...:::vobelıt:::...

Alıntı:

---

Originally Posted by deniz43

yani merkez bankası dün 3.576 milyar usd'lik döviz satışı yapmış.

---

ben bu hergün yapılan 3-3,5 milyar dolarlık satışı şöyle değerlendiriyorum

geçen sene yazmıştım.

Alıntı:

---

Originally Posted by çıtak

b...

NOT: yerel seçimden sonraki gün söylemiştim..''YABANCI'ya doların yükselmeyeceği garantisini verdiler... '' diye

1.adımda yazdığımı tekrar yapacaklar... bunu, bile bile yapacaklar...

''yok biz doların yükselmesini istemiyoruz, o yüzden müdahale ediyoruz... falan filan '' yalanı ile

doları 48'den satmak yerine, 38'den satacaklar

---

geçen sene % 50 faiz'e konan 100 milyar dolar kadar para (3,2 katrilyon tl ) şuan 4,8 katrilyon tl oldu

bu para geri DOLAR'a çevriliyor

ve ne hikmetse tam söylediğim şekilde Merkez Bankası 38 tl'den dolar satıyor.

bu işlemlerin bahanesi ise İmamoğlu yapıldı... (twitter'da yandaş medya yazıyor bunları ''yok ekonomiye bir darbede chp'den, yok merkez bankasından... diye )

süreç şöyle devam edecek ; yabancı bu 130 milyar dolarını cebine koyduğunda, TL devalüe edilecek... bir bakmışız dolar 50 tl

yabancı 130 milyar dolarını, 50 tl'den bozduracak... 6,5 katrilyon lirası olacak

faiz % 80... hemen faize koyacak 6,5 katrilyonu

döngü aynı şekilde devam edecek

sonuç : Türkiye'de dolara verilen faiz miktarı %30'un altına hiçbir zaman düşmeyecek

devlet her sene yapmış olduğu borçlanmalardan % 30 zarar edecek... bu ilave % 30 yük devletin borcuna (milletin sırtına) yüklenmeye devam edecek

Deniz hocam kuru bırakmadan ihracat ne kadar daha devam edebilirsiniz bu şartlarda. Bir noktada enflasyon faiz kur politikası değişebilir mi. Ya da değiştirmek zorunda kalabilirler mi.

bunu ben söylemiyorum..

Alıntı:

---

Originally Posted by çıtak

sonuç : Türkiye'de dolara verilen faiz miktarı %30'un altına hiçbir zaman düşmeyecek

devlet her sene yapmış olduğu borçlanmalardan % 30 zarar edecek... bu ilave % 30 yük devletin borcuna (milletin sırtına) yüklenmeye devam edecek

---

bloomberg ht söylüyor

kahverengi çizgi Türkiye'nin borcu artmadan ayakta kalamadığını gösteriyor.

https://i.hizliresim.com/harnb73.jpg

ayrıca bu grafikteki YEŞİL ÇİZGİ şöyle birşey anlatıyor

https://i.hizliresim.com/harnb73.jpg

bu ülkede 2012'den sonra birşey olmuş... :whistling:

2012'den sonra bu ülke batağa sürüklenmiş diyor..

2012'de ne olmuş olabilir ?

TEK ADAM rejimine geçiş olmuş olabilir mi ?

jölelinin ekonomi danışmanı, damatların ekonomi bakanı olması... hazinedeki, maliyedeki bilgili insanların artık sözünün dinlenmemesi ve

ben herşeyi bilirim... yönetiminin iş başına geçmesi olabilir mi ?

bist... 2013'te 5 dolar iken... 1,6 dolarlara kadar düşmüş... şimdi de 2,7 doları kırmamaya uğraşıyor

Alıntı:

---

Originally Posted by Ayasofya 2005

Deniz hocam kuru bırakmadan ihracat ne kadar daha devam edebilirsiniz bu şartlarda. Bir noktada enflasyon faiz kur politikası değişebilir mi. Ya da değiştirmek zorunda kalabilirler mi.

---

https://www.ekonomim.com/ekonomi/ihr...-haberi-811362

İhracatçı kârdan geçti, pazarını koruma telaşında

Yurt dışında sert rekabet koşulları,başta Çin olmak üzere geniş ölçekli üretim yaparak düşük fiyatlarla küresel piyasalara mal arz eden rakip ülkeler var.Yurt dışında müşteri portföyü oluşturmak, uzun yıllar sonucu büyük gayretlerle elde edildiği için, şirketler şimdilik zararına bile olsa, müşterilerini kaybetmemek için başka işlerden elde ettikleri gelirlerin de yardımıyla dayanmaya çalışıyorlar.Ama daha ne kadar böyle devam edebilirler;bu sektörden sektöre ve şirket bazında finansal gücüne göre değişir

Alıntı:

---

Originally Posted by deniz43

https://www.ekonomim.com/ekonomi/ihr...-haberi-811362

İhracatçı kârdan geçti, pazarını koruma telaşında

Yurt dışında sert rekabet koşulları,başta Çin olmak üzere geniş ölçekli üretim yaparak düşük fiyatlarla küresel piyasalara mal arz eden rakip ülkeler var.Yurt dışında müşteri portföyü oluşturmak, uzun yıllar sonucu büyük gayretlerle elde edildiği için, şirketler şimdilik zararına bile olsa, müşterilerini kaybetmemek için başka işlerden elde ettikleri gelirlerin de yardımıyla dayanmaya çalışıyorlar.Ama daha ne kadar böyle devam edebilirler;bu sektörden sektöre ve şirket bazında finansal gücüne göre değişir

---

Kapitalist sistem içinde rekabette Çin'le hiçbir sermaye gücü baş edemez. Çünkü devlet destekli Çin'li şirketler yer geldiğinde uzun süreli çok cuzi karla ya da zararına satış yapabilirler ve yapıyorlar. Bunun karşısında Çin'in rakiplerine içine kapanıp kendi toplumlarını daha fazla sömürmekten başka bir çıkış yolu kalmıyor. Bu nedenle mevcut hükümetlere çok sayıda sermaye sahibi milyarder doğrudan katılıyor ve hem yürütme hem de yasama organlarıyla devlet, toplumu daha çok soymanın aracına dönüştürülüyor. Bu durum kapitalist sistemi -ki içine Çin ve Rusya da dahil- tarihinin en büyük kısır döngüsüne ve bunalımına sürüklüyor. Bir değişim elbette gerçekleşecek ama önce raf ömrü biten mevcut sistemin çözülmesi gerekiyor.

Alıntı:

---

Originally Posted by Azurit

Kapitalist sistem içinde rekabette Çin'le hiçbir sermaye gücü baş edemez. Çünkü devlet destekli Çin'li şirketler yer geldiğinde uzun süreli çok cuzi karla ya da zararına satış yapabilirler ve yapıyorlar. Bunun karşısında Çin'in rakiplerine içine kapanıp kendi toplumlarını daha fazla sömürmekten başka bir çıkış yolu kalmıyor. Bu nedenle mevcut hükümetlere çok sayıda sermaye sahibi milyarder doğrudan katılıyor ve hem yürütme hem de yasama organlarıyla devlet, toplumu daha çok soymanın aracına dönüştürülüyor. Bu durum kapitalist sistemi -ki içine Çin ve Rusya da dahil- tarihinin en büyük kısır döngüsüne ve bunalımına sürüklüyor. Bir değişim elbette gerçekleşecek ama önce raf ömrü biten mevcut sistemin çözülmesi gerekiyor.

---

Bu hep böyle değilmiydi ?

Raf ömrü biten bir sistem hiç olmadı.

Takip edebildiğimiz 1929 dan sonrası.

Sorunun özünde insan davranışı ve eğilimi var.

Teknlolojik değişim çok hızlı, son 10 yılda insanlar en az 10 kez işsiz kaldı ve yeni bir meslek öğrenmek zorunda kaldı.

Sermaye sınıfı ya da emperyaller, bu değişen dünya düzeni içinde servetlerini daha sıkı korumak derdine düştüler, karşılığında insanlar daha az milliyetçi daha kapitalist hale dönüştüler. Cahil olmayan milletler, buna oy verirsem kazancım artar düşüncesi ile oy kullanıyor.

ABD'de vatandaşın düşeceği en kötü nokta evsiz kalmak, sokağa düşmek, 50 yaşlarında işten kovulan herkes sokağa döküldü, kurtulma şansları da sıfır.

Türkiye ve benzer ülkelerde ise insanların durumu ABD'deki evsizden çok daha kötü, insan onuruna yakışmaz şartlarda yaşıyor ve fakir ama yaşadığını düşünüyor.Yaşamak tanımı ve algısı farklı.

Çin'de yüksek eğitimini tamamlayan her vatandaşın anca %40'ı iş bulabiliyor, sokakta yatan inanılmaz sayıda Çin'li nüfus var, umduğu işe giremeyip, köyüne dönecek parası olmayan, bir sonraki iş için o kentte sokakta yatan on-binler.

Özetle sistem çok iyi korunuyor ve koruma önlemleri artırılıyor.

Her geçen gün daha çok insan daha az kazanca ve yaşam masraflarıyla yaşamak zorunda olduğu bir noktaya itiliyor.

Ve ekonomik forumlarda sürekli insan nüfusunun nasıl azaltılacağı konuşuluyor.

Sonuç olarak sisteme bir şey olmaz olan insana olur.

Düşüncemiz bu.

https://www.ekonomim.com/ekonomi/19-...-haberi-813292

19 Mart sarsıntısının faizlere faturası ağır oldu
İBB Başkanı İmamoğlu'nun 19 Mart'ta gözaltına alınıp tutuklanmasıyla piyasalarda başlayan sarsıntı faiz oranlarını sert yükseltti. Merkez Bankası 18 Mart'a göre politika faizini 3.5 puan artırsa da aynı dönemde ağırlıklı fonlama maliyeti 5.5 puan, TLREF 7 puan, TL ticari kredi faizi de neredeyse 10 puan arttı.