Çanakkale Savaşında karada ölen ilk müttefik askeri
19 Şubatta yapılan saldırının üstünden bir hafta geçmiştir.
https://i.hizliresim.com/nQp9rl.jpg
26 Şubat günü Müttefik Donanma kurmayları, Boğaz içindeki tabyaların susturulması üzerine çalışmaktadır.. Bunun için Çanakkale-Kilitbahir hattındaki Dardanos Batarya Grubu üzerine bir harekât planlanmıştı.
https://i.hizliresim.com/v6VA46.jpg
Önde muhriplerin korumasında mayın tarayıcı gemiler olmak üzere, Çanakkale Boğazı’nın iki kıyısından birer muharebe gemisi ilerleyerek, Kepez Burnu’na kadar kıyı savunma sisteminin tümüyle tahrip edilmesi düşünülmektedir.
https://i.hizliresim.com/16Badp.jpg
Bu plan dahilinde, sabah 09:00’da, 3 muharebe gemisi ve 4 torpido eşliğinde 5 mayın gemisinin harekâtı ile başladı. Mayın tarama gemileri Boğaz’dan torpido gemilerinin refakatinde ilerleyerek daha sonra 8 Mart sabahı Nusret Mayın gemisinin mayın dökeceği Erenköy Koyu'nu taramaya başladı.
https://i.hizliresim.com/LlN83G.jpg
Bu muharebede, 19 Şubat’ın hemen sonrasında hazırlanan Halileli sırtlarındaki sahte bataryalar, gemilerin ateşini üzerine çekmiş, böylece gerçek bataryalar ateşin tesirinden kısmen kurtulmuştur.
https://i.hizliresim.com/r5pX9N.jpg
Bu sırada Majestic zırhlısının, aldığı isabetlerle su almaya başlamasıyla Amiral Carden geri çekilme emri vermiştir. Sahte bataryaların yerlerinin kesin olarak tespit edilememesi, edilse de her an başka bir yere nakledilebilmeleri gemilerin işlerini hayli zorlaştırmıştır.
https://i.hizliresim.com/7adWvW.jpg
https://i.hizliresim.com/P1N2MN.jpg
https://i.hizliresim.com/grpvoR.jpg
Akşam 18:00’de gemiler Boğaz’dan uzaklaşırken Erenköy ve Kumkale köyleri tamamen harap edilmiş, giriş bataryaları da harap edilmişti.
https://i.hizliresim.com/ZXpjda.jpg
Bununla beraber ilk defa küçük çaplı da olsa karaya çıkarma yapılmıştır. Donanmanın, ateş desteğinde Vangeance ve Irresistible muharebe gemilerinden Kumkale ve Seddülbahir’e çıkarılan müfrezelerden biri hariç diğer müfrezeler, kuvvetli bir mukavemet ile karşılaşmış, hedeflenen neticeye ulaşılamamıştır.
https://i.hizliresim.com/oXpq7m.png
Topların tahribatını tamamlamak için başlarında Teğmen Eric Robinson’un bulunduğu bir tahrip birliği de karaya çıkmıştı. Yoğun ateş altında sakince iki topu tahrip etmeye devam eden Robinson, burada ve bundan sonra gösterdiği cesaretten dolayı, Victoria Cross nişanına layık görüldü.
https://i.hizliresim.com/BaNWvg.jpg
İşte bu çatışmalar sırasında vurulan dniz piyadesi çavuş Ernest Turnbull, Çanakkale Boğazı için Denizde verilen mücadelede karada ölen ilk Müttefik askeri olmuştur.
Bu yıkıcı bombardımana ve karaya yapılan ufak çıkarmaya rağmen Türk tarafının zayiâtı 4 şehidi geçmemiştir.
Müttefiklerin 26 Şubat 1915'te devam eden harekatta tek kaybı ise yukarıda bahsi geçen Çavuş Ernest Turnbull'dur.
Tarihçi, araştırmacı sayın Mustafa Onur YURDAL'ın çalışmalarından alınmıştır
Claude Farrere'nin Türkiye ziyareti
Claude Farrere Kurtuluş savaşı sırasında genç Türkiye'nin uluslararası desteğe en çok ihtiyacı olduğu dönemde İzmit'e gelerek Atatürk'ü ziyaret etti.
https://i.hizliresim.com/YQpnzl.jpg
Claude Farrere nin İzmit'te karşılanışı. 18 Haziran 1922
https://i.hizliresim.com/8a5qpQ.jpg
Claude Farrere Şerefine Verilen Çay Ziyafetinde. İzmit 19 Haziran 1922
Cezayirli Gazi Hasan Paşa,
Tekirdağ'da Hacı Osman'ın kölesi olan Hasan, didişken ve kavgacı olup bir süre sonra efendisinin çocuğunu dövmeye başlamış, bununla yetinmemiş, Tekirdağ'da bütün çocukları dayak manyağı yağınca efendisi azat ederek evden uzaklaştırmak zorunda kalmıştı
https://i.hizliresim.com/pbVolJ.jpg
Cezayirli Gazi Hasan Paşa
III. Selim dönemi sadrazamı Cezayirli Gazi Hasan Paşa 80 yaşında Şumnu’da cephede öldü. Paşa, evcil aslanıyla dolaşırdı.
https://i.hizliresim.com/JZB67o.jpg
Cezayirli Gazi Hasan Paşa
"Arslandan başka kedi sevmem" diyerek yanından hiç ayırmadığı arslanını özel olarak kendi eli ile beslediği gibi, Lady Graven'in dediğine göre bir seferinde divana arslanı ile gitmiş: korkudan kaçışanlardan biri merdivenden düşüp boynunu kırıp ölmüştür...
https://i.hizliresim.com/NnJWqO.jpg
Cezayirli Gazi Hasan Paşa cami
Cezayirli Gazi Hasan Paşa av köşkü
Cezayirli Gazi Hasan Paşa nın Çanakkale deki kuleli av köşkü
https://i.hizliresim.com/JZBkoY.jpg
Cezayirli Gazi Hasan Paşa kışlası
Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kışlası (Kalyoncular Kışlası)
2016 yılında restore edileceği belirtilerek kışlanın ortasında yer alan camisi hariç tamamen yıkılmıştır.
https://i.hizliresim.com/4jOqBL.jpg
https://i.hizliresim.com/ADP6R0.jpg
https://i.hizliresim.com/bVRMz8.jpg
Yıkımdan sonraki hali
https://i.hizliresim.com/dvEZy4.jpg
Osmanlıda Çengele geçirme
Devlete başkaldırıp isyan edenler hakkında sorgu, soruşturma, mahkeme vesaire gibi işler ile pek fazla vakit harcanmaz derhal infaz edilirdi.
https://i.hizliresim.com/oXlrXb.jpg
17. yüzyılda ayaklanmaya, askerî tesisleri basmaya veya devlete silah çekmeye kalkışanların âkıbeti İstanbul’un Eminönü semtinde kurulu olan “çengel”de son bulur, çengele geçirilen isyancılar halkın gözleri önünde yavaş yavaş can verirlerdi.
Sorgu, yargılama, vesaire gibisinden işler hemen tamamlanır ve başkaldıranlar “çengel”e gönderilirlerdi!
Çengel, 17. asır İstanbul’unda, Eminönü Meydanı’nın ilerisindeki Odunkapısı İskelesi civarında kalın kalaslardan yapılmış kuleyi andıran bir idam vasıtası idi. Âletin üst tarafında sıra sıra çengeller vardı ve devlete silâh kullanarak başkaldırmış olan eşkıya burada idam edilirdi.
mahkûmun elleri ve ayakları sımsıkı bağlanır, cellâtlar mahkûmu makaralı iplerle çatıya kadar çeker ve bir anda çengellerin üzerine bırakırlardı. Mahkûm düşme şekline göre başından, boynundan, gövdesinden, karnından yahut bacağından çengellerden birinin veya birkaçının üzerine saplanıp kalırdı.
Bazen derhal ölür, bazen de saatlerce ve hattâ günlerce feryâd ettikten sonra can verirdi
İstanbul halkı da idamı seyretmek için akın akın çengel seyrine koşardı.
(Reşad Ekrem Koçu’nun “İstanbul Ansiklopedisi”nden).
Thomas Hobbes – Toplum Sözleşmesi
Thomas Hobbes, (5 Nisan 1588 – 4 Aralık 1679) 1588 Nisan Westport’ta dünyaya gelmiş ünlü İngiliz siyaset felsefecisidir.
Leviathan, Thomas Hobbes’un devlet anlayışından ortaya çıkan mutlak güce sahip iradenin hakim olduğu devlettir. Devleti yöneten irade neredeyse bütünüyle serbest olmalıdır. Hükümdara koşulsuz itaat edilmesi gerekir. Sınırlandırılamaz ve isyan edilemez olan bu irade herkes için iyiyi sağlayacaktır.
https://i.hizliresim.com/y69Dak.jpg
Hobbes'un Leviathan adlı eserinin Abraham Bosse tarafından çizilen, yaratıcı ve eserin muhtevasını çok iyi yansıtan içkapak resmi.
Leviathan insanlardan müteşekkil, bir elinde kılıç bir elinde meşale tutuyor ve şehrin, ülkenin düzenini muhafaza ediyor.
https://i.hizliresim.com/zjqDk7.jpg
Atatürk'ün milli egemenlik anlayışı
Atatürk devrinin ötesini de okuyabilen bir liderdi. Daha 1920 yılında birçok general ve sivil bürokratla birlikte meclissiz çok daha rahat karar alıp Millî Mücadele'yi yürütebilecekken kendisi ısrarla, sürekli ikna etmek zorunda kaldığı meclisin açık kalmasında diretmişti.
https://i.hizliresim.com/lqRX2p.jpg
Kendisine yapılan, meclisin yetkilerini askıya alma ya da meclis onayından geçirmeden emrivaki kararlar alma tekliflerini şiddetle reddetmiş, milli bağımsızlık yolunda milli egemenliği en iyi şekilde kullanmıştı.
Otrar Olayı ve Moğol Elçilerinin Katli
1218’de Moğolistan’dan batıya doğru ilerleyen bir kervan, Harzemşahların Otrar valisi İnalcık tarafından durdurularak 450 tüccar ve 500 deveden oluşan kervan yağmalanmıştır.
https://i.hizliresim.com/ADPVXQ.jpg
Bunun üzerine Cengiz Han, kervandaki malların iadesini ve katledilen tüccarlar için Otrar valisinin kendisine gönderilmesini istemiştir.
Fakat Harezmşah hükümdarı Alaaddin Muhammed elçileri öldürerek karşılık vermiştir. Bunun üzerine Cengiz Han yaklaşık 200.000 kişilik bir orduyla 1219’da Harzemşah seferine çıkmıştır.
Yani aslında Cengiz Han’ın batı seferi bir intikam gerekçesiyle başlamıştır denilebilir. Bu sefer sonucunda Harzem şehirleri olan Otrar, Buhara, Semerkant ve Hocend şehirleri istila edilmiştir.
Reşidüddin'in Câmi'ut-Tevârih
Reşidüddin'in Câmi'ut-Tevârih'inden birkaç çizim.
https://i.hizliresim.com/2643g0.jpg
Moğollar tarafından yakalanıp sürülen esirler.
https://i.hizliresim.com/jgRO5G.jpg
moğollar tarfından Işkence edilen esirler.
https://i.hizliresim.com/EmMdY9.jpg
Moğolların saray ziyafeti.
kültür varlığı ilan edilen evin tiraj-i komik hikayesi
Konu birazda tarih olduğu için paylaşmak istedim..
Şimdi sizlere ülkemizde güzel bir şeyler yapmanın dönüp dolaşıp insanın başına nasıl bela olabileceğini gösteren trajikomik bir dava anlatacağım. Anlatmaktan yoruldum artık, ama derli toplu olarak tüm olayı son kez anlatacağım. Dava 83 yaşındaki dedem Yusuf Gurbetoğlu hakkında.
https://i.hizliresim.com/EmMdWv.jpg
Fotoğraftaki, 1958 yılında dedem tarafından inşa edilen ev, 2005 yılında Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından kültür varlığı ilan edildi. Daha doğrusu edilmiş, biz biraz geç öğrendik. Harika bir şey. Ev inşa ediyorsunuz, sağ olsun devlet koruma altına alıyor.
https://i.hizliresim.com/2643WL.jpg
Biraz geç öğrendik dediğim gibi, ve de enteresan bir usulle. Normalde ne beklersiniz eviniz kültür varlığı ilan edilince? Gelirler evinize, tebrik ve takdir ederler. Derler ki bu ev bundan sonra devletin koruma ve gözetiminde. Bir ihtiyacınız olduğu zaman haber verin falan filan.
Tabii ki öyle olmadı ama. 2017 yılında savcılıktan dedeme gelen bir davetle evimizin kültür varlığı ilan edildiğini resmen öğrenmiş olduk. Yalnız şöyle ufak bir ayrıntı vardı; ilgili davet tebrik ve takdir içerikli değil, tarihi esere zarar verme soruşturması ile ilgiliydi.
Evimizi dedem geleneksel Karadeniz mimarisi ile inşa etmiş vakti zamanında. Malumunuz bu evler ahşap oluyor. Evde çatının damlatmasından dolayı çürüme riski olduğundan çatı kiremitlerini değiştirmemiz gerekti. 2007 yılında çatı kiremitlerini aslına uygun kiremitlerle değiştirdik.
https://i.hizliresim.com/oXlWpQ.jpg
2011 yılında ise tarihi doku ile zerre kadar alakası olmayan, evin inşasından takribi 10-15 sene sonra inşa edilmiş, fotoğraftaki beton tuvalet kısmında dedemin ve babaannemin ilerleyen yaşından dolayı bazı genişletme ve tadilatlar yaptık.
Bu iki olay gerekçe gösterilerek dedeme Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalafet suçundan dava açıldı. Başta önemsemedik açıkçası, zira mahkemenin koruma altına alındığından haberimiz dahi olmayan evimizi tadil ettiğimiz için mahkumiyet vereceğine ihtimal vermedik
İÜHF'deki hocalarıma danışarak ve çevremdeki avukat abilerin yardımıyla mahkemeye TCK 30/4 ekseninde haksızlık yanılgısını esas alan bir savunma dilekçesi hazırlayarak sunduk. "İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz."
https://i.hizliresim.com/lqRGpB.jpg
https://i.hizliresim.com/nQo6p5.jpg
Bunun üzerine olay tabiatiyle bilirkişiye gitti. Bilir kişi! Bilirkişi raporunda yapılan değişikliğin tarihi dokuya zarar verdiği belirtilmiş :)) Üstelik uzman bilirkişilerimiz kanuna açıkça AYKIRI şekilde hukuki görüş belirtip hüküm verilmesi gereken TCK maddesini işaret etmiş.
https://i.hizliresim.com/v672Vm.jpg
https://i.hizliresim.com/Ll0zNa.jpg
https://i.hizliresim.com/r5vkpV.jpg
Bunun üzerine bilirkişi raporuna itiraz ettik ancak mahkeme itirazımızı değerlendirmeye dahi almadan 1 yıl 8 ay hapis cezası verip hükmün açıklanmasını geriye bıraktı. Evet dedem, tarihi eser ilan edildiğini bilmediği evinin tadilatını yaptığı için hapis cezasına çarptırıldı.
Ancak işin esas rezil kısmına şimdi geldik. Davanın sonunda hakim bey dedeme demiş ki, dayı demiş ben senin suçsuz olduğunu biliyorum da demiş, eğer demiş beraat ettirirsem demiş, karşı taraf üst mahkemeye gider daha çok mağdur olursun demiş :)) olaya bakar mısınız hakim bu adam.
Bilin bakalım daha sonra ne oldu? :)) Kültür Müdürlüğümüzün avukatı hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına itiraz etti. Devletimiz 83 yaşında dedemin illa hapis yatmasını istiyor, neden? Çünkü kendi evine tadilat yaptı. Üstelik tarihi eser ilan edildiğini bilmediği evine :)))
Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi de Kültür Müdürlüğünün avukatını çok haklı buldu ve HAGB kararını bozup davayı dedeme "sen haklısın dayı" diyen hakime geri gönderdi. Bir hafta sonra duruşma var. Bakalım dedem haklı mıymış değil miymiş göreceğiz :))
İstanbul Hukukta son sınıf öğrencisi olan bir vatandaş olarak -ki bunu özellikle belirtiyorum- şu an bu olayı medyaya yansıtmaya çalışıyorum.
Çünkü medyanın gücüne, yargı sisteminin adaletinden daha çok güveniyorum. destek olursanız sevinirim.
Sayın Furkan Gurbetoğlu paylaşımından alıntıdır.
Afyon'da bozguna uğrayan Yunan Ordusu
Afyon'da bozguna uğrayan Yunan Ordusu, öyle hemen birden bire İzmir'e çekilmek istemedi.
https://i.hizliresim.com/0RA66V.jpg
Daha önceden hazırlamış oldukları Dumlupınar ikinci savunma mevzilerine bir an önce yerleşmeye niyetlendiler ama Gen. Trikopis kuvvetleri bu mevzilere yetişemeden Dumlupınar'da imha edildiler