Yaptırımlar hakkında bir fikrim yok, ama sonuçları hakkında bir tahmin yürütebilirim. İki önemli sonucu olabilir. Birincisi, Türkiye, Rusya'nın yanına geçer. İkincisi, mevcut yönetim, gelmekte olan geçim sıkıntısının ve fakirleşmenin faturasını Amerika'ya keser - böylece ABD, dolaylı olarak mevcut yönetime destek çıkmış olur.
Mahir Kaynak'ın şöyle bir ifadesi vardı: "
İsterseniz bir gelecek senaryosu yazalım ve ilgilenen olursa sinemaya da aktarırız. ABD ve Rus yetkililer dünyadaki nüfuz bölgelerini belirler, Çin ve Avrupa’yı kontrol altına alırlar. Karşılıklı kadeh tokuşturduktan sonra kapıdan çıkar çıkmaz birbirinin hasmı haline gelirler ve herkes bu kamplardan birinde daha doğrusu belirlenen tarafta yerini alır." Kaynak'ın eski tarihli yazılarını Star gazetesinde bulamadığım için daha farklı bir yerden link verdim. Eğer doğru hatırlıyorsam, Kaynak, katıldığı TV programlarından birinde, füze kalkanının Avrupa'ya karşı satın alınacağını söylemişti. İlk duyduğumda bir anlam veremediğim bu ifade, giderek daha anlaşılır olmaya başladı. Avrupa, enerjisini Orta Doğu'dan alıyor, biz de, hem karadan (Suriye, Irak) hem de denizden (Katar/İran Körfezi, Somali/Aden körfezi, Sevakin/Kızıldeniz) Avrupa'nın bölgeyle irtibatını kesiyoruz. Durum, İkinci Dünya Savaşı'nda, ABD'nin Japonya'ya petrol amborgosu koymasına ve Japonya'nın "mecburen" Pearl Harbor'a saldırmaya zorlanmasına benzemeye başladı, gibime geliyor.