Aynı fikirdeyim. Önümüzdeki dönemde küresel şartlar da olumsuz olabilir. Gerekçe olarak akla ilk gelenler:
Birincisi, dünyada borç seviyeleri çok yüksek. İktisadi canlanma olması için borç milli gelir oranlarının düşürülmesi gerekiyor. Bu da uzun zaman alacak bir süreç. Tahminim, borçları enflasyona yavaş yavaş yedirmek isteyecekledir. Enflasyonda dünya çapında bir artış, bizi de etkiler.
İkinci husus; eğer Trump gümrük tarifeleri konusunda ciddiyse, ABD'deki enflasyon oranlarının artması, çok uzakta olmayabilir. Hatta gümrük tarifesi koymalarının nedenlerinden biri de, enflasyonu canlandırmak olabilir.
Üçüncü husus da ABD'deki resesyon zamanlaması ile ilgili. Geçenlerde zerohedge'de bu konuda bir yazı çıkmıştı ama linki şu anda elimde yok. Ana fikir şöyle idi. ABD'de resesyonlar, genelde, başkanlık döneminin ilk iki yılına denk getiriliyor. Seçimleri dört senede bir yaptıklarına göre, seçime giderken canlanma başlıyor. Bu da başkanın ikinci dönem seçilmesini kolaylaştırıyor. Trump bu kuralı bozdu. 2017 başında göreve başladı ama ABD henüz resesyona girmedi. Eğer bu sene sonuna doğru resesyon başlarsa, Trump'ın ikinci kez seçilme şansı azalır. Zerohedge'deki yazar, ABD tarihine baktığında, durumu Carter dönemine benzetiyordu. Carter, resesyonu geç başlattığı için tekrar seçilemedi. Yerine Reagan geldi. Reagen ise, seçilir seçilmez resesyonu başlattı. Bu durumda, arka arkaya iki resesyon yaşandı. Makalenin yazarı, yaşı müsait olanlar hatırlar, Amerikalılar o dönemde çok zorlanmıştı, diyor. Eğer benzer bir durum olursa, 2018-2019 arası Trump resesyonu olur. Trump seçilemez de yerine yeni bir başkan gelirse ve 2021-2022 arasında da yeni başkanın resesyonu olursa, dört beş sene dünya ekonomisinde işler kesat demektir!
Bizim bir sonraki başkanlık seçimi de, eğer öne alınmazsa, 2023'te olacak. Yani işler zor! :)