-
1977 yilinde 3 Akademi Odulu (En Iyi Film, En Iyi Yonetmen, En Iyi Film Kurgusu) kazanacak olan, Sylvester Stallone, Talia Shire ve Burt Young’in rol aldigi Rocky serisinin ilk filmi 21 Kasim 1976 tarihinde New York’ta gosterime girdi. Kurgusal karakterin yasadigi sehir Philadelphia'da buyuk bir coskuya yol acti.
https://pbs.twimg.com/media/Dsh_N-JWkAAkwBu.jpg
https://pbs.twimg.com/media/Dsh89QvWwAATUuA.jpg
https://pbs.twimg.com/media/Dsg9IQFWwAAnoeH.jpg
https://media.giphy.com/media/yoJC2J...QhY4/giphy.gif
-
21 Kasim 1980'de, Amerika'da yaklasik (53.3 rating) 83 milyon televizyon izleyicisi, 'Dallas' dizisinde, JR'i kimin vurduðunu ogrenmek amaciyla televizyonlarinin karsisina gecti. J.R. Ewing karakteri dizide vuruldu ve yer yerinden oynadi.
https://www.panicposters.com/media/c...-dallas-jr.jpg
https://pbs.twimg.com/media/Dr5frFNWoAEHkeH.jpg
(1980 yilinin Mart ayindaki bir bolumde gece yarisi ofisinde calisirken ekranda gorulmeyen bir kisi tarafindan vuruldu. O bolumu 57 ulkede 350 milyon kisi izledi.
Donemin Amerika Baskani Jimmy Carter o meshur bolumun hemen ardindan dizinin yapýmcisi Lorimar'a telefon ederek J.R. Ewing'i kimin oldurdugunu sordu, ancak cevap alamadi.)
https://pbs.twimg.com/media/DsiDj1HXcAA16f3.jpg
-
Ingiliz new wave ve synth-pop grubu Duran Duran, 3.studyo albumu Seven and the Ragged Tiger'i 21 Kasim 1983'de EMI (Ingiltere) ve Capitol (Amerika) etiketleriyle piyasaya surdu.
https://img.cdandlp.com/2017/06/imgL/118864566.jpg
-
Frank Zappa, The Mothers of Prevention’in albumunu 21 Kasim 1985 tarihinde Barking Pumpkin etiketiyle piyasaya surdu.
https://cps-static.rovicorp.com/3/JP...er=allrovi.com
-
George Michael, Kissing a Fool balladini 21 Kasim 1988 tarihinde Columbia Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/Dsg4UOQWoAAgNT4.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=omsBhh8vA7c
-
Kanadali hard rock grubu Rush, 13.studyo albumu Presto'yu 21 Kasim 1989'da Anthem (Kanada)ve Atlantic etiketleriyle piyasaya surdu
https://pbs.twimg.com/media/DshAGcUUUAAxnxC.jpg
-
Tom Selleck, Steve Guttenberg ve Ted Danson'in rol aldigi komedi-drama 3 Adam ve Bir Kucuk Hanim (3 Men and a Little Lady - Tre scapoli e una bimba), 21 Kasim 1990'da Amerika'da vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/DsgHV4TUwAAO554.jpg
-
Bruce Springsteen, 11. studyo albumu ve 2. akustik albumu olan The Ghost of Tom Joad'u 21 kasim 1995'te Columbia Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DshCWkkWwAA8Adt.jpg
-
Madonna, Music albumunun 2.single'i Don't Tell Me’yi 21 Kasim 2000 tarihinde Maverick Records etiketiyle yayinladi.
https://owlsandteapots.files.wordpre...0&h=355&crop=1
https://media.tumblr.com/tumblr_lycetf1Opr1qfde1l.gif
-
Mike Myers, Spencer Breslin ve Dakota Fanning'in rol aldigi macera-komedi Kedi (The Cat in the Hat - Il gatto... e il cappello matto), 21 Kasim 2003'de Amerika ve Kanada'da vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/Dsg4lrzU4AIHW2s.jpg
-
Halle Berry, Penélope Cruz ve Robert Downey Jr'in rol aldigi korku-gizem Gothika, 21 Kasim 2003'de Amerika'da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...6,1000_AL_.jpg
-
Amerikali nu metal grubu Korn, 6.studyo albumu Take a Look in the Mirror'i 21 Kasim 2003'de Epic Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DshFF8lXgAAvTBu.jpg
-
Idris Elba, Regina King, Columbus Short ve Delroy Lindo'nun rol aldigi komedi-romantik drama Bu Noel (This Christmas - Natale e altri guai), 21 Kasim 2007'de Amerika'da vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/DsgfeUaVsAA4O7W.jpg
-
Amy Adams, Susan Sarandon ve James Marsden'in rol aldigi animasyon-komedi Manhattan'da sihir (Enchanted - Come d'incanto) 21 Kasim 2007'de Amerika, Kanada, Endonezya ve Filipinler'de vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/Dsg7O6dVAAAGfqM.jpg
-
Amerikali bilim kurgu yazari Anne (Inez) McCaffrey'nin olum yildonumu (21 Kasim 2011)
"Ejderlere binen adamlar farkli bir soydandi.Ejderler yumurtadan ilk ciktiklarinda secilirlerdi ve kontrol ettikleri bu devasa, muhtesem hayvanlarla omur boyu ruh arkadasi olurlardi.Ejderler Pern Gezegenini, kan kirmizi yildizdan koruyabilecek tek yaratiklardi.Fakat kralice olmazsa ejderlerin soyu tukenecekti. Yalniz dev, altin Kralice yeni kusaklari dunyaya getirebilirdi. Ve Kralice zayifliyor... oluyordu...Ardinda buyuk, altin bir yumurta birakarak..."
https://images.gr-assets.com/books/1...243l/61975.jpg
"The men who rode the dragons were a breed apart. Chosen when the dragons were first hatched, they became soulmates for life with the huge, magnificent beasts they controlled - the green, blue, brown and bronzes - beautiful - terrible - the only creatures who could defend the planet Pern from the blood-red star. But without the Queen, the dragons would become extinct. Only the gigantic, golden Queen could breed the new flights. And the Queen was fading . . . dying . . . leaving behind one last, huge, golden egg..."
-
"Insanlar da dogayi biraz bozmus olmalilar. Cunku insanlar kurt dogmadiklari halde kurt olmuslar . Tanri onlara ne yirmi dortluk top, ne de sungu verdi. Oysa onlar, birbirlerini yok etmek icin sunguler, toplar yaptilar. Ayrica alacaklilar paralarini alamasinlar diye iflas edenlerin mallarýna el koyan adaleti de bu arada sayabilirim." dedi tek gozlu ihtiyar.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Che gli uomini abbiano un tantino guastata la natura, poiché non erano nati lupi e lupi son diventati. Iddio non aveva dato loro pezzi da ventiquattro e neanche baionette, ed essi si son fabbricati le baionette e i cannoni per distruggersi a vicenda; potrei anche aggiungere i bancarottieri, e la giustizia che dei bancarottieri incamera i beni per spogliarne i creditori.” ha detto.
-
“Dirilis, dunyanin en basit isidir hanimim, dedi Anka, birinin iki defa dogmasinda sasilacak bir yan yoktur. Bu dunyada her sey dirilir; tirtil, kelebek olarak dirilir; topraga dusen cekirdek, agac olarak dirilir; topraga gomulen tum hayvanlar ot olarak, bitki olarak dirilir, diger hayvanlari besler ve onlarin ozlerinin bir kismini olusturur; bedenini olusturan tum zerrecikler farkli farkli varliklara donusur.” Babil Prensesi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“La resurrezione, signora, le disse la fenice, è la cosa più semplice del mondo. Non è piu sorprendente nascere due volte che una. Tutto è resurrezione in queato mondo; i bruchi risuscitano in farfalle un un nòcciolo messo in terra risuscita in albero; tutti gli animali seppelliti nella terra risuscitano in erbe, in piante, e nutrono altri animali di cui formano ben presto una parte della sostanza; tutte le particole componenti i corpi vengono cambiate in esseri differenti.”
-
Netflix, Patrick Suskind’in ayni isimli polisiye romanindan diziye uyarlanan Perfume’un fragman yayinlandi.
https://youtu.be/NHj2qIfTVE0?t=2
-
George Eliot takma ismiyle yazan Victoria doneminin en unlu Ingiliz yazarlarindan Mary Anne Evans’in dogum yildonumu (22 Kasim 1819)
“Hayat, hatiralar olmadan bile buyume ve curumeye bagimli bir hatta ilerler ama kesif hafiza, insani suclanmayi hak eden mazisine iter. Acik yara misali yanan bir hafizayla, insanin mazisi olu bir tarihten ibaret degildir, yasanan zamana donk ama o zamanin sartlarina uymayan bir hazirliktir; pisman olunarak hayattan silkelenip atilmis bir hata degil, benligin hak edilmis bir utancin urpertilerini, keskin tatlarini ve karincalanmalarini titreserek tasimaya devam eden bir parcasidir.”
https://images.penguinrandomhouse.co.../9780553904574
“Even without memory, the life is bound into one by a zone of dependence in growth and decay; but intense memory forces a man to own his blameworthy past. With memory set smarting like a reopened wound, a man's past is not simply a dead history, an outworn preparation of the present: it is not a repented error shaken loose from the life: it is a still quivering part of himself, bringing shudders and bitter flavors and the tinglings of a merited shame.”
-
Ingiliz roman yazari George Gissing’in dogum yildonumu (22 Kasim 1857)
“Yirmi sekiz yaslarinda, kahverengi sade bir sapka takmis, terzi elinden cikan bir elbise giymis, elinde mukemmel bir semsiyeyle genc kadin, Wattleborough’daki herkesten daha hizli yurumesine ragmen acelesi varmis gibi gozukmuyordu ve camurlu caddeyi gecerken etekleri umurunda bile degildi, yine de hic camur sicratmadi, sanki evindeymis gibi, basini kaldirmis, SIK SIK kendi kendine gulumsuyordu. Onu tanimayanlar kim oldugunu sordular, yeterince ahbaplik kurmus olanlarsa lisenin bu yeni ogretmeniyle bayagi bir sohbet ettiler. Ismi Bayan Rodney’di. Sehre gelisinden bir hafta sonra, Wattleborough’lu hanimlar kadinin fikirlerinden soz etmeye ve konusmaya baslamislardi. Kadin beraberinde universitenin havasini da getirmisti, bir suru onemli kisi taniyordu, konusmalari ve tavirlari Wattleborough’nun salonlarinda oldukca etkileyici bulunmustu. Okul mudiresi de kadin hakkinda ovguyle soz etmisti ve St. Luke’li papaz kadinin ailesini taniyordu ve onun cok zeki oldugunu belirtmisti.
Sehirde bir yabanci olmasi sebebiyle bayan Rodney’e, kilise memurunun dul esi bayan Ducker’in evini tavsiye etmislerdi. Fakat kadin o evde sadece bir, iki hafta kaldi. Kadinin evin tipini, ozelliklerini begenmedigi icin ciktigi anlasilmisti. Bazilarina gore bu bayan Ducker’i tohmet altinda birakmisti ve bu yuzden sasirmislardi. Bayan Rodney’i bilenler ise kadinin ‘kaprisli’ oldugunu dusunmuslerdi. Kadinin son sectigi ev ise herkes için surpriz oldu. Evin oldugu cadde Wattleborough’un mutena bir semtinde olmasina ragmen, Bayan Rodney’in St. Luke papazindan da (ki, ev onun cemaatinin oldugu yerdeydi) ogrenebilecegi gibi evin pek çok olumsuz yanlari vardi. Her Pazar ayine katilan Bayan Turpin hakkinda kimse onemli bir iddiada bulunamazdi ama marangoz olan kocasi “Ýki Boyunlu Kugu” meyhanesine pek SIK gidiyordu. Bir de semttekilerin hakkinda cok þey duydugu, genc kiraci Bay Rawcliffe vardi. Kadinin evi kiralamasiyla ilgili bu tur yorumlar uzerine Bayan Rodney onlari aydinlatti: Odalarda tuhaf bir hosluk bulmustu ve cok begenmisti. Bayan Grundy’ye gelince, kadin onun hakkinda “je m’en fische” (hic umurumda degil)demisti ki, belli kulture sahip hanimefendilerin kibarca hakaretiydi.”
https://pictures.abebooks.com/isbn/9781161442939-us.jpg
“A young woman of about eight-and-twenty, in tailor-made costume, with unadorned hat of brown felt, and irreproachable umbrella; a young woman who walked faster than any one in Wattleborough, yet never looked hurried; who crossed a muddy street seemingly without a thought for her skirts, yet somehow was never splashed; who held up her head like one thoroughly at home in the world, and frequently smiled at her own thoughts. Those who did not know her asked who she was; those who had already made her acquaintance talked a good deal of the new mistress at the High School, by name Miss Rodney. In less than a week after her arrival in the town, her opinions were cited and discussed by Wattleborough ladies. She brought with her the air of a University; she knew a great number of important people; she had a quiet decision of speech and manner which was found very impressive in Wattleborough drawing-rooms. The headmistress spoke of her in high terms, and the incumbent of St. Luke's, who knew her family, reported that she had always been remarkably clever.
A stranger in the town, Miss Rodney was recommended to the lodgings of Mrs. Ducker, a churchwarden's widow; but there she remained only for a week or two, and it was understood that she left because the rooms 'lacked character.' Some persons understood this as an imputation on Mrs. Ducker, and were astonished; others, who caught a glimpse of Miss Rodney's meaning, thought she must be 'fanciful.' Her final choice of an abode gave general surprise, for though the street was one of those which Wattleborough opinion classed as 'respectable,' the house itself, as Miss Rodney might have learnt from the incumbent of St. Luke's, in whose parish it was situated, had objectionable features. Nothing grave could be alleged against Mrs. Turpin, who regularly attended the Sunday evening service; but her husband, a carpenter, spent far too much time at 'The Swan With Two Necks'; and then there was a lodger, young Mr. Rawcliffe, concerning whom Wattleborough had for some time been too well informed. Of such comments upon her proceeding Miss Rodney made light; in the aspect of the rooms she found a certain 'quaintness' which decidedly pleased her. 'And as for Mrs. Grundy,' she added, 'je m'en fiche? which certain ladies of culture declared to be a polite expression of contempt.”
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...285-us-300.jpg
-
Librettosunu Francesco Maria Piave'nin Ispanyol Ángel de Saavedra'nin dramasi Don Álvaro o la fuerza del sino'dan uyarlayarak yazdigi, sahne uyarlamasi Alman Friedrich Schiller'in Wallensteins Lager'indan yapilan, Italyan Giuseppe Verdi'nin besteledigi Kaderin Gucu (La forza del destino - The Force of Destiny) 4 perdelik operasi ilk kez 22 Kasim 1862'de Saint Petersburg, Bolsoy Kamenny Theatre'da sahnelendi.
https://www.fiorellaspadone.com.ar/i...les-Lecocq.jpg
-
1947 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, Fransiz yazar Andre (Paul Guillaume) Gide’in dogum yildonumu (22 Kasim 1869)
“Son Latin uygarligindan soz ederken, sanat kulturunu anlattim, bunun icin halkin kaynagina ciktim. 'Kultur' once kanli canliligi, saglik bollugunu belirtir, sonra donar, sertlesirdi, aklin dogayla kusursuz bagintilar kurmasini baltalar; surekli yasam gorunusu altinda yasam azalisini saklar, icinde huzuru kacmis aklin sararip soldugu bir KIN olusturur, akil bu KININ icinde isiksizliktan solar, sonra da olurdu. En sonunda dusuncemi sonuna kadar goturuyor: kultur yasamdan dogup yasami oldurur, diyordum.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"À propos de l’extrême civilisation latine, je peignais la culture artistique, montant à fleur de peuple, à la manière d’une sécrétion, qui d’abord indique pléthore, surabondance de santé, puis aussitôt se fige, durcit, s’oppose à tout parfait contact de l’esprit avec la nature, cache sous l’apparence persistante de la vie la diminution de la vie, forme gaine où l’esprit gêné languit et bientôt s’étiole, puis meurt. Enfin, poussant à bout ma pensée, je disais la Culture, née de la vie, tuant la vie."
- Ask her zaman asiga kilavuzluk etmistir.
- Kor kilavuz; madem ki henuz kullanmak istemedigim bu ask sozcugunu simdiden ortaya attiniz, sunu da ekleyeyim; seven erkek ne kadar asiksa, o kadar beceriksizlesir; evet, arzusunun yaninda cok daha gercek bir ask bulunacaktir; evet, arzusu salt bencil olmaktan cikinca sevdigi varligi incitmekten korkabilecektir. Hayvanlardan bile olsa, aldigi bir takim orneklerden, bir takim derslerden ya da on ogretimlerden, hatta sevilen kadinin kendisinden bir seyler ogrenmedikce...
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
- Love has always guided the lover.
- A blind guide; and since you are already using the word 'love,' which I wanted to keep in reserve — let me add: the more deeply a man is in love, the more awkward he will be as a lover; yes, the more closely his desire is accompanied by genuine love; yes as soon as his desire is no longer exclusively selfish, he will be afraid of hurting the being he loves. And so long as he is not taught by some example, perhaps that of animals, or by some lesson or preliminary initiation, perhaps ultimatelyby the beloved herself…
http://aforismi.meglio.it/img/frasi/...-sincerita.jpg
"Asil ikiyuzlu, kendi yanilgisini kavrayamaz hale gelip, ictenlikle yalan soyleyendir."
-
Macar sair Endre Ady’nin dogum yildonumu (22 Kasim 1877)
https://mypoeticside.com/wp-content/...60222cdb66.png
Dun, sessizce gecip gitti Paris'ten sonbahar.
Saint-Michel'e cikan bir sokaga iniyordu
Yuruyordu sicaktan uyuklayan agaclarin altinda,
Kararli, bana dogru geliyordu.
Agir adimlarla yaklasiyordum Seine nehrine.
Icimde olmus ormanlarin atesi sarki soyluyordu.
Garip bir sarki, acimasiz, kan rengi
Bana kendi olumumden soz ediyordu.
Yanima geldi sonbahar. Bir seyler soyledi kulagima
Saint Michel Bulvari korkudan tir tir titriyordu
Ve yol boyunca sen sakrak yapraklar
Nese icinde dans ediyordu.
Bir an surdu. Umarsamadi yaz, tinmadi bile,
Ve guz gulerek ayrildi Paris'ten ruh gibi bir anda.
Gecip gitti. Ama bilen kimse yok olan biteni
O agir agaclarin altinda benden baska.
-
Librettosu Luigi Illica tarafindan yazilan, Pietro Mascagni'nin besteledigi uc perdelik operasi Iris, ilk kez 22 Kasim 1898'de Roma, Teatro Costanzi'de sahnelendi.
https://img3.annuncicdn.it/c9/c8/c9c...b41a6_orig.jpg
-
https://pbs.twimg.com/media/DslxlvaWkAAr1RC.jpg
22 Kasim 1911'de Tobruk (Libya) savasinda, Mustafa Kemal onderligindeki 130 asker, 200 keskin nisanci Italyan askerinin korudugu Nadura tepesini ele gecirdi.
(2000 Italyan askeri 200 Osmanli gonullerileri karsisinda Mureyra vadisindeki Nadura Tepesini ele gecirmisti.)
-
Gelmis gecmis en basarili Ingiliz modern donem bestecilerden, Piyanist ve orkestra Sefi Edward Benjamin Britten'in dogum yildonumu (22 Kasim 1913)
https://pbs.twimg.com/media/DsmKEBwXoAERyuo.jpg
http://www.listenmusicculture.com/.i...ritten_fma.jpg
-
Amerikali roman yazari ve gazeteci Jack (Griffith) London’in olum yildonumu (22 Kasim 1916)
http://www.sonomanews.com/csp/mediap...YPE=image/jpeg
" 'Bana oyle geliyor ki, aklin yarattigi her sey metafizikseldir. Butun bilimlerin en dogrusu ve en inandiricisi olan matematik bile tamamen metafizikseldir. Bilimsel bir akil yurutmenin her bir dusuncesi metafiziktir. Kuskusuz bu konuda bana katiliyorsunuzdur, oyle degil mi?' "
" 'Soylediðiniz gibi, anlamiyorsunuz,' diye karsilik verdi Ernest. 'Metafizikci, kalkis noktasi olarak kendi oznelligini temel alip tumdengelim yoluyla akil yurutur. Bilim adami ise deneylerin sonuclarini kendine temel alarak, tumevarim yoluyla akil yurutur. Metafizikci kuramdan gerceklere ulasir, bilim adami gerceklerden kurama ulasir. Metafizikci evreni kendine gore aciklar, bilim adami evrene gore kendini aciklar.' " Demir Okce
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“ 'It seems to me that all things of the mind are metaphysical. That most exact and convincing of all sciences, mathematics, is sheerly metaphysical. Each and every thought-process of the scientific reasoner is metaphysical. Surely you will agree with me?' ”
“ 'As you say, you do not understand,' Ernest replied. 'The metaphysician reasons deductively out of his own subjectivity. The scientist reasons inductively from the facts of experience. The metaphysician reasons from theory to facts, the scientist reasons from facts to theory. The metaphysician explains the universe by himself, the scientist explains himself by the universe.' ”
-
1 Akademi (The Trip to Bountiful -1985), 2 Emmy, 2 Golden Globe, 1 BAFTA Odulu sahibi ve 7 Akademi Odulu adayligi bulunan Amerikali aktris Geraldine (Sue) Page’in dogum yildonumu (22 Kasim 1924)
https://e.snmc.io/i/600/w/fb05c1cf26...cfcb49/3810113
https://i.pinimg.com/originals/00/7f...83bcbb6153.gif
https://3.bp.blogspot.com/-7-vXOIPqB...Beguiled+1.jpg
-
Ira Gershwin'in, Fred Thompson ve Paul Gerard'in kitabindan uyarladigi, Amerikali besteci ve piyanist George Gershwin'in besteledigi Sahane Macera (Funny Face) muzikali, ilk kez 22 Kasim 1927'de New York, Alvin Theatre,'da Fred Astaire ve kiz kardesi Adele Astaire'in performansiyla sahnelendi.
https://songbook1.files.wordpress.co...cal-poster.jpg
-
Fransiz besteci Maurice Ravel'in en unlu eseri Bolero, ilk kez 22 Kasim 1928'de Rus dansci Ida Rubinstein tarafindan Opéra Garnier'de sahnelendi.
https://img.discogs.com/b3yLFrdZ_oq5...-3554.jpeg.jpg
-
-
RCA Records, 22 Kasim 1955’de Elvis Presley'in sozlesmesi icin Sun Records'a 35.000 dolar odeyerek en iyi yatirimi yapti.
http://www.gottahaverockandroll.com/...9493a_med.jpeg
https://recordmecca.com/wp-content/u...87_large_2.jpg
-
-
Yapimcilar Albert Broccoli ve Harry Saltzman, 22 Kasim 1961’de Sean Connery'yi (James Bond) yildizi yapmak icin en pahali tanitim kampanyasi yapacaklarini acikladilar.
https://images-na.ssl-images-amazon....31,500_AL_.jpg
http://www.cinemaretro.com/uploads/bondbigchief.jpg
-
Amerikan Baskani John F. Kennedy, 22 Kasim 1963’de Dallas, Texas'ta Lee Harvey Oswald tarafindan suikaste ugradi.
https://media1.s-nbcnews.com/j/strea...-2880-1000.jpg
-
Ingiliz yazar Aldous Huxley'in olum yildonumu (22 Kasim 1963)
"Anne, tek eslilik, romantizm. Fiskiye yuksege fiskirtirsa, vahsi ve kopuklu olur tazyigi. Durtunun tek cikis yeri var. Askim, bebegim. O zavalli, modernlik oncesi insanlarin cildirmis, kotu ve sefil durumda oluslarina sasirmamak gerek. Dunyalari; rahat yasamalarina, akilli, erdemli ve mutlu olmalarýna izin vermiyordu. Anneler ve asiklar, uymak uzere sartlandirilmadiklari yasaklamalar, bastan cikaran ihtiraslar ve yalniz pismanliklar, salgin hastaliklar ve sonsuz yalnizlastiran acilar, belirsizlik ve yoksulluk; iste butun bunlar onlarý guclu hislere zorluyordu. Boyle guclu hislerle (guclu ama tek basina; umutsuz, bireysel bir yalnizlik icinde) nasil istikrarli olabilirlerdi?" Cesur Yeni Dunya
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Mother, monogamy, romance. High spurts the fountain; fierce and foamy the wild jet. The urge has but a single outlet. My love, my baby. No wonder these poor pre-moderns were mad and wicked and miserable. Their world didn't allow them to take things easily, didn't allow them to be sane, virtuous, happy. What with mothers and lovers, what with the prohibitions they were not conditioned to obey, what with the temptations and the lonely remorses, what with all the diseases and the endless isolating pain, what with the uncertainties and the poverty - they were forced to feel strongly. And feeling strongly (and strongly, what was more, in solitude, in hopelessly individual isolation), how could they be stable?"
"Orumceklerin yapisini dusunecek olursak, orumcek aglari kacinilmazdir. Insan yapisini goz onune alinca, din olgusu da kacinilmazdir. Orumcekler nasil ki sinek tuzaklari yapmadan edemezlerse, insanlar da simgeler yaratmadan duramazlar. " Ada
https://t2.gstatic.com/images?q=tbn:...aCl0UBuklaceIc
“Given the nature of spiders, webs are inevitable. And given the nature of human beings, so are religions. Spiders can't help making fly-traps, and men can't help making symbols.”
“Birlikte yasariz hepimiz, bir digerimize etki ve tepki yapariz; ama her zaman ve her sartta kendi basimizayizdir. Sehitler el ele girerler savas alanina; tek baslarina carmiha gerilirler. Birbirlerine sarilmis asiklar umutsuzca yalitilmis sevinclerini tek bir benlikustuluk halinde kaynastirmaya calisirlar; bosuna. Dogasi geregi her vucut bulmus ruh yalniz olarak aci cekmeye ve zevk almaya mahkumdur.” Algi Kapilari
https://images.gr-assets.com/books/1...1l/3372279.jpg
“We live together, we act on, and react to, one another; but always and in all circumstances we are by ourselves. The martyrs go hand in hand into the arena; they are crucified alone. Embraced, the lovers desperately try to fuse their insulated ecstasies into a single self-transcendence; in vain. By its very nature every embodied spirit is doomed to suffer and enjoy in solitude.”
-
Irlandali asilli Ingiliz yazar C.S. Lewis’in olum yil donumu (22 Kasim 1963)
“Belki bu sizin de ruyalarinizda olmustur. Birisi anlamadiginiz bir sey soyler, fakat ruyanizda sanki cok buyuk bir anlami varmis gibi gelir size: Ya butun ruyayi kabusa donusturecek korkunc bir anlami vardir ya da hos bir anlami; sozlerle anlatilamayacak kadar hos bir anlami vardir ve ruyayi oylesine harika yapar ki, tum yasaminiz boyunca hatirlar ve surekli ayni ruyayi gormek istersiniz.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Perhaps it has sometimes happened to you in a dream that someone says something which you don't understand but in the dream it feels as if it had some enormous meaning--either a terrifying one which turns the whole dream into a nightmare or else a lovely meaning too lovely to put into words, which makes the dream so beautiful that you remember it all your life and are always wishing you could get into that dream again.”
“…bir gomme banyosu, ocaginda tatli kokular yayarak yanan odunlar vardi ve kemerli catisindan gumus zincirle asilmis bir lamba sarkiyordu. Pencere batiya, tuhaf Narnia ulkesine bakiyordu ve Jill uzaktaki daglarin ardýnda gunbatiminin son kizilliklarini gorebiliyordu. Bu onun yeni maceralar arzulamasina neden oluyor ve bunun sadece bir baslangic oldugunu hissettiriyordu.”
https://images.gr-assets.com/books/1...237l/65641.jpg
“…where there was a little bath sunk in the floor and a fire of sweet-smelling woods burning on the flat hearth and a lamp hanging by a silver chain from the vaulted roof. The window looked west into the strange land of Narnia, and Jill saw the red remains of the sunset still glowing behind distant mountains. It made her long for more adventures and feel sure that this was only the beginning.”
-
Amerikali aktor, film yonetmeni, yapimci ve senaryo yazari Mark Alan Ruffalo'nun dogum gunu (22 Kasim 1967)
https://static.parade.com/wp-content...uffalo-FTR.jpg
http://static.t13.cl/images/sizes/12...-0001499yr.jpg
-
The Beatles, 9.studyo albumu The White Album'u 22 Kasim 1968'de Apple Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DsnCtF2WoAIAbOq.png
https://media.giphy.com/media/sEMDERQ6OENaM/giphy.gif
-
Ingiliz thrash metal grubu Motorhead, Beer Drinkers and Hell Raisers albumunu 22 November 1980'de Big Beat Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DsmNOGmVAAAUffh.jpg