-
1972 Nobel Edebiyat Odulu'nu alan Alman yazar Heinrich Boll'un olum yil donumu (16 Temmuz 1985)
"Sarhos olarak sahneye ciktigimda, tam bir dikkat isteyen hareketlerde sasirir, bir palyaconun basina gelebilecek en kotu hatalari yaparim, sonra da dustugum bu duruma kendi kendime gulerim. Korkunc bir alcalma. Sarhos olmadigim aksamlarda sahneye cikacagim (bazen beni arkamdan itmek zorunda kalirlar) ana kadar korkum daha da artar. Bazi elestirmenlerin "bu dusunceli, fakat esprili nese" dedikleri,"ardinda yuregin atislari duyulan" sey gerçekte beni bir kukla gibi hareket ettiren bos bir sogukkanliliktir; fakat en kotusu, iplerim kopup da yere yigildigim andir."
http://images.barnesandnoble.com/pIm...heClown_AF.jpg
"When I am drunk my gestures during a performance become confused - their only justification in the first place is their precision - and I fall into the most embarrassing trap to which a clown is ever exposed - I laugh at my own tricks. A ghastly humiliation. As long as I am sober my stage fright increases till the moment I walk on (I generally had to be pushed), and what some critics have called "that reflective, critical gaiety hiding a beating heart" was nothing but the desperate icy control with which I turned myself into a puppet; it was terrible, incidentally, when the thread broke and I fell back on myself."
https://pbs.twimg.com/media/DEyDmn0XoAMa5HI.jpg
-
J. D. Salinger, Cavdar Tarlasinda Cocuklar romanini 16 Temmuz 1951 tarihinde yayinladi.
"Buyuk bir cavdar tarlasinda oyun oynayan cocuklar getiriyorum gozumun onune. Binlerce cocuk, baska kimse yok ortalikta -yetiskin hic kimse, yani- benden baska. Ve cilgin bir ucurumun kenarinda durmusum. Ne yapiyorum, ucuruma yaklasan herkesi yakaliyorum; nereye gittiklerine hic bakmadan kosarlarken, ben bir yerlerden cikiyor, onlari yakaliyorum. Butun gun yalnizca bu isi yapiyorum. Ben, cavdar tarlasinda cocuklari yakalayan biri olmak isterdim. Cilgin bir sey bu, biliyorum, ama ben yalnizca boyle biri olmak isterdim. Biliyorum, bu cilgin bir sey."
http://metra.dipintra.it/wp-content/...06/holden1.jpg
"Io mi immagino sempre tutti questi bambini che giocano a qualcosa in un grande campo di segale e via dicendo. Migliaia di bambini e in giro nessun altro - nessuno di grande, intendo - tranne me, che me ne sto fermo sull'orlo di un precipizio pazzesco. Il mio compito è acchiapparli al volo se si avvicinano troppo, nel senso che se loro si mettono a correre senza guardare dove vanno, io a un certo punto devo saltar fuori e acchiapparli. Non dovrei fare altro tutto il giorno. Sarei soltanto l'acchiappatore nella segale e via dicendo. So che è una pazzia, ma è l'unica cosa che mi piacerebbe veramente fare".
https://pbs.twimg.com/media/DE13MF9XkAQvgbg.jpg
-
-
"Ben birisinden cok fazla hoslandim mi onun adini hic kimseye soylemem. Onun kimliginden bir parcayi baskasina teslim etmek gibi gelir bu bana. Gizli kapakliligi sever oldum zamanla. Cagdas yasami gozumuzde gizemli, buyulu kilabilecek tek sey bu gibi geliyor bana." Oscar Wilde, Dorian Gray'in Portresi
https://pbs.twimg.com/media/DExpyjhXgAAwaZ3.jpg
"Quando voglio immensamente bene a qualcuno non ne dico mai il nome a chicchessia, è come cederne una parte. Mi sono abituato ad amare la segretezza; mi sembra l'unica cosa che possa render misteriosa e meravigliosa la vita moderna per noi".
-
https://pbs.twimg.com/media/DExjU6OWsAAMrmr.jpg
Olum gelecek ve senin gozlerinle bakacak
sabahtan aksama dek, uykusuz,
sagir, eski bir pismanlik
ya da anlamsiz bir ayip gibi
ardini birakmayan bu olum.
Bir bos soz, bir kesik ciglik,
bir sessizlik olacak gozlerin:
Boyle gorunur her sabah
yalniz senin uzerinde
kivrimlar yansitirken aynada.
Hangi gun, ey sevgili umut,
bizler de ogrenecegiz senin
yasam oldugunu, hiclik oldugunu.
Herkese bir bakisi var olumun.
Olum gelecek ve senin gozlerinle bakacak.
Bir ayiba son verir gibi olacak,
belirmesini gorur gibi
aynada olu bir yuzun,
dinler gibi dudaklari kapali bir ağzi.
O derin burgaca inecegiz sessizce.
Cesare Pavese
https://pbs.twimg.com/media/DExjTRVXoAArltn.jpg
-
"Butun bu ciceklerin arasinda, Piktor ozlem ve korku karisimi bir duygu ile bunalmisti. Kalbi bu yerin ritmine yetismek ister gibi hizli hizli carpiyordu. O esnada biraz otede cimin uzerinde duran bir kus gordu. Kusun tuyleri spektrumun tum renklerini yansitan tavus kusuna benziyordu. Piktor kusun guzelligiyle kendinden gecmisti. Ona yaklasti ve sordu, "Insan mutlulugu nerede bulabilir?"
"Mutluluk?" diye yanitladi kus, "Mutluluk, arkadasim, her yerde, daglarda, vadilerde ve ciceklerde." Hermann Hesse, Piktor'un metamorfozu
https://pbs.twimg.com/media/DE2NCxLXcAAf1-N.jpg
"Tra tutti questi fiori stava Pictor, pieno di struggimento e di gioia inquieta. Il suo cuore, quasi fosse una campana, batteva forte, batteva tanto; il suo desiderio ardeva verso l'ignoto, verso il magicamente prefigurato.Pictor scorse un uccello sull'erba posato e di luminosi colori ammantato, di tutti i colori il bell'uccello sembrava dotato. Al bell'uccello variopinto egli chiese: "Uccello, dove è dunque la felicità?"
"La felicità?" disse il bell'uccello e rise con il suo becco dorato, "la felicità, amico, è ovunque, sui monti e nelle valli, nei fiori e nei cristalli". Le metamorfosi di Pictor
-
"Kitap okumayi biraktiktan sonra, erotik bir nihilist oldugum sonucuna varmistim. Bu da ne demek, diye sorabilirsiniz. Pat diye soyleyecek olursam, ben, varligiyla beni rahatsiz etmeyen, yani var olmayan kadinlari tercih ediyorum. Dedigim gibi, bu aslinda genel bir durum. Bertha'da beni rahatsiz eden de buydu iste: Onun var olmasi.
Hatta su an erotik bir idealist oldugumu iddia ederek olaydan kendimi siyirabilirim. Sevgilinin varligi, o sevgili Afrodit'i eksilttigi olcude rahatsiz edecektir. En dipteki oda her zaman kilitlidir ve sadece bir isik huzmesi sizar disariya. Bunca hayal kirikliginin gizli nedeni budur." Ernst Junger, Alaaddin'in Problemi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"After putting aside the books, I reached a conclusion: You are an erotic nihilist. What does that mean? To put it tritely: the kind of woman I like best is the one whose presence does not disturb me, who is simply not there. This, as I have said, is a very general case, and that was what disturbed Bertha about me.
Now I could get out of the predicament by claiming that I may even be an erotic idealist. A beloved's presence would be disturbing insofar as it interfered with. Aphrodite. The final chamber remains locked, and only a ray of light flashes through. That is the secret reason for so many disappointments."
-
https://pbs.twimg.com/media/DEw5xs8W0AAIFV6.jpg
"Ve ben, gercekten ben olan sey, butun bunlarin merkezindeyim, var olmayan bir merkez bu, varsa da cokusun cografyasi oyle gerektirmistir; etrafinda donmekten baska amaci olmaksizin, kendiliginden var olmaksizin, sirf her cemberin bir merkezi vardir, mantigiyla suregittigi o hicim ben." Pessao, Huzursuzlugun Kitabi
https://pbs.twimg.com/media/DEw4_fCXkAAEJKC.jpg