Isvecli soprano ‘Isvec Bulbulu’ (The Swedish Nightingale / L'usignolo Svedese) Magnus Jenny Lind’in dogum yildonumu (6 Ekim 1820)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Jenny_Lind.jpg
Printable View
Isvecli soprano ‘Isvec Bulbulu’ (The Swedish Nightingale / L'usignolo Svedese) Magnus Jenny Lind’in dogum yildonumu (6 Ekim 1820)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Jenny_Lind.jpg
Rus sair ve yazar Mihail Alekseyevic Kuzmin’in dogum yildonumu (6 Ekim 1872)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...0px-Kuzmin.jpg
“Askin kendinden baska hicbir maksadi yoktur. / Love has no other objective beyond itself.”
“Doganin yasasi belirli bir agacin meyve vermek zorunda olmasi degil , belirli kosullarda meyve verecek , digerlerine de vermeyecek olmasi ve onun bile meyve verisindeki kesinlik ve sadelik olcegidir.”
https://images.gr-assets.com/books/1...0l/1225001.jpg
“The law of nature is not that a given tree must produce its fruit, but that in certain conditions it will produce a fruit, and in others it will not, and will even die itself, just as fairly and simply as it would have borne fruit.”
Thomas Edison, yapmis oldugu Kinetoskop isimli makine ile ilk film gosterimini 6 Ekim 1889’da West Orange’da yapti.
https://kpbs.media.clients.ellington...1d859a8f88077d
https://i2.wp.com/real-leaders.com/w...00%2C600&ssl=1
Ingiliz sair Alfred Tennyson'in dogum yildonumu (6 Ekim 1892)
https://pbs.twimg.com/media/DGh8iFBUAAAXr2l.jpg
Gunbatimi ve aksam yildizi
acik bir cagri bana.!
Engellenmenin inlemesi olmayabilir,
denize saldigimda.
Ama, su gel-git uykuda gorunen,
ses ve kopukle dolu fazlasiyla;
sonsuz derinliklerden cekilince
doner yuvaya.
Alacakaranlik ve aksam cani
ve karanlik sonra;
ayriligin kederi olmayabilir
engine acilinca.
Sel tasiyabilir beni uzaklara
zaman ve mekan sinirlasa da.
Umarým gorurum kilavuzumu yuz yuze,
engeli asinca.
Sessiz film doneminin aranilan oyuncularindan, 1928 yilinda ilk Akademi Odulunu kazanan Amerikali aktris Janet Gaynor’in dogum yildonumu (6 Ekim 1906)
https://www.oldtimeradiodownloads.co...-janet-06c.jpg
https://www.thefamouspeople.com/prof...aynor-7570.jpg
Norvecli deneysel arkeolog, antropolog ve kasif Thor Heyerdahl’in dogum yildonumu (6 Ekim 1914)
“Yavru murekkepbaliklari tipki ucanbaliklar gibi kacarken hava yolunu kullanabiliyorlardi. Roket prensibi insanoglunun henuz aklinin kosesinden gecmeden cok onceleri bu canlilarca kullanilagelmisti. Ivme kazanana kadar bedenleri icinden su pompaliyor, sonra da biraz diklesip perdeli kollarini kanat gibi kullanarak havada ucuyorlardi.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Young squids, which are a favorite food of many large fish, can escape their pursuers by taking to the air in the same way as flying fish. They had made the principle of the rocket aircraft a reality long before human genius hit upon the idea.They pump sea water through themselves till they get up a terrific speed, and then they steer up at an angle from the surface by unfolding the pieces of skin like wings.”
"Bugun bizi izleyen kopekbaligina dostca davrandik. Yemek masasinin artiklarini onun acik agzindan iceri bosalttik. Yanimizda yuzerken insandan korkan, ama iyi huylu ,uysal bir kopek gibi davraniyor. Insan yanlislikla onlarin kocaman agizlarindan iceri dusmedikce son derece sevimli olabildikleri bir gercek. En azindan cevremizde dolasmasi hosumuza gidiyor; elbette suya girmedigimiz surece."
https://images.gr-assets.com/books/1...7l/1139847.jpg
“We made friends with the shark which followed us today. At dinner we fed it with scraps which we poured right down into its open jaws. It has the effect of a half fierce, half good-natured and friendly dog when it swims alongside us. It cannot be denied that sharks can seem quite pleasant so long as we do not get into their jaws ourselves. At least we find it amusing to have them about us, except when we are bathing.”
Turk edebiyatinin en onde gelen yazarlarindan Yasar Kemal'in dogum yildonumu (6 Ekim 1923)
"Ince Memed hicbir koyde barinamýyor, gunlerce ac susuz, bir de cocukla daglarda kaliyordu. Birkac kere Yuzbasi Faruk'un pususuna dusmusler kurtulmuslardi. Bugunlerde eger Kerimoglu olmamis olsaydi, Ince Memed'in hali dumandi. Nerede olursa olsun mermi, ekmek, para yetistiriyordu. Vayvay koyunden gelen paralar da Kerimoglu yoluyla ulasiyordu. Bayrami Koca Osman kadar Kerimoglu da dort gozle bekliyordu. Sunun surasinda ne kaldi."ť
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
http://image.anobii.com/anobi/image_...4eb84bcb2d0828
"Memed non poteva piů scendere in nessun villaggio. Per giorni e giorni rimase sui monti con le sue donne e il bambino. Patirono la fame e la sete. Piů di una volta fu sul punto di cadere in una delle imboscate che gli tendeva il comandante Faruk. Se non fosse stato aiutato da Kerimoglu e dalla sua tribů, non si sarebbe salvato. Dovunque egli si trovasse, Kerimoglu gli faceva avere cibo e munizioni e il denaro dei contadini di Vayvay. Come Koca Osman, anche Kerimoglu aspettava con impazienza l'anniversario della fondazione della repubblica. Mancava poco ormai."
Amerikali gazeteci Shana Alexander’in dogum yildonumu (6 Ekim 1925)
https://www.azquotes.com/picture-quo...er-0-47-06.jpg
“Uzucu gercek, mukemmelligin insanlari sinir hastasi yaptigidir.”
Amerikali psikolog, yazar ve ogretmen Marshall Rosenberg’un dogum yildonumu (6 Ekim 1934)
“Bir sokak lambasinin altinda, elleri dizleri uzerine cokmus yerde birseyler arayan adamla ilgili bir hikaye vardir. Oradan gecen polis, adama ne yaptiginiý sorar. Hafif sarhos gorunen adam, ‘Arabamin anahtarini ariyorum.’ der. Polis de ‘Onu burada mi dusurdun?’ diye sorar. Adam, ‘Hayýr’ der. ‘Ara sokakta dusurdum.’ Adam polisin ona saskin bir ifadeyle baktigini farkedince hemen ekler: ‘Ama burasý daha aydýnlýk.’ “ Siddetsiz Iletisim
https://kbimages1-a.akamaihd.net/e1c...rd-edition.jpg
“There is a story of a man on all fours under a street lamp, searching for something. A policeman passing by asked what he was doing. ‘Looking for my car keys,’ replied the man, who appeared slightly drunk. ‘Did you drop them here?’ inquired the officer. ‘No,’ answered the man, ‘I dropped them in the alley.’ Seeing the policeman’s baffled expression, the man hastened to explain, ‘But the light is much better here.’ “
“Bir kriz aninda bir araya gelip bayragi dalgalandirarak yurtseverligimizi gostermek onemli degildir; dunyayi defalarca ortadan kaldirabilecek kadar silahlanmis bir super guc olmak yetmez; askeri gucumuzle dunyanin geri kalanini dize getirmek de yeterli degildir, cunku baris korku temeli uzerine kurulamaz.”
https://image.slidesharecdn.com/nonv...?cb=1361619056
“It is not important that we come together in a moment of crisis-and show our patriotism by flying the flag; it is not enough that we become a superpower by building an arsenal that can destroy this earth several times over; it is not enough that we subjugate the rest of the world through our military might, because peace cannot be built on the foundations of fear. “
Rus ressam Alexander Shilov'un dogum gunu (6 Ekim 1943)
Autoritratto (Self portrait, 1997)
http://static.kulturologia.ru/files/...shilov-004.jpg
Agatha Christie'nin Fare Kapani (The Mousetrap -Trappola per topi) oyunu 6 Ekim 1952 tarihinde Nottingham, Theatre Royal'de basladi.
http://i.telegraph.co.uk/multimedia/...W_2206265b.jpg
https://4.bp.blogspot.com/-HSmkyKss8...p%2BEnding.jpg
Turk sair ve yazar Ayten Mutlu’nun dogum gunu (6 Ekim 1952)
https://img.antoloji.com/media/sair_...537_b_6707.jpg
Agir olumlerdik hizin kanatlarýnda
sadece korkuydu bizi besleyen
atesin agziýnda yasiyorduk govdeyi
teni adimliyorduk atesin kullerinde
geceden sonrayi hic bilmiyorduk
unutmustuk nasil sevdigimizi
yarali hayvanlardi asklarimizda
yarali hayvanlardi asklarimizda
kendimizi otekiyle degisiyorduk
cogaldi yuzlerimiz azligimizda
baskasiydik baskasinibilmeyen
ne coktuk, var miydik, saniyorduk
uzun yolduk, yorulduk sesimizi
ormanlari gomup dallarimiza
sessizligin koklerinde uyuduk
curudu sessizlikte koklerimiz de
degmeden oksadik etin yilanlarini
sanal sevismelerin karanliginda
kalbimize buzdan satolar kurduk
satolarin buz tutmus kalplerinde
govdenin agzindan opuyorduk atesi
yarali hayvanlardik inlerimizde
korkuydu kanimizin yorgun bekcisi
korkuydu bekleyen kanimizin evini
zamani yitirdik an’a SIKISTIK
mermeri tirmaliyor icimizdeki hayvan
tumcesini yirtan bir kagit gibi
kagidini yirtan saskin bir tumce gibi
sokuyoruz hayatin ilmeklerini
giyecek ben’imiz yok yalandan baska
https://content.babil.com/urun/74ee1...d0b5/Front/Big
We were the heavy deaths on the wings of speed
it was only fear feeding us
in the mouth of the fire we were living the body
we were stepping the skin through the ashes of the fire
we didn’t know after of the night at all
we had forgotten how we loved
our loves were also the wounded animals
we were the wounded animals in our loves
we were exchanging ourself with the others
our faces multiplied on our fewness
we were the others who didn’t know the others
we were too many, did we exist, we assumed
we were a long way, we got tired our voice
we buried our forests in our branches
and slept at the roots of silence
our roots also decayed in silence
we caressed the snakes of the flesh without touching
we built the ice chateaus in our hearts
in the darkness of imaginary love makings
in the frosty hearts of chateaus
we were kissing the fire on the mouth of the body
we were the wounded animals in our caverns
the tired watchman to our blood was fear
it was fear watching to the house of our blood
we lost the time and got stuck in the moment
the animal inside us is clawing the marble
like a paper tearing its sentence
like a bewildered sentence tearing its paper
we are ripping the slipknots of life out
we have no ego to wear but lie
Amerikali sanat tarihcisi Bernard Berenson’in olum yildonumu (6 Ekim 1959)
https://www.azquotes.com/picture-quo...n-66-56-84.jpg
“Dehayi, kisinin kendisine verilen egitime karsi cikan, uretken baskaldiri ve gizli gucu olarak tanimliyoruz.”
https://www.azquotes.com/picture-quo...n-51-81-50.jpg
“Mucizeler, onlara inananlarin basina gelir.”
Stanley Kubrick’in yonettigi, Kirk Douglas, Laurence Olivier ve Jean Simmons’in rol aldigi Spartakus (Spartacus) 6 Ekim 1960’da New York’ta gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...60,999_AL_.jpg
Terrence Malick'in yonettigi, Richard Gere, Brooke Adams ve Sam Shepard’in rol aldigi romantik drama Cennet Gunleri (Days of Heaven - I giorni del cielo), 6 Ekim 1978’de Amerika’da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...6,1000_AL_.jpg
1956 yilinda Pulitzer Odullunu kazanan Amerikali sair Elizabeth Bishop'in olum yildonumu (6 Ekim 1979)
https://s1.dmcdn.net/HsobB/x480-xIT.jpg
Labrador sarisidir, hulyali Eskimo'nun
yagladigi yer. Bu sevilesi koylari oksayabiliriz,
cicek acmalari beklenir sanki bir camin altinda,
ya da sanki gorunmez baliklara temiz bir kafes olurlar.
Sahil kasabalarinin adlari dokulur denize,
komsu daglari kesen kentlerin adlari
hani nedenini kat be kat asar ya cosku
iste boylesi bir heyecani duymustur burada matbaaci.
Bu yarimadalar iki parmak arasinda alirlar suyu
depo kumaslarinin duzlugunu hisseden kadinlar misali.
Gemidense buzdagimiz olsun isterdik,
seyahatin sonu demek olsa da bu.
Orada bulutsu bir kaya gibi hareketsiz durmasina ragmen
ve kipirtili bir mermerken butun deniz
https://harvardmagazine.com/sites/de...?itok=awX1gLo0
We'd rather have the iceberg than the ship,
although it meant the end of travel.
Although it stood stock-still like cloudy rock
and all the sea were moving marble.
Yapraga tirmanirken gordun mu bir tirtili,
en kenara tutunusunu, havada donusunu,
etrafi yoklamasini bir seye erismek icin? Hala
havaya asiyor musun kelimelerini, on yildir
bitirilmemis, panona yapistirilmis halde, eksikleri
veya hayali imkansiz o cumlecik icin birakilmis bosluklariyla –
Sen hic samayan esin perisi, rastgeleyi mukemmel kilan sen?
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
Have you seen an inchworm crawl on a leaf,
cling to the very end, revolve in air,
feeling for something to reach to something? Do
you still hang your words in air, ten years
unfinished, glued to your notice board, with gaps
or empties for the unimaginable phrase–
unerring Muse who makes the casual perfect?
Ilk Akademi Odulunu alan Amerikali sinema, televizyon ve tiyatro aktrisi Bette Davis'in olum yildonumu (6 Ekim 1989)
https://24.media.tumblr.com/c5148322...9yoho1_500.gif
https://media.giphy.com/media/ZFQAFiDHmAC3e/giphy.gif
Finli sair, roman ve oyun yazari Paavo Haavikko’nun olum yildonumu (6 Ekim 2008)
Dedem imparatordu, bildiginiz gibi
deliydi de
herkesin icinde siir yazardi
Savas istiyorsunuz;
buyurun savasa.
Dimdik yurursunuz,
askerler gibi, taarruzdan onceki histeriyle
Histeri hic iyilestirilemeyen bir hastalik,
histerik olan da kazanandir, vazgecemeyen
Konusmak anlamsiz, siir okuyayim:
Oyle yogun ki sis, kopruden suyu goremezsin.
Cicekler cosmaya basladi,
anlamsizca oluverecekken.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
My grandfather the emperor was, as you know, mad,
wrote poems in the presence of others.
You want war,
it is available.
You walk with a stiff gait
as soldiers always do, hysterics before an attack.
Hysteria is the sickness which is never cured.
The hysteric is a winner, he never gives in.
There is no point in my speaking. I read the poem:
The fog is so dense that the water cannot be seen from the
bridge.
The flowers start to rage
when they are
to die meaninglessly.
Amerikali hard rock, heavy metal ve glam metal grubu Kiss, 19.studyo albumu Sonic Boom’u 6 Ekim 2009’da Roadrunner etiketiyle piyasaya surdu.
https://i2.wp.com/kissaddiction.com/...0%2C1191&ssl=1
Italyan bayan ressam Rosalba Carriera'nin dogum yil donumu (7 Ekim 1675)
Ritratto della contessa Anna Katharina Orzelska (Portrait of the countess Anna Katharina Orzelskai 1730)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...a_Orzelska.jpg
Alman lirik sair Johann Ludwig Wilhelm Muller’in dogum yildonumu ( 7 Ekim 1794)
https://roederklaus.files.wordpress....lm_mueller.png
Hemen patikadaki
kuyunun yaninda,
bir ihlamur agaci dikilir;
golgesinde duslere daldigim,
bir cok huzurlu hayallere.
bir suru ask
sozcugu kazidim govdesine;
Hep buldum kendimi
kose bucaginda,
Nesede ve yasta
Dolasmaliydim bugun,
gecenin derinliklerinde.
Karanlik da olsa,
yumdum gozlerimi. Ve dinledim,
dallarinin hisirtisini,
cagiriyordu adeta beni:
’Gel buraya,arkadasim,
huzur bulacaksin burada, Gel!’
Soguk ayaz,
yuzume vurdugunda;
ucup gitti sapkam,
yinede donup bakmadim ardima.
Simdi saatlerce, uzagim evimden,
Ve duyabiliyorum hala;
‘Huzur bulacaktin burada!’
Amerikali sair, yazar, editor ve edebiyat elestirmeni Edgar Allan Poe'nun olum yildonumu (7 Ekim 1849)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...ening-star.jpg
Yaz ortasindaydi
Ve geceyarisi
ve yildizlar yorungelerinde
Olgun olgun pirildarken
Daha parlak isiginda
Kendisi goklerde
Kole gezegenlerin arasinda
Isigi dalgalarda olan soguk ayin
Soguk tebessumune dikmistim gozlerimi
Fazlasiyla-fazlasiyla soguktu benim icin
Derken kacak bir bulut
Gecti ortu niyetine
Ve ben sana dondum
Yukseklerdeki ihtisamina
Magrur aksam yildizi
Senin isigin daha degerlidir benim icin
Cunku yuregime mutluluk verir
Goklerdeki gururun geceleri
Ve daha cok begenirim
O alcaktaki daha soguk isiktan
Senin uzaklardaki atesini.
"Ilk karsilasmamiz Montmartre Sokagi'ndaki karanlik bir kitaplikta oldu. Ikimiz de ayni kitabi ariyorduk, ender bulunan, pek onemli bir kitapti. Bu olay bizi birbirimize yakinlastirmaya yetti. Tekrar tekrar bulustuk. Bir Fransiz'in kendisinden soz ederken takinacagi tam bir acik yureklilikle anlattigi aile oykusu, beni pek ilgilendirmisti. Okudugu kitaplarin cokluguna da sasip sasip kaliyordum, ama asil ruhumu bir ates gibi saran yaratici hayallerinin sicakligi, canliligi, tazeligiydi. Paris'te o zaman aramakta oldugum seyleri ararken, boyle bir adamin dostlugu, benim icin degeri olculmez bir hazineydi, bu dusuncemi acikca ona soyledim. Sonunda kentte kaldigim surece beraber oturmaya karar verdik, ben onun kadar darlik icinde olmadigimdan, bir ev tutup ruhlarimizin karanlik havasina uyacak bir bicimde dosemeyi uzerime aldigim ev, St Germain'in dis mahallelerinde issiz bir yerdeydi, zamanin asindirdigi cirkin, neredeyse yikilacak eski bir yapiydi, ne oldugunu sorup ogrenmedigimiz bazi bos insanlar yuzunden yillarca bos kalmisti."ť
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Ci incontrammo la prima volta in un'oscura libreria di Rue Montmartre, dove il fatto fortuito di essere entrambi alla ricerca dello stesso volume, raro quanto singolare, ci portň a intrattenere piů stretti rapporti. Da allora ci rivedemmo spesso. Mi interessň vivamente la sua piccola storia familiare, che egli mi narrň nei minimi particolari, con tutta quella franchezza di cui e capace un francese, ogniqualvolta discorre di se stesso. Mi stupě la vastitŕ delle sue letture; e, soprattutto, sentii il mio spirito infiammarsi a contatto dello stravagante fervore, della vivida freschezza della sua immaginazione. Considerando ciň che allora mi interessava scoprire a Parigi, pensa, che la compagnia di un uomo simile sarebbe stata per me un tesoro inestimabile, e francamente glielo confidai. Alla fine combinammo di abitare insieme durante il mio soggiorno nella capitale; e poiché la mia situazione finanziaria era meno precaria della sua, potei addossarmi le spese dell'affitto e dell'arredamento, in uno stile che si confacesse alla tetraggine un po' fantastica del mio e del suo carattere, di una casa grottesca, rosa dal tempo, da lungo disabitata a causa di certe superstizioni che trascurammo di indagare, che sorgeva, semidiroccata ormai, in una zona solitaria e squallida del Faubourg Saint-Germain."ť
Nobel Odullu Danimarkali fizikci Niels Henrik David Bohr’un dogum yildonumu (7 Ekim 1885)
“Two kinds of truths. An ordinary truth is a statement whose opposite is a falsehood. A profound truth is a statement whose opposite is also a profound truth.”
http://tonsoffacts.com/wp-content/up...e-1280x620.jpg
“Iki tur dogru vardir.Tersinin yanlis oldugu gun gibi ortada olan yuzeysel dogrular ve tersi de dogru olan daha derin dogrular.”
https://www.azquotes.com/picture-quo...r-3-7-0763.jpg
“Fizigin isini doganin nasil oldugunu kesfetmek seklinde dusunmek yanlistir. Fizik, doga hakkinda ne soyleyeceđimizle ilgilenir.”
https://www.brainyquote.com/photos_t...lsbohr1-2x.jpg
“Uzman, dar bir alanda yapilabilecek tum hatalarý yapmis kisiye denir.”
Amerikali doktor, yazar ve sair Oliver Wendell Holmes’un olum yildonumu (7 Ekim 1894)
https://izquotes.com/quotes-pictures...mes-238172.jpg
“Paraya fazla guvenin olmasin, fakat onu guvenilir bir yere koy.”
https://quotefancy.com/media/wallpap...d-by-a-new.jpg
“Insan zihni bir kez yeni bir fikirle esnedi mi, bir daha hicbir zaman eski boyutlarina geri donemez.”
https://izquotes.com/quotes-pictures...mes-344473.jpg
“Bagnazin kafasi gozbebegi gibidir; ne kadar aydinlik olursa o kadar kuculur.”
https://quotefancy.com/media/wallpap...lie-is-the.jpg
“Gunah islemenin bircok vasitalari vardir, fakat yalan bunlarin hepsine uyan bir saptir.”
Italyan sanatci ve ressam Mimmo Rotella'nin dogum yildonumu (7 Ekim 1918)
I cinquanta facce di Marilyn (The fifty faces of Marilyn)
https://image.invaluable.com/housePh...-L79611514.jpg
Gli Sposati (The Married, 1964-1972)
http://arzclub.com/wp-content/upload.../Rotella02.jpg
The Godfather filminde Johnny Fontane karakterini canlandiran Amerikali sarkici ve aktor Al Martino'nun dogum yildonumu (7 Ekim 1927)
http://media.gettyimages.com/photos/...re-id525585160
http://i2.mirror.co.uk/incoming/arti...1-23907796.jpg
http://i.telegraph.co.uk/multimedia/...2_1501761c.jpg
https://media.giphy.com/media/l0IypC...sMKY/giphy.gif
Iranli modern sair ve ressam Sohrab Sepehri’nin dogum yildonumu (7 Ekim 1928)
Suyu bulandirmayalim
asagilarda bir guvercin su iciyor
ya da hos uzak bir kosede bir sigircik kanat yikiyor
ya da koyde bir testi doluyor
suyu bulandirmayalim
belki bu akan su gidiyor ayagina bir kavagin
yikasin diye bir kalbin kederin
belki bir dervisin eli
kurumus ekmegini suya banmistir
guzel bir kadin su kenarina gelmistir
suyu bulandirmayalim
güzel yüz ikiye katlanmýţ!
ne icimli bir su
ne kadar duru akiyor!
yukari insani ne keyifler suruyor
ineklerinin sutu hep bol olsun, cesmeleri kaynasin hep!
gormedim koylerini
cardaklari altinda kuskusuz tanrinin ayak izleri var
orada mehtap kelami boyunca aydinlatiyor
yukari koyde kuskusuz orme duvarlar kisadir
insanlari sakayik hangi cicektir biliyor
kuskusuz mavi mavidir orada
koyluler biliyor hangi gonca aciyor
nasil bir koy olmalidir
bag yollari hep musiki ile dolu olsun
su basindaki o insanlar anliyorlar suyu
bulandirmiyorlar onu biz de
suyu bulandirmayalim
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
Let's not soil the water:
Perhaps a pigeon is drinking down there
Or a thrush dipping its wing by a far thicket
Or a pitcher being filled in a village.
Let's not soil the water.
This stream is perhaps running to a white aspen
To sooth a lonely heart.
A dervish may have dipped his dry bread there.
A lovely lady has come to the stream.
Let's not soil the water.
Beauty is doubled.
Sweet water!
Clear stream!
People are so affable there!
May their streams bubble!
And their cows produce abundant milk!
Never have I visited their village.
Their hedges must bear God's footprints.
There, moonshine illuminates the expanse of speech.
No doubt, the fences are low in yonder village.
And its inhabitants know what peonies are.
No doubt, blue is blue there.
A bud blossoms! People know it.
What a glorious village it must be!
May its alleyways overflow with music!
The people living by the stream understand water.
They did not soil it
Nor should we.
https://media.isna.ir/oldcontent?th=...4/12/Art/2.jpg
Afro- Amerikali yazar, sair ve aktivist Amiri Baraka’nin (Everett Leroi Jones) dogum yildonumu (7 Ekim 1934)
Kostum giymis
Belsoguklugu degildi
Siyahlari katleden
Beyaz carsaf hastaliklari
Insanligin cogu hosnut oldukca
Akil ve akil sagligi terorize oldu
Onlar diyor ki (kim diyor?)
Kime soyluyorlar
Paralarinikim oduyor
Yalanlari kim soyluyor
Kim tebdili
Kimin koleleri var
Starbucks’tan dolarlari kim topluyor
Ciftliklerin yagini kim cikartiyor
Kim kuruttu Kýzýlderililerin soyunu
Siyah ulusunu kim telef etmeye calisti
Kim yasiyor Wall Street’te
O tasaklarini kesen
Anana tecavuz eden
Babani linc eden ilk ciftlik
Zift kimde, tuyleri kim aldi
Kibrit kimde, kim atese verdi
Kim oldurdu kim kiraladi
Kim Tanri oldugunu soyledi
Kim Seytan hala
Kim en buyuk
Kim en iyi
Kim benziyor Isa’ya
Her seyi kim yaratti
En akilli kim
En buyuk kim
En zengin kim
Kim senin cirkin kendisinin en yakiisikli oldugunu söyleyen
Sanati kim tanimiyor
Bilimi kim tanimliyor…
https://static01.nyt.com/images/2014...ticleLarge.jpg
It wasn't
The gonorrhea in costume
The white sheet diseases
That have murdered black people
Terrorized reason and sanity
Most of humanity, as they pleases
They say (who say?)
Who do the saying
Who is them paying
Who tell the lies
Who in disguise
Who had the slaves
Who got the bux out the Bucks
Who got fat from plantations
Who genocided Indians
Tried to waste the Black nation
Who live on Wall Street
The first plantation
Who cut your nuts off
Who rape your ma
Who lynched your pa
Who got the tar, who got the feathers
Who had the match, who set the fires
Who killed and hired
Who say they God & still be the Devil
Who the biggest only
Who the most goodest
Who do Jesus resemble
Who created everything
Who the smartest
Who the greatest
Who the richest
Who say you ugly and they the goodlookingest
Who define art
Who define science…
Avustralyali roman, oyun ve kurgudisi kitap yazari Thomas Keneally'nin dogum gunu (7 Ekim 1935)
"Polonya'nin en soguk sonbaharinda, uzerinde pahali paltosu ve paltosunun altindaki cift dugmeli smokiniyle; yakasinda siyah uzerine altin bir Hakenkreuz bulunan uzun boylu genc bir adam, Krakow'un eski merkezinin kenarinda bulunan Straszewskiego Sokagi'ndaki son moda bir apartmandan cikti ve bu karanlik dunyaya ragmen parildayan Adler marka devasa bir limuzininin acik kapisinin yaninda, agzindan buharlar cikararak onu bekleyen soforunu gordu.
Sofor, "Kaldirima dikkat edin, Herr Schindler," dedi.
"Dul bir kadinin kalbi gibi buz tutmus."
Bu uzun boylu genc adam, yasaminin son gunlerine kadar cift dugmeli takimlar giyecek, bir muhendis sayildigi icin buyuk ve bas dondurucu araclar ilgisini her zaman cezbedecek, bir Alman olmasina ragmen, hatta orta olcekte nufuzlu bir Alman olmasina ragmen, Polonyali bir soforun hic cekinmeden uyduruk fakat dostane sakalar yapabilecegi bir adam olarak kalacakti."ť
https://images-na.ssl-images-amazon....14HFOPuVwL.jpg
"In Poland's deepest autumn, a tall young man in an expensive overcoat, double-breasted dinner jacket beneath it and - in the lapel of the dinner jacket - a large ornamental gold-on-black enamel Hakenkreuz (swastika) emerged from a fashionable apartment building in Straszewskiego Street, on the edge of the ancient center of Cracow, and saw his chauffeur waiting with fuming breath by the open door of an enormous and, even in this blackened world, lustrous Adler limousine.
"Watch the pavement, Herr Schindler," said the chauffeur.
"It's as icy as a widow's heart."
In observing this small winter scene, we are on safe ground. The tall young man would to the end of his days wear double-breasted suits, would - being something of an engineer - always be gratified by large dazzling vehicles, would - though a German and at this point in history a German of some influence - always be the sort of man with whom a Polish chauffeur could safely crack a lame, comradely joke."
Amerikali sair, deneme yazari ve naturalist Diane Ackerman’in dogum gunu (7 Ekim 1948)
“Ilk baslarda sarkinin neseli melodisi onun en sevdiklerinden biriydi ama savasin insanin duyusal hatýralarini katletmesi nedeniyle, siddetli gecen her an, salgilanan her adrenalin ve atan her nabizda hatiralar daha da derine gomuluyor, her detayi icerecek sekilde olaylari unutulmaz kiliyordu. Bu durum arkadasligi ya da aski daha da derinlestirebilecegi gibi ayni zamanda muzik gibi duyusal yolculuklari lekeleyebilirdi. Her ezgiyi korkuyla iliskilendirenler, hatiralar korku durtusuyle bilinci yonlendirilirken, bu sarkiyi adrenalin salgilamadan asla dinleyemeyeceklerdi..." Umut Bahcesi
https://www.star2.com/wp-content/upl..._zookeeper.jpg
“Once its sprightly melody had been a favorite of hers, but war plays havoc with sensory memories as the sheer intensity of each moment, the roiling adrenaline and fast pulse, drive memories in deeper, embed every small detail, and make events unforgettable. While that can strengthen friendship or love, it can also taint sensory treasures like music. By associating any tune with danger, one never again hears it without adrenaline pounding as memory hits consciousness followed by a jolt of fear…”
“An event is such a little piece of time-and-space you can mail it through the slotted eye of a cat.”
https://womenandhollywood.com/wp-con...-1024x671.jpeg
“Bir olay, uzay zamaninin oyle bir parcasidir ki onu bir kedinin cizgi gibi incecik goz bebeginden postalayabilirsiniz.”
Cin asilli, Fransa dogumlu Amerikali cellist ve soz yazari Yo-Yo Ma'nin dogum gunu (7 Ekim 1955)
https://media.npr.org/assets/img/201...5-s800-c85.jpg
Amerikali sair Allen Ginsberg, Howl siirini ilk kez 7 Ekim 1955 tarihinde San Francisco'daki bir siir okumalarinda okudu.
http://www.beatdom.com/wp-content/up...xgalleryOp.jpg
http://www.citylights.com/Resources/...100465920L.jpg
https://media.poetryfoundation.org/m...713&h=&fit=max
https://media.poetryfoundation.org/m...713&h=&fit=max
Rock Hudson ve Doris Day'in rol aldigi romantik komedi Yastik Sohbeti (Pillow Talk - Il letto racconta) filmi 7 Ekim 1959 tarihinde vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....5,1000_AL_.jpg
http://blogs.discovery.com/.a/6a00d8...1258970c-500pi
https://media.giphy.com/media/uPGqdkpQv0W1G/giphy.gif
Italyan asilli Amerikali tenor ve 1940'larin sonu ile 1950’lerin basinda etkin olan aktor Mario Lanza’nin (Alfredo Arnold Cocozza) olum yildonumu (7 Ekim 1959)
https://www.otrcat.com/images/mario-lanza-large.jpg
https://thumbs.gfycat.com/HalfFreshI...restricted.gif
Ingiliz alternative rock grubu Radiohead’in solisti, bas soz yazari ve bestecisi Thom Yorke’un dogum gunu (7 Ekim 1968)
http://s3.amazonaws.com/quietus_prod...op_550x341.jpg
https://media.giphy.com/media/1yJoLL0ZyeBk4/source.gif
William Friedkin'in yonettigi, Gene Hackman, Roy Scheider ve Fernando Rey'in rol aldigi 3 Akademi Odullu Kanun Kuvveti (The French Connection - Il braccio violento della legge) filmi 7 Ekim 1971 tarihinde vizyona girdi. (1972 En Iyi Film, En Ýyi Aktor ve En Iyi Yonetmen Akademi Odulleri)
https://images-na.ssl-images-amazon....xODI@._V1_.jpg
https://media.giphy.com/media/cLR3QPAPU6JfW/giphy.gif
https://68.media.tumblr.com/c2cd8bc1...r4j8j1_500.gif
Amerikali thrash metal grubu Slayer, 3.studyo albumu Reign in Blood'u 7 Ekim 1986 tarihinde Def Jam ve Geffen etiketleriyle piyasaya surdu.
https://i.giphy.com/media/y7aIuSIjYpT2g/giphy.webp
Italyan yazar Natalia Ginzburg’un olum yildonumu (7 Ekim 1991)
“Delia bes kardesli ,babasi ciftci,annesi ev hanimi olan ve yavas yavas olgunlasmaya baslayan bir kizdir.Kardeslerinden en buyugu de kentte oturan Azelia’dir. Ailesi fazla zengin olmayan Delia’nýn en buyuk istegi bir an once zengin bir kisiyle evlenip sehirde luks bir hayata sahip olmakti.Ablasý Azelia boyle yapmisti ve su anda sehirde cok luks bir hayata sahipti.” Kente Giden Yol
http://www.ilcignorosa.com/wp-conten...2bginz0001.jpg
“Dalia, la disgraziata protagonista, vive in piccolo paesino di campagna, con una madre che non sopporta – sentimento ricambiato, e i suoi fratelli. La sua vita perň č divisa tra il piccolo paese, che vuole lasciare, e la cittŕ, fonte sempre rinnovata della sua gioia e delle sue speranze. E’ lě che vive la sorella maggiore Azalea, sposata col suo ricco marito, che le permette di vivere tra agi e lussi.”
Amerikali yazar Toni Morrison, tum romanlarindaki hayalperest ve siirsel anlatimindan dolayi 7 Ekim 1993 tarihinde Nobel Edebiyat odulunu kazandi. (Nobel kazanan ilk siyahi Amerikali)
"Sevginin asla sevenden daha iyi bir yani yoktur. Kotu insanlar kotu bir bicimde, sert insanlar sert bir bicimde, gucsuzler gucsuz, aptallar aptalca severler, ama basibos bir adamin sevgisi asla, guvenli degildir. Sevilenin bir kazanci yoktur. Yalnizca seven alir sevgiden payini. Sevilen ise yolunmus kaza doner, etkisizlesir, sevenin bakislarinda donup kalir."ť En Mavi Goz
https://media1.popsugar-assets.com/f...i-Morrison.jpg
"Love is never any better than the lover. Wicked people love wickedly, violent people love violently, weak people love weakly, stupid people love stupidly, but the love of a free man is never safe. There is no gift for the beloved. The lover alone possesses his gift of love. The loved one is shorn, neutralized, frozen in the glare of the lover's inward eye."