Beni destekleyen katkınız için tşk ederim...
Çalışmalarınızda başarılar diliyorum...
Printable View
Ben çocuklarıma oğlum/kızım okuduğunuz okullardan hiç bir karşılık beklemeyin boşuna.Zaman kaybından başka bir işe yaramayacak.
Ve nitekim öyle oldu.
Bir an evvel iş hayatına atılın, tecrübe kazanın, Hayat üniversitesi en büyük üniversite dir dedim.
Nitekim birini kurtarabildim, diğerleri ziyan oldu.
Yüksek Okumak boş işe dönüştü maalesef; yerine pazarda bir tezgah ya da küçük bir büfe çok daha karlı 🙂
Benim çocuk üniversiteyi bu sene bitirdi. Spesifik bir bölüm. İş bulmama gibi bir durumu yok.
Dışarıda eğitimi verilen bir belge için okul kendi bünyesinde eğitim açmış. Bizim çocukta okuldaki eğitime gitti aldı belgeyi.
Eğitim boyunca boş boş oturmuşlar. Uyuyanı mı istersin, film izleyeni mi. O derece. Hoca varken oluyor bunlar.
Şimdi abartı gelebilir size ama aynen böyle. Nereden biliyorsun derseniz, çocuk eğitimde bunların hepsinin resmini çekip gösterdi.
Tamam eğitim kötüde bu kadar da olmaz ya.
Bu yazıyı çerçeveletip duvara asın ....canınız sıkıldıkça okuyun ...okutun...!!!!!!...
Değerli forumdaşım ...yardımcı olalım birbirimize....!!!!!!....evveliyatı var....!!!!!!
Mahir çayan'ların....Denizlerin yok edilmesi...!!!!!
Dahada evveliyatı var.....!!!!!!....
1945 yılı...ikinci dünya savaşından hemen sonra....
Marshall yardımı anlaşması....!!!!!!
KUYRUĞU AMERİKAYA KAPTIRDIĞIMIZ ANLAŞMA...!!!!!!!!!
VEEEE NATO....!!!!!!!!!
İşsizliğin akademisyenlerle ne alakası var?
Profesörler doçentler mi işe sokacak mezunları? Öyle bir taahhüt mü veriliyor?
Akademisyenlerin görevi araştırma ve proje yapmak, bilimsel yayın çıkarmak, uzmanlık alanında eğitim vermektir. Mezun iş bulamıyorsa YÖK ya da hükümet ya o alana teşvik verip istihdamı artırır, ya da o bölümün kontenjanını azaltır veya bölümü eğitime komple kapatır, sadece araştırma yapın der.
Akademisyenlerin maaşını iyice düşürün de kalan az sayıdaki iyi hoca da emekli olsun ya da yurtdışına kaçsın, sonra üniversite eğitiminin kalitesi niye böyle diye ağlayın öyle mi?
Geçtiğimiz yıllarda bölümlerin kontenjanlarının nasıl balon gibi şişirildiğini, bölümlerin üniversitelerin YÖK'e defalarca yapmayın yetişemiyoruz bu kadar öğrenciye imkanımız yok diye yalvardığını, YÖK'ün hükümete bunları aktardığını ama hükümetin dinlemeyip kontenjanları daha da artırdığını, öğrencilerin bazen sınıflarda ayakta ders dinlediğini biliyor musunuz? Akademisyenler veya üniversiteler veya YÖK belirlemedi o kontenjanları, öyle bir yetkileri olmadı. Yetki olmadan sorumluluk olmaz. Şimdi işsizlikten ötürü akademisyenleri suçlamayın haksız yere.