Originally Posted by
noreply
Görüşlere katılıyorum. Benzer bir hatayı ben de tekrar ediyor veya sürdürüyorum. Ucuzluk veya ucuzluklar gelen potansiyel ( ki bunların içinde sektörel değerlendirme var, kurumsal yapı vb var) yatırımlar için karar vermeme neden oluyor.
Oysa piyasa potansiyel ile değil dinamiklerle hareket ediyor. "Bir gün olur" düşüncesi olmuyor veya o gün çok geç geliyor.
Garan'dan söz etmişsiniz, 90'lı yılların sonunda Garanti'nin genel müdürlüğünde hem de yönetici pozisyonunda çalışırdım.
Hangi alanlarda penetrasyounun düşük olduğunu, yabancıların bankaya ilgisini, özellikle Garanti Teknoloji'nin herkesin önünde olmasının yaratığı avantajı, hazinenin iyi yönetildiğini biliyordum. Mali sistemin güçlü olmasının ülke ekonomisi için önemini kavrıyordum. Bütün bunları bir kenarı koyarsak bankanın bir faydasına inanmıyordum. Bütün gün plazada oturup kar/zarar hesapları yapmanın hayata dair olmadığını düşünüyordum. Eh, fena halde yanılmışım.
Banka hissesi almayıyınca özellikle 2001 krizi sonrasında bu defa ülkenin geleceğini ihracatta görüp, kurulsal değer atfettiğim, marka değerini çok kuvvetli bulduğum Eczacıbaşı Yapı şirketine yatırım yaptım. Şirketten hiçbir şey olmayacağını anlamam 4-5 yılımı aldı. Çimento şirketleri alıp başını giderken katma değer üreten bir markanın holdingin çeşitli oyunları ve bilinmeyen nedenlerden bir kuruş kazandırmamasını o gün de anlamamıştım bugün de anlamıyorum.
Piyasa dinamiklerini anlamak hem kolay hem de zordur. Bazen çok basit nedenlerle piyasa karşılık verir, örneğin Gerel'in imzaladığı niyet mektubu veya Aselsan'ın savunma bütçesinin artırılmasından etkilenmesi gibi.
Burada basitçe yükselen trende katılan parayı kazanır.
Çoğu zaman bu kadar basit değildir. Bankada çalıştığım dönemde kim ne hisse alıyor, ne satıyor, kim kredide kim sıkışmış, hangi haberler var görebiliyordum. Şuna da tanık oldum, Londra'dan alışveriş yapan özellikle hazine bonosu masaları direk bankanın ihale öncesi topalntısına bağlanıp bilgi alabililiyorlardı. Eski yıllarda bir ekosistem vardı, bunun içindekiler piyasaya göre çok daha avantajlıydılar.
Beklenti yönetimi öne çıkınca haberlerin gerçek ekonomik değeri bilinemez oldu, bir başka ifadeyle, herkesin aynı oyunu oynadığı dikkate alınırsa doğru seçimlerin yapılması karmaşıklaştı.
Bugüne bakıldığında hisse net gibi forumlardan temel, teknik, beklentiler vb birçok bilgi almak mümkün.En azından daha demokratik bir bilgi yayılımı var.
Sözün özü şu, benim de en eski kabulüm piyasaların daima yanlış yapabileceği idi, oysa ki yanlış kadar doğrular var ve piyasa her zaman hatalarını düzeltmeye hazır. Yatırımcılar hatalarında ısrar etmeseler daha çabuk düzelir.