Döviz kıtlığı içinde bulunduğumuz sorunlarda kök nedenlerin en başında gelendir, doğru. Nedenleri de açıktır, merkez bankasnın doların küresel hakimiyetinin -bir gün- sona ereceği beklentisiyle yaptığı sorumsuz rezerv yönetimi ve para politikası araçlarının devre dışı bırakılmasıdır.
KKM yoluyla döviz kurlarının, polisiye tedbirler ve genişleyici maliye politikaları ( düşürülen kdv, teşvikler, bütçe açıkları) ile enflasyonun kontrol edilmeye çalışması, tıpta kronik hastalıkların ilaçla stabil kalmasını sağlanmasını andırır şekilde bir idame ( sürdürme) politikasıdır. Yani 'bir gün belki üstümüzden bir kuş geçer, o güne kadar dayanalım' politikasıdır.
Kök neden ortada durduğuna göre döviz geliri sağlayıcı faaliyetlere hız verilmesi gerekir. Ama görüldü ki, rekabetçi kur diye bir şey yokmuş ve artan emtea fiyatlarıyla birlikte daha fazla miktar birim mal ihraç edip daha az miktar ithal etmemize rağmen birim fiyatlar arttığı için dış ticaret açığı büyümüştür. Sorunların çözümü için hükümetin yaslandığı genişleyici maliye politikalarında doz aşımı ülkeyi krize götürebilir.
Bütün bu toz duman içinde bir gerçek daha var ki küresel ticaret yeni baştan biçimleniyor ve küresel olmaktan bölgesel olmaya doğru yönleniyor. Geleceğin ne getireceği bugün için maksimum belirsizlik seviyesine gelmiştir.
Ben Eczacıbaşı'nın da bu süreçleri doğru okumak için büyük dikkat ve özen içinde olduğunu düşünürüm.Ancak geri zekalıysanız dünya ticaretindeki olası değişiklikleri bu dönemde takip etmezsiniz.
Tabii oyunu doğru okumak, doğru konumlanma imkanını otomatik olarak getirmiyor, ciddi bir hazırlık gerekiyor.Bu hazırlık ülkede var mı açıkçası bilmiyorum. Ancak hemen çevremizdeki ülkelerle karşılaştırdığımızda ekonomik
faaliyetlerde hala bölgesel bir hakimiyet ve hazırlığımız olduğunu söyleyebilirim.
Elbetteki çevremizdeki zavallı ülkeler; Suriye, Irak, iran, Ukrayna, bundan sonraki süreçte Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, Ermenistan, Gürcistan hepsi ekonomik yoğunlukları düşük ve düşük kalmaya mahkum ülkelerdir.
Geleceği parlak olmayan ülkelerle çevrelenmiş olmak Türkiye'nin hem şansı hem de şansızlığıdır.