-
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"
-
-
Babası çocuğuna güzel bir iş kurmak için paçaları sıvamış.
Ancak oğlu salak olduğu içinhiç bir işi beceremiyormuş.
Babası ona ne iş bulduysa hepsini eline yüzüne bulaştırıp berbat etmiş.
En sonunda babası tam otomatik bir sosis fabrikası kurdurmuş.
Çocuğunu elinden tutup bari iş öğrensin diye hemen fabrikadaki bir sosis makinesinin başına götürmüş.
“Bak oğlum†demiş. “Buradan öküzü yolluyorsun, diğer taraftan sosis olarak çıkıyor.
Bu kadar basit işte, anladın mı?â€
Çocuk babasının yüzüne salak salak bakıp “Peki baba, buradan sosisi koysak öteki taraftan öküz olarak çıkar mı?†diye merakla sorunca, babası hemen cevaplamış:
“Maalesef evladım, o teknoloji bir tek senin ananda var.â€
-
Bir adam uçağıyla Afrika’nın üzerinde gezerken birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer.
Adam ne yapayım diye düşünürken bir Afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını görür.
Adam içinden “Boku yedik†der. O anda nur yüzlü dedenin sesini duyar:
– Hayır evladım boku yemedin.
– Peki şimdi ne yapmam gerek?
– Şuradaki mızrağı görüyor musun?
– Evet…
– Al onu öndeki renkli giysili adamın tam kalbine batır.
Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine batırır. Bunun üzerine nur yüzlü dede:
– Evet evladım, işte şimdi boku yedin.
-
İki rahibe varmış, biri matematikçi diğeri mantıklı… Bunlar bir akşam karanlıkta kiliseye dönerken matematikçi rahibe mantıklıya dönerek:
“Yaklaşık 20 dakikadır bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe yaklaşıyor. Şu andaki mesafe 50 metre.†der.
Bunun üzerine mantıklı rahibe bunun tek mantıklı açıklaması olabileceğini ve adamın kendilerine tecavüz edeceğini ve daha hızlı yürümeleri gerektiğini söyler.
Rahibeler daha hızlı yürümeye başlarlar. 2 dakika sonra matematikçi rahibe:
– Adam da hızlandı ve aradaki mesafeyi kapatıyor. Şu anda 30 metre arkamızda!
Mantıklı rahibe:
– O zaman mantık olarak koşmamız gerekir.
Rahibeler koşmaya başlar ve 2 dakika sonra matematikçi rahibe:
– O da koşuyor ve arayı kapatıyor. Şu anda mesafe 10 metre.
Mantıklı rahibe:
– O zaman mantık olrak bizi yakalayacak. Birimiz sağa, diğerimiz sola saparak kiliseye ulaşmaya çalışalım, en azından birimiz kurtulur.
Bunun üzerine matematikçi sağa, mantıklı sola doğru koşmaya başlar.
Matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulaşır ve telaş içinde beklemeye başlar. Biraz sonra da mantıklı rahibe gelir. Matematikçi sorar:
– Ne oldu, ne yaptın?
– Adam beni takip etti. Artık mesafe üç beş adıma kadar düşmüştü, mantık olarak daha fazla koşmanın anlamı yoktu.
– Eeee…
– mantık olarak ben durdum, adam da durdu.
– Sonra…
– Mantık olrak ben eteğimi kaldırdım, o da pantolonunu indirdi.
– Peki daha sonra…
– Daha sonra ne olacak, eteğini kaldırmış bir rahibe pantolonunu indirmiş bir adamdan daha hızlı koşar.
-
Amerikan delegesi hanımefendi kürsüye gelmiş.
“Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım. Eve gider gitmez kocama: ‘Bundan sonra temiz çamaşır istersen kendi çamaşırını kendin yıka. İşte makine orada!’ dedim. İlk gün bir şey görmedim. İkinci gün bir şey görmedim. Üçüncü gün bir baktım, makinenin başında sadece kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor.â€
Ardından Alman delegesi söz almış.
“Ben de kararımız gereğince kocama: ‘Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulaşını kendin yıka’ dedim. Birinci gün bir şey görmedim. İkinci gün bir şey görmedim. Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendi bulaşığını değil, benimkileri de yıkıyor.â€
Ve sıra Türk delegesine gelmiş.
“Türkiye’ye döner dönmez kararımız gereğince kocamla konuştum. Ona: ‘Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pişirmen gerekecek. İşte mutfak orada!’ dedim. Birinci gün bir şey görmedim. İkinci gün bir şey görmedim. Üçüncü gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu, hafiften görmeye başladım.â€
-
Adamın biri süper marketin manav bölümünde satış elemanını ikna etmeye çalışmaktadır:
– Kivi alacağım ama yarım kivi istiyorum.
– Saçmalamayın beyefendi yarım kivi mi olurmuş?!
– Yok ben hepsini yiyemem, ben yarım kivi istiyorum.
Olurdu olmazdı tartışmasına girerler ve sonunda satış elemanı, “Ben içeride müdüre sorayım, kivinin yarısını satabilir miyiz diye.†deyip adamın yanından ayrılır. Müdüre olayı anlatmaya koyulur. “Müdür bey, salağın biri geldi, yarım kivi istiyor, ne diyeyim?â€
Lafını bitirir bitirmez arkasında müşteriyi görür ve bozuntuya vermeden konuşmasına devam eder:
– Bu beyefendi de diğer yarısını istiyor.
-
Kadının biri pahalı halılar satan bir dükkana girer. Ve ilk bakışta çok beğendiği bir İran halısına doğru yönelir. halıya daha yakından bakmak üzere yere doğru eğildiğinde istemeyerek sesli bir şekilde gaz kaçırınca çok utanır ve hemen kimse duydu mu diye etrafına bakınır.
Arkasında duran satıcıyı görünce konuyu unutturmak için aceleyle satıcıya, “Bu İran halısı kaç para?†diye sorar.
Satıcı gayet pişkin bir şekilde cevap verir:
– Hanımefendi, halıya sadece bakmakla osurduğunuza göre, fiyatını duysanız sıçarsınız!
-
Bir adam sabah yürürken ilginç bir cenaze kafilesi farkeder. Önde giden köpekli bir adam, arkasında bir tabut ve 10 metre arkadan gelen bir başka tabut ve tek sıra olmuş yaklaşık 200 adam. Tuhafına gider.
Kafilenin başındaki adam kuşkusuz cenazenin sahibidir, yanına yaklaşır ve sorar:
– Beyefendi, ölenler neyiniz oluyor acaba?
Adam yanıtlar:
– Öndeki karım, arkadaki de kayınvalidem.
– Vah vah başınız sağolsun. Nasıl oldu?
– Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş, onu da öldürmüş.
Adam biraz düşündükten sonra sorar:
– Beyefendi köpeğinizi alabilir miyim?
– Sıraya geç!..
-
Bir zenci pazarda topal bir eşek satıyormuş. Japonun biri eşeği incelemiş. Sağına soluna, ayağına, dişine bakmış ve basmış parayı eşeği satın almış.
Komşuları, “Yahu topal eşeğe bu kadar para verilir mi, amma dolandırıldın be!†diyerek üzerine varınca Japon: “Bakmayın eşeğin topal olduğuna, hayvanın ayağına çivi batmış, çiviyi çıkardım mı haftasına varmaz eşek düzelecek.†demiş.
Komşular durur mu, doğru zenciye gidip, “Ya ne yaptın sen, eşek topal diye ucuza kaptırdın, meğer eşeğin ayağında çivi varmış, eşek onun için topalmış.†deyince, zenci: “Ne diyorsunuz be! Hayvan zaten topal, o çiviyi ben çaktım!†der.
Komşular tekrar Japona gidip, “Kazığı sen yemişsin, eşek zaten topalmış satılırken anlaşılmasın diye ayağına çiviyi zenci çakmış.†deyince bir an düşünen Japon: “Vay zenci vay!.. Verdiğimiz para da sahte olmasa herif bizi dolandıracaktı.†der.
-
Temel bir gün İstanbul’a gelmiş. Yarım saat boyunca top atışları duymuş. Yoldan geçen adama sormuş:
– Yarım saattir top atışları duyayrum, ne oliyi?
– Kraliçe Elizabeth İstanbul’a geldi de, onun için top atışı yapıyorlar.
Temel neyse deyip devam etmiş yoluna. Ama yarım saat daha geçmesine rağmen top atışları durmayınca kendi kendine söylenmiş:
– Ula yarım saattir bi kariyu vuramadılar.
-
Yaşlı kadının biri silahla kalbine sıkarak intihar etmeye karar vermiş.
Ancak kalbin hangi tarafta olduğu konusunda tereddüt etmiş ve doktorunu arayıp sormuş.
Doktor: “Kalp sol meme ucunun 3 parmak altındadır.†demiş.
Kadın tamam deyip telefonu kapatmış.
Ertesi gün gazetelerdeki manşet: “Yaşlı bir kadın kendini diz kapağından vurdu!â€
-
Papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça hiddetle sorar:
“Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?â€
Zangoçta derin bir sessizlik… Papaz iyice köpürür…!!!
“Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun beni?
“Hayır burdan hiçbir şey duyulmuyor efendim.â€
“Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun!â€
Zangoç bıyık altından güler:
“İsterseniz yer değiştirelim anlarsınız…â€
Yer değiştirirler. Bu kez zangoç seslenir:
“Kilise için toplanan bağışları sen mi zimmetine geçirdin?â€
Papaz:
“Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor.â€
-
Yaşlı adamın biri otobüse binmiş.
Oturacak yer yokmuş. Ayakta dururken bastonu durmadan yerden kayıyormuş.
Koltukta oturan bir genç, yaşlı amcaya dönüp:
“Amcacığım, o bastonun ucuna bir lastik takarsan kaymaz.†demiş.
Bunun üzerine yaşlı adam:
– O lastiği baban zamanında takmış olsaydı ben şimdi orada oturuyor olacaktım.
-
12 yaşında bir çocuk bir kadına tecavüz etmekten yargılanıyormuş.
Üstelik çocuğun avukatı da bayanmış.
Mahkemede bayan avukat, çocuğun pipisini dışarı çıkarıp eline almış ve sallayarak:
– Hakim bey, bu çocuk bu ufacık pipisiyle bu kadına nasıl tecavüz edebilir?
Tam bu sırada çocuk avukatın kulağına eğilerek fısıldamış:
– Avukat hanım biraz daha sallarsanız davayı kaybedicez.
-
Adamın biri doktorunun karşısına çıkmış:
“Doktor bey bende feci bir gaz sorunu var afedersin.
Oturuyorum osuruyorum, kalkıyorum osuruyorum, yatıyorum osuruyorum.
Çıkardığım gaz ne kokuyor ne de duyuluyor. Yani kimse durumu çakmıyor.
Ama bende yarattığı rahatsızlık öyle böyle değil! Derdime bir çare bul.â€
Doktor sessizce başını sallamış ve hemen bir reçete yazıp hastanın eline tutuşturup:
“Bu ilacı kullan, 1 ay sonra beni yine gör.†demiş.
1 ay geçince, adam tekrar doktorunun yanına gidip:
“Ulan sen ne biçim doktorsun be!
Hala aynı gaz var, üstelik şimdi ses de çıkarıyor!â€
Bunun üzerine doktor gülümsemiş:
“Oo çok iyi, kulakları açmışız demek. Şimdi de sıra burnunda!â€
-
Karadeniz’de köyün birinde bir çukur varmış ve pek çok kişi içine düşüp yaralanıyormuş.
Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar.
Birincisi:
– Çukurun yanında bir ambulans beklesin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin.
İkincisi:
– Çukurun yanına hastane kuralım, böylece düşenleri yetiştirmek vakit almaz.
Sıra Temel’e gelmiş:
– Kafanız hiç çalışmıyor. Bunu kapatalım ve gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım.
-
Ailenin küçük çocuğu yatmadan önce dua okur, babası da seyredemiş.
Bir akşam çocuk yine dua okuyor:
– Allah’ım anamı, babamı, kardaşlerimi, dedemi, ninemi, teyzemi… koru.
Adam çocuğun dayısını söylemediğini fark etmiş ama üzerinde durmamış.
Sabah olunca dayının öldüğü haberi gelmiş.
3-5 gün sonra çocuk duada bu sefer de teyzeyi atlamış.
Sabah ilk haber teyze ölmüşâ€¦
Aradan yine zaman geçmiş. Baba yine kapığının eşiğinde çocuğunu dinliyormuş.
Bu sefer adı geçmeyen kişi kendisiymiş. Adamı bir korku almış.
Kimin adı geçmese hakkın rahmetine kavuşuyor. Adamın gece boyunca gözüne uyku girmemiş.
Sabah bir bakmış hala hayatta.
“Ulan küçük çocuğun duasına mı kaldık. Salaklık bende†deyip kahvaltıya inmiş.
Ama karısının yüzünden düşen bin parça.
Adam sormuş:
– Hanım oldu?
Karısı:
– Bizim sütçü ölmüş, ona üzüldüm.
-
Hitler; İngiliz, Fransız ve bir Yahudi esir yakalamış.
“Size soru soracağım, bilirseniz sizi bırakacağım†demiş.
İngiliz’e sormuş: “Titanik kaç yılında battı?â€
İngiliz hemen cevap vermiş: “1912†diye.
Hitler İngiliz’i serbest bırakmış.
Fransız’a sormuş bu kez: “Titanik’te kaç kişi öldü?â€
Fransiz cevap vermiş “1050†diye.
Hitler Fransız’a “Tamam, sen de gidebilirsin†demiş ve Yahudi’ye dönmüş:
“Say lan isimlerini!â€
-
Temel bir gün dursunla buluşur, otururlar muhabbete dalarlar.
Muhabbet gelir geçer çocuklarıyla övünmeye:
Dursun:
– Yaa Temel bizim kız da çok güzel bir masa başı işi buldu.
Sekreterlik diye başvurmuş, en küçük işe razıyken potansiyelini gören patronu önce terfi ettirdi özel asistanı yaptı.
1 sene sonra ev tuttu, sonra araba aldı, 2 sene sonra da tuttuğu evi alıp bizim kızın üstüne yaptı.
Çuvalla da para veriyor. Senin kız ne alemde?
Temel:
– Yahu benim kız da ****** oldu ama senin kadar güzel anlatamıyorum.
-
-
Cennetin Anahtarı
Peder John'un Cumartesi gecesi banyo zamanı gelmiş, genç rahibe
Magdalene Edwards, yaşlı rahibenin kendisine verdiği
talimata uygun olarak banyo suyunu ve havluları hazırlamıştı.
Magdelene ayrıca, eğer kendine hakim olabilirse Peder John'un
çıplak bedenine bakmaması fakat Peder'in kendisine söylediği
herşeyi yapması ve dua etmesi talimatını da almıştı.
Ertesi sabah, yaşlı rahibe Magdelene'ye Cumartesi gecesi
banyosunun nasıl gittiğini sordu.
- "Ahh hemşire," dedi genç rahibe rüyadaymışcasına. "Kurtarıldım".
- "Kurtarıldın mı? Bu harika şey nasıl oldu ?" diye sordu
yaşlı rahibe.
-"Şey, Peder John su dolu küvette yatıyordu. Kendisini
yıkamamı istedi. O'nu yıkarken, tanrının cennetin anahtarını sakladığını
söylediği bacaklarının arasına doğru elimi itti.
- "Öyle mi yaptı?" dedi yaşlı rahibe dümdüz bir sesle.
- "Ve Peder John, eğer cennetin anahtarı benim kilidime uyarsa,
cennetin kapılarının bana açılacağını ve kurtuluşumun ve ebedi huzura
kavuşmamın temin edileceğini söyledi ve sonra Peder John
cennetin anahtarını kilidimin içine soktu.
- "Gerçekten mi ?" dedi yaşlı rahibe daha da düz bir sesle.
-"Önce korkunç bir acı verdi, fakat Peder John kurtuluşa giden
yolun çoğunlukla ızdırapla dolu olduğunu, Ama daha sonra tanrının
güzelliğinin, içimi müthiş bir coşku ve zevkle dolduracağını
söyledi. Ve öyle oldu, kurtarılmak çok güzel bir duygu."
- "O günahkâr şeytan!" dedi yaşlı rahibe. "Bana onun, Cebrail'in
borazanı olduğunu söyledi ve ben kırk yıldır o borazanı üflüyorum!"
-
Bahane
Sürücü dikiz aynasında kendisini izleyen polis aracını görünce,
kaçabileceğini düşünerek gaza dokunur. Ancak polisi atlamayacağını
anlayınca pes ederek kenara çeker.
Polis arabadan çıkıp sürücünün yanına gelir ve sorar:
-Arkadaş, bugün oldukça yoruldum. Mantıklı bir mazeretin varsa seni
bırakacağım.
Sürücü düşünür ve yanıtlar:
-Karım geçen ay beni bir polis için terk etti. Aynadan polis aracını
gürünce, kaçtığı polis onu geri getiriyor sandım.
-Pekâlâ, gidebilirsin.
-
TEMEL'in SEKS HAYATI...
Annesi Temel'i merdiven altinda mastürbasyon yaparken yakalar, hemen
babasina gidip:- "Ula Tursun, ha bu usak büyüdi artik. Onu
evlendirelum,yoksa yoldan çikacak" der.
Temel'i evlendirirler. iki gün sonra Babasi Temel'i yine
mastürbasyon yaparken yakalar ve sorar :- "Ula, ne ediysun, biz seni
daha yeni evlendirmeduk mi? Yoksa kariyla bi problemin mü var ?"Temel
hemen toparlanir :- "Yok baba; karinun koli yoruldi da..."
-
Sohbet
GENC ADAM ISTANBUL'DAN ANKARA'YA OTOBUSLE GIDERKEN, BOLU DAGI'NDA VERILEN
MOLADA HEMEN TUVALETE KOSTURDU KORKUNC SIKISMISTI.
SANSINA BOS BIR KABIN BULUP KENDINI ORAYA ATTI...
TAM OTURMUSTU KI YAN KABINDEN BIR SES "MERHABA" DEDI.
ADAM SASKIN "MERHABA" DIYE CEVAP VERDI.
SES DEVAM ETTI:
- NASILSIN?
ILK DEFA BASINA BOYLE BIR SEY GELIYORDU... YINE SASKIN SASKIN YANITLADI:
- SAGOL IYIYIM. SEN NASILSIN?
SES SORDU:
- NE YAPIYORSUN?
BIR AN TEREDDUT GECIRDI.
ADAM ONUN TUVALETTE OLDUGUNU BILDIGI ICIN MUTLAKA NE YAPTIGINI DA
BILIYORDU.BASKA BIRSEY ANLATMAK ISTEDI VE "BEN" DEDI;
- ISTANBUL'DAN ANKARA'YA GIDIYORUM. SEN NEREYE GIDIYORSUN?
ADAMIN SONRAKI CUMLESI BU MUHABBETI SONA ERDIRDI.
- HAYATIM, TELEFONU KAPATIYORUM. YANDAKI TUVALETTE BIR GERI ZEKALI
VAR. SANA SORDUGUM SORULARA YANIT VERIP DURUYOR. BEN SENI SONRA ARARIM.
-
Flört
Küçük çocuk annesine:
-Anneciğim flört ne demek?
Anne:
-Bak evladım aksam ablanın erkek arkadaşı gelecek onları izle öğren.
Akşam çocuk gizlenerek ablasıyla arkadaşını izler.Ertesi gün annesi sorar:
-Anlat bakalım flört neymiş öğrendin mi?
Çocuk anlatmaya baslar:
-Ablam ve arkadaşı bir sure oturup konuştular. Sonra ablam fenalaştı ve arkadaşı elini ablamın kazağının altına sokarak kalbini kontrol etti. Ablamın ateşi çıkmış olmalı ki arkadaşı ablamın üstünü çıkarmak zorunda kaldı. Sonra ablamın hastalığı ona da bulaşmış olmalı ki, o da soyunmak zorunda kaldı. Sonra sarılıp öpüştüler. Arkadaşının önünde birden bire bir yılan çıktı. Ablam ısırıp yılanı öldürmeye çalıştı. Uzun bir sure uğraştıktan sonra yılanı öldürdü.
Çok yorulmuşlardı bir sure dinlendiler.Ama yılan tekrar dirildi. Demek ki ölmemişti. Sonra ablam yılanın üstüne oturarak onu tekrar öldürmek için uğraştı en sonunda öldürmeyi başardı. Bu defa öldürdüğünü biliyorum çünkü arkadaşı yılanın derisini soyup tuvalete attı.
Ve anne düşüp bayılır...
-
Yurt disinda yasayan adam karisina bir mail gonderiyor:
Sevgili karicigim, bu ay maasimdan sana para gönderemiyorum, onun
yerine 100 öpücük gönderiyorum.Sen benim bir tanemsin.
Kocan Allen
Karisi da ona cevap veriyor,
Sevgili askim,
Gonderdigin 100 öpücük için tesekkür ederim. Masraflar söyle;
1- Sütçü bir aylik süt için 2 öpücügü kabul etti,
2- Elektrikçi 7 öpücükten sonra anlasmaya razi oldu,
3- Evsahibi kira için hergün 2-3 defa ugruyor,
4- Bakkal sadece öpücüge razi olmadi, ona ilave baska seyler de verdim,
5- Diger masraflar toplam 40 öpücük...
Beni lütfen merak etme, daha 35 öpücük bakiyem var ve bu ayi çikarabilirim.
Gelecek ay için de ayni yönde mi plan yapmaliyim? Lütfen bilgi ver.
Sevgili karin Josephine
-
Cennette iki kadın karşılaşır:
- Selam, benim adım Wanda.
- Selam, benimkide Slyvia, sen nasıl öldün?
- Donarak öldüm.
- Ne kadar korkunç.
- Yok o kadar kötü değildi, soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.
- Peki sen nasıl öldün?
- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım, onu evde yakalamak için eve erken geldim, fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.
- Sonra ne oldu?
- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim, bütün evi aramaya başladım. Çatıyı, yatakların altını ama her yeri aradım fakat bulamadım. Ama aşırı yorulmuştum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.
- Keşke derin dondurucuya baksaydın, şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık.
-
Bir bayan bir gün golf sahasına gider ve tek başına golf oynamaya başlar o sırada aynı sahada bir de bay oyun oynamaktadır. Herikisi de bir süre oyun oynadıktan sonra kadın adama gider ve "affedersiniz ben şu an kaçıncı delikteyim " diye sorar. Adam "Ben 5 inci delikde olduğuma göre sizde 6 ıncı deliktesiniz ?" der. Oyuna devam ederler bir müddet sonra kadın tekrar adama "affedersiniz ben şu an kaçıncı delikteyim ?" der. Adam da "Ben 8 inci delikde olduğuma göre sizde 9 uncu deliktesiniz" der. Tekrar oynamaya devam ederler. Bir süre sonra yine kadın adama "affedersiniz ben şu an kaçıncı delikteyim " der, adam da "ben 11 inci delikde olduğuma göre sizde 12 inci deliktesiniz" der. Böylece oyun biter ve adam kadına " Benimle biryerde birşeyler içermisiniz" diye sorar. Kadında kabul eder ve bir bara gidip beraber hem birşeyler içer hem de sohbet ederler. O sırada adam kadına "Affedersiniz siz ne iş yapıyorsunuz" der. Kadın "Söylerim ama gülmek yok" der. Adam kabul eder ve kadın da "Ben orkid pazarlıyorum der", bunu duyan adam gülmekten yerlere yatar. Kadın bayağı sinirlenir "hani gülmeyecektiniz" der. Adam "kusura bakmayın hanımefendi ama kendimi tutamadım çünkü galiba ben sizi yine bir delik arkadan takip ediyorum ve tuvalet k ağıdı pazarlıyorum" der.
-
Alkolik bir adam bir marketin önünden geçerken viskilere bakıp, ahbe şöyle işedik mi viski olsa ne olur sanki diye hayal kurmuş. Bunun üzerine dileği kabul olmuş. Akşam eve gelip karısına hanım iki bardak getir de viski içelim diyince karısı da ne oldu paramı buldun demiş. Adam olanları anlatmış, karısıda görmek için hadi yap ta içelim demiş. Adam gerçekten viski işiyormuş. Gel zaman git zaman adam bir gün yine akşam olmuş evine gelmiş karısına hanım bir bardak getir kafayı çekeceğim demiş. Karısı da bey bugün bensiz mi içeceksin diyince adamda hayır sen bugün şişeden içeceksin demiş
Maaşa Zam
Kalabalık bir belediye otobüsünde kadının biri haykırmış:
-Terbiyesiz adam ,yeter artık! –Adam “Aman bayan ne oldu ki?†– “Daha ne olacak geçtin arkama. Taksim den beri ayıptır be!†– Adam “Efendim yanlış anladınız herhalde. Bugün aybaşı. Maaşımı aldım, cebimde o var. O dokunmuş olacak.â€
-Kadın “İyi de be Adam , Taksim'den Şişli'ye gelene kadar maaşına zam mı geldi? “
-
Temel İle dursun 5 İla 10 yıl arasında Amerika'da yaşarlar ve orada kürkü çok pahalı bir sincap çeşidi bulurlar Türkiye'ye gelirken bundan getirip, üretip, çok zengin olmayı tasarlarlar. Dursun sincabı sırt çantasına koyar ve havaalanından içeri sokar Temel de hemen arkasından havaalanına gelir ve uçağa binerler. Bir süre sonra dursun uyur kucağında bulunan çanta yere düşer ve sincap çantadan dışarı çıkar. Hemen Temelin kucağına gelir onunla oynar ve sonra Temel sincabi öldürür.Dursun uyanıp sincabı ölmüş görünce hemen temele sinirle sorar ne oldi buna? Temel cevaplamaya başlar sincap çantadan çıktı kucağıma geldi oradan pantolonuma girdi aleti yakaladı bir sağa salladı bir sola salladı kaldırdı üzerine çıktı İndi çıktı İndi çıktı sesimi çıkarmadım. Sonra biraz aşağı indi taşakları buldu oynadı ,tokuşturdu ceviz zannetti oynadı ellemedim.Biraz daha aşağıya indi deliği buldu yuva zannetti galiba girdi çıktı girdi çıktı yine ellemedim,ama ne zaman cevizleri yuvaya taşımaya kalktı İşte o zaman öldürdim oni.
-
Temel Amerika'da bir lokantaya gider. Lokantada tuvalete gidip çişini yaparken yan pisuara gelen zencinin aletini görünce şok olur. Temel "ula hemşerim bu aleti nasıl büyüttün" diye sorar. Zenci Temel'in saf olduğunu anlayınca "Valla her sabah iyi bir kahvaltıdan sonra 1 saat boyunca mutfak tezgâhı mermerine vuracaksın, 6 ay sonra seninki de bu hale gelir " der. Temel ertesi gün hemen uygulamaya başlar. Aradan altı ay geçer, Temel ile zenci aynı lokantada yine tuvalette karşılaşırlar. Zenci Temel'e sorar "Ne oldu, tavsiyemden sonuç aldın mı?". Temel "Valla hemşerum RENGİNİ TUTTURDUM AMA BOYUNU DAHA TUTTURAMADUM DA"der
-
Evli bir kadınla sevgilisi, birgün sevişiyorlarmış. Kadın, çok azgın olduğundan sevgilisine dönüp "Benimle kocamın yanında sevibilir misin?" diye sormuŞ. Adam da o anda cevap verememiş ve "Sana, yarın cevabını vereceğim" demiş. Ertesi gün olmuş, adam sevgilisini aramış ve "Şimdi kocanı al, sahile in, denize gir ve yengeç kaçtı diye bağır. Ben senin yanına geleceğim" demiş. Kadın söyleneni yapmış ve kocası denize girip karısını sahile çıkarmış. O sırada da sevgilisi "Ben doktorum, sorun nedir beyefendi, yardımcı olayım" demiş. Adam, "Yengeç kaçtı, Doktor Bey, ne yapabiliriz" deyince doktor "Çok kolay, ilişkiye gireceksiniz" der. Adam, "Riski var mı?" diye sorar. O da, "Tabi ki var, ucundan biraz gider." der. Adam, düşünür ve "Doktor Bey, o zaman sen yap" der... Onlar yapmaya başlarlar. Bir, iki, üç derken, adam, "Ya kardeşim! Çıkmıyor mu? Madem çıkmayacak, bari boşal da boğularak ölsün" der...
-
Ingiltere'nin
saygin kiz kolejlerinden birinde biyoloji ogretmeni ogrencilerden Miss Perkins'a -"Soyle bakalim, insan vucudunda uyarildiginda normal buyuklugunun alti katina ulasan organ hangisidir?"
Ogrenci yuzu kizararak
-"Bana bu soruyu sordugunuzdan ailemi haberi olacak" demis.Öğretmen başka bir ogrenciye donmus ve
-"Sen soyle Miss Sarah" demis.Sarah:
-"Loş isikta gozbebegi" yanitini vermis.Ögretmen aferin dedikten sonra Miss Perkins'a donmus ve sana uc sey soyleyecegim demis:
1-Dersine hic calismamissin bundan ailenin haberi olacak..
2-Aklin fikrin surekli kotu seylerde.
3-İlerde cok buyuk hayal kirikligina
uğrayacaksin
-
Kadının evinde cam kırılmıştı, camcıyı aradı ve siparişi verdi, yarım saat sonra zil çaldı.
Kadın megafondan seslendi,
"Kim o ?"
"Camcı be ya.."
Kadın kapıyı açtı ve camın takılacağı yeri gösterdi beş dakika sonra yine zil çaldı.
"Kim o ?"
"Camcı be ya.."
Kadın;
"Yanlışlık var, az önce bir camcı gelmişti ?!..
"Düştük be ya...."
-
Temel'in karnesindeki zayıfları gören annesi sinirli sinirli Temel'e bağırır: -Ha bu nedur? Geçen yıl sinif birincisudun, bu yıl sonuncu olmişsun! Temel gayet sakin cevaplar: -Anacuğum geçen yıl sen çok sevinmiştun bırak bu yıl da başka analar sevinsun da!
-
Öğretmeni Temel'e sordu: -Söyle bakalım Temel... Amerika'da saatler Avrupa'ya göre neden 5 saat geridir? Temel cevabı bilmese de yine hazır cevaplılığını konuşturur: -Amerika daha geç keşfedildi da ondan öğretmenum
-
Annesi yeni uyanan Temel'i her zamanki gibi uyardı. -Günaydın uşağum, sofraya oturmadan önce yüzünü yıkıyacasun. Temel boş boş annesinin yüzüne baktı... -Ne oldi niye bakaysun? -Anacuğum biraz önce rüyada suya düştum. Yüzümi yıkamasam olmaz mi?
-
Misafir, küçük kıza sordu: -Büyüyüp, annen kadar olunca ne yapacaksın bakalım? -Rejim yapacağım teyze.
-
Misafirlere Temel'in akıllandığını kanıtlamak isteyen babası: -Uşağum Temel, hadi emicelerine büyük bi laf et da, senin ne kadar büyuduğuni görsunlar. Küçük Temel tek kelimeyle cevap vermiş: -Fil.