-
Ingiliz yazar John (Edmund) Gardner’in dogum yildonumu (20 Kasim 1926)
“Eger sanatin fikirleri guzel idiyse bu sanatin kabahatiydi, Ozan'in degil. Bir koor secici, neredeyse bir cilgin: Bir kus. Ormanda tatli tatli sakiyan kuslar var diye insanlar birbirlerini daha nazikce mi oldurduler?”
https://www.worldswithoutend.com/alt...r_grendel3.jpg
“If the ideas of art were beautiful that was art’s fault, not the shaper’s. A blind selector, almost mindless: a bird. Did they murder each other more gently because in the woods sweet songbirds sang?”
“ 'Neden benim konusacak kimsem yok?' dedim. Yildizlar hicbir sey soylemedi, ama ben onlarin bu kabaliklarini gormezden geldim. 'Ozanin konusabilecegi birileri var.' dedim. Parmaklarimi SIKTIM. 'Hrothgar’in da konusabilecegi birileri var.' ”
https://www.sharecg.com/images/medium/17517.jpg
“ 'Why can’t I have someone to talk to?' I said. The stars said nothing, but I pretended to ignore the rudeness. 'The Shaper has people to talk to,' I said. I wrung my fingers. “'Hrothgar has people to talk to.' ”
“Ama daha kotu bir sey vardi. Ejderhanin bana bir buyu yaptigini anladim; hicbir silah bana karsi islemiyordu. Solen salonuna istedigim zaman gidebilirdim, bana karsi gucsuzlerdi. Bu yuzden icim daha da karardi. Onlari kucumsememe ragmen, bazen onlardan nefret etmeme ragmen, onlarla savasabildigimde insanlarla aramizda bir sey vardi. Simdiyse, yenilmez olarak, bir komur arazisinde hayatta kalan tek agac gibi, olabildigince yalnizdim.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“But there was one thing worse. I discovered the dragon had put a charm on me: no weapon could cut me. I could walk up to the meadhall whenever I pleased, and they were powerless. My heart became darker because of that. Though I scorned them, sometimes hated them, there had been something between myself and men when we could fight. Now, invulnerable, I was as solitary as one live tree in a vast landscape of coal.”
-
The Miami Herald, 20 Kasim 1933 tarihli baskisinda Volstead Yasasinin yururlukten kaldirildigini ve yasaklamanin Aralik ayinda sona erecegini mansetinden verdi. Boylece icki kacakciligi yapan Max, Noodles, Cockeye ve Patsy issiz kalacaklardi. (Miami, Florida - Bir Zamanlar Amerika'da - Once Upon a Time in America filmi)
https://i.pinimg.com/474x/af/02/83/a...-greetings.jpg
https://bloximages.newyork1.vip.town...ize=1200%2C857
https://pbs.twimg.com/media/DnAMBHDW0AAWKBN.jpg
-
Amerikali roman, oyku ve deneme yazari Donald Richard 'Don' DeLillo’nun dogum gunu (20 Kasim 1936)
"Dunya ustundeki en ustun yasam formu oldugumuza ama yine de sozcuklere sigmayacak kadar mutsuz oldugumuza, cunku baska hicbir hayvanin bilmedigi seyi, olmek zorunda oldugumuzu bildigimize dair bir ironi."
https://images.penguinrandomhouse.co.../9780143105985
“No sense of the irony of human experience, that we are the highest form of life on earth, and yet ineffably sad because we know what no other animal knows, that we must die.”
"Sanki bir miktar engellenmis gibi duruyorlar, sabit ve iyi ayarlanmis tebessumler takinmislar, fotograf makinesinin dogasinda var olan bir seyden suphe eder gibi."
https://upload.wikimedia.org/wikiped...hite_Noise.jpg
“Stand at an angle to the future, somewhat averted it seemed, wearing fixed and fine-drawn smiles, skeptical of something in the nature of the box camera.”
-
Amerikali Eagles rock grubunun gitaristi Joseph Fidler 'Joe' Walsh'in dogum gunu (20 Kasim 1947)
https://www.reviewjournal.com/wp-con...walsh_crop.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=EqPtz5qN7HM
-
Alman sair, oyun ve oyku yazari Wolfgang Borchert'in olum yildonumu (20 Kasim 1947)
"Ve bankin uzerinde oturmus Evelyn, hummali bir sesle hasta bir sarkiyi mirildaniyor, bir usume aliyor beni. Gel sevgili Mayis ve parildat yeniden gozleri, diye sarki soyluyor Evelyn ve dizleriyle elimi tutuyor. Soyle Evelyn, soyle, sarkilarinla bira sisesince yesil otlar altina yatir beni, kum ve balcik ve toprak oldugum otlarin altina. Soyle Evelyn, soyle ve sarkilarinla yikinti denizlerinin ve savas alanlarinin ve toplu mezarlarin uzerinden senin o tatli, sicak, genc kizsi ve mahrem, aysi sarhosluguna gotur beni. Soyle Evelyn, soyle, binlerce boluk, geceler icinden yuruyuse koyuldu mu, soyle, binlerce top, tarlalari surdu ve kanla gubreledi mi. Soyle, Evelyn, duvarlar saatlerini ve resimlerini yitirdiler mi, sarkilarinla o icki yesili sarhosluklar icerisine ve senin o dunyanin tatli yok olusu icerisine koy beni. Soyle Evelyn, soyle, sarsarkilarinla o genc kiz yasaminin icerisine al beni, o mahrem gecelerdeki genc kiz duygularinin koynuna al, ve oylesine tatlidir ki bu duygular, isinir icim yeniden, yasamaktan isinir sicacik olur. Gel sevgili Mayis ve yesillendir yeniden otlari soyle bira sisesi yesilligince, soyle Evelyn yesilligince. Soyle Evelyn, soyle!"
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Und Evelyn singt. Komm lieber Mai und mache, singt Evelyn und hält meine graskalte Hand mit den Knien. Komm lieber Mai und mache die Gräber wieder grün. Das singt Evelyn. Komm lieber Mai und mache die Schlachtfelder bierflaschengrün und mache den Schutt, den riesigen Schuttacker grün wie mein Lied, wie mein schnapssüßes Untergangslied. Und Evelyn singt auf der Bank ein heiseres hektisches Lied, daß mir kalt wird. Komm lieber Mai und mache die Augen wieder blank, singt Evelyn und hält meine Hand mit den Knien. Sing, Evelyn, sing mich zurück unters bierflaschengrüne Gras, wo ich Sand war und Lehm war und Land war. Sing, Evelyn, sing und sing mich über die Schuttäcker und über die Schlachtfelder und über das Massengrab rüber in deinen süßen heißen mädchenheimlichen Mondrausch. Sing, Evelyn, sing, wenn die tausend Kompanien durch die Nächte marschieren, dann sing, wenn die tausend Kanonen die Äcker pflügen und düngen mit Blut. Sing, Evelyn, sing, wenn die Wände die Uhren und Bilder verlieren, dann sing mich in schapsgrünen Rausch und in deinen süßen Weltuntergang. Sing, Evelyn, sing mich in dein Mädchendasein hinein, in dein heimliches, nächtliches Mädchengefühl, das so süß ist, daß mir heiß wird, wieder heiß wird von Leben. Komm lieber Mai und mache das Gras wieder grün, so bierflaschengrün, so evelyngrün. Sing, Evelyn."
-
20. yuzyilin en onemli Italyan filozof, tarihci, politikaci, edebi elestirmen ve yazar Benedetto Croce’nin dogum yildonumu (20 Kasim 1952)
https://www.lacooltura.com/wp-conten...to-Croce-1.jpg
https://www.frasi-celebri.net/images...e0d2105a13.jpg
“Sanat soz konusu oldugunda, en yalin bicimde soyle yanitlayabilirim hemen: Sanat bir gorus ya da sezistir. Sanatci bir imge ya da resim uretir. Sanattan tat alan biriyse yuzunu sanatcinin ona gosterdigi yone cevirir ve kendisi icin acilmis olan delikten bakarak, kendinde sanatcinin imgesini olusturur.”
-
-