Bana kalırsa.

Kapitalist-liberal sistemin işleyiş tarzından bi kaç sefer bahsetmiştim.

Devlet sadece işleyişin kanunlarını koyar, uzun vadeli politikalar belirler ve şirketler o yöne gitsin diye şirket gözetmeden teşvikler çıkarır.

Kanunların en önemlisi mutlaka her alanda rekabet olmasıdır. Yeni buluşların tekel olmaması içinde bir sürü kanun vardır. Bu sistemin olmazsa olmazı rekabettir.

Devlet, bu kanunlar uygulanıyormu diye denetler ve ceza verir. Onun haricinde, sistemin belkemiği şirketlere müdehale etmez.

Sistem bu hali ile işler ve yürür. Çok çalışan, yetenekli olan, yeni fikirler bulup geliştirenler yükselir. Diğerleride fabrikalarda, işyerlerinde çalışır.

Fakat bu sistemi icad eden abd ve ingiltere gibi ülkelerde bile bu kurallar uygulanmaz. Korkunç kayırma vardır. Tüm gelir belli gruplara aktarılır. Sen batarsan sistem işliyor derler ama o gruptan biri zora düşerse hemen merkez bankalarında trilyonlar basılır ve o gruba verilir.

Gazete ve TV lerde bu grubun hakimiyetinde olduğundan, millete her şey güzel işliyor diye anlatılır. Bizim yeni damat amerikalı bir doktor. Siyasi konulara girmeyiz ama abd ırakta suriyede ne yapıyor diye sorsan, oraları kurtarıyor der.

Bizim TVler bize ne masallar anlatıyorsa, onlarada o masalları anlatıyorlar.
Medya elindeyse, herşey sana güzel.

Medya bu kadar önemli. O sebeple devleti yönetenler, belediyeler, halkın malını mülkünü medya ile paylaşır.
Sen görüp itiraz etsen nereye edeceksin. Veren devlet, alan medya. Devlete gidemezsin, medyada duyuramazsın.
Ancak böyle yerlerde yazarsın, ama ana TV kanalı başka anlatıyor, ben başka. Cahil vatandaş kime inanacak, TV deki ekonomist, prof, dr. etiketli çok önemli gibi görünen insanlaramı, kim olduğunu bilmediği benim gibi insanlaramı.

Batıdada, bizdede devletlere hakim olan çıkar gruplarına, halkın emeği akar durur.

Sistemde batması gereken şirketler, halkın parası ile sürekli ayakta tutulur. Bolluk içinde yaşarlar, sevgililerinin donuna milyon dolarlık elmas takarlar.(bu gerçek)
Ama çalışan halkın beli doğrulmaz, o gruptan olmayan büyük şirketlerinde işi zordur, küçük şirketlere ise bakan olmaz. Yükseliyorsan ya o grup tarafından satın alınırsın çünki halkın tüm parası onlarda, dağ taş para dolu, istediği şirkete yüksek fiyat verip alıyor. Yada çabalayıp durursun bir türlü onların seviyesine erişemezsin. Yorulduğunda batarsın. karşında medyada var.
Bakın emeklilik şartlarına. Anormal ağır çalıştığı için erken emeklilik ve normalinden yüksek emeklilik maaşı alacaklar içinde kimler var.? Kömür madeni işçileri, millet vekilleri, gazeteciler... Kelle koltukta çalışan, hastanelerden çıkamayan Kömür madeni işçisi ile talancıları aynı yere koymuşlar. üstelik kömür işçisine 1 ek vermişlerse kendilerine 10 ek almışlar.

ABD obez beyinli şirketleri 2008 den beri ayakta tutuyor. Trilyonları bastı durdu.
O şirketlere verilen trilyonlarla EMTIA ve para piyasaları sapıttı. Doğal seyirlerinde değiller.

Ekonomiler düşerken hammadde fiyatları artar. Alım düşer ama fiyat artar çünki dağ gibi parası olan obez beyinliler o paraları bi yerlere koymak zorundadır.

damadın açıkladığı reform dediği yersen maddelerden, yürütebilecekleri ve niyetlerini yansıtan tek madde. Milleti zorla bireysel emeklilik sistemine sokmak işi.

Oradan 500 milyar gelir diye hesab etmişler. Şimdiden o 500 milyarı hangi ihalelerde kullanalım diye hesaba girdiklerinden, şimdiden harcama planları yapmaya başladıklarından emin olabilirsiniz.

Ne zaman siyasetçiler hazineyi boşaltsa, ek paraya ihtiyacı olsa, hemen çalışanın cebine elini atarlar.
Geçmiştede ev edinme fonu, işsizlik fonu, emeklilik fonu gibi çok uygulama çıktı, hepsindede parayı çar çur eden siyasiler oldu. Millete faydası olmadı. Tek işe yarayan işsizlik fonu oldu ama parayı işssizden çok devlet bankaları dolayısı ile siyasetçi kullanıyor. Önce GAP a para aktardılar geçen yılda devlet bankalarına 11 milyar aktardılar.

E çok para birikti kullanılsın.
İşsize vereceksin kardeşim, çalışandan topluyosunki işsiz kalınca ona veresin diye, onların parası, senin 1 TL sini almaya hakkın yok.

Şimdi yeniden halkın cebine ellerini sokacaklar.

Geri kalan çıkardıkları maddeler hepsi hikaye. Çalı dikecemde koyunlar geçecekte, yünleri takılacakta, o yünleri eğirecemde...
Yapamadıkları şeyleri anlatmışlar. Tek yapacakları milleti zorla bireysel emekli sistemine sokmak.

SGK yı soydular, oradan alınan paralar yetmedi, ek emeklilik sistemi çıkarıyorlar... SGK da 3 yıl çalıştım gördüm nasıl soyulduğunu.
Şu an bile tüm doktorlar ilaç firmaları ile anlaşmış, firmaların ilaçlarını yazıp duruyorlar. Firmada 10TL lik ilaca 35TL fiyat koyup satıyor.

Nasıl olsa doktorlar yazıyor. Aradaki fark 25 TL, bu farkı cebe atan doktorla ilaç firması, ödeyen SGK yani vatandaş. SGK soyulmasa millet daha çok emekli maaşı alacak.

Ama soyuluyor emekli maaşı düşük, hadi bireysel çıkaralım. Lan soyma allahın hırsızı..

tepem attı keseyim...

Hırsıza soyma demek kadar aptalca bişey yok.. denetleyene ve ceza verene diyeceksin niye işini yapmıyorsun.

e onları seçende kendi başına getirende yine soyulan halk. Halk niye böyle yapıyor. Çünki 80 yılda şartlandırılmışlar.
İşin temeline doğru gidersen her türlü pisliğin dibinden yahudiler çıkıyor... Dünyadaki tüm pisliklerin dibinden çıkıyorlar... Şimdi ÇİN i ele geçirmeye çalışıyorlar...

tükkanı kapatalım...yeterince sinirlendim.

Ezberleyemediğim için, karşılığını öğrendiğim pek çok kelimeyi, defalarca tekrar tekrar ezberlemeye çalışmam gerekir. Yinede aklımda kalmaz.

Kendini, olduğundan daha değerliymiş gibi göstermeye çalışma çabalarından biri, marka hayat sürmek, diğeride yabancı kelimeler kullanmak.

Çok güzel Türkçe karşılığı olduğu halde, sürekli yabancı kelime kullanmaya çalışırız. O zaman sizi daha değerli zannedecekler diye umarız. Hakkatende işe yarıyor, oda ayrı mavzu yaw. Bak moral seviyem 1 kademe düştü şimdi.

Yabancı kelime kullananların en başta gelenleri, din adamları. Türkçesinden önce arapçasını söyleyerek, daha yüksek bir etkiye ulaşmak isterler. Anlattıkları daha ulvi bişeymiş gibi hissedilsin isterler. karşısındakinin kafası ne kadar boşsa, arapça cümlelerden etkilenme oranı o kadar yüksektir. kendinden geçer. O sebeple din adamlarından kötü niyetli olanlar arapçadan vazgeçmezler.

Bizim ekonomistlerde ekranda sürekli araya yabancı kelimeler sıkıştırdığından, karşılıklarını mutlaka öğrenmek gerekiyor. Mesleğin buysa aklında kalıyorda, mesleğin değilse akıldan uçup gidiyor.

Şu bi kaç kelimeyi çok fazla unutuyorum. Burayada asayımda, belki aklımda kalması kolaylaşır.

pragmatist madde elde etmeye yönelik hareket. Direk çıkarcı hareket.
innovation yenilikçi. Teknolojik yeni fikirler ve mevcudu geliştirme.
Regülasyon Devletin, piyasalara müdahale ederek mevcut sonuçlardan daha iyi bir sonuç üretmek için getirdiği kurallar, kanunlar, düzenlemeler, müdehaleler. Serbest piyasaya devletin müdehale etmesi.
Regüle etmek Düzenlemek.

Ege Cansen bugün yine harika bir yazı yazmış. Nasılda sürüyü tokatlamış. yermisin yemezmisin.

ermenilerin sahip olduğu odaTV.com sitesi yine benim 2 yazıyı onaylamamış.

Birinde akp yi ve baykal ı eleştirdim. akp ye muhtaç eden chp dir dedim. baykal döneminde parti halktan koptu ve sadece zenginlere hizmet eder hale geldi dedim.
baykal a göre, "Halk arasına inmek yerine, sadece gazetelerde, TV lerde görünsek yeter. Çağ değişti." zihniyetinin oturduğunu yazdım.

Örnek olarakta izmirli chp belediyelerinin, şemikler bostanlıda 30 yıldır bataklıkta elektriksiz susuz oturan 800 aileyi evlerinden attığını, bu ailelere 10 km uzakta, müteahhit fiyatına toki evleri sattığını.
Diğer yandan ise gazetecilere aynı yıllarda binlerce parsel turistik hazine arazisi BEDAVA dağıttığını yazdım. dikili ve urla da. dikilidekini bizzat ben gördüm, utanmadan pul parasına verdiler diyorlar, bizzat gazetecilerin kendisi.

İşin içine baykal ve gazetecilerin talanı girince onaylamıyorlar. baykal gazetecilerle ortak çalışıyordu maalesef. chp yi baraj altına indiren zibidi kendisidir. sonra Derviş e kurtarttı ve Dervişide yine beslediği gazetecilere yazdırdığı yazılarla kovaladı.

odaTV de baykala dokunamıyorsun. Çok iyi beslemiş olmalı bunları. erdoğanı özel çaba sarf ederek hapisten kurtaran, kurtardıktan sonrada siyasete atılması için özel çaba sarfedende baykal.

gazeteciler baykal ı çok sever. Laf söyletmiyorlar.

odaTV tabi o yazıyı onaylamadı. onaylamayınca sansürledi sandı. Kendilerini zeki sanan embesiller sürüsü. Halkın sırtına çıkmış parazit takımı.
O işler öyle yürümüyor. Kafanı kuma gömünce herşey düzgün gitmiyor.

Bak chp yeni örnek. Kafasını orta sınıfın ve zenginlerin içine gömdü. Kıçı açıkta kaldı. Vatandaş oy vrmedi...

Kim kaybetti tabiki vatandaş. Seni sırtına almadı, gitti akp yi sırtına aldı. Sırtına aldıktan sonra ne fark ederki.
Kime verirse versin zaten kaybeden hep vatandaş oluyor, yahudilerin dünyaya dayattığı ve yönettiği bu sistemde... vatandaşın başka şansı yok. Cahilce çıkış arıyor.

Amma çok yazıyorum. Plan geride kaldı. Öne alayımda aklımda kalsın.

---

Portfoy planımın iskeletinde değişiklik yok... Bu sabah, vakit ayırıp planımı detaylandırdım.

Endeks 110 bine, S400 krizi çıkmadan yaklaşırsa. Senet portfoyumden az bir kısmı satıp nakite geçeceğim. 1/6 gibi bişey satabilirim.
BIST yükselmişse, USD az veya çok aşağı inmiş demektir, altına dokunmayacağım.

Tersine beklenen kriz sebebi ile USD 6 yı geçmişse. BIST yine 90 binlere, muhtemelen biraz daha aşağıya inmiş demektir. O zamanda USDnin tepeye yaklaştığını düşündüğüm yerlerde parti parti altın satıp. USD nin dönmeye başlayacağını düşündüğüm yerlerdede, sattığım altından gelen nakitlerle BIST banka ve şirket senetlerine ekleme yapacağım...

Plan bu...

Bu planı yazıp, göreceğim yere koyayım. Sık sık bakıp hatırlamam gerekiyor. kafamda tutmama gerek yok.

---

Tabi her plan, siyasilerin kriz çıkarmaması üzerine kurulu.
Geçen yıl papaz. Bu yıl S400, araya seçim sonuçlarını kabul etmemeyi sıkıştırdı.

Alıntı:

---

Originally Posted by alicemal

Örneğin, köyde yaşayan, şehirle bağı olmayan, her problemini kendileri çözmeye alışmış bir köy, bir kadının gözleri git gide kötüye gidiyor. neredeyse kör kalacak. Yıllar geçtikçe eve kapanıyor, ne yaptıysa gözü düzelmiyor, sürünüp duruyor.

Bir gün köye bir doktor geliyor, kadına denk geliyor. Bakıyor yüzüne "abla senin kataraktın var. Çözümü çok kolay 2 dakkalık iş. Minibüse atla, şehirde şu hastahaneye git, randevunu ben aldım. Kimliğini göster, gözünü düzeltsinler. Parada almayacaklar, devlet bu ameliyatı ödüyor."

Kadın, yıllardır içinde olduğu bunalımdan 1 günde çıkıyor. Tüm köyün göremediği bir çözümü, görüyor ve düzeltiyor.

Çünki köyün hiç bilmediği basit bir konuda bilgiye sahip.

İlgili konuda birazcık bilgi, sorunlardan kolayca çıkmamızı sağlar.

Bunalımda olduğumuz, yorgun düştüğümüz, bezgin hale geldiğimiz için çözüm aramaya mecalimiz olmadığı durumlarda, konuda bilgili, GENİŞ BAKABİLEN, AT GÖZLÜĞÜ TAKMAYAN biri, sorunu kolaylıkla çözebilir.

tek sorun şu ki... yardım ederim diyenlerin çoğu, karşısındakinden alabildiğine faydalanma amacındadır. Büyük ihtimallede, sorunumu çöz diye gittiğin kişiler, sana ek yük olacaklardır.

Elimde proje olmasaydı, sen verileri gönderirdin, bende konuya yoğunlaşıp fikirlerimi söylerdim. Sende bunlar ne abicim ya!!! hastir ordan derdin bende "du bakayim bi daha inceleyeyim" derdim.. derken sen batardın. :)

Şaka bi yanada...
3 yıla kadar bende basit bir sera ve balık yetiştirme yeri yapmayı planlıyordum.
Sen sera deyince merakım uyandı.

Güneyde bir yerde, kendime ve yakın çevreme yetecek kadar küçük bir sera, bi kaç küçük havuzdan oluşan balık üretim yeri kurmayı planlıyordum... fazla üretirsemde, bi şekilde satacaktım.
Belki bikaç keçi ve koyunlada uğraşırdım...

Evet sayende güzel hayallere daldım...

Netçede demem oki. İstisnai hastalıklar hariç, tüm sorunların çözümü var. hele senin durumun epey kolay görünüyor. Tabi uzaktan.

Bol şans. kısa vadeli al sat yapıyorsan, borsadan uzak dur abicim ya.! hemde VOB dan.

Bak kızar gibi oldum. Üreten adamın ne işi var borsada.?

---

ben 37 yaşındayım, ilkokulu bitirince anneyi babayı kyöde bırakıp onun bunun yanında kalarak okudum, üniversite bitirdim. bir makina firmasında kalite müdürü idim. puşt patrona kızdım son maaşı da tazminatı da götüne sok dedim bıraktım çıktım. hayat öyle sürükledi ki olduk sütçü, çiğköfteci.
gelelim işin özüne. o kadar açlık sususluk, okuma uğruna milletin kahrını çekeceğime ilkokuldan sonra okumaz köyde kalırdım. eminim daha karlı idim. daha düne kadar rahmetli babam tarlaları eker bende yaz tatilinde ekine orağa giderdim. elimiz tırpan tutardı. şeker pancarı ekerdik bu el tayyip geldi kota koydu onu da bıraktık.

şimdi dedim ya 37 yaşındayım 2 tane çocuk var, bir tane hanım. desek bırakalım devlet baba ömür boyu bakacaksın diyor bırakamıyoruzda, gel desem köye benimle gelmezde.

şundan eminim ömrümün geri kalanını istanbulda geçirdiğim sürece bir halt kazanamayacağım. ticaret yapıyoruz masrafları ucu ucuna çeviriyoruz. eski ticaretler öldü. cebinde her geçen gün üç beş bişeyler birikecek ki o ticaretin tadı olsun. elektrik gelmiş ona para topla kira gelmiş ona para topla mal almışsın ona topla diyerek geçiyor günler.
sözün özü memlekette ev var, tarla var bizde çalışacak güç var, aha bugün 8 liraya kuru soğan aldı hanım pazardan. süperde soğan olur bizim orda. sulak arazi var kuru arazi var. var oğlu var.
ancak gel gör ki bu işleri kıvıracak sermaye lazım. traktör lazım, çapa alacak para lazım, lazım da lazım. gidemiyoruz dönemiyoruz olmuyor. aha bu borsada sermayeyi bir doğrultabilsem beni burda tutamazlar. kasımda gider buğdayı eker dönerim istanbula, martta gider tarlaya ne ekeceksem patates, soğan fasulye neyse artık eylül ekime kadar. hele hele istanbulda facebook üzerinden oluşturduğum hazır müşteri portföyüm var. orda yapsam tarhanayı, erişteyi receli kargo ile gönderip dünya para kazanırım. dahası köy yazın paris gibi oluyor orda kazanılacak para da cabası çalış yeterki. köyde çalışacak genç yok. birde kamyon alsam ufağından kışın hasat ettiğimiz soğanı patatesi haftada bir getirsem istanbulda 10 tane markete dağıtsam yeter. her aracı çıkmış olur aradan.
para nasıl kazanılıar, geçtim onu nasıl mutlu yaşanır biliyoruz da yapamıyoruz.
allahın cezası istanbul boğuyor adamı.

turk çok güzel yazı yazmış, engellesemmi.?
Benden iyi anlatanı yaşatmamalıda 2 bebesi varmış... bakcaz.

Ons altında kavga var sanki. Son 1 yılda, rusya ve çin in dev alımlarına bakınca, fiyatının 2.000 i geçmiş olması gerekirdi. Alım miktarlarını yazmıştım ama aklımda kalmamış. Rusya geçen yıl temmuz muydu, 1 ayda 30 yada 50 ton alıyor. ons altın kıpırdamıyor.

Dünyada toplam kaç ton vardı ya.? 5bin miydi. Her neyse, net bilmediğim konuda detay vermeye çalışmayayım. Yazmıştım geride var. Ama maalesef bu sitenin arama kısmı iyi değil.

Ancak pek çok kez anlattığım sebeplerden, yükselmiyor. yükseltmiyor olmalılar. Yada hiç bilmediğim bişeyler daha var. Netçede dışarıdan bakıyorum.
Tabi yükselmemesi Rusya ve Çin in çok işine yarar. Uygun fiyata toparlarlar yüzlerce ton altını.

USD de ne oluyor.
Geçen hafta yurtiçi yerleşikler alım yapmamış.?

Sanırım bankalar, seçim sonuçlarını kabul etmeyen kişiye baskı yapmak amaçlı USD yi kullanıyorlar... ya kabul et, yada bizden diilsin diyor olmalılar.
Tabi bundan emin değilim... tüm ülke USD ye gözünü dikmiş odaklanmışken, yükselmeside doğal.

Benim plana göre USD 6 yı geçerse, 1 parti altın satıp, senetlere takviye yapacağım... Belki 6 yı zorlarken yaparım...
Fakat son günlere girdik, olay çok hızlı gelişirse, sat al 3 gün sürüyor, o arada beklemediğim fiyatlardan almak zorunda kalabilirim, yada senet alamadan nakitle kalabilirim...

Her neyse yaw o kadarda önemli değil.

Bir parti daha altın satış emri verdim. Bu satışla altının %50 si gitmiş olacak.

Elimde biraz nakit olmasında fayda var diye düşünüyorum.

Eğer seçim yeniden yapılacak denirse, USD dahada yükselir, dolayısı ile altında yükselir. Bunun farkındayım.

Ancak uzun vadeci iseniz, en tepeyi ve en dibi yakalamanız gerekmiyor. Şansa denk gelebilir. Süper olur.

Ama en dip ve en tepeyi yakalamaya kalkarsan, o zaman işiniz daha kötü gider. Tepelere diplere kafayı takmayacaksın. Yani aç gözlü olmayacaksın.

Önemli olan yılsonu bilançosu.

Yanlız içinde olduğumuz rezil ortamda...

her neyse yaw... satışa koyduk işte. Milyon dolarla oynamıyoruz, kısa sürede çok kazanayım hırsımda yok... Sidik yarıştıracak yaşıda geçtik.
Son yazdıklarım suçu kabul etme çabası gibi oldu.

Her neyse... Her kese bol şans.

Alıntı:

---

Originally Posted by alicemal

turk çok güzel yazı yazmış, engellesemmi.?
Benden iyi anlatanı yaşatmamalıda 2 bebesi varmış... bakcaz.

---

alicemal abi teşekkür ederim de oyle yazıyoruz işte.

şimdi biraz hesap kitap yaptım. bana 500 gayme lazım. 300 gaymesine hanıma ev araba alıp başımdan atacağım. geriye kalan 200 gayme ile bu işleri çok çok kotarırız.
elde var cücük sermaye. şimdi bu hayal için 500 kat kazanmalıyım. yada önce 10 kat kazanmalıyım sonra bi on kat geriyede 5 kat kalıyor. toplamda 25 kat olunca biraz daha hayal edilebilir oluyor emme zor iş. eh bizimde hayalle gençlik gidiyor.

bazen hanım yanımdayken tutamıyorum kedimi şöyle karşıdan endamı güzel yüzü güzel bir hanım abla gelirkene tutamıyorum kendimi, diyorum param olursa bunlardan alacam bi tane. oda diyor için kötüya vermiyor allahta işte. doğru diyor. aslında bizimkisi de sapıklık değil de aha bu adamın gözü dışarda desin biraz kıymet bilsin diyoruz. böyle geçti gençlik işte.

dediğim gibi sen yukarıdan bak 500 kat de ben aşşağıdan bakıyım 25 kat diyim o parayı kazanmak lazım. geriye kalan ömrü kıymetlendirmek ilazım.

diyorlarki insanoğlunun en üretken, biliçli dönemi 30 lu yaşlarmış. hani la diyorum nerde benim üretkenlik. ben mi üretemiyorum
yavaştan senin kafaya yaklaşıyorum

turk bu sefer çok iyi yazamamış. İlk yazısı, çok iyi bir anlatımdı. Doğaldı.
Bu ikinci yazı adamı ipe götürür. Hele başka kadınlara bakıp içine çekmen, direk sehpalık.

Tabi keçiler arasında sehpalık, maymunlar arasında doğal. Sizin durumu anlıyorum, yargılamıyorum.
Arslana niye ortalığa işiyorsun diyebilirmisin.? Diyemezsin, doğasında var.
Maymunada uçkurunu hiç olmazsa evliyken tut diyemezsin. Doğasında var. Arslanı "niye ortalığa mıçtın lan" diye tüfekle avlıyoruz. Maymunuda makineli ile taramak lazım, kalanlarıda el bombaları ile sakinleştirmek lazım. Doğal bi olay şaşırmayın.

Benim kafayla aynımısın bilemiyorum tabide. Çünki sende bi aile var, sorumlulukların var. Hem elin kolun bağlı, hemde yapmak zorundasın. Ben ehli keyfim.
Hayal kuruyorum ve bazen yapıyorum çoğunlukla vazgeçiyorum. Sebebi bezginlik.

Kaç kaymeye ihtiyacın olduğunu yazmışsın. Belki ilgilenen biri çıkar, ortak iş yaparsınız.
Aslında kimseye ihtiyacında yok ya.? Gidip devlet teşviklerini araştırsan, belkide direk işe başlayacaksın.

Ama borsada olman, İstanbul da yaşıyor olman. Niye imkanın varken, kolayı aradığınıda izah ediyor.
İstanbullu adam bezmiştir. İstanbul, çalışan adamı bitirir.
Tabi eğer topçu,popçu,TV artizti, devlet soyguncusu, yani kolay kazanan değilsen.
Borsayada girmişsen zaten kolayın peşindesindir.

Kızma darılma ama otur bi düşün.

Devlet tarlası olana, 10 hayvan alırsan 7 tanesinin parasını ödüyor. Bildiğim en güzel teşvik bu. Sendede tarla var. %70 hibe alacaksın.

O zaman geriye ne sorun kalıyor.? Üretip kazançlı şekilde satmak.

Kazançlı satmanın önündeki en büyük engel, maliyetler.

Hayvancılık yada tarımdaki maliyetleri bilemiyorum, ancak hepsininde çözümü vardır mutlaka. Sadece arayacaksın.
Hayvancılıkta en büyük maliyet ne.? Yem, belki veteriner parası, başka.? JHakim değilim bilmiyorum.

Tarlan var, yemi kendin üret. Yem seçerken tohumu doğal tohum olacak, artı tarlandan 1 yılda 2 ürün alman lazım. Ziraatten nasıl yapacağını öğrenebilirsin.

Veteriner ilaç parasıda internetten basit tedavileri öğren kendin uygula, zor işlerde veterinere git.
Su dersen kuyu aç.

Elektrik, güneş paneli kullan. yada rüzgar gülü hangisi ucuzsa, akar su varsa elektrik üretme daha kolay. Hiç birine para yetmese bile elektrik, hayvancılıkta ana maliyet değil... hayvancılığa girerkende önce ziraate git sor.

Arazide en kazançlı hangi hayvanı yetiştiririm. teşvikler neler.?

İstanbulda çevren varsa, organik ete gir. Çiftliğinde üret, istanbul'da yeri önemli değil ucuza küçük bir dükkan kirala. İkinci el buzdolabı al, internetten sat, dükkandan postala. Sen çiftlikte, hanımın İstanbulda.

Eğer turistik yada eğitimli bir şehir civarındaysa tarlan, istanbulda şart değil, direk o şehirdede organik satarsın. Organik olmasıda şart değil, hormon, GDO ve kimyasal kullanma, doğal ürün reklamı ile dükkanına koy, internetten sat.

Ticari siteler bedava, sadece yıllık 250 TL filan hosting ödemen gerekiyor.. hatta faceBook tan bile satanlar o kadar çokki.?

Her neyse... Bunları tamaaaaamen örnek olsun diye yazdım... Bunları yap diye yazmadım.

Ayrıca para hibeleri, avrupa birliği hibeleri filanda var. Bu hibeler, siyasetçiler ve çevresi tarafından cebe indiriliyor. Maalesef millete tam duyurulmuyor.

Senin durumunda, köyde hayvan yetiştiriciliği yada organik işi, direk AB hibesi alırsın. Sadece araştırman lazım.
Ama millet hap gibi cebine istiyor. Bu siteye bak. herkes dibi ve tepeyi bulanın, en kazançlı şirketi bulanın peşinde. Çalış desen en büyük düşmanın olur. ne anlatabilirsinki bu kafaya.!

Yani olanak çok..

Yeterki yapamam edemem deme...

Ama ailen olduğu için riske girmende zor.. Bekar olsan belki daha cesur olursun... hanımı takma, engel olarak görme. Anlatırsan anlayacaktır. Anlamak istemezse, ve çalışmıyorsa. O zaman seninde çalışman lazım de. bak o zaman en büyük destekçin olacak.
Çalışıyorsada hanımının ellerinden öp, "başka kadına baktığım için eşşeğin önde gideniyim" de..

Neyse yaw...

nasıl olsa yapmayacaksında... yazmış bulunduk... piyango al desem onuda devlet soyuyor. Milyonda bir şansımız bile yok. Alırdım ama 3 yıldır filan almıyorum, direk hırsızın cebine koy piyangoya sayısala filan vereceğin parayı, aynı şey.

Belki anlattıklarımı ben yaparım. 1 yıl kadar sonra harekete geçmeyi düşünüyorum.

Ya turiztik bi yerde, bi daire alıp, arabayı yenileyip ölene kadar bezgin bekir gibi yatacağım.
Yada ev ve araba parasını küçük bir çiftliğe gömeceğim.

Aslında evli olmak çiftlik için avantaj.

Mesela ben çiftlik kursam, koyunlar, keçiler, tavuklar, küçük iş aletleri.
Bişeyler almak için şehre insem, koyunlarla keçiler direk çalınır, iş aletleri çalınır, güneş panelleri çalınır.
O sebeplede cesaret edemiyorum. Çok istiyorum küçük bi çiftlik.

Yeterli paramda var ama işte hem bezginlik hemde evli olmamam. Ortak işde yapmam. Bende ego çok çok çok büyük. Başkasına katlanamıyorum. Direk aklımdan nasıl öldürürüm senaryoları geçiyor. O sebeple ortak yapalım dersen imkansız ötesi...
Zaten yaparsam turistik yerde yaparım. Akdeniz yada ege kenar şeridinde.

Sisin tarla neredeydi.? AB teşviği kolay alan illerden birinde ise, işin daha kolay.

Uzun yazdım.

Neyseki bugün iş günüm değil...

Ziraat mühendisi ve bir ilçede müdür olan arkadaşım geçen yıl 2 dönüm çilek serasından 75 bin TL kazandığını söylemişti. Şimdi yeni bir teşvik daha çıkmış cebinden para çıkmadan (tarla senin olacak) her şey beleş diyorlar. Yeşil biberin kilosu 18 TL olmuş dayı, 2 dönüm eksen 7/24/365 ürün. Bu yıl 70 milyon turist gelecekmiş domatesi 10 kaattan aşağı -yine- yiyemiyeceğiz anlaşılan. Yapacaksan biber serası yap, en kolayı; millet menemeni (melemenimiydi yoksa) unuttu, yazık yaw.Acı bu millete dayıcığım.

Maydonoz cuk oturtmuş.

Birde ayne vardı. Seracı. Ama onu kızdırdım sanırım, yazdı kaçtı.

Onada teşvikleri yazacaktım ama o gün hiç enerjim yoktu. Bugünki enerjimide turk e kullandık.

Yaw ayne, sera işini nerede yapıyorsun.? Akdeniz yada ege sahil şeridinde olsa gerek.
Çiftlik için doğal güzelliği olan, orman içi yada orman kenarı, (tercihen yazın kurumayan deresi olan), turiztik kasabadan çok uzak olmayan bi tarla bahçe arazi filan varmı sizin oralarda. İnternette çokda, fiyatı uygun olan arıyorumki çiftliğede para yetsin. Param Artarsa, Ağaç evlerden oluşan küçük bir butik otel bile ikinci planda kurabilirim.

Ben yaparım, sizede yol gösteririm. Yakın olursak, 1 bardak acı kahve karşılığı, işinizi gözlemler, analiz eder, yanlış yaptığınız şeyleri gösterir, yol yordam bulur, gösteririm. TR ve AB hibelerini araştırır, AB için hibe projesi hazırlamayı öğretirim. Zaten benim çiftlik için yapmam lazım, sizin içinde ek yaparız beraber.

Benim meslek bu. Analiz, tasarım ve sonuçta üretim.
30 yıldır, analiz yapıp çözüm üretiyorum.

Kafayı sıyırmasam, şimdi barselonada oynuyordum, yani o derece.

Alicemal abi guzel yazmissin hos yazmisin da biraz istanbulda yasayip ciftcilik hayvancilik yapacagim diyen bebelerinkine benzemis.
Sukur simdiye kadar harama uckur cozmesik. Isin latifesiydi hanim anliyor.
Ben fabrikada kalite muduru iken en son tubitaka bir proje hazirlamistim. Makine arge projesi. Arge dediysek fasa fiso. Firma 30 yildir makineyi uretiyor zaten, uzerine bi yenilik yapiyor devlete argecyaptim diyor hooop 300-500 bin cepte. Sanirim 375 bin kilciksiz almistim. Destek kostek proje isleri benim isim yani.
Ancak bunu yapamamin 2 sebebi var. 1. Sebep sicilim cok kotu ki destek devlet tarafindan kabul gorsede banka kismi olmaz. Burdasa hanima ihtiyac var. Oda yanasmaz bu ise 2. Ve en onemlisi su. Bizim devlwtimizin destekleme yontemi soyle, diyor ki sen projeyi hazirla ben inceleyim kabul edersem plana uygun harcamani yap bende sonrasinda sana bunun odemesini yapayim. Sanayici is adami el8nde sermayesi var harciyor. Mesala o makina icin 120 bin civari para harcamisti, 375 aldi+ 350 falanda yaptigi makimayi satti. Bu sebeple destekleri bu kesimler yiyor. Ben simdi bi hayvancilik projesi yapsam kabul ettirsem daha paeam arazi tahsisi sirasinda biter. Ortak isini unutun 2 defa denedim husran.

Kolay para icin borsaya gelme kismi vardi: 3 yildir ticarst yapiyorum sabah 8 gece 12 haftanin 7 gunu calisiyorum. Bu kadar emek ozveriye masraflari anca basabas getiriyor ve karnimizi doyuruyoruz. Sermaye birikmiyor bir yere yatirim yapamiyoruz. Yani kisaca buyuyemiyoruz. Reelde buyumeyi nasil yaparsiniz guclu sermaye ile. Sermaye olunca 2 veya 3. Subeyi acsr mali cesitlendirir veya dukkan mulkunu satinalirdiniz. Bunu yapamadiginiz icin borsaya gelirsiniz. Niye bu soylediginiz seylere daha hizli ulasabilmek icin rahat para kazanmak icin degil. Yani kaldirac avantajindan yararlanmaya calisiyoruz.
Hali hazirda ticari veya maddi sermayesi birikmis bir aileden gelmedigimize gore bir sekilde babam azik derdi o azigi temin etmeliyiz. Ya bizim cocuklarimiz buyutmeli yada biz.
Gerci benim son 4 yilimda cektigim butun batik hallerimin sebebi borsadır. Meshur 17-25 mevzusunda battim daha da cikamadim gitti.
Bu arada koy sivasin koyu. Koyun tamami emekli, koyun genel kismi istsnbulda yaslanan koye donuyor. Yazlari tatile gider gibi koye gelir. Koye gelen koylulerin buyuk cogunlugu devlet memuru. Ben ve benim kusagimdan sonrasi degil tabi. Oncesi telekom emeklisi falan. Koyde yazin haziran-agustos arasi en az 150-200 kurbanlik satiliyor koyun. Yine koy doluyken tereyagi bal yumurta ekmek ne aearsan musterisi var. Falan filan iste. Dukkan acmaya falan gerek yok. Ordan kargo ile her seyi gonderirsin ki benim isim bu zaten hali hzirda musterim vsr.
Amasyadan bi cocuga ogretmistim bunu. Simdi instegramdan satiyor. Pekmez recel amasya elmasi ne varsa kargoyla gonderiyor. Reklam vermeyi bile bilmiyordu ilk reklamini ben yayinlamistim. Gecen aradi amasya merkeze ikinci subeyi acmis.

SM-G610F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

Yazmayi unuttum. Bizim her seyimiz distlar alisveriste gorsun usulu. Destekleme isleri de oyle. Yada kaynak aktarmanin yasal yolu.
Amerikada soyle bir sistem var. Simdi sen girisimcisin projeni hazirliyorsun devlete sunuyorsun. Bunun bizdeki karsiligi kosgeb. Bakiyor uygulanabilir goruyorsa tamam diyor. Sonra devlet gidiyor ××× bankaya diyor ki kardesim boyle bir proje getirdi vatandas incele sunu onay veriyormusun. Projeyi bankada inceliyor onay veriyor. Buraya kadar bizim sistemlerle hemen hemen ayni. Ancak bu noktada devlet bankaya diyor ki bu projenin %70 destegini vereceksin kalanini da ben verecegim
Eger ki bu proje yurumezse once sen hakkini alacaksin sonra ben diyor. Olmadi ben devlet olarak sana zararini verecegim diyor. Burdaki guzel nokta su. Projesi olup parasi olmatanlar projelerini hatata gecuriyor cebinde sifir para varken. Girisimci isler yoluna girinceconce bankayi oduyor sonra devleti. Onlarin parasi ile parasi yokken proje gelistirmis oluyor.
Destek dedigin boyle olur. Meshur chobani boyle kurulmus. Dusunun adamlar elin erzincanlisina bile destek vermis

SM-G610F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

Alıntı:

---

Originally Posted by Maydonozcu Kamil

Ziraat mühendisi ve bir ilçede müdür olan arkadaşım geçen yıl 2 dönüm çilek serasından 75 bin TL kazandığını söylemişti. Şimdi yeni bir teşvik daha çıkmış cebinden para çıkmadan (tarla senin olacak) her şey beleş diyorlar. Yeşil biberin kilosu 18 TL olmuş dayı, 2 dönüm eksen 7/24/365 ürün. Bu yıl 70 milyon turist gelecekmiş domatesi 10 kaattan aşağı -yine- yiyemiyeceğiz anlaşılan. Yapacaksan biber serası yap, en kolayı; millet menemeni (melemenimiydi yoksa) unuttu, yazık yaw.Acı bu millete dayıcığım.

---

Dostum benim seraci bir suru musterim vsr. Su siralar ekim yapuyorlar. Su anda tek bir dal salatalik fidesini 2.60 tl ye aliyorlar. Ilaci sulamasi isciligi vs.vs. bir suru seyden sonra adam bu mali toplayacak pazara goturecek. O hafta pazarda fiyat iyiyse para kazanacak, kotuyse zarar edecek. Devlet bir bakmissin bir tanzim modeli daha cikarmis. Arkadasinin 4 kelime ile anlattiklari kadar kolay degil durum.
Bir sera 800 fide ediyor. 800×2.60 =2080 tl fide parasi.
800 fideden 600 tsnesinden mahsul alsa ve 600 tsnesinden ortalama adet basi 3 kilo alsa onuda 5 liradan satsa toplam 9 bin yapar. En basta bunun 2 binini zaten fideye verdiydi. Iscilik gubre tasima giderleri yer kiralari, pazar kiralari derken ne kalir bu 9000 binden. Hadi kaldi diyelim bu kadar alsa satsa gibi ucu acik risklere girmeye deger mi.

SM-G610F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

Dün çiftlik miftlik diye ayranımız kabarınca, kendimi yormuşum. Arada gaza geliyorum, şunu yaparım bunu yaparım diye.

Tabi bunlar hayalden öteye gidemiyor.

Mesela piyasada açığı olan bir asansör tipi var.
Tasarımını bile yaptım. Yapıp satsam, iyi para kazanırım. Çiftlikte kendim tek başıma yapabilirim.

Mesela hem ticari hemde apartman otoparklarından araba çalınmasını önleyen bir tasarımım var. Otoparklar, banka kasası kadar güvenli hale geliyor hemde maliyet düşük. Otoparklardan araba çalınırsa kasko ödemiyormuş diye bi haber okumuştum ne kadarı doğru bilmiyorum. Ama o haber üzerine düşünüp tasarlayınca ortaya bu sistem çıktı.
Bundanda iyi kazanılır, hatta dünyaya satarsın.

Yada turk çiğköfte dükkanına 3 tane büyük ekran TV koyacak, bir tane matrix bilgisayar, bir tane okul tahtası duvara. yapacak sana borsa cafe. Bu sitedede duyuracak.
Gelenlerle beraber şirket araştırmaları yapacaklar, tahminler yürütecekler, tahtada kısa orta vadeli tahminler olacak. Tutturana gönül alıcı küçük ödüller filan. Aynı zamanda bu sitedede kara tahtada yazılanları yani tahminleri yazacaklar. İstanbul borsa cafe nin ünü dünyaya yayılacak, Kongo dan, Nauru'dan hayranlar gelecek.
Bence çiğköfteciden daha fazla kazandır.!

Bak bunları yazıncada yoruldum...

O İstanbul beni bitirdi yaw... Orada çalışan direk mezarı düşünmeye başlıyor...

Dün haftalık alışveriş için migrostaydım. hep gittiğim ve rezalet yönetilen yer.

Soğan lazım. Bi kaç tür var. Biri İran yada Suriyeden ithal. Berbat görünümlü bir soğan, 3TL.
Bizim 2 tür alıştığımız yerli soğanda var. Onlar pahalı.
Kırmızı soğan alacam 12 TL.

2 kasa var, ikiside soğanlar çürümüş. Kasaların nerdeyse tamamı çürümüş. Satamamışlar. Önceki haftalardada çürük çoktu üçte bir filandı bu sefer tamamına yakını gitmiş.
12 TL ye epey aradıktan sonra bi kaç sağlama yakın soğan buldum aldım.

Şimdi mantığa bak.
12 TL ye satıyor, en az %80 zarar yazacak. 100 TL vermişse 20 TL geri alacak.
Halbuki kârı az koysa, yada maliyeti uygun yerden alsa, hepsini satacak, zarar etmeyecek. Soğanın maliyetine bakmadım doğrusu.
Ama ıspanağa daha önce bakmıştım, alışı 9 muydu, satışı 12 TL idi. 700 gramı 12 TL den satıyordu. Ama pazarda çok daha güzel ıspanağın kilosu 6 TL idi.

Migrosa bunu yazınca, açık ıspanakta koyup 6 TL ye sattılar. Bir kez aldım ikinciye almadım, çünki o ıspanağı nerden aldılarsa, yaprakları bi acaipti. Hani evlerde koca koca yapraklı kauçuk bitkileri olrya. Kalın yağlı yaprakları vardır. Aynen öyle yaprakları vardı.

İnanamıyorum yani, ilk okul mezunu bile olmayan, roman pazarcı vatandaşımızın yaptığını bile yapamıyorlar.

Sorsan turk gibi bi sürü bahane üretecekler. Sahibi yahudi kolay paraya alışmış.

turk ne demiş, çileğin fidesi şu kadar lira demiş. Odunlu kampa soksan, "abi tamam, organik değiş tokuş pazarından bir seferliğine pahalıda olsa çilek tohumu alırım, bidahada fide almam, fideye para ödemem gerekmez. Her şeyin maliyetini düşürmenin yolu var abilerim ablalarım." diye ağlamaya başlayacak. Birden bahane üretmeyi kesecek.

Olay benim odunlu eğitim yaz kampında. Fiyatıda uygun.

Çalışmadan kolay para peşinde olanları, yapamayız edemeyizcileri, sokacaksın odunlu eğitim yaz kampına.

kampa Tek müracaat olmadı iyimi.?
Böyle giderse kamp kapanacak.

türk ne dediyse anlatamadıya kendini alicemal abiye. elde gençlikten başka bişey yok alicemal abi. gençlikte para etmiyor. sendede para var gençlik gelmiyor :) böyle sarmal bişi işte. velhasılı kelam bir çok şey yapılabilir de teorikte dile kolay. pratikte bende dahil her babayiğidin maçası yemez. maça yese senin projeler tozlanmazdı

Altında muhtemelen olay şu dayı: KOZA vb devlet tekelinde (ya da yandaş) firmalardan (yine muhtemelen para basılarak) fiziki altın alınıyor, o şirketler de kasaya giren parayla ons altında şort pozisyon açıyorlar. Rusya'nın bu yönde hareket ettiğine ilişkin bir yazı okumuştum, muhtemelen bizimkiler de aynı taktiği uyguluyor.

Bu arada geçen ayki ihracat rakamlarına dikkat edersen altın ihracatı resmen uçmuş vaziyette. Venezuela altını da bize geliyor sanki. BAE ve SUUd'a olan ihracattaki artış % 50 lere yaklaşmış vaziyette.

turk anlattıklarının hepsini anladım. Aynı yollardan geçtik-geçiyoruz. Biraz gaz vereyim dedim. Akıl vermek kolay.
Şu borsa cafe olayı fena değil. Çiğköftecini bozma, 2 küçük masayı borsa cafe yap. Ucuz bi TV al koy. Matrix ve 1 bilgisayar şart yanlız. Filan fıstık. Bu sitede duyur. Yakın olanlar gelirler. Borsacılara çay kave indirimli olur çünki tüm gün kalacaklar. İstanbuldaki borsa cafe ler arada rekabet yaparsınız filan. Neşeli olur. Cafedeki her planı hamleyi burada paylaşman lazım yoksa iş yürümez.

maydonoz, detay verilere bakmadım yaw. Mecbur kalırsam bakıyorum. İşler ters gitmeye başlarsa mecburiyetten dalıp sebep araştırıyorum. O zaman detaylarada girmem gerekebiliyor.

Yine bizimkiler altın ve paraya dalmış demekki. Kolay para ve karı nerde, oraya doluşanlar hep mafya ve kolay para peşinde olanlardır. Müftünün birinede okuyup üfletirler, olur sana mis gibi helal para. Allah ı da kandırdıktan sonra, pariste sokak kapatır harcamaya başlarsın.

Rusyada 30-40 yıl kadar önce kominizm vardı. İsmi SSCB idi. Devletin tüm malı mülkü halkındı. Halka ait mülk yasaktı ve yoktu bildiğim kadarı ile. Her şey devletin, yani TÜM halkın eşitdi.

Şimdi rakamları açıklamışlar. Rusya'nın tüm zenginliği, halkın %3 ünün olmuş. Soygun talan boris yeltsin denen abd maşası ile başladı. Bugün bu hale geldi. Her şey çok hızlı oldu onlarda. Tabi görünen yüzey. Arka planda dantel gibi işlemişlerdir.

Cuma satışa koyduğum altın fon satılmış. %9 artı ile satmışım.
Bu seneki ikinci satışımıda kazançlı yaptım. Birincide yine altın satmıştım ve %2 artı ile olmuştu.

Dördüncü aya geldik ve işler yine beklediğim kadar iyi gitmiyor. S400 krizini beklerken, araya seçim sonuçlarını kabul etmeme krizi sokuşturdular.

Altından gelen nakiti biraz tutayım. Duruma göre senet veya geri altına yatırabilirim. Hazırda dursun.
Eldeki altın miktarı, portfoyun %15 ine kadar düştü. Ay sonunda bilançoyu yine yazarım.

Herkese bol şans.

Dolarizasyonun önünü kesmeye yönelik projelerin en önemlisi altına dayalı kripto paralar. Bir çok devletin desteklediği karmaşık bir süreç yürümekte ve bu konulara kafam hiç basmıyor ancak bu Papaz mevzusu, S-400, İran ambargosu, Doğu Akdeniz gerilimi vs gibi konuların bununla direkt ilişkisi var sanki.

Bizde sıkıntı şu dayı, her yemeği düdüklüde pişirmeye çalışıyoruz. Hemen, hızlı, acil...Halbuki yemeğin lezzetlisi kısık ateşte ağır ağır pişendir. Mutfaktaki aşçıya bunu anlatacak adam da yok çünkü elinde kepçe gelenin gidenin ağzına vuruyor konuştukça. Aman çok derine daldım, havalar zaten buz gibi.

Bir de bu var mesela:

https://www.youtube.com/watch?v=uck3q_T91vw

Alıntı:

---

Originally Posted by alicemal

Cuma satışa koyduğum altın fon satılmış. %9 artı ile satmışım.
Bu seneki ikinci satışımıda kazançlı yaptım. Birincide yine altın satmıştım ve %2 artı ile olmuştu.

Dördüncü aya geldik ve işler yine beklediğim kadar iyi gitmiyor. S400 krizini beklerken, araya seçim sonuçlarını kabul etmeme krizi sokuşturdular.

Altından gelen nakiti biraz tutayım. Duruma göre senet veya geri altına yatırabilirim. Hazırda dursun.
Eldeki altın miktarı, portfoyun %15 ine kadar düştü. Ay sonunda bilançoyu yine yazarım.

Herkese bol şans.

---

ağız tadı ile ye abi.
çiğköfte işi cacık abi. bu iş yapılma. bulunduğum bölgede millet 50 krş derdinde borsa cafe gitmez burda. ne anlar bu marabalar.
sabah 8 de iş başı yapıyorum, dışarıda süt yumurta peynir vb dağıtımın yapıp gelip dukkanı açıyorum. dağılıyorum sabah 8 gece 12 çocukların yüzünü bile görmüyorum. önceden gezen tavuk yumurta çiftliğim vardı. kapattım. kapattım ama o bölgede müşteriyi tuttum toptan yumurta satışı yapıyorum. şimdi kafamda bir proje var. resim gönderemiyorum siteye ne hikmetse gönderebilsem resim üzerinde mevzuyu anlatırdım. tam müşterilerimin olduğu köyün kavşak noktasında 7,5 dönüm bi tarla buldum. onu kiralamakla uğraşıyorum. dukkanı devredip orayı kurabilirsem süper olacak. tavukla birlikte oraya koyun da almak istiyorum. istanbula yakın bir köy. haftasonu millet o bölgeye piknie gezmeye gidiyor akın akın. tam yol üstü. merada var. biraz keçi biraz koyun, tavuk yumurta vs derken tuttururuz birşeyler. kurbanlıktı köy tavuğuydu falan. zaten bölgenin tamamını tanıyorum. müşterilerim de orda. onlar zaten gelir alırlar. bu kısmını becerebilirsem benim köyümdeki tarlalar ondan sonra. köye buğdayı arpayı ek, samanını köye kuracağın ahırda hayvanlarda değerlendir buğdayını sat. orda yetiştirdiğin kendi hayvanını getir burda sat. zaten tezgahın hazır burda. böyle birşey yapam haftada 5-6 koyun keser evlere dağıtımını yaparım. müşterim hali hazırda var zaten. koyun veya kusu kesiyoruz diye bir mesaja yayına bakar. başarılı olacağını nerden biliyorsun dersen ortaklatahmini 2 km yakınında benzerini yapıyorduk arpası çok gelince p.... şimdi içerde yatıyor. başarısı kanıtlanmış bölge ve proje yani.
alicemal abi senin altınların karını bu tarafa göndersene. bak öbür tarafta benim dualar çok lazım olacak. biliyin beleşe dua da olmiyi

maydonoz doğru diyorsun.

turk, senin plan hazırmış ve iyi görünüyor abicim. Anladığım kadarı ile eğitimli orta sınıfa satıyorsun.
Müşteri kitlen böyle ise ve elinde tutmuşsan, şark kurnazlığınada kaçmıyorsun demektir.

Yani arada kötü malı kaktırmayı marifet saymıyorsundur.

Kafama takılan konu ise, kiralamak bu dönemde pahalıya gelir. geçmiş 10 yıllık bolluk yüzünden, mülk sahipleri yüksek kira almaya alıştılar. Perakendecilerde yüksek kiralara ses çıkarmadılar çünki yağma dönemi bolca satıyorlardı.

Dönem değişti. Gırtlağa kadar borç. Satacak şey azaldı. Ucuza borç bulmak yok. Satış düştü, perakendeci eskisi kadar kazanamıyor.

Ama mülk sahipleri hala yüksek kira istiyor.

Perakendecilerde kirayı, müşteriye yansıtıyor. Hali ile poşet oluyor 25 kuruş. 1 kg lık ambalajlar bakıyorsun 820 gram yazıyor filan. Direk müşteriye geçiriyorlar.

Sonuca gelirsem, kiralamak şu an cazip gelebilir ama bi kaç yıl sonra pişman olabilirsin. Arsaya sahip olma yöntemlerini araştır derim.
Ailenden yakın akrabalarından parası olanlara aynı bölgede işine yarar arsa aldır. CİRO ya ortak yap. Kira verme derim.
Küçük birde sera kurabilirsin. Kimyasal olmayan doğal ürün olursa, sera ürünlerinide peynir ekmek gibi satarsın. Serayı topraksız, ranzalı üretim yapabilirsin. Duvarlarıda bile sebze yetiştiriyorlar. tek santimi bile boşa harcamıyorlar.
Tarlandan samanı getir hayvana yedir. hayvanın gübresini tarlanda ve serada kullan. Topraksız üretimdede bitki için besin şurubu yapmada kullanıyorsun. Üretim zinciri süper oldu.

Hayvanlalarından, kaliteli doğal peynir üretirsen, ben bile müşterin olabilirim. Börekçi dükkanı açar, senin peynirlerden börek üretir satarım. Yine gaza geldim. Düşününce yorgunluk bastı.

Altın satıştan kazanç yok yaw. Ne yemesi.
Geçen yıl ve bu yıl %30 paramı artırabilirsem, o zaman enflasyona karşı korumuş olacağım. Yani param yerinde saymış olacak.

Geçen yılı %4 artı ile kapadım. Enflasyonu sayarsan %26 zarar.
Bu yıl %30 kazanmalıyımki zarar oluşmasın. Geçen yılın %26 zararınıda sayarsan. Bu sene basit hesapla %56 artı kaparsam. Ne kâr ne zarar olmuş olacak.

ABD anormal bir durum yaşıyor.

Normal işleyişe, sistemin dışından bir işlem, müdehale, olay olursa, o şehir, toplum, ülke sapıtır.

ABD de 2008 den beri sapıtmış durumda. Bizde 2003 den beri sapıtmış durumdayız.

ABD sistemine, sistem dışı müdehale FED ile oldu.
Türkiye sistemine, sistem dışı müdehale ise, yabancıya mülk satışını kuralsız serbest bırakma ile oldu.

2 ülkede sapıttı.
Ne olduğunu anlayamadılar.

Anlatması uzunda anlatayımmı bilemiyorum.

2 ülkedede, sistem dışı bu müdehaleler olduğunda, ben olacakları yazmıştım. Aynende gerçekleşti.

FED, bernankeyi getirdi. Getirme sebebi, adamın öğrencilik döneminde, "kriz olursa trilyonları basarım ve helikopterle dağıtırım demesiydi. FEDin başına getirdiler. 2008 de ne hikmetse onun döneminde kriz çıktı ve oda dediğini yaptı. helikopterlerle para dağıttı. Lakabı helikopter bernanke oldu.

Dağıttığı trilyonlar finans sisteminde iç edildi. Ülkeye dağılmadı. O paralar, üretime değil para piyasalarına dağıldı. Üretimler düştü, düşen üretim, satılamayan hammaddelerin fiyatını düşürür ve düşen hammadde fiyatları sayesinde üretim yeniden canlanır.

Ama hammadde fiyatları düşmediği gibi, FEDin dağıttığı trilyonların para piyasalarına girmesi sonucu arttı.
İstisnai durum petrolde yaşandı. Rusya İran ve abd kapışınca, ekonomileri tamamen petrole dayalı Rusya ve İranı sıkıştırmak için, londrada petrolun fiyatını 120 USD den 40 USD ye kadar düşürdüler. Ama abd açısından işe yaramadı.

Hammadde fiyatları artınca, dağıtılan paralarda ülkede dağılmayınca, krizden çıkılamadı.
Her şey anormalleşti. Veriler doğruları göstermez oldu. Zaten açıklanan veriler, hükümetlerin işine yarayacak şekilde sistemleştirilmişler.

Mesela çalışanların, çalışmayanlara oranı açıklanmazda, son 2 aydır iş arayıpta bulamayanların rakamı, işsizlik oranı rakamı ile açıklanır. Bir önceki ayla kıyaslanır. Saçma sapan bir rakam.

ABD sanayi üretimine bakıyorsun, son 7 aydır sürekli düşüşte.
Dev sanayi ve finans şirketlerine bakıyorsun. İşçi çıkaran çıkarana, fabrika kapatan kapatana.

Üretimi yansıtması gereken borsaya bakıyorsun. Rekor kırmak üzere.
ABD geleceğine bakıyorsun, netçede borsa en azından 1 yıl sonrasını gösterir. ABD geleceği, şimdikinden daha karanlık.
2 yıldır dünyayı tehdit eden trump, abd yi hızla yanlız bırakma yolunda. Dünya abd ye alternatif sistemler üzerine yoğunlaşmış. Bir kaç yıla meyve vermeye başlarlar.

ABD geleceği kap karanlık ama borsası uçtu kaçtı.
Sebebi hakkında kitap yazılır. Ancak şu an hantal ve beleşe alışmış bir dinazor. Dipsiz kuyu gibi.

Türkiyede ise son olarak görünen sorun, 2003 de, yabancıya mülk satışının kontrolsuz olarak serbest bırakılması. Ülkede dengeleri bozdu. Fakirleşirken zenginleşiyor gibi göründük.
Çobanın aklıda kıt olunca, işler buraya vardı.

Şu aralar abd'ye hükümetin yavşadığını, görüyoruz. İşler ılıklaşıyormu ılıklaşmıyormu, yersen karışık haberler var.

Önümüzdeki aylarda hem BIST için iyi, hemde BIST için kötü haberler var.

Bakalım işin içinden nasıl çıkacağım.

Aklımdayken sıkıştırayım.

Benim 3 maymun türü(grubu) ndan evrildik tezim vardı.

Son bir kaç gündür okuduğum arkeolojik yazılara bakarak söyleyebilirimki. Maymundan insana geçişimizde uzaylıların katkısı olmuş olabilir.
Kendi genlerini, yada ürettikleri bazı genleri, bu 3 maymun türünde denemiş olabilirler.

Nerden bu görüşe ilgi duymaya başladım.

Dünyanın çeşitli yerlerinde, en eski yerleşik yaşam buluntuları arasında bazı heykeller var.
MÖ12000 ile MÖ 8000 arasında tarihlenen tapınma bölgelerinde ilkel heykeller var. Çok basit yontulmuş, insana benzetilmeye çalışılmış.
Mağara resimlerinden, ilk heykellere geçiş dönemi gibi.

Stone henge de var, T şeklindeki yapılar. Uzun bir sütun, üstüne kısa bir yatay sütun. ne olduğu belli değildi.
Ancak T yapılar güney doğu anadoluda da bulununca olay ilginçleşiyor. Nevali çori, adıyaman kilisik heykeli ve göbeklitepe, üçüde güney doğu anadoluda.
Bu T yapıların üzeride yontularak insana benzetilmeye çalışılmış. 2 tarafta kol yontulmaya çalışılmış. Üstteki yatay kısa taş da kafa ya benzetilmeye çalışılmış.
İlginç olan kafa nın şekli. Kafa insan kafasından çok, uzun bir uzaylı kafasına benziyor.
Aynı yerde başka hayvan heykelleride var, ve oranları epey düzgün. Yani insan kafasını becerememişler uzun olmuş demek pek mantıklı olmuyor.
İnsan kafası ise, arkadan öne doğru çok uzatılmış. Uzaylı figür gibi.
Dünyanın farklı yerlerinde aynı T ler. Ve uzaylı kafası gibi.?

Düşünmeye değer.

https://i.hizliresim.com/7a446W.png

Alıntı:

---

Originally Posted by alicemal

Türkiye sistemine, sistem dışı müdehale ise, yabancıya mülk satışını kuralsız serbest bırakma ile oldu.

---

Kaynak:TÜİK

Korktuğum gerçekleşmeye başladı. İlk sinyaller geldi.

Tarım ve hayvancılık durmadan kötüye gidiyor ya.!

Bu durumu köylünün elindeki arazileri sahiplenmek için kesin kullanırlar demiştim.

Anlatılacak masalda hazır. Köylü aç sefil, halk sebze meyveye hasret. Bu durumu düzeltmeliyiz. tarlalar birleştirilmeli... Sonra huuooop bi çözüm sunacaklar. O çözüm, orta yada uzun vadede, tarlaları bazı kişilerin eline geçmesine sebep olacak.

İlk paket açıklandı... Köylünün üretimini alma hakkı bazı perakende devlerine veriliyor... Yani hallerdeki kabzımalların yerinei ülke çapında 8-10 firma konuyor.
Kabzımalların kazancı bu 8-10 firmaya aktarılacak. Köylü yine aynı. Tüccar denen kişilerle değil, bu güç verilmiş 8-10 firmayla muhatap olacak...

Köylü açısından ne değişti.?

On binlerce kabzımalın kazancı toplu halde birilerine aktarılıyor hepsi o.?

İlk üç beş yıl, köylüye yüksek kazanç bırakırlar, sorası malum.

Hep verdiğim örnektir.
Araban en sağlam araba toyota ise. Şoför koltuğuna öküz oturtursa. Zamanla öküz ölür, toyota çürür. Arabada hiç bir yere gidemez.

Hep verdiğim örnek bu değildi.

Deliye trafik polisi düdüğü verirsen, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, ne kadar çabalarsa çabalasın, trafiği yinede allak bullak eder örneğini veriyordum.

Artık öküz ölür toyota çürür örneğine geçeyim.

Hayırlı olsun...

20 sene sonra bakacaksınız, ülkenin tüm tarım arazileri, yahudilerin elinde. Şimdiden özellikle güneyde epey arazi almışlar. Üçte 2 filan deniyor. Bence ülke çapında en az üçte birini almışlardır.

Alanlar TC kimlikli yahudiler. Yani kripto yahudiler.

mazbatayı verdiler, başka şansları yoktu.
Söylediğim gibi, yine seçim yapsalar, daha büyük farkla kaybedeceklerdi.

İsminde imam kelimesi var, halk oy atar diye birini getirdiler. Eşek bağlasalar akp den daha kötü yönetemez İstanbulu.. Hiç olmazsa talan yapamaz.
imamoğluda, tüm gözler üzerinde olduğu için kuruş çalamayacak. Başta olduğu müddetçe hizmet etmeye çalışacak. İyi ve yetenekli olduğu için değil, çaldırmayacakları için. Tüm devlet tepesinde, tüm medya peşinde olacak.

En azından bir 5 yıl İstanbul halkı, belediye tarafından soyulmayacak. İstanbul ve Ankara 'da iyi şeyler yapalımki, ülke çapında oyumuz artsın diye yüklenecekler.

Ama gidin İzmir in rezilliklerine bakın. İzmirde yaşamış ve görecek gözlere sahipseniz, chp den bi mok olmayacağınıda göreceksiniz. Tamamen zenginlerle kol kola yürümüş izmir belediyeleri. Her yeri yüksek beton yollarla doldurmuşlar. Metro iğrenç şekilde pek çok yerde yer üstünden gidiyor ve yetersiz. Tüm zamanlarını gazetecilerle el ele geçiren İzmir belediyeleri. akp kadar korkunç olmasada gazetecilerle halkın mallarını paylaşan izmir belediyeleri.
Halk beğendiğinden değil, küçük hırsız oldukları için chp ye oy atıyor. Hiç olmazsa az soyulalım diyorlar. özal ı, akp yi gördüler.

Eğitimli grubun en işe yaramazlarının toplandığı chp den bir halt olmayacak, ama en azından bazı büyük iller talan edilmeyecekler kısa bir süreliğine. Bunun için çıkıp özür dilesinler. Desinlerki "vatandaş, biz baştayken talan yapmayacağız, bunun için özür dileriz."

Karışık bi yazı oldu. Seçimlerde geçti.

Büyük düşünür cübbeli yi parlatan "büyük delikanlı" fatih altaylı demişki.

"seçimi yaz aylarında yeniletecekler, yazın chp seçmeni tatile gidince, İstanbul u kazanmayı umacaklar."

chp açısından bundan daha utanç verici bir görüş olamaz.
chp nin fakire hizmet etmediğinin açık göstergesi.

Yazın aylarca tatil yapanlar, yazlığı olanlar. Yani orta sınıf ve üstü. Alttaki ezilen %40 a hizmet etmiyoruz demek bu.

Sırf bu sebeple zabah akşam chp kaymak tabakasının suratına tükürürüm... siz eğitimli grubun kara cahil kesimiziniz. Karanlıksınız, kalbiniz kara, gözünüz kara, yüzünüz kara.

Tabi bunlara tükürüyorum ama yannış annama olmasın, meclisteki diğer partileri önce yıllarca kırbaçlatıp, sonrada asarım...Ailelerinin tüm mal mülklerini nereye kaçırmışlarsa orada bulur, yeniden halka iade ederim.

chp li olmayanlar hemen sevinmesin. Tabi okuyan varsa.

USD yükselmiş, sebep olarak gösterilen şeyse ortada.
Yükseltense TR deki bankalar.

Sebep ne gösterilirse gösterilsin, açıklanan hiç bir şey yeni değil.

Gerçek sebep, sürekli kriz çıkaran bir hükümet varken, USD yi kimse satmıyor. Mazbata vermeme krizi bitti, iptal hesabı krizi başladı.
Ama asıl beklenti S400 üzerine.

S400 krizi çıkacak, doviz uçacak kaçacak bizde para piyasaları olarak para kazanacağız. Asıl olay bu. yeni kriz beklentisi ile bankalar dovizi sıcak tutuyorlar.
Anlatılan her şey bahane. Söylenen yanlışmı değil. Ama ülkede dün ne bozuldu. Zaten her şey bozuk. Dünmü aklına geldi.

Özellikle yabancı kaynakların hepsi bahane. Gerçek olan ise. Onlara biat edip sömürgesi olacaksanız. Tarikat kafalı iseniz kölesi-cariyesi olacaksınız.

S400 sıcakken zaten USD de gerçekçi bir düşüş beklemek banada mantıklı gelmiyor.

Peki akıllı biri ne yarardı. Avrupanın yaptığı açık. Spekülatör ortak hareket eden bankalara, neredeyse batıracak cezalar verip uyguluyorlar. Göstermelik soruşturma açmıyorlar. O sebeple batıda kolay değil devlete karşı iş yapmak. Devletle ortak yasadışı işleri çok. Ama karşı yaptırmıyorlar.

Bizdede kıracaksın bankaların kafalarını. Kırmasıda benim için çok kolay. Yani temiz, hırsızlığa, kayırmaya, yolsuzluğa, katliama karışmamış biri, bir hükümet için çok kolay. Zaten öyle bir hükümette, işler bu aşamayada gelmezdi.

Temiz değilsen, ancak lafta asar kesersin. Karşındaki hırsıza bişey yapamazsın. En azından batılıya. Gücün yetmez, cibiliyetin yetmez. Gözüne baka baka soyarlar. Ülkenin içine ederler.
Ama kendinden küçük hırsızın kafasını kesersin. Bak uzan lara, bak aydın doğanlara. Hoş onada kafa kesmek denmez ya. Adamlar milyar dolarlarla krallık sürüyorlar.

Her neyse... 5.40 civarı bekliyordum doğrusu.

Anlaşılan USD de nefes aldırmayacaklar.

Zaten aldırmalarınıda tam olarak beklemiyordum.

Bankalar, şirketler, holdingler, büyük sermaye sahipleri, o işten bolca bir kazancı kasaya koymak istiyorlar. Önlerinde S400, Karşılarındada tayyiple damadı var.

Biber 28TL, zenginin umrundamı. Zaten yurtdışından yiyor. Ülke batsa, halkı soyanların milyarları yurt dışına çoktan taşınmış.

chp USD 20 TL olsada akp ye oy atan makarnacılar görse diye bekledikleri açık. İçlerinde aydın yok. Varsada etkin yere getirmezler, biblo olarak camekanda tutarlar, gelene gösterirler, "bakın bizde ne değerli insanlar var.". Elinde iPhone, altında mercedesle hava atan, cebi dolu kafa boş insanlar gibi.

Eveeet, işler kesat...
ergenleri kovaladığım iyi oldu yoksa şimdi USD yükseldi havası atacaklardı, benimde tepem atacaktı. Para kaybetmek tepemi attırmazda, eğitimsiz ergenle ve ergen kalmış olanlar tepemi çok attırıyor.

akp ye tek kurtuluş yolu olarak IMF yi sunuyorlar.

Tabi ülkeyi bu duruma getiren akp olduğundan, başkaları IMF yi sunuyor demek çokda adil olmaz. IMF yi ülkeye mecbur eden, akp.

Sen yolsuzluğa batmışssan. halkın parasını götürüp başka ülkelerdeki senin reklamını yapanlara dağıtmışsan. Dünyaya hava atacağım diye ve petrolle para basan arap şeyhi ile sidik yarıştıracam diye halkın parasını başka ülkelere milyar milyar gönderirsen.

Borca batacağın açıktır.

IMF ye gidersinde, IMF nin sana koşacağı ilk şart, S400 ü almayacaksın olur.

ÇİN e Rusya'ya para için gidersen de sana sunacakları ilk şart, dünya teröristlerini, radikal dincileri, seni yaratanları desteklemeyeceksin, adam olacaksın. Olur.

Seç beğen, hangisini alacaksan. Tabi ÇİN de ABD kapısında pazarlıkta, ÇİN e gitmen fayda etmez gibi görünüyor. Belki yine arap şeyhine git, ayaklarının altında poz ver. Alıştığın tavır nasıl olsa. Aslına dönmüş olursun...

Hoş adam trilyoner, sıkıntı çeken biziz. Ülke batsa adam yine kazançlı batan biziz. Neyi konuşuyorum ki.?

Sayın Alicemal;

Sizin için sorun olmayacak ise üstünkörü hayat hikayenizi özetleyebilir misiniz?

:kahkah:
dealer bi sen eksiktin. İlk defa bu çok gülen ikon u koydum. Psikanaliz filan edeceksin herhalde. Yaw ben kendimi zaten abartılı şekilde dövüp duruyorum, daaa üstüne napacaksın.?
Eskiden başkalarını döverdim. Kolaydı. Karşındakini aşağılar, dalga geçer sorada hahaha diye hep beraber gülerdik.
Büyüyünce "naapıyosun olm" dedim. "karşındaki insan. İllada aşağılayarak espri yapacaksan kendini döv. Kolaya kaçma, zoru başar."

"Bende senin gibi efsane olmak istiyorum" dersende. Onun imkanı varmı bilmiyorum. Genetiğin uygun olacak, üzerine anne karnındayken dayak yemeye başlayacaksın, devamındada hayat boyu dayak yiyeceksin. Bu şekilde tozun alınınca ortaya cevher saf çıkıyor.
Genetiğini bilmem ama dayak konusunda yardımcı olabilirim. Biraz stress neyim atarız. Sakıncası yoksada, bi kaç arkadaşıda beraber getireyim. Sinirli çıkarsın "du iki tanede ben ekleyeyim" dersin, sora başımıza bela almayalım değilmi.?

her neyse...

Alman ve ingiliz borsaları grafiğine baktım. Azda olsa takip etmişseniz, son aylarda bu ülkelerin verileri kötü geliyor. Hele ingilterenin onlarca yıldır ne ürettiği belli değil. Sadece uluslararası sömürgeci şirketleri var, birde londra finans ülkesi var. Kowboy filmlerindeki hırsızların toplandığı teksas gibi, Londra şehri içindeki özerk londra ülkesi, tamamen dünyada kendi ülkelerini soyanların toplandığı bir yer. Onlara imkan tanımışlar.

Peki almanya ve ingiliz borsaları, durumlarını gösteriyormu.? Nayn, not. geleceklerini göstehriyormu.? Nayn, not, fazla iyimser olur.

Peki niye onların borsaları tepelerde...

FED ve AMB yüzünden. Para basıp finansa veriyorlar. Onlarda para piyasalarına sokuyor. Tabi para, bize gelmiyor.

Her neyse, öyle bi bakmıştım. Geçende dow un durumunu anlatmıştım, aynısı alman ve UK dede varmış. fransaya bakmadım ama onlarda öyledir. Netçede bunlar çete.

Bir alışveriş gününü daha kazasız belasız atlattık.
Yeni cafe arayışlarım sürüyor. Henüz starbaksın yerine koyabileceğim bir yer bulamadım. Bi tane sahilde var ancak oda çok kötü yönetiliyor. Devralsam geliri en az beşe katlarım.
İyi yerlerde 100 cafe varsa 20 tanesi iş yapıyor, 80 tanesi yılın sekiz ayı bomboş. Kalan 4 aydada gelen azcık müşterinin, tüm yılı kurtarmasına imkan yok.

Tabi hemen aklınıza "yaw bunlar sürekli zarar yazıyordur, o zaman nasıl açık kalabiliyorlar.?" sorusu gelmiştir.

Özellikle tatil yerlerinde oteller restoranlar cefeler, bomboştur, bazıları iş yapar. Ama boş olanlar kapanmazlarda.

Neden diye sordunuz tabi her normal insan gibi.?

Kara para aklıyorlar.

Sürekli boş olupta sahip değiştirmeyen yerler görüyorsanız, kara para aklıyorlar.
Bu ülkenin kara parası o kadar çokki.?

Suriye, Irak, İran, Gürcistan sınırları kaçakçılık otobanı gibi. Başta uyuşturucu olmak üzere her şey kaçırılıyor. Hem gümrüklerden rüşvetle geçiriyorlar hemde sınırdan katırlarla.

Gümrükte çalışan akrabam var, kısa sürede bugünün parası ile 700bin TL lik ev aldı.

Daha önce anlatmaya çalışmıştım.
Sisteme dışarıdan müdehale olursa, sistem içindeki her şey sapıtır. Her şey etkilenir ve bozulur.

Kara paralarını aklamak için, oteller, cafeler alıyorlar boş boş tutuyorlar. Taksi plakaları tonla alıyorlar, plaka oluyor 2 milyon TL, düzeni bozuyor. Şoför olarakta düzensizliğe alışmış bir kültürden gelen akrabalarını koyuyorlar, sonra şoförlerle papaz olan olana.
Gerçekten düzgün bi cafe işletmeye çalışsan, her yeri bunlar kapmış, ya iyi yerde boş yer bulamıyorsun, yada piyasaya bunlar bol para sokunca, piyasa uçmuş gitmiş. Cafe kiralayamazsın, iyi yerde dükkan alamazsın.

Hali ile bunlar her yerde işletmeci. Düzensiz kültürden gelenlerin işlettiği cafe, restoran ve otellerede ancak bitli turist geliyor. Eğitimli yerli yada eğitimli paralı yabancı gelmiyor.

Sistem bu şekilde bozuluyor.
Ankarayada, İstanbulada her yere düzensizliklerini götürüyorlar. Rüşvetle, zorbalıkla iş yapmaya alışmış bir kültür, düzgün yer bırakmıyor.

Çözüm nedir, bunları hapsemi atalım, şehirlerden atalımmı.?

Bunların suçu neki.? Adam uyuşturucu satacağım diye doğmamışki.?
Sende doğ kızıltepede, ya tarlada aç gezersin, yada kaçakçılık yapar bol paralılar arasına karışırsın.
İstanbul'da Florance Nightingale hastahanesinin beyin cerrahı nın çocuğu olarak doğarsanda, uyuşturucu kaçakçısı olamazsın.
İyi bir üniversite bitirip, iyi işler yapacaksın. BAŞKA ŞANSIN YOK.

Doğduğumuz yer aile bizim seçimimiz değil.

Netçeye gelirsem, çözüm düzenli yerlere duvar çekip başkalarını yasaklayamazsın. İyi yerde doğmuş olanın yanında yer alıp, diğerlerini hapse atamazsın.
Bizim devlet bunu yapıyor çünki devlet ve medya, 80 yıldır bu sistemi kuranların elinde.

Normali, aşağıdakini yukarı çekmek. yukarıdakini aşağı indirmek değil.

Peki bunu nasıl yapacaksın. Çok kolay.

Ülkeye benzini dökeceksin, çakmağı çakacaksın. Başka yolu varmı bilmiyorum. Bide makineli ile tarama var ama uzun sürer ve verim alamazsın.

Ülkeyide kurtardıktan sonra.. Hafta sonu olduğundan bilime dalayımmı bilemiyorum.

Düzenim bozulduğundan keyfim yok...

Alıntı:

---

Originally Posted by alicemal

Bir alışveriş gününü daha kazasız belasız atlattık.
Yeni cafe arayışlarım sürüyor. Henüz starbaksın yerine koyabileceğim bir yer bulamadım. Bi tane sahilde var ancak oda çok kötü yönetiliyor. Devralsam geliri en az beşe katlarım.
İyi yerlerde 100 cafe varsa 20 tanesi iş yapıyor, 80 tanesi yılın sekiz ayı bomboş. Kalan 4 aydada gelen azcık müşterinin, tüm yılı kurtarmasına imkan yok.

Tabi hemen aklınıza "yaw bunlar sürekli zarar yazıyordur, o zaman nasıl açık kalabiliyorlar.?" sorusu gelmiştir.

Özellikle tatil yerlerinde oteller restoranlar cefeler, bomboştur, bazıları iş yapar. Ama boş olanlar kapanmazlarda.

Neden diye sordunuz tabi her normal insan gibi.?

Kara para aklıyorlar.

Sürekli boş olupta sahip değiştirmeyen yerler görüyorsanız, kara para aklıyorlar.
Bu ülkenin kara parası o kadar çokki.?

Suriye, Irak, İran, Gürcistan sınırları kaçakçılık otobanı gibi. Başta uyuşturucu olmak üzere her şey kaçırılıyor. Hem gümrüklerden rüşvetle geçiriyorlar hemde sınırdan katırlarla.

Gümrükte çalışan akrabam var, kısa sürede bugünün parası ile 700bin TL lik ev aldı.

Daha önce anlatmaya çalışmıştım.
Sisteme dışarıdan müdehale olursa, sistem içindeki her şey sapıtır. Her şey etkilenir ve bozulur.

Kara paralarını aklamak için, oteller, cafeler alıyorlar boş boş tutuyorlar. Taksi plakaları tonla alıyorlar, plaka oluyor 2 milyon TL, düzeni bozuyor. Şoför olarakta düzensizliğe alışmış bir kültürden gelen akrabalarını koyuyorlar, sonra şoförlerle papaz olan olana.
Gerçekten düzgün bi cafe işletmeye çalışsan, her yeri bunlar kapmış, ya iyi yerde boş yer bulamıyorsun, yada piyasaya bunlar bol para sokunca, piyasa uçmuş gitmiş. Cafe kiralayamazsın, iyi yerde dükkan alamazsın.

Hali ile bunlar her yerde işletmeci. Düzensiz kültürden gelenlerin işlettiği cafe, restoran ve otellerede ancak bitli turist geliyor. Eğitimli yerli yada eğitimli paralı yabancı gelmiyor.

Sistem bu şekilde bozuluyor.
Ankarayada, İstanbulada her yere düzensizliklerini götürüyorlar. Rüşvetle, zorbalıkla iş yapmaya alışmış bir kültür, düzgün yer bırakmıyor.

Çözüm nedir, bunları hapsemi atalım, şehirlerden atalımmı.?

Bunların suçu neki.? Adam uyuşturucu satacağım diye doğmamışki.?
Sende doğ kızıltepede, ya tarlada aç gezersin, yada kaçakçılık yapar bol paralılar arasına karışırsın.
İstanbul'da Florance Nightingale hastahanesinin beyin cerrahı nın çocuğu olarak doğarsanda, uyuşturucu kaçakçısı olamazsın.
İyi bir üniversite bitirip, iyi işler yapacaksın. BAŞKA ŞANSIN YOK.

Doğduğumuz yer aile bizim seçimimiz değil.

Netçeye gelirsem, çözüm düzenli yerlere duvar çekip başkalarını yasaklayamazsın. İyi yerde doğmuş olanın yanında yer alıp, diğerlerini hapse atamazsın.
Bizim devlet bunu yapıyor çünki devlet ve medya, 80 yıldır bu sistemi kuranların elinde.

Normali, aşağıdakini yukarı çekmek. yukarıdakini aşağı indirmek değil.

Peki bunu nasıl yapacaksın. Çok kolay.

Ülkeye benzini dökeceksin, çakmağı çakacaksın. Başka yolu varmı bilmiyorum. Bide makineli ile tarama var ama uzun sürer ve verim alamazsın.

Ülkeyide kurtardıktan sonra.. Hafta sonu olduğundan bilime dalayımmı bilemiyorum.

Düzenim bozulduğundan keyfim yok...

---

Bayağıdır Venüs tlf yazmadım bı kaç cümle yazayım[emoji854]
Emeksiz paralar ile bu işyerlerini yüksek fiyatlara alıp sattıkları dan civarında bu tür yeri kiralamak veya devralmak harcı borcunu kurtarmiyor.
iki gün önce durakta beklerken denk geldi adam Ford son model jiple geldi üç şerit yol en sağ parketmis arabalar var o sırada yerde var ikinci şeritte durdu indi arabanın yanında birini bekliyor belli ki gelen geçen bayanlara diş bileyip etrafı keserken beklenen adam geldi kafa tokusturup binip gittiler.
Arabadan inen adamı gormesem derim bayağı görmüş geçirmiş biri vardır, gördüm ki adam bildiğin hanzo hemide kabadayısından
Memleket bunlarla kaynıyor, Avrupa birliğine [emoji817] sene geçse almazlar bizi çünkü bunlar sürekli çoğalıyor


Venus_V3_5580 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

vay macar abimiz gelmiş...
bende bi sürü rastlıyorum. tamamen kültür farkı ile alakalı.
Kültürler birbirine karışınca bu sonuç doğuyor.

Bu insanlar kötü değil, ben hep kötüymüş gibi anlatıyorum. Büyük ihtimalle benden de daha iyi insanlar. Ancak kültür farklılığına sahip insanları aynı yerde yaşamaya zorlarsan, herkes az çok deliriyor.

Bakın sörvayvır ın Türk sürüsüne. Birbirlerini yiyorlar, reisleride acun. O körüklüyor.

Yunan tarafına bakın. Tipleri farklı olsada kültürleri aynı. Alt oyan, grup kurup kumpas yapan yok. Tartışarak halletmeye çalışıyorlar. Kültür tüm yunan grubunda benzer.
Bu seferinde seçilenlermi aynı kültürden seçilmiş, yoksa Yunanistan ın tamamımı aynı kültürden, o kadar bilgim yok.

Türkiyenin problemi tamamen soygun. 80 yıldır hep soyguncular başta olunca, ülke kendi haline bırakıldı. Batı bölgeleri zenginleşti. Doğu ve güneydoğu anadolu zenginleşemedi. Oraların zenginleşmesine sanırım özellikle izin verilmedi. Orada israil ve batının gözü var. Fakir bırakıp halkını ayaklanma için kullanıyorlar. Zengini ayaklandıramazsın.

Her neyse... bizde devlet fakirleri eğiteceğine, fakirin emeğini alıp yahudi gruplara dağıttı. Şimdide yahudilerin yetiştirdiği dinCİ gruplar aralarında paylaşıyor.

her neyse yaw...

İstanbulda yeşilköydeyim(Florya mıydı yoksa?). 18 yıl kadar önce. İstanbulun en zengin semtlerinden biri.
Gece bişey arıyordum, yürüyerek geziyordum.
Gıcır gıcır Beyaz bir C sınıfı mercedes, bir restoranın yan duvarının kenarına park etmiş.
Restorandan orta yaşlı takım elbiseli biri çıktı.
Mersedesin ön tekerine geldi, tekere işemeye başladı. restoran içkili olmalı.
Çü dedim, milletin arabasına işiyor.
Adam işedi bitirdi, sonrada arabanın kapısını açtı bindi gitti. :)
Kesin istanbuldaki Rus kadınları satanlardandı. O dönem yeltsin dönemi talanından sonraki dönem. SSCB dağılmış, malları mülkleri paylaşılmıştı. Halk bir gecede fakirleşmiş, kadınlarda açılan sınırlardan dünyaya dağılmıştı.

Her neyse.
Bugünde ana cadde. 2 kenarda park yapılmış. Ortada 2 şeritden arabalar gidip gelecek. Benim şeride bir SUV park etmiş. Yol tek şeride inmiş. Sıra bekliyoruz.

Adam flaşörleri yakmış, orta şeritte bekliyor. Tipik şempanze örneği. Flaşörleri yakınca istediğini yapabilirsin diye ezberlemiş.
Korna çalmadım çünki buranın kültürü öyle. İlk geldiğimde sürekli kavga dövüş halindeydim, bir sefer karakollukta oldum.
Sora beni yola getirdiler, artık kabullendim.
Yaklaşınca baktım adamın 10 metre ilerisinde 10 arabalık boş yer var. Oraya yanaşmamış, ana yola flaşör yakmış durmuş. Adamda içinde. Kimsede korna çalmıyor. Dayanamadım korna çalıp gittim. Eskiden olsa daha ileri giderdim. Ama insan eğitilebiliyor. Bende hayvandım, adam oldum. Artık ne çöp atana kızıyorum, ne flaşör yakıp yol ortasına park edene, nede ışıklarda beklerken sağdan çimlerden gelip en öne geçenlere.

Buralara ilk geldiğim 10 sene kadar önce o kadar çok kişi ile kavga ettimki. Mimlendim. Ben yokken park halindeki arabamı anahtarla çizen çizene. Haritaya döndü. bebelerle, şoförlerle, perakendecilerle, doktorlar hemşirelerle, herkesle en az bir olayım vardır.

Son 3 yıldır duruldum. Olaylarım azaldı. Starbaks tada dayak yemiş gibi oldum.
Bugün manavın biri ile tartıştım. Adam elma kadar çilekleri koymuş.

Baktım baktım.. 2 kasa var, tek küçük çilek yok. Hepsi elma kadar. Belliki köylü tek tek çileklere dayamış şırıngayla hormonu.
Hani çileklerin tipi düzgün olsa, dicemki, seyreltmiş.
Yani tarımdan eh işte anlarım biraz. Ama tipleride ben hormaonluyum diye bağırıyor. Eskiden olsa, çileklerin çoğu küçük olur, tek tük orta boy olur. Hormonu idareli kullanmıştır.
"Ya dedim küçük çilek yokmu.?" Niyetim kavga etmek değil. Çilek almak.
"Yok abi burdan vereyim."
dedim "onlar hormonlu almam, sora hastanelerden çıkamıyoruz."

Buraya kadar herşey normal. Çekip gidecem, başka yerde arayacağım.

"abi hormonlu değil, buranın çileği. Bende tarım işindeyim."

Tam orda tepem attı. Sussa bişey yoktu.

Tabi bunların tamamı, Samsun ilimizde oluyor.
Haçan ben Samsun'liyum da.

Neyse Samsundaki olaylari anlatmayayum, millet uyiz olmasun.

baaaay...

Erdoğan'ın etrafındaki korumalarla İsveç Başbakanının bisikletli fotosunu yan yana koyup 'halkla içiçe olamama' ahkâmı kesenler Kılıçdaroğlu'nun yediği dayaktan sonra "nerde bu devlet" havasına girmişler. Yaw hani halkın arasında rahatça gezebiliyordun ? N'oldu ? Burada asıl sıkıntımız siyasetçilerin halkı da kendileri gibi 'oynak', 'dün dündür' zihniyetinde olduğunu zannetmeleri. Bir de "yapanlar başka yerden' deyip işi hafifletmeye çalıştılar. Halbuki onlar da TC vatandaşı !

Tam analizlik konu.

kılıçdaroğlunun dayak olayının detayını bilmiyorum benide ilgilendirmiyor ama ne kılıçdaroğlu nun temsil ettiği eğitimli seçkinci züppeler tarafında, nede dayağı atan halkı soyan azılı adi hırsız hayvanlar tarafında elle tutulur bir şey yok.

londra swap olayından beridir MB ye vurup duruyorlar. yahudi soyguncuların elinde olan TV ler, internet haber siteleri, uşak besleme yazarlar hepsi vurup duruyorlar. Sanırım işimize çomak sokarsan böyle olur demeye getiriyorlar. Azcık kalmış olan itibarını yok etmeye çalışıyorlar.

Bu haftayada planlarda değişiklik yapmadan girdim.
Endeks 90binlere inerse, senetlere takviye, 110 binlere çıkarsa senet azaltma ve altına takviye. Kriz ortadan kalkarsa planda değişiklikler olabilir.

Haziran-Temmuz ayları S400 lerin teslim alınacağı tarih diye hatırlıyorum. TR deki bankalar abd den gelecek emri bekliyor. Emir gelince USD yi çıkaracaklar yada düşürecekler. Ne emri gelirse.

Bizim hükümet, görüldüğü kadarı ile abd ile nasıl anlaşacağını şaşırmış durumda. Ne s400 den vazgeçti, nede IMF veyabenzeri bir kuruma gitti. Tabi bu grup saman altı çalışan bir grup, kültürleri öyle. Şu an bi yerlerde acaip pazarlıklar dönüyor olabilir. Hatta yüksek ihtimal.