurlarında, 'yatırımcı olmak' ve 'uzun vadeli yatırım yapmak' kavramlarının promosyonunu yapmakta buldular. Negatif bir durumda sarılacakları şey hep bu oluyor ya da olacak: 'siz uzun vade bakın, yatırımcı olun'. Nasıl olsa 5 yıl sonra kimin ne dediğini, neyi önerdiğini kimse hatırlamayacak ve bunun verdiği rahatlıkla konuşmakta bir beis görmüyorlar.
Ayrıca bu belirsizliklerin ve oynaklıkların sadece bu ülke borsasında oluştuğunu zanneden naif bakış açıları da söz konusu ve ne zaman bu durumlar belli aralıklarda tekrar etse hemen ülkedeki borsanın güvenilmezliğine topu atıp, 'yapacak bir şey yok, coğrafya kaderdir' cümlesine sığınarak kendilerini rahatlatma yolunu tercih ediyorlar ve uluslararası piyasalarda meydana gelen dalgalanmalardan, oynaklıklardan ve belirsizliklerden bîhaberler ya da bunları görmezden gelmenin rahatlığını yaşamayı tercih ediyorlar.
Kullandığım ifadelerin doğruluğunu test etmek isteyenler değişik sektörlerden, Amerika, Avrupa ve Asya orjinli çok bilindik 500 büyük şirketin fiyat hareketlerinin nasıl seyrettiğini test edebilirler. Dediğim şekilde hareket etmeyen istisnalar her zaman olacaktır, ama genel gidişatın durumunu değiştirmez bu durum. Şimdi burada 100 tane farklı şirketten fiyat grafikleriyle örnekler versem, kendi argümanlarımı desteklemek için kendi istediklerimi seçmiş durumuna düşer ve bir kaç istisnaî karşı örnek verenlere karşı iddiamı zayıflatmış olurum. Gerçekten durumun farklı olabileceğini ve benim 'işkembe-i kübra'dan bu iddiayı öne sürmüş olabileceğimi düşünenler var ise, Global 500 ya da Fortune 500 listelerinde yer alan şirketlerin tamamının son 5-6 yıldaki fiyat hareketlerini inceleyebilirler. Büyük çoğunluğun dediklerime paralel hareket ettiğini, ciddi bir yön belirsizliği içerisinde olduğunu ve yıllar içerisinde derin volatilitelere sahne olduklarını görebilirler.
Peki buradan gelmeye çalıştığım nokta nedir? Aktif yatırımcı olmak ve sektörel işlerin gidişatı bazında ve fiyat hareketleri bazında trendleri izlemek ve yatırımlarımızı bu gerçeğe göre şekillendirmek.. Artık 1950 ile 2000'li yıllar arasındaki borsalarda işlem yapmıyoruz. Bu vurguyu yapmamın iki temel sebebi var:
1. Artık her şey çok büyük bir hızda değişiyor, rekabet şartları farklılaşıyor ve bazı şirketler ya da bazı sektörler zamanla hızlı bir şekilde saf dışı kalabiliyor ya da pazardaki rekabet gücünü ve etkinliğini çok çabuk yitirebiliyor. Böyle bir durumda uzun vadeli yatırım yapmanın anlamsızlığı ortaya daha belirgin şekilde çıkıyor.
2. Piyasalarda bilgiye erişim hızlandığı için fiyatlamalar da çok hızlanıyor, kâr realizasyonları, birileri yeni umutlarla ve yeni beklentilerle pozisyon almaya başladığında gerçekleşebiliyor. Buna ilaveten algoritmik işlemlerin yekûnu gittikçe artıyor. Bu gelişme piyasalardaki derinleşmeyi ve likiditeyi artıran pozitif bir durum gibi değerlendirilse de, aynı zamanda şahit olduğumuz oynaklıklardaki derinleşmelerin de ana sebeplerini oluşturuyorlar.
Gerçekleşen her şeyi, her türlü volatil hareketi, ana hareketin gürültüsü gibi değerlendirenler de olabilir. Bu, öncelikle hangi derinlikte ve hangi zaman aralıklarında gidişatı incelediğimize bağlı olarak değişebilir. Ayrıca olası bir ana trendin gürültüsü olup olmadığını da ancak 15 sene sonra, eğer gerçekten böyle bir ana hareket olacaksa tabii, oluşan trend gerçekleştiğinde ancak görmüş oluruz.
Mevcut şartları ve konjonktürel gelişmeleri takip ettiğimizde, ısrarla uzun vade yatırımcılığına karşı çıkmamın bence anlamlı bir alt yapısı ve dayanak noktası var.. Herkes farklı düşünmekte elbette özgür, ama başkalarına bunun pazarlamasını yapıyorsa temel yatırım felsefesini ve iddialarını makul şekilde anlatma ve ispatlama derdinde olmalı.. Kendi kendine böyle bir yol güdüyor ve başkalarına herhangi bir iddiada yahut yönlendirmede bulunmuyorsa, elbette kimse böyle bir yükümlülükle karşı karşıya bırakılamaz.