-
Şiirim, beğeninize:
ESKİSİ GİBİ
Olamadıkları vakit içinde
Eşiğinde beklerler savaşın
Ne mümkün şöyle rahat rahat oturmaları
Diken üstündedirler
Sıkamadıkları vakit birbirlerine
Ne olur ne olmaz
İstiflerler kurşunu cephanelikte
Mümkün mü şöyle deliksiz uyku çekmeleri
Tetikte beklerler
Kutuplaşma ve kahramanlığa sarılırlar
Söyleyecek sözleri kalmadığında
Davullar trampetler borazanlar
Buz kesilir hava
Ah insanlar
Batıda Ukrayna doğuda Rusya
Diklenmekte yine birbirine iki ayrı dünya
Hiç değişmedi yaşam
Eskisi gibi
Bunalımda
https://i.hizliresim.com/pg1i788.jpg
-
Günaydın... Çok güzel bir bereket yağıyor. Son yirmi yıldır görmedim böylesini. Her taraf bembeyaz.
-
Balıkçıdayım. Selelerde envaiçeşit balık kımıl kımıl.
-
Bunca lütfa layık olmadığımızı hissediyorum bir an. Teşekkür babında onun adını anmak ihtiyacı hissediyorum. Herkesin duyabileceği şekilde sesleniyorum: "Allah'ın bize verdiği şu nimetlere bakın ya, hay maşallah!"
-
Biri bana eşlik ediyor, derken birkaç kişi daha. Sesler çoğalıyor:
- Şükürler olsun!
- Şu güzellere bakın ya!
- Yaradan'a kurban olayım!
- Millet habire yiyor da demiyor ki, "Bunları bize kim veriyor?" hocam.
- Hadi şu balıkların aynısını yap da görelim, insan haddini bilecek. Hadi şu karı yağdır."
-
Hikâyem, beğeninize:
LÜTUF
Günaydın... Bereket çok güzel yağıyor. Son yirmi yıldır görmedim böylesini. Her taraf bembeyaz.
Balıkçıdayım. Selelerde envaiçeşit balık kımıl kımıl.
Bunca lütfa layık olmadığımızı hissediyorum bir an. Teşekkür babında onun adını anmak ihtiyacı hissediyorum. Herkesin duyabileceği sesle sesleniyorum kalabalığa: "Allah'ın bize verdiği şu nimetlere bakın ya, hay maşallah!" Biri bana eşlik ediyor, derken birkaç kişi daha. Sesler çoğalıyor:
- Şükürler olsun!
- Şu güzellere bakın, şu güzelliklere!
- Yaradan'a kurban olayım!
- Millet habire yiyor da demiyor ki, "Bunları bize kim veriyor?" hocam.
- Hadi şu balıkların aynısını yap da görelim, insan haddini bilecek. Hadi şu karı yağdır."
Dükkânın bir kenarında balıklar pişirilip müşterilere paketleniyor. Izgara, tava başındaki balıkçıya, "Çoğu kişi kokusundan dolayı balık almıyor. Balık pişirme işini iyi akıl etmişsiniz." diyorum. Balıkçı, "Biz o işi kökten çözdük hocam, diyor balıkları çevirirken ve sokağa bağırıyor: Gel, gel vatandaş lokum bunlar, lokum bunlar!"
Sokağa bakıyorum evlere, insanlara... Bembeyaz gelinlik giyinmiş dağlara, ağaçlara, toprağa... Herhalde, diyorum, Mecnun'un Leyla'ya kavuşmasıdır bu...
https://i.hizliresim.com/3k6rh2f.jpg
-
Önceki sayfalardaki olası benzerlik grafiklerime göre şubat ayını en tepede kapatmasını umuyorum BİST'in, ama yukarı aşağı sallanmaktan bir hoş olduk.
-
Tabii şakacı pala, ayağımızın altına muz kabuğu atmazsa.