-
Ingiliz yazar ve illustrator Shirley Hughes'in dogum yildonumu (16 Temmuz 1927)
https://pbs.twimg.com/media/D_ij7CPWwAAnrtM.jpg
"Iki SIKI dost, Dixie ve Percy’nin maceralari son surat ile basliyor. Kasabada yapilacak araba yarisi duyuruldugu anda, Dixie birinciligi kazanmak zorunda oldugunun farkindadir. Ama Dixie ile Percy iki sorunla karsi karsiyadir: Birincisi, Dixie’nin arabasi baslarina surekli is acmaktadir; ikincisiyse, Dixie’nin bas dusmani Lou Ella’nýn yepyeni spor arabasi, onlara nal toplatmaktadir. Beklenmedik olaylarla, heyecan ve surprizlerle dolu bir yaris! Acaba sonunda kazanan kim olacak?" Dixie ve Percy ile Son Surat
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Dixie and Percy can find adventure anywhere! Welcome to their world: a world of peril and daring, friendship and fun.When the All-Day Race is announced, Dixie knows he must win first prize. But Dixie and Percy face two problems: Dixie's car keeps getting them into trouble, and secondly, his arch-enemy Lou-Ella has a brand new sports car that leaves them in her dust. But the race is full of twists and turns, thrills and surprises. Who will win the day?"
-
Man Booker Odullu Ingiliz roman yazari ve sanat tarihcisi Anita Brookner’indogum yildonumu (16 Temmuz 1928)
“Eger evli ve 6 cocuklu mutlu biri olsaydim, yaziyor olmazdim. Boyle bir seyi isteyip istemedigimden de supheliyim. Bu cumleyi yazdigimdan beri degistim. Yaziyorum cunku bundan zevk aliyorum. Yazmak, beni yasamin caresizliginin pencesinden kurtardi. Yazarken iyi hissediyorum.”
http://assets-cdn.ekantipur.com/imag...a-brookner.jpg
“If I were happy, married with six children, I wouldn’t be writing. And I doubt if I should want to. But since I wrote that sentence I have changed. Now I write because I enjoy it. Writing has freed me from the despair of living. I feel well when I am writing; I even put on a little weight!”
''Gercek yasamda kazanan, hic kuskusuz, tavsandir. Her zaman o kazanir. Cevrene soyle bir bak. Ben sunu iddia ediyorum ki Ezop aslinda kaplumbaga pazari icin yaziyordu. Kanita gerek yok.''
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"In real life, of course, it is the hare who wins. Every time. Look around you. And in any case it is my contention that Aesop was writing for the tortoise market. Axiomatically."
https://quotefancy.com/media/wallpap...despair-of.jpg
“Yazmak, beni yasamin caresizliginin pencesinden kurtardi.”
-
Kubali sair Reinaldo Arenas’in dogum yildonumu (16 Temmuz 1943)
Ben o cocugum...
Kirli yuvarlak yuzlu...
her kosede karsina cikip,
"bir ceyrekligin var mi?" diyerek...
Canini SIKAN ben...
yuzu kirle kapli...
Hic suphesiz
kimse tarafindan istenmeyen...
diger cocuklar,
atlayip ziplayip gulusup oynasirken...
uzakta durup gelip gecen
at arabalarini izleyen...
Ben istenmeyen o cocugum...
Kesinlikle istenmeyen...
Kirli yuvarlak yuzlu...
Oyle ki dev sokak isiklari ya da
buyuk annem beni aydinlatmadan...
ya da kucuk kizlarin onunde
oylece aptal aptal dikilip durmadan
cok once...
Kirli yuzunun asagilayici bakislarini yansitan, o cocugum ben...
ben o her zaman kizgin
ve yalniz olan cocugum...
Sizi o her zaman kizgin olan
cocugun asagilamasina maruz birakan ve uyaran:
"eger yanlislikla basimi oksayacak olursanýz...
Bu imkani sizin cuzdaninizi calmak icin kullanirim."
Ben her zaman o cocugum...
Islenmis ve yakinda islenecek suclarin
sonucu cikmasi yakin terorden...
gelecek olan cüzzamdan ve pirelerden once...
Hep o cocuk olarak kalacak olanim.
Ben o itici igrenc cocugum,
eski kartonlardan uyduruktan bir ev yapan...
Ve bir gun kendisine
eslik edeceginizi bilerek...
Sabirla bekleyen.
https://ladobe.com.mx/wp-content/upl...ezcaimagen.jpg
Yo soy ese niño de cara redonda y sucia
que en cada esquina os molesta con su"can you spend one quarter"
Yo soy ese niño de cara sucia
-sin duda inoportuno –
que de lejos contempla los carruajes
donde otros niños emiten risas y saltos considerables.
Yo soy ese niño desagradable
-sin duda inoportuno –
de cara redonda y sucia que ante los grandes faroles
o bajo las grandes damas también iluminadas
o ante las niñas que parecen levitar
proyecta el insulto de su cara redonda y sucia
Yo soy ese niño hosco, más bien gris,
Que envuelto en lamentables combinaciones
pone una nota oscura sobre la nieve
o sobre el cesped tan cuidadosamente recortado
que nadie sino yo, porque no pago multas se atreve a pisotear.
Yo soy ese airado y solo niño de siempre
que os lanza el insulto del solo niño de siempre
y os advierte: si hipócritamente me acariciais la cabeza
aprovecharé la ocasión para levantarles la cartera.
Yo soy ese niño de siempre
ante el panorama del inminente espanto.
Ese niño, ese niño,
ese niño que corrompe el poema con su nota naturalista.
Ese niño, ese niño,
ese niño que impone arduos y aburridos ensayos
y hasta novelas, aún más aburridas, sobre “los bajos fondos”.
Ese niño, ese niño,
ese niño de cara airada y sucia que impone arduas
y siniestras revoluciones
para luego seguir con su cara aún más airada y sucia.
Ese niño, ese niño
ese niño ante el panorama siempre inminente
del inminente espanto, de la inminente lepra, del inminente piojo,
del delito o del crimen inminentes.
Yo soy ese niño repulsivo que improvisa una cama
con cartones viejos y espera, seguro, que venga usted a
hacerle compañía.
https://www.ofrases.com/frases-image...ldo-arenas.jpg
''Agaclarin sir dolu bir yasamlari vardir, ve o sirri ancak, onlara tirmanmaya istekli olanlara gosterirler.''
-
Alman yazar, sair ve gazeteci Jorg Fauser’in dogum yildonumu (16 Temmuz 1944)
Neden bos vermiyoruz devrimi,
Anlamsiz gevezelikleri
Ve bayraklari
Ve bitmez tukenmez tartismalari
Shanghai'deki fabrikayi
Neden kendimize sessiz bir kose aramiyoruz
Huzur icinde birami icebilecegim
Arada bir siir yazabilecegim.
https://weheklag.files.wordpress.com...1979.jpg?w=700
Warum lassen wir die Revolution nicht sausen,
das sinnlose Palaver und die Fahnen
und die endlosen Auseinandersetzungen
um die Maschinenfabrik in Shanghai,
suchen uns irgendeinen stillen Winkel
wo ich in Ruhe mein Bier trinken und
zwischendurch mal’n Gedicht schreiben kann
-
Amerikali yazar Jerome David Salinger, Cavdar Tarlasinda Cocuklar romanini 16 Temmuz 1951’de Little, Brown and Company araciligiyla yayinladi.
"Buyuk bir cavdar tarlasinda oyun oynayan cocuklar getiriyorum gozumun onune. Binlerce cocuk, baska kimse yok ortalikta -yetiskin hic kimse, yani- benden baska. Ve cilgin bir ucurumun kenarinda durmusum. Ne yapiyorum, ucuruma yaklasan herkesi yakaliyorum; nereye gittiklerine hic bakmadan kosarlarken, ben bir yerlerden cikiyor, onlari yakaliyorum. Butun gun yalnizca bu isi yapiyorum. Ben, cavdar tarlasinda cocuklari yakalayan biri olmak isterdim. Cilgin bir sey bu, biliyorum, ama ben yalnizca boyle biri olmak isterdim. Biliyorum, bu cilgin bir sey."
http://metra.dipintra.it/wp-content/...06/holden1.jpg
"Io mi immagino sempre tutti questi bambini che giocano a qualcosa in un grande campo di segale e via dicendo. Migliaia di bambini e in giro nessun altro - nessuno di grande, intendo - tranne me, che me ne sto fermo sull'orlo di un precipizio pazzesco. Il mio compito è acchiapparli al volo se si avvicinano troppo, nel senso che se loro si mettono a correre senza guardare dove vanno, io a un certo punto devo saltar fuori e acchiapparli. Non dovrei fare altro tutto il giorno. Sarei soltanto l'acchiappatore nella segale e via dicendo. So che è una pazzia, ma è l'unica cosa che mi piacerebbe veramente fare".
-
Fransiz yazar ve tarihci Hilaire Belloc’in olum yildonumu (16 Temmuz 1953)
http://www.azquotes.com/picture-quot...c-84-82-39.jpg
“Istatistik laneti insanligin uzerine cokmeden once, keyif icinde mutlu, masum bir hayat suruyorduk ve oldukca iyi dusuncelerle doluyduk.”
https://quotefancy.com/media/wallpap...make-songs.jpg
“Birinci en iyi meslek sarki yapmaktir, ikinci en iyi meslek soylemek.”
-
Pulitzer Odullu Amerikali oyun yazari Tony Kushner'in dogum gunu (16 Temmuz 1956)
Abraham Lincoln: Kolelik beyefendi, artik bitmistir. Kendimizi yasaya teslim edersek Alex, ozgurlukleri yitirmemize neden olsalar da ornegin baski yapma ozgurlugunu daha once farkinda olmadigimiz yeni ozgurlukler kesfedebiliriz. Kimi zaman ne kadar husrana yol acsa da, demokratik surece olan inanciniziý korursaniz...
John Campbell: Haydi efendim, bu vaazlarinizi kendinize saklayin bari.
Abraham Lincoln: Birliginizi nasil korudunuz? Demokrasi yoluyla mi? Sizin hukumetiniz altinda kac yuz bin kisi can verdi?
John Campbell: Sizin Birliginiz beyefendi, top atesi ve olumle kurulmustur.
Abraham Lincoln: Hakli olabilirsiniz. Ama bizim yaptigimiz butun dunyaya demokrasinin kaos demek olmadigini, bir halkin birliginde gorunmeyen buyuk bir guc bulundugunu gostermek olmadi mi? Bir halkin buyuk fedakarliklara katlanip da yine de bir arada kalabilecegini gostermedik mi? Bu hic olmazsa demokrasi fikrinin hayatta kalmasini saglayamaz mi? Sonunda da degerli hale gelmesini? Her ne olursa olsun, kan ve fedakarligin kanitladigi her sey simdiye dek kanýtlanmis olmaliydi. Bu kani durduracak miyiz?
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
Abraham Lincoln: If we submit ourselves to law, Alex, even submit to losing freedoms—the freedom to oppress, for instance—we may discover other freedoms previously unknown to us. Had you kept faith with democratic process, as frustrating as that can be...
John Campbell: Come, sir, spare us at least these pieties. Did you defeat us with ballots?
Alexander Stephens: How have you held your union together? Through democracy? How many hundreds of thousands have died during your administration? Your Union, sir, is bonded in cannon fire and death.
Abraham Lincoln: It may be you're right. But say all we done is show the world that democracy isn't chaos, that there is a great, invisible strength in a people's union? Say we've shown that a people can endure awful sacrifice and yet cohere? Mightn't that save at least the idea of democracy, to aspire to? Eventually to become worthy of? At all rates, whatever may be proven by blood and sacrifice must've been proved by now! Shall we stop this bleeding?
-
Apollo 11 ve Astronotlar Neil Armstrong, Michael Collins ve Buzz Aldrin, 16 Temmuz 1969 sabahi Amerika, Florida’da bulunan Kennedy Uzay Merkezi istasyonundan yola cikti. (75 saat sonra uzay'a ulastilar.)
https://acesflyinghigh.files.wordpre...pg?w=900&h=900