.....................
Printable View
.....................
aksine bu kapı pencere saçmalığı güvensizlik yaratıyor. Bağımsız bir kurum öyle siyasetçinin sözüyle hizaya gelip,kaçak saklı işler yapmaz. Tek bir faizi olur ve eskiden Durmuşun yaptığı gibi faizi şak diye yükseltir kimseye sormaz. Şimdi bu var mı yok, tam biatçı aile bankasını andıran bu kurumun bastığı paraylada İŞİM OLMAZ!...
Ben tcmb'nin bu attığı adımları da atamayabileceğini düşündüğüm için *nispi* olarak bu hamleleri pozitif yönde bir adım olarak görüyorum. Ancak daha önce de söylediğim gibi şişman kadın şarkı söylemeden opera bitmez. tcmb'nin politikalarını şişman kadının şarkısı bitene kadar objektif olarak izlemekte fayda var. İzleyelim görelim.
Benim bildiğim beton suyu çeker. E don olayı olduğunda da betonun içindeki su donarak beton zarar verir. Belki de bilmediğim bişeyler vardır...
SM-A710F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
3.5 dolar dibi gibi oraya vurur sa iyi al fırsatı olur mu diye insan iç geçiriyor. trompa birileri kıymetli dolar dış ticarette iyi değil demiş dolma akıllı hemen çarketti
Mahfi Eğilmez'den;
http://www.mahfiegilmez.com/2017/03/...t-devrete.htmlAlıntı:
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün açıklamasına göre yap-işlet-devret modeliyle yapılan Osmangazi Köprüsünden Hazine garantisinde öngörülen günlük 40 bin araca karşılık ilk 50 günde toplam 669.611 araç geçmiş.
Geçişi Garanti Edilen Araç Sayısı: 40.000/Gün x 50=2.000.000
Araç Sayısı Açığı:1.330.389
Buna göre eğer ilk 50 günlük performans yıl boyunca devam edecek olursa Hazine’den köprü işleticisine ödenecek tutar oldukça yüksek bir tutar olacak. Sonuçta bütçe gelirleri vatandaşın vergisinden ve (ceza, kira, ecrimisil vb gibi) ödemelerinden kaynaklandığına göre Osmangazi Köprüsünden geçsin geçmesin kişi başına herkesin ödeyeceği bir tutar doğmuş olacak. Yap işlet devret projesiyle yapılan diğer çoğu altyapı tesisi için de benzer bir durum var.
1980’lerin ikinci yarısında Dünya Bankası’nın büyük bir buluş gibi Türkiye’ye getirip pazarladığı Yap – İşlet – Devret projeleri gündeme geldiğinde Hazine yönetimi bu konuya karşı çıkmış, bu garantilerin Türkiye’nin aleyhine çalışacağını öne sürmüş ama bu itirazını dönemin politikacılarına dinletememişti. O dönemde yasal altyapı hazır olmadığı için bu projeler yaygın olarak yaşama geçirilememişti. İlerleyen dönemde yasal altyapı tamamlandı ve Hazinenin satın alma garantisinin yanına bir de finansman garantisi eklendi. Bu konuya o tarihte birçok kişi gibi ben de itiraz etmiştim .Ama itirazlar bir işe yaramadı ve projeler yaşama geçirildi. Ve işte ilk sonuçlar korktuğumuzun başımıza geldiğini ortaya koyuyor.