aBi bizim vatandaşta şu algı vardır
Kriz var dediğinde
Sürü piskolojisi olur BIÇAK GİBİ keser alışveriş
Seçimde bile Seçim olacak du bakalım die ı.k dular piyasanın
Printable View
Şimdi mtv yede zam gelir harelde değilmi ??
Alkol zammı ile Sigara zammına ışıkı yaktılar
piskolojimi hazırlıyorum şimdiden
Aydın Eroğlu bile gold ücret fiyatlarını artırdı
Söylemesi ayıp olmasın Gold üyeyim o bile zam yaptı
ING Bank, 498,5 milyon Euro ve 42 milyon USD tutarında sendikasyon kredisi anlaşması imzaladı
Kamuoyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayınlanan açıklama aşağıda bulunuyor:
Bankamız 498,5 milyon Euro ve 42 milyon ABD Doları tutarında,
367 gün vadeli sendikasyon kredisi anlaşması imzalamıştır. 28 bankanın
katılımıyla sağlanan ve ticaretin finansmanında kullanılacak olan sendikasyon
kredisinin toplam maliyeti Euro için Euribor + %1,20 ve ABD Doları için ise
Libor + %1,30 olarak gerçekleşmiştir.
https://www.kap.org.tr/Bildirim/692035
TSKB, 11 ülkeden toplam 15 bankanın katılımıyla 220 Milyon Dolarlık tutarında sendikasyon kredisi temin etti- Basın Açıklaması
Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB), 15 uluslararası bankadan 220 milyon ABD Doları tutarındaki sendikasyon kredisi temin etti. Sendikasyon kredisi anlaşması, katılımcı bankaların da temsil edildiği bir tören ile 3 Temmuz'da imzalandı.
Sendikasyon kredi anlaşması; CITI, Commerzbank Aktiengesellschaft Filiale Luxemburg, ING Wholesale Banking, Societe Generale, Standard Chartered Bank, Unicredit Bank AG, BayernLB, Sumitomo Mitsui Banking Corporation, Credit Suisse (Switzerland) Ltd., J.P. Morgan Securities plc, Raiffeisen Bank International AG, Intesa Sanpaolo S.p.A., London Branch, Banka Kombëtare Tregtare Sh.a., DZ Bank AG Deutsche Zentral-Genossenschaftsbank, Frankfurt am Main ve Mashreqbank olmak üzere 11 ülkeden toplam 15 bankanın katılımıyla imzalandı.
367 gün vadeli sağlanan sendikasyon kredisinin maliyeti Euribor / Libor + yüzde 1.45 olarak gerçekleşti.
Sendikasyon kredisi ile ilgili değerlendirmede bulunan TSKB Genel Müdürü Suat İnce şunları söyledi: "TSKB olarak ülke ekonomisi ve sanayimizin gelişimi konusunda yürüttüğümüz bankacılık faaliyetlerimize tüm hızıyla devam ediyoruz. TSKB'nin uluslararası piyasalardaki güçlü ve güvenilir algısı çalışmalarımıza büyük güç katıyor. Temin ettiğimiz sendikasyon kredisi ve katılım profili de bu itibarın ve Türkiye'ye olan güvenin sembolü niteliğinde. Sendikasyon krediğimizi geçen yıllarda olduğu gibi, pek çok ülkenin önde gelen prestijli bankalarının katılımıyla gerçekleştirmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Sağladığımız finansal kaynakla, ülkemizin kalkınmasına destek vermeye devam edeceğiz."
dalga dalga gelen zamlarla halk geçim sıkıntısının boyutlarını anlayacak..
son zamanlara kadar akp nin "züper ekonomiyiz" gazıyla görmezden geliyorlardı..
ama onların hepsinin yalan olduğu ortada..
dalga dalga gelen zamlara ek oalrak ayrıca yüksek faizler nedeniyle bir çok sektörde bozulmalar görülecek..
bu ise hukumetin vergi kayıpları yaşamasına neden olacak..
bu vergi kayıplarını telafi için normal halka yeni EK VERGİLER gelmesi çok büyük bir ihtimal..
geçmişte hep böyle yaptı bu hukumet.. şimdi yeni vergileri planlamaya başlamışlardır..
israf ekonomisini finanse etmek için halka bu kadar yüklenilmesi iyi niyetle çalışmak isteyenleri de caydırcaktır..
sürekli çalışıyorsun ama eline hiç para kalmıyor.. harcanabilir gelirin sıfıra yaklaşıyor.. çalışma motivasyonunu azalttılar..
Endeks ne yapar bu zamlarla enflasyon degerlenmesi ihtimali olabilir mi
JCR/Ökmen:Yükselen enflasyona karşı Türkiye'nin her defasında sadece faiz artırarak yanıt vermesi geçerli ve doğru bir yol olamaz
JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan ÖKMEN'in Açıklamaları aşağıda bulunuyor:
" Sağlanan dış borçlanmaların önemli kısmının cari fazla veya rezerv artış etkisi yaratamadan eksi döviz kalanıyla kapanmış veya kapanacak olması Türkiye ekonomisinin temel yapısal sorundur. Cari fazla kalan etkisi yaratmayan dış kredilerin sağlanmasını caydıracak ekonomik, hukuki ve alt yapı karmasını içeren makro ekonomik önlemlere öncelik verilmelidir. Üretimi, tüketimi ve ticareti sadece yurtiçi faaliyetler ve yurtiçi yerleşiklerle sınırlı olan ekonomik girişimlerin dış ülkelerden dövizli kaynak temin etmelerinin tek sonucu ekonomik kırılganlığı artırmaktır.
" Yumuşak iniş için dış fon akımlarının devamlılığı gerekli olmakla birlikte, tedariki ve kullanımı şu ana kadarki çerçevede ve içerikte gerçekleşecek ise, ekonomik sorunların sadece ertelenmesine neden olacak, sorunun özünü ortadan kaldırmayıp biriktirecektir.
" Zira sağlanan dış fonların tamamına yakın kısmı bugüne kadar rezerv fazlası ve cari fazla yaratmadan Türkiye ekonomisinin döviz yükümlülüklerini artırmıştır.
" Yabancı fonların devamlılığı için yüksek faiz oranlarının varlığından ziyade geri dönüş güvencelerinin kalitesi önem arz etmektedir: Kendi orjinal coğrafyasındaki faiz oranlarını aşan her seviyedeki faiz oranı için yabancı fonlar gelişmekte olan diğer ülkelere yönelebilir. Ancak, razı olunacak faiz farkının büyüklüğü ise geri dönüş güvencelerinin kalitesine göre şekillenmektedir.
" Türkiye ekonomisinin özel koşulları olan kurumsal ve yapılandırılmış fonlama havuzlarına alınmadan dengelenme ve düzelme olasılığı zayıflamış olduğu için fonlama/kaynak mekanizmalarının piyasa koşullarına dayanarak yürütülmesinde ısrar edilmesi, Türkiye ekonomisine kolay kolay sağlık kazandıramayacaktır.
" Birikimli sorunların kalıcı olarak çözülebilmesi için, Türkiye ekonomisinin, uluslar üstü kurumların ve AB orijinli sponsorların destekleyeceği orta uzun vadeli yapılandırılmış ve dışa dönük stratejik istikrar programlarınna ihtiyacı vardır.
" Ekonomik dinamizmin ve verimliliğin geri kazanılması amacıyla, kısa, orta ve uzun vadeli her vade dilimi için ekonomi, hukuk, yargı, basın, kurumsal kalite, eğitim, dış ilişkiler, iç barış, demokrasi seviyesi gibi tüm alanlarda, küresel konjonktüre uyumlu, verimlilik artışına odaklanan, toplumsal/bölgesel kutuplaşmayı azaltıcı yepyeni politikalar yaratılmalı, ezberlenmiş uygulamaların bir an önce terkedilmesi gerekmektedir.
" Kredi genişlemesiyle döviz kazanma kabiliyeti olmayan sektörler üzerinden körüklenen tüketime dayalı ve dış satıma konu olmayan faaliyet ve girişimlere bütçe tahsisi yapılmasını caydırıcı politikalar önceliklendirilmelidir.
" Zayıflayan tüketici güven endeksi ve düşük seviyedki PMI indikatörlerine karşın, liranın negatif performansının ve ulusal tarım politikalarının eksikliğinin sebep olduğu maliyet artışları, enflasyondaki yükselişin ana nedenidir.
" Eş değişle yüksek enflasyona, para politikasının birikimli hataları ve enflasyyon riskini önemsemeyen dengesiz büyüme politikalarında israr eden maliye politikaları yol açmıştır. Seçim öncesi sunulan genişlemeci politikaların yarattığı ilave talep gücünün ne kadar yanlış bir politika olduğu iyice anlaşılmış olmalıdır.
" TL üzerindeki satış baskısının devam ettiği bir ortamda faiz artırımı beklentilerinin TL'nin ilave değer kayıplarını sürdürülebilir kılmasına ve aşağı yönlü hareket kazanmaktan alıkoyabileceğine yardımcı olmakla beraber, her seferinde süreklileşen faiz artırımları Türkiye ekonomisinin mevcut üretim seviyesinin korunmasını ve devamlılığını zorlaştıracaktır.
" Bu aşamadan sonra yapılacak faiz artışları TL'nin değer kaybını azaltacak olsa da maliyet enflasyonuna da destek vermeye başlayacaktır.
" Yükselen enflasyona karşı Türkiye'nin her defasında sadece faiz artırarak yanıt vermesi geçerli ve doğru bir yol olamaz.
" Zira Türkiye ekonomisindeki enflasyon artışları, çok katmanlı yapısal sorunlar yumağına dayanmakta olup, para politikasının booyutlarını çoktan aşmıştır
TL'nin, TÜFE karsısındaki reel değeri Haziran ayında bir önceki aya göre geriledi
Merkez Bankası, Reel Efektif Döviz Kuru Haziran ayı verilerini açıkladı.
Buna göre; bir önceki ay 78.23 olan TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeksi,
Haziran ayında 77.10 oldu. Gelişmekte Olan Ülkeler-Bazlı Reel Efektif Döviz
Kuru 54.37'den 53.49'a ve Gelişmiş Ülkeler Bazlı-Reel Efektif Döviz Kuru
87.89'dan 86.75'e indi..
Geçen ay Yi-ÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeks değeri ise 81.55'den
81.01'e geriledi.
Endeksteki reel efektif kurun artışı TL'nin reel olarak değer kazandığını, diğer
bir anlatımla Türk mallarının yabancı mallar cinsinden fiyatının arttığını
göstermektedir.
Nominal efektif döviz kuru (NEK), Türkiye'nin dış ticaretinde önemli paya sahip
ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre, Türk Lirası (TL)'nın ağırlıklı
ortalama değeridir. Ağırlıklar ikili ticaret akımları kullanılarak
belirlenmektedir. Reel efektif döviz kuru (REK) ise NEK'deki nispi fiyat etkileri
arındırılarak elde edilmektedir.