-
Ingiliz roman yazari ve sair Sir William Gerald Golding'in dogum yildonumu (19 Eylul 1911)
Sular cekilmisti; kumsalin yosunla kapli ince seridi toprak bir yol kadar rahatti. Bir cesit buyuleyici guzellik vardi cevrelerinde. Bunun bilincinde, bunun mutlulugu icindeydi cocuklar. Birbirlerine bakiyorlar coskuyla guluyorlar, kimin ne dedigini dinlemeden konusuyorlardi. Hava piril pirildi. "Haydi gelin" dedi Jack, "biz kasifiz." Ralph, "Adanin ucuna gidecegiz, koseden bakacagiz dedi." "Eger bu bir adaysa..." William Gerald Golding, Sineklerin Tanrisi
http://www.chelibro.com/wp-content/u...am-Golding.jpg
Era bassa marea, e c'era una striscia di spiaggia, sparsa di alghe, dura quasi come una strada. Un alone di avventura circondava il paesaggio e i ragazzi, che ne erano consci e felici. Si voltavano l'uno verso l'altro, ridevano eccitati, parlavano senza ascoltare. L'aria era limpida. "Andiamo," disse Jack dopo un po', "siamo esploratori." "Andremo fino dove l'isola finisce," disse Ralph, "e gireremo dall'altra parte." "Se un'isola..."
-
Brezilyali egitimci, filozof ve elestirel pedagojinin etkili kuramclarindan Paulo (Reglus Neves) Freirenin dogum yildonumu (19 Eylul 1921)
Tevazu gostermeden boyle bir programi yurutmek cok zor olacakti. Dolayisiyla bir baska faziletin ogrenilmesi bir gereklilik oluyor: sebat, dusumuz icin birlikte dovusecegimiz direnme gucu. Ilk karsilasmalarla birlikte hemen vazgecmemeliyiz, aksine onlarla beraber nasil daha az hata yapacagimizi ogrenmeliyiz. Bir insanin omrunde bes, on, yirmi yil bir sey, bazen de cok sey demektir; ama bir ulusun tarihinde oyle degil.
https://media.bloomsbury.com/rep/bj/9781474299114.jpg
Without humility, it would be difficult to carry out such a program. Thus, the learning of another virtue becomes a requirement: perseverance, the tenacity with which we must fight for our dream. We should not give up at the first confrontations, but with them, learn how to make fewer mistakes. In the life span of a person, five, ten, twenty years represent something, sometimes a lot, but that is not the case in the history of a nation.
-
-
Turk sair ve yazar Ismet Ozelin dogum gunu (19 Eylul 1944)
https://pbs.twimg.com/media/C45jqhPWAAAUQ3-.jpg
West Indies, Red Apple, Ithaki, China!
Ive been sentenced to set forth for a long journey.
I've no more lot in the white man's region
Ive committed an offence against natives land
Im a dangerous faction among the despots,
an indecorous one among the nationalities.
my atrocity
has isolated me from the flavor of languorous fruits
Ive chosen a taste of a bitter root
in the world
there is no shade to rest nearby
Ive been sentenced to set forth for a long journey...
-
Tiyatro oyunlari, muzikaller ve televizyon dizileriyle basladigi kariyerine sinemada devam eden Ingiliz aktor Jeremy Irons'in dogum gunu (19 Eylul 1948)
https://68.media.tumblr.com/605b8726...bryfo6_500.gif
https://media.giphy.com/media/hn5e4jyf64z4s/source.gif
http://data.whicdn.com/images/26573539/large.gif
-
-
Forrest Gump, 3 yil, 2 ay, 14 gun ve 16 saat boyunca durmadan kostuktan sonra, 19 Eylul 1979'da eve donmeye karar veriyor. (Monument Valley, Utah - Forrest Gump filmi)
https://gifimage.net/wp-content/uplo...ing-gif-10.gif
https://media.giphy.com/media/s7BJykU2oIcgg/giphy.gif
-
Robert Redford'un yonettigi, Donald Sutherland, Mary Tyler Moore ve Judd Hirsch'in rol aldigi drama filmi Ordinary People (Siradan Insanlar), 19 Eylul 1980 tarihinde vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....1NTc@._V1_.jpg
-
Italyan yazar ve romanci Italo Calvino'nun olum yildonumu (19 Eylul 1985)
"Bir kente girer Marco; bir meydanda, birinin, gecmiste kendisinin olabilecek bir yasami ya da bir ani yasadigini gorur; cok zaman once, zamanin icinde durmus olsaydi, ya da cok zaman once, bir yol sapaginda, saptigi yola degil de onun tam karsisindakine sapsaydi ve uzun zaman dolastiktan sonra donup o meydandaki o adamin yerinde durmus olsaydi, orada, o meydanda o adam degil, kendisi olabilirdi simdi. Marco, bu gercek ya da kuramsal gecmisinin disindadir artik; duramaz; kendisini bir baska gecmisinin, ya da bir olasilik, gecmiste onun olasi bir gelecegi olmus ve su anda bir baskasinin simdisi olan bir seyin bekledigi bir baska kente kadar devam etmelidir yoluna. Yasanmamis gelecekler gecmisin dallaridir yalnizca: kuru dallari." Italo Calvino, Gorunmez Kentler
https://antoniodileta.files.wordpres...ili.jpg?w=1400
"Marco entra in una citt; vede qualcuno in una piazza vivere una vita o un istante che potevano essere suoi; al posto di quell'uomo ora avrebbe potuto esserci lui se si fosse fermato nel tempo tanto tempo prima, oppure se tanto tempo prima a un crocevia invece di prendere una strada avesse preso quella opposta e dopo un lungo giro fosse venuto a trovarsi al posto di quell'uomo in quella piazza. Ormai, da quel suo passato vero o ipotetico, lui escluso; non pu fermarsi; deve proseguire fino a un'altra citt dove lo aspetta un altro suo passato, o qualcosa che forse era stato un suo possibile futuro e ora il presente di qualcun altro. I futuri non realizzati sono solo rami del passato: rami secchi."
"Keske her sey boyle ikiye bolunebilse. Boylece herkes bon ve cahil butunlugunden kurtulabilse. Bir butundum ben ve her sey dogal, karmakarisik ve anlamsizdi gozumde; her seyi gordugumu saniyordum, oysa gordugum bir kabuktu yalnizca. Eger bir gun kendinin yarisi olabilirsen, ki bunu butun gonlumle dilerim, butunlugu olan beyinlerin siradan zekasini asan seyleri anlayacaksin. Kendi yarini ve dunyanin yarisini yitirmis olacaksin, ama geride kalan o yari, bin kez daha derin, daha degerli olacak. Hatta her seyin sana benzer sekilde ikiye bolunup parcalanmasini isteyeceksin, cunku guzellik, bilgelik ve adalet parcalardan olusan seyde vardir."Ikiye Bolunen Vikont
http://www.mondadoristore.it/img/Il-...=Italo+Calvino
"Cos si potesse dimezzare ogni cosa intera, cos ognuno potesse uscire dalla sua ottusa e ignorante interezza. Ero intero e tutte le cose erano per me naturali e confuse, stupide come l'aria; credevo di veder tutto e non era che la scorza. Se mai tu diventerai met di te stesso, e te l'auguro, ragazzo, capirai cose al di l della comune intelligenza dei cervelli interi. Avrai perso met di te e del mondo, ma la met rimasta sar mille volte pi profonda e preziosa. E tu pure vorrai che tutto sia dimezzato e straziato a tua immagine, perch bellezza e sapienza e giustizia ci sono solo in ci che fatto a brani."
-
Amerikali heavy metal grubu Megadeth, Peace Sells.But Who's Buying? albumunu 19 Eylul 1986 tarihinde Capitol etiketiyle piyasaya surdu.
http://www.animatedcovers.com/wp-con...-Cover-GIF.gif
-
Amerikali thrash metal masters Anthrax, 4.studyo albumu State of Euphoriayi 19 Eylul 1988de Megaforce ve Island etiketleriyle piyasaya surdu.
https://consequenceofsound.files.wor...oria.png?w=638
-
Bon Jovi, 4.studyo albumu New Jersey'i 19 Eylul 1988 tarihinde Mercury ve Vertigo etiketleriyle piyasaya surdu.
http://ultimateclassicrock.com/files...New-Jersey.jpg
https://i.giphy.com/media/RW8tb4nnIJ4UE/giphy.webp
-
-
19 Eylul 1998 tarihinde duzenlenen 23.Toronto Uluslararas Film Festivali'nde Roberto Benigni'nin yonettip rol aldigi drama-komedi-savas filmi Hayat Guzeldir (La vita bela - Life Is Beautiful) People's Choice Award'i kazandi.
https://www.studioarcobalenotour.it/.../benigni02.jpg
-
Ingiliz ask romani yazari Jacqueline Jill Jackie Collinsin olum yildonumu (19 Eylul 2015)
Carpici guzellikteki yirmi dortluk ozel jimnastik egitmeni Cameron Paradise, Hawaiiden ve bitmek tukenmek bilmeyen kufur dolu nutuklarindan birinin ortasindaki eski sorf sampiyonu kocasi Greggden kacar. Solugu Los Angelesta alir. Uzun boyu, sapsari saclari ve insani deliye donduren vucuduyla kizimizin seckin bir fitness kulubunde is bulmas uzun surmez. Burada Los Angelesn en unlu oyunculariyla birlikte calisir. Gunun birinde kendi ozel studyosunu acmakla ilgili planlari vardir ve tanistigi her adam ona asilirken, Cameronnin tek derdi para biriktirmek ve cilgin partilerde boy gosterip bir Los Angeles skandali patlatmak yerine olabildigince fazla calismaktir. Ta ki, inanilmaz basarili, bagimsiz film produktoru Ryan Lambert ile tanisana dek. Ryan, Hollywoodun serefsiz para babalarindan Hamilton J. Heckerlingin simarik kizi Mandy Richardsla evlidir. Biricik Hollywood Prensesi esini bir kez olsun aldatmayan Ryan, Cameronla tanisinca altust olur, butun dengeler sarsilir. Evli Asiklar
https://jackiecollins.com/wp-content...overs-US2b.jpg
Cameron Paradise, a stunningly beautiful twenty-four-year-old personal trainer, flees Hawaii and her champion-surfer husband, Gregg, in the middle of one of his abusive tirades and makes her way to L.A. Tall, blond, with a body to die for, it doesn't take Cameron long to find a job at an exclusive private fitness club where she encounters LA's most important players. She has plans to open her own studio one day, and while every man she meets comes on to her, she is more focused on saving money and working hard than getting caught up in the L.A. scene of wild parties and recreational drugs. Until she meets Ryan Lambert, an extremely successful independent movie producer. Ryan is married to overly privileged Mandy Lambert, the daughter of Hamilton J. Heckerling, a Hollywood power-player son-of-a-bitch mogul. Ryan has never cheated on his demanding Hollywood Princess wife, but when he meets Cameron.
-
"Oysa ben, bir karacam ormaninda yuruyorum ve her adimim tarih. Seni seviyorum, Adriana, diye dusunuyorum ve tarih bu, buyuk sonuclari var; yarin carpismada, bu gece Seni seviyorum, Adriana, diye dusunmus bir adam olarak hareket edecegim ben. Belki onemli seyler yapmayacagim, ama tarih adsiz kucuk jestlerden olusur; belki de yarin, hatta belki de o Almandan once olecegim, ama olmeden once yapacagim her sey, olumum de, tarihin kucuk bir parcasi olacak ve su an aklimdan gecen butun dusunceler, yarinki tarihimi, insanligin yarinki tarihini etkileyecek."
https://pbs.twimg.com/media/DKEaN_KWkAEatb3.jpg
"Io invece cammino per un bosco di larici e ogni mio passo storia; io penso: ti amo, Adriana, e questo storia, ha grandi conseguenze, io agir domani in battaglia come un uomo che ha pensato stanotte: ti amo, Adriana. Forse non far cose importanti, ma la storia fatta di piccoli gesti anonimi, forse domani morir, magari prima di quel tedesco, ma tutte le cose che far prima di morire e la mia morte stessa saranno pezzetti di storia, e tutti i pensieri che sto facendo adesso influiscono sulla mia storia di domani, sulla storia di domani del genere umano."
-
Grimm kardeslerden Alman filolog, dilbilimci ve yazar Jacob Grimm'in olum yildonumu (20 Eylul 1863)
https://pbs.twimg.com/media/DSr-M5QWkAEIBOa.jpg
https://i.pinimg.com/originals/e7/46...674f100979.jpg
-
Pulitzer Odullu Amerikali yazar Upton Sinclair'in dogum yildonumu (20 Eylul 1878)
"Insanlarin fikirlerini ortbas ettigimizde, onlari cevaplayamiyormusuz gibi gorunmemizi sagladik; mitingleri basarak yuzlerce insani mitinglere katiliyor diye hapse attigimizda ise ancak ortbas etmeye calistigimiz fikirlerin reklamini yapmis ve pek cok diger insanin kurbanlara sempati duymasini saglamis olduk." Petrol
https://t3.gstatic.com/images?q=tbn:...g59BJIZznzE7AT
"When we suppressed people's ideas, we made it seem that we couldn't answer them; when we smashed up meetings and threw hundreds of people into jail for trying to attend meetings, we simply advertised the ideas we were trying to suppress, we made lots of other people sympathize with the victims."
-
Alman yazar Theodor Fontane'nin olum yildonumu (20 Eylul 1898)
https://gutezitate.com/zitate-bilder...ane-158621.jpg
"Bazi horozlar, gunesin onlar ottu diye dogdugunu zannederler. / Some roosters believe that the sun rises due to them."
" 'Ben zarif bir sey istiyorum. Biliyor musun Lena, senin cok guzel uzun saclarin var; bir telini kopar ve buketi onunla bagla.'
'Hayir', dedi kararlilikla.
'Hayir? Neden olmaz? Neden hayir?'
'Cunku bir atasozu derki: sac baglar. Ve ben onu buketin etrafina baglarsam sende baglanmis olacaksin.'
'Ahh, bu bir batil inanc.' "
Theodor Fontane, Cilginliklar ve Karisikliklar
http://www.dtv.de/_cover_media/450b/9783423145503.jpg
" 'Ich will was Feines. Weit du, Lene, du hast so schnes langes Haar; rei eins aus und flicht den Strau damit zusammen.
'Nein', sagte sie bestimmt.
'Nein? Warum nicht? Warum nein?'
'Weil das Sprchwort sagt: Haar bindet. Und wenn ich es um den Strau binde, so bist du mitgebunden.'
'Ach, das ist Aberglauben.' "
-
Ingiliz sair Stevie Smith'in (Florence Margaret Smith) dogum yildonumu (20 Eylul 1902)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...t-drowning.jpg
Kimse duymadi onu, olen adami,
Gene de inliyordu o yattigi yerde:
Sandiginizdan cok daha uzaktaydim ben,
Hem de el sallamiyordum, boguluyordum.
Zavalli, her zaman hoslanirdi sakadan
Simdiyse oldu gitti
Herhalde su cok soguktu, kalbi dayanamadi,
Dediler.
Yoo yoo, su her zaman soguktu
(Olen adam gene de inledi durdu)
Butu hayatim boyunca cok uzaktaydim ben,
Hem de el sallamiyordum, boguluyordum
-
Vittorio De Sica'nin yonettigi Bisiklet Hirsizlar (Ladri di Biciclette - Bicycle Thieves, 1948) senaryo yazari Italyan senarist ve Neorealizmin ilk teorisyen ve savunucularindan Cesare Zavattini'nin dogum yildonumu (20 Eylul 1902)
https://2.bp.blogspot.com/-RzY59KPwf...ni-1978-13.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon....yMjg@._V1_.jpg
-
Amerikali sair, yazar, editor ve edebi elestirmen. Donald Hall'un (Donald Andrew Hall Jr.)dogum yildonumu (20 Eylul 1928)
https://85434-239783-raikfcquaxqncof...ma-640x372.jpg
Renksiz yasadim.
Gri bir odada
kirpik fisiltilarla
kendisine baktigimda solan bir kadinla konustum.
Seslerimiz istiridye beyaziydi, canavarlarimiz
toz topaklari gibi soluk.
Agaclarimdaki yapraklar kirlendi.
solgun cimenler bictim.
Arkadaslar dev olu sicanlara benzeyen
steysinlarini park ettiler
nerdeyse gorunmeyen evimin yanina.
Cuzdanimda banknotlar renklerini yitirdi.
Okyanuslar gibi gri daglar gordum ruyamda,
ustlerinde hicbir evin isigi yanmiyordu,
tabutlar vardi sadece; yururken konusan
ve surekli birbirini gomen gri kumlara.
https://cdn.theatlantic.com/assets/m...mod=1533691457
I lived no-color. In a grey room I talked
clipped whispers
with a woman who faded while I looked at her.
Our voices were oyster-white, my monsters
as pale as puffballs of dust. Leaves of my trees
turned dingy. I mowed pale grass.
Friends parked station wagons like huge dead mice
by my house that was nearly invisible.
Dollar bills lost color
when I kept them in my wallet.
I dreamed of mountains grey like oceans
with no house lights on them,
only coffins that walked and talked
and buried each other continually in grey sand.
-
-
1992 Eurovision Sarki Yarismasi icin Italya'yi Rapsodia sarkisi ile temsil eden Mia Martini'nin (Domenica Bert) dogum yildonumu (20 Eylul 1947)
http://wikitesti.com/wp-content/uplo...i-2016-1-1.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=9GmRRYSiKew
-
Amarikali fantezi, korku ve bilim kurgu senaryo yazari George R. R. Martin'in dogum gunu (20 Eylul 1948)
https://media.giphy.com/media/mHtZHUC8sHkjK/giphy.gif
"Simdi sunu dusun evlat. Bu cocuklarin hicbiri Sir Alliser'dan baska silah ustasi gormedi. Onlarin babalari ciftci, arabaci, kacak avci, demirci, madenci ya da bir ticaret gemisinde kurekci. Guvertelerde, Kral Yolu'ndaki genelev ve tavernalarda, Lannis Limani'nin ve eski sehirin sokaklarinda dovus uzerine ne ogrenebilirlerdi sence? Buraya gelmeden once birkac kez sopa sallamislardir belki ama sana yemin ederim ki bu yirmi cocuktan birinin bile cebine gercek bir kilic alacak kadar sikke girmemistir." Bakisi zalimceydi. "Pekala, zaferinin tadi simdi nasil geliyor agzina Lord Snow?" Taht Oyunlari
https://images-na.ssl-images-amazon....19-FLL37TL.jpg
"Now think on this, boy. None of these others have ever had a master-at-arms until Ser Alliser. Their fathers were farmers and wagonmen and poachers, smiths and miners and oars on a trading galley. What they know of fighting they learned between decks, in the alleys of Oldtown and Lannisport, in wayside brothels and taverns on the kingsroad. They may have clacked a few sticks together before they came here, but I promise you, not one in twenty was ever rich enough to own a real sword.‚ His look was grim. "So how do you like the taste of your victories now, Lord Snow?"
-
Ispanyol roman yazari, cevirmen ve kose yazari Javier Maras'in (Franco) dogum gunu (29 Eylul 1951)
"Insanlar bir seyin neden oldugunu bilmek istemiyorlardi asla, salt ne oldugu yetiyordu onlara, dunyanin tehlikeler, tehditler ve tedbirsizliklerle dolu oldugunu, bizi teget gecen, ote yandan dikkatsiz kisileri ve belki de secilmis olmayanlari yakalayip isini bitiren tehditler ve tedbirsizliklerle dolu oldugunu bilmek yetiyordu. Sabahlari, sadece on dakikamizi megul eden, sonrasinda geride bir huzun ya da iz birakmadan unuttugumuz, sonuca baglanmamis binlerce sirla bir arada yasiyorduk. Hicbir seyin ayrintisina girmemeye ve hicbir olayla ya da hikayeyle uzun uzadiya ilgilenmemeye ihtiyac duyariz, cunku su veya bu sey dikkatimizi dagitiverir, yabancilarin basina gelen talihsizliklerden silkeleniverir, belki de her birinden sonra soyle geciririz icimizden: 'Evet ne buyuk dehset. Ne felaket. Kim bilir baska hangi dehset verici olaylardan kurtulduk? Her gun hayatta kaldigimizi ve olmedigimizi hissedip bunun bilincine varmaliyiz, baskalarinin basina gelen zalimliklerin bize ogrettigi bu." Karasevdalilar
https://i.pinimg.com/originals/f5/12...dda6082003.jpg
"La gente no quiere saber por qu pas nada, slo que pas y que el mundo est lleno de imprudencias, peligros, amenazas y mala suerte que a nosotros nos rozan y en cambio alcanzan y matan a nuestros semejantes descuidados, o quiz no elegidos. Se convive sin problemas con mil misterios irresueltos que nos ocupan diez minutos por la maana y a continuacin se olvidan sin dejarnos escozor ni rastro. Precisamos no ahondar en nada ni quedarnos largo rato en ningn hecho o historia, que se nos desve la atencin de una cosa a otra y que se nos renueven las desgracias ajenas, como si despus de cada una pensramos: Ya, qu espanto. Y qu ms. De qu otros horrores nos hemos librado? Necesitamos sentirnos supervivientes e inmortales a diario, por contraste, as que cuntennos atrocidades distintas, porque las de ayer ya las hemos gastado."
"En silinemez seylerin bile bir omru vardir, tipki hic iz birakmayanlar ya da hic gerceklesmeyenler gibi ve eger hazirlikli olup bunlari not etsek, kaydetsek ya da filme ceksek ve bunlari bize hatirlatan kanitlar toplasak ve hatta olan seylerin yerine basit bir not, bir kayit ya da bir film koymayi denesek ve boylece basindan beri gercekte olan her sey bizim not aldigimiz ya da kaydettigimiz ya da filme aldigimiz sey olsa bile, sadece bu bicimiyle, bu sonsuz mukemmellikteki tekrarla bile icinde hala gercekten bir seyler olmakta olan baska bir zamani kaybetmis olacagiz (yine not edilen bir zaman olsa bile) ve biz onu yeniden yasamayi ya da yeniden kurmayi ya da geri dondurmeyi ve gecmite kalmasini engellemeyi denerken bir baska zaman akip gitmekte olacak ve bu baska zamanda biz suphesiz beraber olmayacagiz, telefonlari acmayacagiz, hicbir seye cesaret etmeyecegiz, hicbir sucu ve olumu engelleyemeyecegiz (sucu biz islemesek, olume biz neden olmasak bile), cunku olanlarin bitmemesi ve zamanin geri donmesi icin didindigimiz hastalikli cabamizda o zamani, sanki bizim degilmis gibi, yanimizdan akip gecmesi icin birakacagiz." Beyaz Kalp
https://cloud10.todocoleccion.online...0/48923827.jpg
"Hasta las cosas ms imborrables tienen una duracin, como las que no dejan huella o ni siquiera suceden, y si estamos prevenidos y las anotamos o las grabamos o las filmamos, y nos llenamos de recordatorios e incluso tratamos de sustituir lo ocurrido por la mera constancia y registro y archivo de lo que ocurri, de modo que lo que en verdad ocurra desde el principio sea nuestra anotacin o nuestra grabacin o nuestra filmacin, slo eso; aun en ese perfeccionamiento infinito de la repeticin habremos perdido el tiempo en que las cosas acontecieron de veras (aunque sea el tiempo de la anotacin); y mientras tratamos de revivirlo o reproducirlo y hacerlo volver e impedir que sea pasado, otro tiempo distinto estar aconteciendo, y en ese, sin duda, no estaremos juntos ni cogeremos ningn telfono ni nos atreveremos a nada ni podremos evitar ningn crimen ni ninguna muerte (aunque tampoco lo cometeremos ni las causaremos), porque lo estaremos dejando pasar de lado como si no fuera nuestro en nuestro intento enfermizo de que no termine y regrese lo que ya pas."
https://img.vavel.com/00018999_312500482.jpg
-
Alman yazar Gunter Grass'in yazdigi Die Plebejern proben den Aufstand (Plebler Ayaklanma Provasinda - I plebei provano la rivolta - The Plebeians Rehearse the Uprising) oyunu 20 Eylul 1964 tarihinde Berlin, Akademie der Kunste'de sahnelendi.
https://images.booklooker.de/s/006NS...n-Aufstand.jpg
http://media.gettyimages.com/photos/...re-id545947155
-
Izmir Urla dogumlu, 20. yuzyilin onemli Yunan sairlerinden, 1963 yilinda Nobel Edebiyat Odulu'nu kazanan Yorgos Seferis'in olum yildonumu (20 Eylul 1971)
https://pbs.twimg.com/media/DE-8CA6XsAAZ3tn.jpg
Melek --------
Uc yil boyunca
hic durmadan haberciyi bekledik
gozlerimizi dikip
camlara, kiyiya ve yildizlara.
Bir olup sabanin demiriyle, omurgasiyla geminin,
Ilk tohumu ariyorduk
eski oyun yeniden baslasin diye.
Yaralarla donduk yurdumuza,
elimiz kolumuz tutmuyordu, agzimiz
tuz pas icinde.
Kuzeye dogru yol aldik uyandigimizda,
lekesiz kanatlariyla bizi sislere salan
kugularin yaraladigi yabancilardik.
Uluyan gundogusu cildirtti bizi kis gecelerinde,
yazlari, olmeyen gunun acisinda yitirdik kendimizi.
Birlikte getirdik donuste
Bu oyma kabartmalarini saygili bir sanatin.
-
Dunya tenis tarihinin unutulmaz maclarindan Billie Jean King ve Bobby Riggs arasindaki mucadele 20 Eylul 1973'de Houstondaki The Astrodome' da gerceklesti.
https://usatftw.files.wordpress.com/...0&h=600&crop=1
(Bu mac, basrollerinde Emma Stone ve Steve Carellin bulundugu, 2017 yilinda filme cekilen Ezeli Rekabet (Battle of the Sexes - La Battaglia Dei Sessi) filmine konu olmustu.)
http://www.kulturelmasi.com/wp-conte...-TIFF-2017.jpg
-
Fransiz sair ve diplomat Saint-John Perse'in olum yildonumu (20 Eylul 1975)
Senin dus cemberini engellemek icindir karsida uzanan duvar.
Fakat cigliklanir imge.
Yagli koltugun bir kanadina dayali basin.
yoklarsin dislerini dilinle:yagin ve salcanin tadi
curuturken dis etlerini.
Ve dusunu kurarsin adanin uzerindeki ak bulutlarin,
yesil bir gun isirken bagrinda giz dolu sularin.
Surgundeki ozun teridir bu, tohumlari uzun kilifli
bitkilerin aci sizntis gibi, olgun mangrovlarin sinsi aciligi,
ve tohum kiliflarindaki kara nesnenin buruk sevinci gibi.
Bu olu agac kovuklarindaki karincalarin yaban balidir,
Yesil bir meyvanin buruk tadidir gun dogusunda ictigin;
havadir, sutlu ve tuzlu alizelerin tadinca..
Sevinc! Ey gokyuzunun yucelerine salinmis sevinc! Ak ketenler
isiyor, otlar ve yapraklarla ortulu gorunmez avlular ve uzun
bir gunun yuzyilinda boyanmis topragin yesil nimetleri.
https://pictures.abebooks.com/VERT-P...4392761582.jpg
Le pan de mur est en face, pour conjurer le cercle de ton rve.
Mais limage pousse son cri.
La tte contre une oreille du fauteuil gras, tu prouves tes dents avec ta
langue : le got des graisses et des sauces infecte tes gencives.
Et tu songes aux nues pures sur ton le, quand laube verte slucide au
sein des eaux mystrieuses.
...Cest la sueur des sves en exil, le suint amer des plantes siliques,
lcre insinuation des mangliers charnus et lacide bonheur dune substance
noire dans les gousses.
Cest le miel fauve des fourmis dans les galeries de larbre mort.
Cest un got de fruit vert, dont surit laube que tu bois ; lair laiteux
enrichi du sel des alizs
Joie ! joie dlie dans les hauteurs du ciel ! Les toiles pures resplendissent,
les parvis invisibles sont sems dherbages et les vertes dlices du sol se peignent
au sicle du long jour...
-
Al Pacino, John Cazale ve Penelope Allen'in rol aldigi Kopeklerin Gunu (Dog Day Afternoon - Quel pomeriggio di un giorno da cani) 20 Eylul 1975'te San Sebastin Film Festival'in gosterime girdi.
https://pbs.twimg.com/media/Dnh81slWsAAEypj.jpg
https://pad.mymovies.it/filmclub/200.../locandina.jpg
-
Italyan aktris ve yonetmen Asia (Aria Anna Maria Vittoria Rossa) Argento'nun dogum gunu (20 Eylul 1975) (Italyan aktris Daria Nicolodi ve yonetmen Dario Argento'nun kizi)
https://media1.popsugar-assets.com/f...-845147518.jpg
https://uproxx.files.wordpress.com/2...ality=95&w=650
-
Black Sabbath'n vokalisti Ozzy Osbourne, ilk solo albumu Blizzard of Ozz'i 20 Eylul 1980 tarihinde Ingiltere'de Jet etiketiyle piyasaya surdu.
https://cdn.shopify.com/s/files/1/11...g?v=1455890122
-
-
Bon Jovi, 9.studyo albumu Have a Nice Day'i 20 Eylul 2005 tarihinde Island ve Mercury etiketleriyle piyasaya surdu.
https://www.bostonapartments.com/bonjovi-album.gif
-
2000 yilinda Pulitzer Oulu kazanan Amerikali sair C. K. (Charles Kenneth) Williams'in olum yildonumu (20 Eylul 2015)
Anneannem agzimi sabunla yikiyor;
yarim asir gecmis
ve hala bana gelir
o kalin, zalim demir cubukla.
Sirf soyledigim bir kelime yuzunden,
tam olarak soylemedim de, sadece tekrar ettim.
Ama "Ac," diyor, "ac agzini!"
eli kafama dogru ilerleyerek.
Biliyorum zordu hayati,
uc bebegini kaybetti,
sonra kocasi da oldu,
arkasinda genc ogullar ve sifir para birakarak.
Beni lavaboya isetirdi
cunku tuvalette asla yer olmazdi.
Ama ah, onun o sabunu yok mu!
Onun o insani aci aci yakisi olmasin beni sair yapan?
Yasadigi sokak asfaltsiz,
beni icinde takip edip yakaladigi evi
iki SIKISIK oda ve pis kokulu bir mutfak.
Bunu yaptiktan sonra
onu bir daha asla sevmedigimi soylemeye curet etsem mi?
Yuz yasina kadar yasadi, buna ragmen.
Tum bu yillar hep uzuntu ve sefalet icinde,
ama ben asla, su ana dek onu bir daha sevmedim.
https://media.newyorker.com/photos/5...CKWIlliams.jpg
My grandmother is washing my mouth
out with soap; half a long century gone
and still she comes at me
with that thick, cruel, yellow bar.
All because of a word I said,
not even said really, only repeated,
but Open she says, open up!
her hand clawing at my head.
I know now her life was hard;
she lost three daughters as babies,
then her husband died, too,
leaving young sons, and no money.
She'd stand me in the sink to pee
because there was never room in the toilet.
But, oh, her soap! Might its bitter burning
have been what made me a poet?
The street she lived on was unpaved,
her flat two cramped rooms and a fetid
kitchen where she stalked and caught me.
Dare I admit that after she did it
I never really loved her again?
She lived to a hundred, even then.
All along it was the sadness, the squalor,
but I never, until now, loved her again.
-
Cannes Film Festivali 20 Eylul 1946 tarihinde basladi.
https://pbs.twimg.com/media/DKK0z_CWsAAldU7.jpg
-
-
-
Romali sair Publius Vergilius Maro'nun olum yildonumu (M.O 21 Eylul 19)
"Atin korkuyu icinizden, atin endiseyi Troia'lilar! Guc durumdayiz biz de, devletimiz yeni kurulmakta, boyle davranmak zorundayim, gozculerle koruyorum butun sinirlarimizi. Kim tanimaz Aeneas'n soyunu, kim tanimaz kahraman Troia kentini, yigitlerini butun? Kim duymadi yanginini, onca unlu savasin? Oylesi kati degildir biz Pon'lerin yuregi. Gunes de atlarim, Tyrus'tan cok uzaklarda kosmaz arabaya. Ister buyuk Hesperia'ya, ya Saturnus ovasina, ya Eryx topragina ister kral Acestes'e gidin, sizi sag salim, ugurlarim oraya; elimden geleni yaparim; esit hakla kalmak isterseniz de bu krallikta, sizindir kurdugum kent. Gemilerinizi cekin, Troia ile Tyrus ayri olmayacak benim icin. Keske buraya atsa Aeneas'i kesisleme!"
https://images-na.ssl-images-amazon....130Fkr-v6L.jpg
"O miei Troiani, Toglietevi dal cuore ogni timore, Ogni sospetto. Gli accidenti atroci,La novit di questo regno a forza Mi fan s rigorosa, e s guardinga De miei confini. E chi di Troia il nome, Chi de Troiani i valorosi gesti, E lincendio non sa di tanta guerra? Non han per s rozzo core i Peni: Non s lunge da lor si gira il sole, Che n piet n fama unqua varrive. Voi di qui sempre, o de la grandEsperia E di Saturno che cerchiate i campi, O che vogliate pur dAceste e dErice Tornare ai liti, in ogni caso liberi Ve nandrete e sicuri. Ed io daita Scarsa non vi sar, n di sussidio: E se qui dimorar meco voleste, Questa vostra citt. Tirate al lito Vostri navili: ch da Teucri a Tiri Nulla scelta far, nullo divaro."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg