Olur çünkü ozaman adalara çıkacak donanmamız yoktu.Ülke zaten bitikti.zafer kazanan ordunun iaşesi bile zor karşılanıyordu.
Bardakçı: "12 Adalar’ı Lozan’da verdik ama hangi Lozan’da?"
''Ne güzel değil mi? Okuyup araştırmak için mübarek mâbâdınızı kımıldatma zahmetine bile katlanmadan oturduğunuz yerden uydurup duracaksınız, belge-melge hakgetirecek, hiçbir zaman mevcut olmamış hâdiseleri gerçekmiş gibi ortaya atacak, yalanlarınızı şişirip şişirip tekrarlayacak ve neticede*“büyük üstad”*olacaksınız! Türkiye’de bu şekilde yalanlara ve utanmazca palavralara sermaye edilen konuların başında bugün 94. yıldönümünü idrak ettiğimiz Lozan Anlaşması gelir. ''
'' 12 Adayı*“Lozan’da verdiğimiz”*söylenir. Doğrudur, Lozan’da verdik ama 24 Temmuz 1923’teki Lozan Anlaşması ile değil, İtalya ile 1912’de imzalamak zorunda kaldığımız*“ilk”*Lozan Anlaşması ile... Lozan’ın sahil semti Ouchy’de, ''
https://www.haberturk.com/yazarlar/m.../2073493-lozan
https://antlasmalar.com/usi-antlasmasi/
https://i0.wp.com/antlasmalar.com/wp...pg?w=849&ssl=1
Uşi’nin Sonuçları Ve Önemi
-Osmanlı, Kuzey Afrika’daki toprağını kaybetmiştir.
-İtalya, ciddi boyutlarda maddi kayıplar yaşamıştır.
-Mustafa Kemal, buradaki başarılarından dolayı binbaşı rütbesine terfi etmiştir.
-Osmanlı devletinin zayıflama dönemi hızlanmaya başlamış; bundan dolayı kötü durumunu gören Avrupa devletleri cesaretlenmişlerdir.
-İtalya Ege denizinde konumlanmış ve Doğu Akdeniz’de çok önemli bir güç elde etmiştir.
-Verdiğimiz 12 adayı alamadık ve İtalya alamadığımız bu adaları 2. Dünya Savaşında Yunanistan’a bırakmıştır.
Sn.Human sayfamıza hoşgeldiniz.. Tekrar iyi bayramlar dilerim.... Yukarıdaki İnkılap Tarihimiz tartışması arasında kısa bir ekonomi değerlendirme molası olsun, bizim ki...
Yazınızın altına imza atıyorum....
Beni biliyorsunuz, 1 yıldır her mecrada USD düşecek, düşecek, düşecek dedim... Düştü de.. Lakin, şunu da eklediğimi belirtmek isterim. Türkiye ekonomik olarak Ağustos 2018 de nerede ise; Ağustos 2019 da da oradadır.. Zırnık bir ileri gitme durumu yoktur. Yani; kısaca Türkiye'de faizler ile oynanmaya şuursuz bir şekilde devam edersek, ertesi sabah USD ı yeniden 7,20 TL de görmemek için hiçbir sebep yoktur...
Buradan şimdi herkes lafı tersten anlayıp ama SELKA sen USD düşecek diyordum.. E mübarek bu sonsuza kadar düşmez ki.. Lakin faiz artırım bir süreçtir, zaman kazanmadır.. Birşeyleri yanlış yapıyorsun ve bu yanlışları düzeltmek için 1 yada 2 yıl zaman kazanırsın...
Bu süreçte bir şey yapmayıp faizleri sert bir şekilde indirmeye devam edersen sonuçları yine hüsran olur. Einstein ın dediği gibi aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır...
Benim 45 yıllık hayatımda edindiğim tecrübeler eylül de de MB sert faiz indirecek. Piyasa üzerinde koruma kalkanları kalmayacak. Kabuğu olmayan kaplumbağa gibi ortada dolaşacağız. İlk etçil kuşa yem olabiliriz..
Bu da takribi Kasım sonu gibi... USD da o zaman yükseliş kesinlikle kaçınılmaz olacaktır. Hedefim o zamana kadar FULL USD da pozisyonlanmak..
USD epey düştü, ama bizim borsada tık yok.... Oyas en az 110,000 olmalı idi.. Ciddi anamoly....
Dünya ekonomisi sıkıntıda... Faizler patır patır iniyor.. Hindistan, Taiwan, Tayland, ABD, Brezilya, G.Afrika vb...
Bence dünya direkt resesyon.. Hemde çok sert.. Kaçarı yok.. Faiz indirmenin yararı olmayacak. Ancak bunu görmeleri en az 6 ay. Geç kalmış olacaklar.. Küresel Ticari savaşlarda cabası.. Durmakta olan Ticareti tamamen bitirecekler... Altın bu aradan sıyrılıyor, bu ekonomik tabloyu 3 ay önce görebilenler Altın ı zaten aldılar... Biz yeni gördük.
Bizler USD ve Borsa arasına fazla sıkıştığımız için kör olduk, baktık ama göremedik...
Devamında ise; 2008 krizinde işe yarayan parasal genişlemeye çalışacaklar;; ama bu 2023 krizinde işe yaramayacak.. Bu 2022 de olabilir...
Çok ciddi Global Finansal Sistemin çöküşü olacaktır....
Bu durumda tek bir emtia kazanır, fiziki altın alıp kasaya yada toprağa gömenler....
Petrol yukarıdaki senayonun en büyük indikatörü değil mi?
Yoksa bana mı öyle geliyor?
Sn.Grafik...
Osmanlının seceresi gerçekten çok bozuktur.. Sizin Osmanlı padişahları dediğinizin Türklük ile zırnık alakası yoktur... Hepsi nerdeyse %100 Sırp, Bulgar, Arnavut, Hırvat, Rus, Kırımlı, Cenevizli, Rodoslu, İtalyan ve Ermenidir...
Mesela Türk sandığınız 3 kişiyi hemen burada hatırlatmama izin verin..
Mimar Sinan.. Ermeni dönmesidir. 21 yaşına kadar Kayseri'nin Ağırnos Ermeni köyünde Ermeni bir baba ve ermeni bir anneden doğan Ortodoks idi..
21 yıl kendisini Ermeni ve Ortodoks olarak yetiştiren birisi iyi bir taş örme ustası olunca kılıç zoru ile Osmanlı Ordusuna Müslüman Türk olarak dahil edildi.. Sizce ne kadar Müslüman ve Türk olabilir.. (İspatını arzu eden olursa yazarım)
Fatih Sultan Mehmed annesi bir Sırp Prensesi Despina dir...
1.Murat da yarı Bizanslıdır... 1.Beyazıd yarı Bulgardır... 1.Mehmet Çelebi de yarı Bulgardır... 2.Murat ın anası Cenevizli Verenika dır.. 2çBeyazıd ın anası Fransız dır... 1.Süleyman ın annesi Polonya yahudisidir.. 2.Selim in anası ise Ukraynalıdır. 3Murat ın anası Alman Yahudisidir... 3.Mehmed in anası Venedikli.... 1.Ahmet in anası Yunanlıdır... 1.OSMAN anası sırp..
VB devam edebilirim...
O sebeple Cumhuriyet bizim Osmanlı ile köklerimizi kopardımı geyiğini bence hiç yapmayalım çünkü Osmanlıcılar fena mağlup olurlar...
ref.https://www.ensonhaber.com/galeri/os...leri-nereli#13
Sn.selka, ben Osmanlı karşıtı değilim. Fatih, Yavuz gibi dahiler yetiştirmiş, Türklüğe çok faydaları olmuş tüm islam aleminin sancağını batıya karşı tek başına dik tutmuş savaşmış bir imparatorluktur.
Son zamanlarında çürümüştür. Keşke bu aileyi ve imparatorluğu rezil etmeden gitmeyi bilselerdi başındakiler.
Millî mücadele için canını veren tüm şehitlerimize Allahtan rahmet dileyelim, kalanlara da akıl fikir sağduyu nasip etsin diyelim iyi bayramlar.
Sn Nosfecagrı;
Yukarıda bir sürü şey açıkca paylaşıldı.. Madem konuyu Comrad Celal açmış bizlerde açalım...
Bırakın Milli Tarihi filan.. Hikayedir hepsi...
Osmanlı İmparatorluğu cihan imparatorluğu imiş...
Kimi yenmiş Osmanlı imparatorluğu bir adet ciddi bir millet yazabilirmisiniz ki?
Anadolu bomboş.. Bizans İstanbul da.. Türkleri durdurmak için Malazgirt te Doğu Roma imp. çöküş dönemine denk geliyor. >Romen Diyojen yeniliyor. Sonrası bomboş Anadolu yerleşiyoruz...
Batıda Bulgarlar, Sıprlar, Hırvatlar, Arnavut lar millet bile değiller o zaman; geniş Sülale diyebiliriz. Osmanlının 100,000 kişilik bir kuvvetine dayanması olanaksız...
Ortadoğu ise bomboş, çöllerde tek bir mermi atmadan Afrika kabilelerine hükmediyor... Osmanlı ve Türkler 3 yerde ciddi savaş vermişler ve yenilmişlerdir...
Mesela Doğu da persler ile girilen her savaşta ya yenişememişler yada yenilmişlerdir. Batıda ilk ciddi güç Viyana da geldi.. 3 defa kuşatıldı sonuç tam bir rezalet...
Mesela Selçuklular tam bir rezalet içinde çökmüşlerdir. Kösedağ Muharebesinde Selçuk lu 100,000 kişi ve 15,000 kişilik Moğol Ordusu bizi darmadağın ediyor...
Ankara savaşı.. Yıldırım Beyazıd Moğol General Esenbuga ya teslim oluyor. Kafes içinde Ankara sokaklarında Yıldırım Beyazıd haftalarca ANkara Kalesinde dolaştırılıyor. Ve moğollar bu kafesin içinde ölüsünü kokuta kokuta kendi dışkısı üzerinde gezdiriyorlar...
Ya Yavuz'un cinnet geçirip Anadoluda başka müslüman mezheplere saldırması, çok mu masum...?
100,000 askeri allahu ekber dağlarında Ruslara tek bir mermi sıkmadan dondurmaya ne demeli?
Ya müslüman olmamız.. Arap Kuteybe bin müslüm dağılmış Türkleri her savaşta bozguna uğrattı ve linç ettiler resmen Türklere soykırım uygulandı; Ceyhan da Seyhan da... Yok düğün dernek ile müslümanlığı kabul etmişiz.. Müslümanlık şamana çok yakınmış... Filan flana...
Ulan insan mahallesindeki camisini değiştiremez, bir sabah komple bir millet nasıl din değiştirir.. Azıcık beyin ya...
Şimdi açtırmasınlar pandoranın kutusunu söyletmesinler mazlumu derler ya...
Atatürk İngiliz ajanı imiş... Hadi ordan...
Sanki herkes sütten çıkmış ak kaşıkta...
Osmanlı saraylarında ib. lik ten tut, oğlancı haremlerine kadar alem var...
Sözüm ona bunlarda İslamiyetin başı Hilafet sahibiler...
Bak SN.Grafik bu kadim milletin benim okuduğum tarih kitapları arasında iki adet çok ciddi kahramanlığı vardır...
Birincisi Çanakkale Zaferi ki; inanılmaz zor ve dengenin tamamen aleyhte evrildiği bir savaş olmasına rağmen gerçek kahramanlık ile o dönemin devasa sayılabilcek bir donanmasını binbir yokluk altında tamamen özveri ve kahramanlıkla yenmişlerdir...
Bir diğeri de Büyük Taarruz dur... 30 Ağustos ta Yunan ve diğer itilaf kuvvetlere nerdeyse yarı güçle yapılan saldırıdır.. Doğudan yapılacakken Mustafa Kemal Yunan Ordusuna Güneyden vurur.. Yunan ordusu sağ tarafına dönene kadar yarı ordusu imha edilir. Ve inanılmaz riskli ve inanılmaz zor bir zaferdir... Yenilmiş olsa idik; zürriyetimiz kurumuştu. O derece..
Açmayın daha Yıldırım Beyazıd ı Esenbuga nasıl öldürmüş detayına girmiyorum.. Esenboğa Havalimanı ise oradaki savaşan Moğol Generalinin adıdır...
Timurlenk savaşa gelmemiş bile. Ciddiye dahi almamış, o dönemin sözde parlak imparatorluğunu. Sadece sıradan bir generalini göndermiş...
Atatürk'e vurmadan önce azıcık düşünelim, beyin bedava...
Yıl 2018 TSK da her tür donanım, teçhizat gırla.. İHA lar, SİHA lar, OBÜS ler, Tanklar, Ünimog lar, Kirpiler, bilmem neler?
Sınır ötesi ve bize sadece ama sadece 3 KM ötedeki noktaya Zeytin Dalı operasyonu adı altında o da düzenli birliklere dahi değil; terörist gruplara yapılan 2 aylık harekat ve 3 km mesafe... 2 ay ve sadece 3 km....
O zaman 1933 de; Atatürk'ün Suriye ve Fransızların elinde olan Hatay Antakya Bölgesini 150km ye 100 km lik bir arazi parçasını tek bir mermi atmadan ve genç Türkiye Cumhuriyetinin savaştan yeni çıkmış bitkin bitik en zayıf ekonomik zamanlarında dahi siyaset ile emperyalist devletlerden alması...
O sebeple azıcık düşünelim... Ne olur?
Ağrı da dilucu diye bir bölge vardır.. Haritalardan da bellidir.. Doğuda aynen dilin ucu gibidir... Ermenistan toplarını deler ve Karabağa bağlantı olur. Atatürk Nahçıvanı bilir.. Gün gelir Ermeniler Azeri Türklerine vurursa buradaki Türkler Ada gibi yerde Ermeniler arasında kalmasın diye kendi parası ile 11 km uzunluğunda 3 km genişliğinde bir arazıyı satın alır.. Ve TC ne bağışlar..
Gün gelir Ermeniler Nahçıvana saldırırlar, (1993) ve Azeriler dilucundan Türkiye'ye kaçarlar....
O yüzden insanları konuşulanlara göre değil; yaptıklarına göre değerlendirirseniz daha az hata yapmış oluruz...
'' Roma İmparatorluğu'na başşehir yapıldığı döneme kadar küçük bir şehir görünümde olan İstanbul, Roma-Bizans döneminde "dünyanın en büyük şehri" olma unvanına iki defa sahip olmuştur. Milattan sonra beşinci asrın ortalarından yedin'ci asrın ortalarına kadar süren dönemde yaklaşık 500.000'i bulan nüfusu ile çağının en büyük şehri idi. Onuncu asrın ortalarından on ikinci asrın başlarına kadar 400.000'i aşan nüfusu ile yine dünyanın en büyük şehri olmuştur (Reader, 2007: 89-90). An*cak, bu dönemden sonra şehrin nüfusu azalmaya başlamış ve fetih öncesinde 50.000'e kadar düşmüştür. ''
http://www.haber7.com/kitap/haber/87...arihi-gelisimi
Avrupa'da 1350-1400'ler arası yaşanan veba salgınında 25 milyon insan öldü!
Ernest Hemingway de bozgun sırasında gazeteci olarak Yunan kuvvetlerinin yanında, hatıratı çok değerli ve etkileyici. Sn. Sadecegrafik göreceğiniz gibi kaynak çok, ^literal^ olarak denize ^dökme^ (çöp döker gibi) var mı yok mi tarihçilere bırakalım ama onun dışında her anlamda denize dökülmüştür yunan.
Kusura bakmayın ama buna da katılmıyorum. Osmanlı ve Habsburg imparatorlukları o çağın Avrupada iki devidir. Osmanlı balkan inparatorlugudur kuruluş itibari ile Belgrad, Sivas tan daha önce Osmanlı olmuştur doğrudur. Orada daha fazla eseri olması doğaldır. Osmanlı Türk halkı ile kısmen, Türk soylusu ile ise kıran kırana kapıştığı da kısmen vakidir.
Ancak mesela Fatih Sultan Mehmet' in batının süper lig i ile destansı savaşları vardır ve kazanmıştır. 17 devletten oluşan konsorsiyumu ezmiştir. Mesela Yavuz'un ezip geçtiği memlukler Türk ve Çerkeslerden mürekkep olup o çağın en etkileyici atlı birliklerine ve dillere destan disipline sahiptir. Moğol istilasını da bitirenler bu memluklerdir. Kılıç Arslan kendinden onca kat büyük haçlı ordusuna vurkaç ile o kadar ağır kayıplar getirmiştir ki bir dahaki sefere biz en iyisi bizans i yağmalayalım deyip Ortodoks patriğin tahtına fahişe oturtmuslardor. Halk latinlere karşı öyle nefret dolmuştur ki Osmanlı kolayca ele geçirmiştir buraları. Bu çürümüş ve zayıf yapı onların sorunudur, yerine gelen basarili yönetim de osmanlıya yazae başarı olarak.
Aynı şekilde Osmanlı son döneminde adam kayırma, niteliksiz kişilere paye verme gibi Türk kültüründe olmayan yollara girince cezası malesef ağır şekilde kesilmiştir. Milyonlarca müslüman ve Türk mülteci durumuna düşmüş, Atatürk ve silah ( okul ) arkadaşları sayesinde vatanımızda yaşama şansı bulmusuzdur.
Belgrad bir zamanlar cami sayısı 103, bugün 1 dir. Düşünüp ders almak gerekir. Hiç bir şey siyah veya beyaz değil.
KURBAN BAYRAMI NASIL MUNDAR OLUR
Kurban bayramının özü paylaşmaktır. Vermektir. Komşun aç ise senin tok olmamamdır.. Ayet-i Kerimeler oldukça açık olmasına rağmen birçok imam kurban bayramını dönüştürmüştür...
"Hacca giderken hacda kurban kesiniz yada yollayınız der. Kurbanın eti ve kemikleri bize ulaşmaz, ulaşan sizin takvanızdır" der...
2019 Türkiye'sin de Kurban; ailelerin kışlık et ihtiyacını tamamlamak üzere toptan fiyatına ekonomik yolla; üretici ile tüketici arasında pazarlığa dönüşmüş durumda...
Kurbana eziyet etmeyin, gözünü bağlayın.. Tek ayağını serbest bırakın.. Hayvanı sevin.. Okşayın, rahatlatın denmesine rağmen yollarda canını kurtarmak üzere gözü dönmüş, parlamış hayvanları böğürte böğürte asfalt ortasında gırtlağını ekmek bıçağı ile kesenler mi; Tosun koşarken arka ayaklarına tendon bağlarına bıçak vurup hayvanın tendonlarını kesenlerimi ararsın...
Yuh ya! Böyle kurban mundar olur, milletin haberi yok.. Adamın gözü et yemek için öylesine dönmüş ki; bayram takva yada tosunun şok içinde olup parladığının adam farkında, umurunda değil..
Karşısındakini de bir canlı olarak görmeyip; onu potansiyel et kaynağı gören herkesin vahşi bir hayvandan asla farkı yoktur. Parlamış olan o hayvan artık kesilmez.. Kestiğin o hayvana eziyet etmişsin, yaralamışsın kurban da olmaz..
Neymiş efendim, insanın kendi günahlarından kurtulması için kurban kesmesi gerekiyormuş...
Hadi ordan...
Sen kendi günahların için kendi boğazını kessen daha faydalı olur da... Ne alakası var, senin işlediğin günahlardan arınmak için o hayvanın boğazını kesmek...
Dedim ya; kurban yardımlaşmadır.. Kurban ı sen alamayanlara, et yiyemeyenler ile paylaşırsın.. Kalanını eşin, dostun, hısım, akraban ile yersin.. Ama et verdiğin paylaştığın yardım ettiğin insanı gücendirmeden, utandırmadan...
Bilirsin mahallendeki fakir fukarayı az çok.. Eşi çalışmaz, beyi asgari ücretli hele bir de 3 çocuğu varsa, ver be o kestiğin Koç u komple... Ne olur ? Yada bir kurban parasını sen ver oda kessin ailesi ile..
Ama millet vahşi serengeti düzlüklerinde avlanmalara taş çıkarır cinsten kan revan içinde can hıraş hayvan boğazlıyor.. Eti bir an önce kıyma edip 500 gr lık poşetlerde deep freeze atma telaşında..
Gerisi berisi fazla işe yaramayan yerleri fakir fukaraya...
Böyle kurban Olmaz, olmaz , olmaz... Bu mundar olur...
Bayramınız kutlu olsun....
son dönemde cumhuriyet in ne büyük bir iş olduğu daha iyi anlaşılıyor.. a.k.p. partisi bile Atatürk'ü benimsedi.. inandırıcı değil ama görünüşte olsa da bunu benimsemek zorunda kaldılar..
hatırlayın çok şımardıkları 4-5 yıl öncesini.. o zamanlar cumhuriyet için "osmanlı'nın 90 yıllık reklam arası" nitelendirmesi yapmış ilkel bir zihniyet.. ilerleyen yıllarda ortadoğu bataklığının ne kadar rezil bir şey olduğunu halkın geniş kesimleri daha iyi gördükçe Atatürk ün kurduğu cumhuriyete ve ilkelerine bağlılık zirve yaptı, ve bunun neticesinde a.k.p partisi mecburiyetten de olsa Atatürk'ü benimsemek zorunda kaldı (söylem düzeyinde elbette)..
ancak bunların tabanında hala osmanlıcılık oynayan bir kitle var.. fazla ciddiye almayın..emperyalistlerin oyuncağı olmuş bir zihniyettir bu. emperyalist devletler Cumhuriyeti ve ulus devleti aşındırma çalışmalarını ülke içinde kolayca kontrol edebildikleri itaatçi bireylerden oluşan truva atı cemaat yapılanmaları ile yapıyorlar..
...............
sN.Grafik, bu memlekette daha önceden istenilmiş birçok şey denenmiş ama olmamış. 45 yaşıma gelmeden önce 20 li yaşlarda herkesin bu memlekette asgari benim gibi olduğunu ve benim gibi düşündüğümü sanırdım.
Ancak bu yaşa gelince kazın ayağının hiç de öyle olmadığını gördüm. Diyarbakır lı bir arkadaşımın dedikleri kulağıma küpe olmuştu..
"-Abi sen Ankara Çankaya'da büyümüşsün ve herkesi de öyle sanıyorsun demişti.. "
O sebeple bir milleti sadece Ulusalcı görmek, dindar, dinci, alevi yada sunni, laz görmek bu topraklara yapılabilecek en büyük hainliktir...
Yukarıda saydığımı bu alt kimliklerin bir arada uyumlu ve en güzel özgür bir şekilde yaşayabilmenin yegana formülü LAİKLİK'tir...
Laiklik ilkesine herkesin sünninin, alevinin, lazın, Türk'ün, Kürt'ün, dincinin, dindarın, ateistin sımsıkı sarılması gerekir... Çünkü birbirinden farklı bu kültürlerin , anlayışların koruyucu kalkanı, birleştirici çimentosu LAİKLİK tir...
Bu alt kimliklerin birisinin diğerinden üstün olup, LAİKLİK ilkesini askıya alması KAOS, iç karışıklıktır.. Bunlar bu topraklarda defalarca denenmiş, sonuçları hep hüsran olmuştur...
CemEvine giden gitsin, Haccına giden gitsin, camiye giden gitsin, hiçbirine gitmeyen gitmesin... Ama bu alt kimlik inanışlarını devlet protokol ve kanunlarına yerleştirdiğimiz zaman LAİKLİK gider.. Bir binanın çimentosu gider ise bina dayanamaz...
Osebeple Comrad Celal gibilerine itibar etmem... Çünkü Comrad Celal 82 milyonluk ülkede yaşayan her bir bireyin sünni müslüman olup hilafet ve şeriat kuralları altında yaşamak istiyor gibi kıtır piyoz cahil bir kafaya sahip de ondan...
Kalın sağlıcak ile...
KomradCelal bu konuda yeni vesikalar ve fotoğraflar yayınlamış... Yunanı denize dökmedik, onlar bizden tam 3 gün önce İngilizlerin emri ile güle oynaya Yunanistana evlerine gittiler... diyor. Kaynaklarını da vermiş. Fotoğraflarını da yayınlamış.
https://twitter.com/komradcelal1/sta...002174978?s=21
siyasal islamcıların cumhuriyet ile problemi olduğu çok öteden beri bilinen bir şey.. nereden laf sokacaklarını bilemedikleri için abuk subuk işlerle uğraşıyorlar.. emperyalistlerin ekmeğine yağ sürüyorlar..
Savaş olmamış mı? Dumlupınar büyük taarruz hep yalan mı imiş? Trikopis yalandan mı esir düşmüş sopa yemiş? 'Denize döktük.' Demek savaştık yendik demektir bunu anlamaktan aciz mi bunları yazan kişi?
Müslüman ahlaksız olur mu? Malesef oluyor. Ben bunu çok yakınım kişilerde malesef gördü o yaşadım şaşırmıyorum artık, Allah selamet versin
Sakarya Meydan Muharebesi Araştırmaları (@SakaryaSavasi) adlı kişiye göz at: https://twitter.com/SakaryaSavasi?s=09
General Mobile 4G cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
KomradCelal taze fotoğraf yayınlamış. Nerden buluyorsa artık.
https://pbs.twimg.com/media/ECGZlQcX4Ag5aUH.jpg
http://s.arkaguverte.com/2018/05/vah...lek%C3%A7e.jpg
vahdettin in ingiltereye sığınmak için ingiliz kumandan'a yazdığı mektup..
ülkedeki dincilerin bir kısmı biliyorsunuz yunanlıların kazanmasını istiyordu zira laik Turk devleti kurulmamış olacak ve bunlarda kalan topraklarda şeriatla yönetileceklerdi ( cumhuriyet devrimlerinden nefret eden bir kesim hep oldu).. şu haritada osmanlı padişahının ve dincilerin istedikleri olsaydı anadoludaki Turk devletinin kaç parçaya ayrılacağı net görülüyor.. neyse ki Atatürk önderliğinde milli mücadele başarıya ulaştı ve ingiliz yunan ve osmanlı planları tarihin çöp sepetine gitti..
https://www.ilimvemedeniyet.com/wp-c...a-haritasi.jpg
Arkadaş tarihsel bilgilerde kopukluklar var. Tarih geçmiş gitmiş. Olan olmuş. İyi kötü. Ama kopukluk var. İngilizlerin olduğu her yerde bir pislik vardır.
Nitekim savaşın birinci kaz***** İngilizlerdir ve Ortadoğu petrol yataklarına %100 ulaşmışlardır. Sonra İngiltere yi devre dışı bırakan 7 kızkardeşler (Rothschild, Rockefeller petrol şirketleri) şirketleri Ortadoğu petrolüne egemen olmuştur, İngilizler aslında devre dışıdır.
İkinci kazanan İsrail dir. Ortadoğu haritası tamamen onlara göre şekillenmiştir.
Ben olaya satranç gibi bakınca böyle görüyorum; Türkler, Kürtler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar, Almanlar, Araplar, ve Ermeniler piyon olarak kullanılmışlardır. Bugün yaşadıklarımız bunun devamıdır. Kazananlar aynen kazanmaya devam ediyorlar. Kaybedenler havalarını aldılar Ortadoğu kaynaklarından. Ancak birbirlerini boş yere oyalıyorlar.
KomradCelal ın kendince ispatlı diyerek yazdıklarının %10 u bile dogru olsa tarihimize komple baştan bakmamız lazım diye düşünüyorum.
Yayınladıklarına sloganlı veya dogmatik bakmamak lazım. Vesikalar sahte mi gerçek mi diye bakmak lazım! Ya bazıları gerçekse... en azından yayınladığı vesikalar sahte mi bunun araştırılması bile önemli. Bilim bulguları asla reddetmez. İnceler bakar, ondan sonra yanlışsa reddeder, veya ileride inceler.
yunanlıların kalmalarını mı istiyordun ? bu mesele seni çok germişe benziyor.. neden ? hoşuna gitmedi mi yunanlıların defolup gitmesi.. ?
tekrar soruyoruz.. zira kasıtlı biçimde dezenformasyn yapıyorsun.. "ağzındakini gevelemeden söyle" diye çağrıda bulunuyoruz..ama ısrarla kaçınıyorsun.. nedir problem.. tarihe farklı bak, araştır.. ama kendi yargını da söyle.. ki kim olduğun net ortaya çıksın.. kaçak güreşme..
Kurtuluş savaşının tek galibi Türk devletidir..
osmanlı yenilmiştir.. tarihteki yerini almıştır..
ingilizler yenilmiştir..
yunanlılar yenilmiştir..
dinciler yenilmiştir.. hurafelerinin ortalıkta cirit atacağı ortam kalmadı diye üzüldüler.. aradan 100 yıl geçmesine rağmen hala kuyruk acıları çok taze..
bu arada ingilizlerin tarihte en büyük piyon olarak kullandığı unsurlar cemaatler ve dinci yapılanmalardır.. ortadoğuda ve Turkiye de..dini hareketleri kontrol ederler.. ve hedef ülkeye zarar vermeye çalışırlar.. son 15 yılda Turkiye üzerindeki çalışmalarını hızlandırdılar..
Sloganlarla konuşmaya devam edeceğine KomradCelal in yayınladığı belgeler yalandır, belgenin aslında doğrusu budur dersen benim açımdan daha faydalı bir tartışma olur.
Adamın 11bin takipçisi olmuş Twitterda. Benimle uğraşacağına git KomradCelal in yayınladığı belgelerle uğraş. Böyle giderse takipçi sayısı kısa sürede 100bine ulaşır zaten.
Neyse konuyu kapatalım artık, bu konuda bir daha yazmayacağım. Boş yere işgal ettik sayfayı.
yunanlıların kalmalarını mı istiyordun ? bu mesele seni çok germişe benziyor.. neden ? hoşuna gitmedi mi yunanlıların defolup gitmesi.. ? açıkça söyle..anlasın forum duruşunu..
bu arada.. çapraz karşılaştırma yapman için ..Vahdettin kime sığındı ? İngiltere.. neden başka bir ülke değil de İngiltere ??
ingilizlerle yunanlıların beraberliği eskilere dayanıyor..şu alıntı ibretlik.. 1827 navarin savaşını anlatıyor.. ingilizlerin osmanlıyı perişan ettiği savaş.. bu alıntıda ekonomik faktörlerin savaş kararlarındaki önemli etkisini gösteriyor.. elbette başka unsurlarda var.. ingilizler batı aydınlanmasında yunanlıları örnek model olarak görüyorlar ve idol gibi görüyorlardı..yetişmiş eğitimli kesim ciddi bir yunan sempatisi taşıyordu.. şimdi onların yunan sempatisi bizdeki bir kısım dincilere de bulaşmış gibi gözüküyor..
-----------------------------------------------------------------------------
Kaynak: Hayvanlardan Tanrılara - (Sapiens - A Brief History of Humankind) , 7. Baskı, sayfa: 322-323
yazar:Yuval Noah Harari, Yayınevi: Kolektif Kitap
Yatınmcılann çıkarları adına girişilen yegane savaşlar bunlardan ibaret değildi. Savaşın kendisi de, tıpkı afyon gibi meta hâline gelebiliyordu.
1821 de Yunanlar, Osmanlı İmparatorluğu na karşı ayaklandılar. Bu ayaklanma İngiltere nin liberal ve romantik çevrelerinde büyük sempati topladı, hatta şair Lord Byron isyancılarla birlikte savaşmak için Yunanistan a gitti. Öte yandan, Londralı finansçılar burada bir fırsat da gördüler. İsyanın liderlerine Londra borsasında işlem görebilecek Yunan isyanı senetlerini teklif ettiler. Eğer bağımsızlık kazanılırsa Yunanlar bu senetleri faiziyle birlikte ödemeyi kabul edecekti.
Bireysel yatırımcılar da kâr etmek için veya Yunanların davasına sempati duydukları için (ya da ikisi birden) bu senetlerden aldılar. Yunan isyanı senetlerinin Londra borsasındaki değeri, Yunanistan ın savaş meydanındaki başarılarına ve başarısızlıklarına göre inip çıktı.
Türklerin zamanla savaşta üstün geldiği ve isyancıların yenilmesi an meselesi olduğunda, hissedarlar tüm paralarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldılar. Onların çıkarı milli çıkar anlamına geldiğinden, İngilizler uluslararası bir filo hazırlayarak Osmanlı nın ana donanmasını 1827 de Navarin de batırdı. Sonuçta, yüzyıllardır süren boyunduruktan sonra Yunanistan nihayet özgürdü, ancak özgürlük ülkenin asla ödeyemeyeceği bir borç yükü karşılığında elde edilmişti. Bağımsızlıktan sonra Yunan ekonomisi, on yıllar boyunca İngiliz finansörlere bağımlı kaldı.
Tamamda birader bu savaştan 8 yıl sonra 1931 29 Ekim kutlamalarında çekilen bir fotoğraf.
İsmet İnönü de venizelos un eşinin koluna giriyor.
Sonsuza dek Yunanistan ile savaşıp sürekli küs mü kalacaktık?
Venizelos küçük Asya hezimeti sonrası İngiliz in oyununa geldiğini anlayınca bizimle dostluk kurmaya calismis birisiydi. Hatta Atatürk u Nobel Barış ödülüne aday göstermişti.
Ayni zamanda Osmanlı vatandaşı idi ve GS lisesi mezunuydu.
General Mobile 4G cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
nacizane tavsiyem
tarih kitaplarini okurken yazarlara kaynaga dikkat ediniz. Eger yazarin menfaati varsa veya tarafsa o kitaba itibar etmeyiniz
Ornegin Kurtulus Savasi hakkinda bilgi edinmek istiyorsaniz Ingiliz yada Yunan kaynaklarina bakmak cok yanlis. Cunku kendi menfaatleri dogrultusunda yazacaklardir. Kurtulus Savasi esnasinda savasa katilmamis ulkelerin kaynaklarina bakmak daha dogru bir yol olacaktir
Ornegin Rus yada Amerikan tarihcilerinin yazdiklari daha tarafsiz olur diye dusunuyorum. Comrad Celal in twitter sayfasini takip ediyordum cunku basta ilginc geldi. Sonra anladimki adam british foreign policy gibi savasta dusmanimiz olan ulkenin ne idugu belirsiz yayin organindan cimbizla secerek kopyaliyor. Bende Ingiliz olsam bende Ingiliz menfaatine uygun yazardim. Itibar etmeyiniz
Kurtuluş sonrası İngiliz Donanması'nın İzmir Limanı'nda kalmayı sürdürmesi Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı çok tedirgin etmekteydi. İngiliz Donanma Komutanı ziyaretine gelir. Gazi konukseverlik gösterir. Amiral, kendi yurttaşları ile azınlıkların durumlarını sorar.. ++
https://pbs.twimg.com/media/ECluxDcX4AECNJl.jpg
Gazi; suç işlemeyenlerin İzmir'de kendisi kadar güvende olacaklarını, suç işleyenlerin yargının önüne çıkacaklarını söyleyince konuşma gerginleşir. Donanma komutanı der ki:
- Fakat Paşa Hazretleri, olağanüstü günler geçirdik. Yunan Ordusu'ndan yüreklenen güç alan bazı.. ++
Rum ve Ermeniler şımarıklık yapmış olabilir. Bunlar, olağanüstü günlerin olaylarıdır. Hoş görülmesi gerekir. Eğer bu kimseler, halkın düşmanlığına bırakılacak olursa, bütün dünya size karşı ayağa kalkar! ++
Son tümceye kadar gülümsemekte olan Mustafa Kemal Paşa,
amiral gözdağına kalkışınca sözünü
bıçak gibi keser:
-Şu "Efendi Devlet" rolünü bir yana bırakınız Amiral! Uluslara da gözdağı vermekten vazgeçiniz! İngiltere ve müttefiklerinin ayağa kalkıp kalkmayacağını düşünmem! ++
Bunlar ülkemin iç işleridir; kimsenin bu işlere karışmasına izin vermem!
Amiralin yüzü kül gibi olur:
-İngiltere Hükümeti'nin uyrukdaşlarını her yerde koruma hakkı, devletler hukukunun güvencesi altındadır. Avrupa devletleriyle birlikte arkaladığımız Rum ve Ermenilerin ++
güven içinde bulundurulmasını yalnızca rica ettik. Yoksa biz bu güvenliği sağlayacak güçteyiz..
İşte o zaman Mustafa Kemal Paşanın tepesi iyice atar:
-Arkaladığınız Yunan Ordusu'nun denizde yüzen leşlerini sanırım görmüş olmalısınız! ++
Türk Ordusu düzeni sağlayacak güçte olduğu gibi, limanı boşaltacak güçtedir de.. Donanmanızın en kısa sürede limanı terk etmesini istiyorum!
Amiral ne yapacağını şaşırır ve şöyle der:
-İngiltere'ye savaş mı açıyorsunuz?
Paşa burada son sözünü söyler: ++
-Savaş açmak mı? Siz yoksa Sevr Antlaşması'nın hala yürürlükte olduğunu mu sanıyorsunuz? Biz onu çoktan yırttık.. Karşımda oturuşunuzu, sizi konuk saymama borçlusunuz! Bizim gözümüzde "barış antlaşması yapmamış" iki devletiz. Savaş hukuku yürürlüktedir. ++
Gemilerinizi hemen kara sularımızdan çekmeniz konusunda sizi uyarıyorum!
Amiral kekeleyerek Affedersiniz! der ve
Amiral odadan ayrılır.
Görüşmeden sonra İngiliz Hükümeti, Türk Hükümeti'ne uyarı verir. Komutana söylenenlerin yazı ile gerçeklenmesini ister.. İstenen yapılır. ++
Söylenenler yazılarak olduğu gibi gönderilir. Olay kentte de duyulur ve tedirginlik başlar. Ancak birkaç saat sonra İngiliz ve Fransızlar, kendi devletlerinin uyruğunda olanları gemilere bindirip sessizce çekip giderler.. ++
Salih Bozok o anı şöyle anlatmaktadır:
"Verilen zaman bittiğinde, büyük İngiliz
donanmasının uzaklaşmasını izledik..
O ise, bakmıyordu bile."
Türk yazar ve iş adamı sayın
Hanri Benazus’un Anılarla Atatürk'ün İzmir'i kitabından derlenmiştir..
Okuduğunuz için teşekkürler.
Saygılar
https://twitter.com/Cansinn1907/stat...83795573645312
Mustafa Armağan aşağıdaki resmî belgeyi paylaşmış.
https://twitter.com/mustafarmagan/st...87989233201154
https://pbs.twimg.com/media/ECb17QYX4AEQmwA.jpg
https://pbs.twimg.com/media/ECb176kW4AU54A_.jpg