-
Amerikali yazar Stephen Crane, Amerikan Ic Savasini anlatan Kanli Madalya (The Red Badge of Courage) romanini 3 Ekim 1895'te New York'ta D. Appleton & Company araciligiyla yayimladi.
"Sari sacli kiz onun bu haliyle epey alay etmisti, ama kenarda duran baska esmer kiz vardi ki, Henry gozlerini bir turlu ondan ayiramamis, uzun uzun onu seyretmisti. Kiz da onu suzmus, mavi uniformasina, parlak dugmelerine baktikca yuzunu huzunlu bir ifade kaplamisti. Mese agaclarinin arasindaki yoldan ilerleyip arkadaslarindan ayrilacagi sirada pencerelerden birinde yeniden onu gormustu."
https://images-na.ssl-images-amazon....1HguTYf52L.jpg
"A certain light-haired girl had made vivacious fun at his martial spirit, but there was another and darker girl whom he had gazed at steadfastly, and he thought she grew demure and sad at sight of his blue and brass. As he had walked down the path between the rows of oaks, he had turned his head and detected her at a window watching his departure."
-
Rus sair Sergey Aleksandrovic Yesenin’in dogum yildonumu (3 Elim 1895)
https://pbs.twimg.com/media/C9dLR2YXUAYjqLU.jpg
Geziniyorum ilk karda
Tutusan guclerin inci cekirdekleri yuregimde.
Yolumun ustundeki yildizi
Aksam, yakti mavi kandiliyle.
Bilmiyorum, isik mi bu, karanlik mi?
Ruzgar mi, horoz mu korulukta oten?
Yoksa kis degil de, cayirliga inmis
Bir kugu surusu mu tarlalari orten?
Oh, ak duzluk, sen ne guzelsin!
Hafif ayazda kizisiyor kanim!
Nasil istiyorum yaslamak bagrimi
Uryan goguslerine kayinlarin.
Oh, ormanlarin koyu bulanikligi!
Karla kapli tarlalarin sevinc salmasi yurege!..
Nasil istiyorum kenetlemek kollarimi
Sogutlerin agac kalcalari ustunde.
https://pbs.twimg.com/media/DCy5I7rXoAA2-BM.jpg
...Ay oldu,
Mavileniyor pencerede tan.
Ah, sen, gece!
Ne diye, gece, her seyi yiktin!
Ayaktayim, basimda silindir sapkam.
Yanimda yok kimse.
Yalnizim.
Ve kirik ayna.
-
Ingiliz sair, desinator, cevirmen, roman ve sanat yazari, ressam William Morris'in olum yildonumu (3 Ekim 1896)
"...insanlar savasirlar ve savasi kaybederler ve yenildikleri halde ugrunda savastiklari sey gerceklesir ve gerceklestiginde istedikleri seyin bu olmadigi anlasilir ve baska insanlar onlarin istedikleri sey icin baska bir ad altinda savasmak zorundadirlar..."
https://images.gr-assets.com/books/1...l/19408405.jpg
"...men fight and lose the battle, and the thing that they fought for comes about in spite of their defeat, and when it comes turns out not to be what they meant, and other men have to fight for what they meant under another name..."
-
Fransiz sair, roman ve deneme yazari Louis Aragon'un dogum yildonumu (3 Ekim 1897)
https://pbs.twimg.com/media/EF75UD1W...jpg&name=small
Insan her seyi elinde tutamaz hic bir zaman
Ne gucunu ne gucsuzlugunu ne de yuregini
Ve actim derken kollarini bir hac olur golgesi
Ve sarildim derken mutluluguna parcalar o seyi
Hayati garip ve aci dolu bir ayriliktir her an
Mutlu ask yoktur
Hayati bu silahsiz askerlere benzer
Bir baska kader icin giyinip kusanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki aksamlari aylak kararsiz insan
Soyle bunlari Hayatim Ve bunca gozyasi yeter
Mutlu ask yoktur...
http://www.devoir-de-philosophie.com...ions/31341.jpg
Niente per l'uomo è mai definitivo Non la sua forza
non la debolezza né il suo cuore E quando crede
di aprire le braccia la sua ombra è una croce
e quando vuole stringere la sua felicità la sbriciola
uno strano doloroso divorzio è la sua vita
Non esistono amori felici
La sua vita è come quei soldati disarmati
per altro scopo un tempo equipaggiati
a cosa può servire il loro alzarsi di buon ora
per ritrovarsi a sera disoccupati incerti
dite queste parole La mia vita E trattenete il pianto
Non esistono amori felici...
-
Amerikali roman yazari Thomas Wolfe’un dogum yildonumu (3 Ekim 1900)
"... bir tas, bir yaprak, yitik bir kapi; bir tas, bir yaprak, bir kapi ve tum unutulmus yuzler.
Biz bu surgune ciplak ve yalniz geldik. karanlik rahminde anamizin yuzunu goremedik; hapsoldugumuz etinden kurtulup bu dunyada kelimelerle anlatilmayan hucre hapsine mahkum olduk.
Hangimiz erkek kardesini taniyabildi? Hangimiz babasinin yureginin icine bakabildi? Hangimiz sonsuza dek hucre hapsine mahkum olmadi? Hangimiz sonsuza dek bir yabanci ve yalniz degiliz?
Ey ruzgarin savurarak yitirdigi bedbaht hayalet tekrar geri gel. " Bu Melek Satilik Degil
https://images-na.ssl-images-amazon....1D8R4NZ2HL.jpg
"...a stone, a leaf, an unfound door; a stone, a leaf, a door. And of all the forgotten faces.
Naked and alone we came into exile. In her dark womb we did not know our mother's face; from the prison of her flesh have we come into the unspeakable and incommunicable prison of this earth.
Which of us has known his brother? Which of us has looked into his father's heart? Which of us has not remained forever prison-pent? Which of us is not forever a stranger and alone?
O lost, and by the wind grieved, ghost, come back again."
-
Kuba dogumlu Fransiz parnasci(siirde gercekcilik - ing. parnassianism) sairi José María de Heredia’nin olum yildonumu (3 Ekim 1905)
Yuvalarindan ucmus bir suru sahindiler;
Usanmislardi,magrur fukaraliklarindan.
Pallos de Moguer'den avare, asker, kaptan,
Cilginca bir hayale dogru suruklendiler.
Masaldaki madeni bulmak icindi sefer;
Sipangoo'nun varilmaz topraklarinda yatan,
Gecerken garbin esrar dolu kiyilarindan
Alize ruzgarinda egrilirdi serenler.
Ve her aksam bir destan sabahi umarlardi.
Medar denizlerinin fosforlu mavisinden,
Ruyalari altindan seraplarla dolardi.
Beyaz kadirgalarin sarkip ilerisinden,
Seyre koyulurlardi denizlerin icini;
Yildizlarin bir mechul goge yukselisini.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
Como halcones que vuelan desde el nido natal,
Y contra su orgullosa miseria en rebeldía,
Siervos y Capitanes desde Palos un día
Salieron, y su ensueño era heroico y brutal.
A conquistar partían el ansiado metal
Que en sus inexploradas minas Cipango cría,
Y el viento alisio en tanto sus antenas hacía
Inclinarse hacia el borde del mundo occidental.
Cada tarde, en espera de una épica aurora,
La azul fosforescencia del Trópico encendida,
Alzaba ante su ensueño visión deslumbradora;
O en la proa, inclinados, veían en su anhelo,
Sobre la lontananza, desde la mar dormida
Subir nuevas estrellas hacia ignorado cielo.
-
3 Ekim 1911
"Dunkunun tipkisi bir gece; ancak, daha guc uykuya daldim. Uykuya dalarken kafamin icinde, burun kokumun ust kisminda adeta alnimdaki uzerine fazla bastirilan bir kirisikligin yol actigi dikine bir agri. Uykuya dalmada yarari dokunacagi inanciyla kendimi agirlastirabilecegim kadar agirlastirmak isteyerek kollarimi kavusturmus, ellerimi omuzlarimin uzerine koymustum; adeta, techizatini kusanmis bir asker gibi yatiyordum. Yine dusler, daha uykuya dalmadan onceki uyanikliktan iceri yansiyan dusler beni uyutmadi. Sanatci yetenegiyle donatilmis biri oldugum bilinci, aksam ve sabahlari basi sonu gorulmeyen bir sel gibi dolduruyor icimi. Varligimin temeline varincaya kadar kendimi yumusamis hissediyorum, istedigim her seyi icimden cekip alabilirim adeta. Bu tur guclerin yuvalarindan disari ugratilmasi, ama sonradan etkinliklerine izin verilmeyisi bana B: ile aramdaki iliskiyi animsatiyor; burada da ozgur birakilmayip geri tepen ve kendi kendilerini yok eden duygu akimlari var; ama -aradaki fark da bu- simdiki durumumda daha gizemsel gucler ve elimdeki en son nesne soz konusu..."
https://static.nadirkitap.com/fotogr...4211822444.jpg
3. Oktober 1911
"Die gleiche Nacht, nur noch schwerer eingeschlafen. Beim Einschlafen ein vertikal gehender Schmerz im Kopf über der Nasenwurzel, wie von einer zu scharf gepreßten Stirnfalte. Um möglichst schwer zu sein, was ich für das Einschlafen für gut halte, hatte ich die Arme gekreuzt und die Hände auf die Schultern gelegt, so daß ich dalag wie ein bepackter Soldat. Wieder war es die Kraft meiner Träume die schon ins Wachsein vor dem Einschlafen strahlen, die mich nicht schlafen ließ. Das Bewußtsein meiner dichterischen Fähigkeiten ist am Abend und am Morgen unüberblickbar. Ich fühle mich gelockert bis auf den Boden meines Wesens und kann aus mir heben was ich nur will. Dieses Hervorlocken solcher Kräfte, die man dann nicht arbeiten läßt, erinnern mich an mein Verhältnis zur B. Auch hier sind Ergießungen, die nicht entlassen werden, sondern im Rückstoß sich selbst vernichten müssen, nur daß es sich hier – das ist der Unterschied – um geheimnisvollere Kräfte und um mein Letztes handelt..."
-
Ingiliz veteriner cerrah ve yazar (James Alfred Wight) James Herriot’in dogum yildonumu (3 Ekim 1916)
“Eger bir ruha sahip olmak, sevgi ve sadakat ve sukran duygusu hissetmek anlamina geliyorsa, o zaman hayvanlar bircok insandan daha varlikli.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“If you mean having a spirit, feeling love and feeling of loyalty and gratitude, then animals are wealthier than many people.”