Originally Posted by
alicemal
Moruk hiç beklemediğim bir konuya değinmiş. :rules:
"Salomon kayak ayakkabısı aldım", sahipleri yahudi diye almasamıydım.?
:he:
Yahudileri ve insanları anlatmaya o kadar odaklanmışımki, "peki ne yapalım diye" soru geleceği hiç aklıma gelmedi. :agla:
Biyerde yazıyordu, "çözümü bilmiyorsan problemi söyleme."
Aklıma Ankarada'ki kadın iş arkadaşım geldi. Her gün dincilere olan nefretini anlatırdı, asardı keserdi. Baktım dincilerin zincir marketinden alış veriş yapıyor, şaşırdım.
İnsanın aklına ilk gelen, nefret ettiğin insanlarla arana en kötü ihtimalle mesafe koyarsın.
"Bunlar dinci, neden bunlardan alıyorsun" dedim. Cevap kadınlara özgüydü, "e burada ucuz.!"
Ben böyle bi cevap beklemediğimden, şaşıp kaldım, bişey söyleyemedim. Kadının kocası merkez bankasında yüksek çift maaşla çalışıyor, kendisi bugünki para ile 6bin TL civarı maaş alıyor yani ayda evlerine 15 bin TL maaş giriyor. O markatten alsa, ayda 300 TL belki avantajı olacak.
Nefret ettiğin insanları besleyip büyütüyorsun, yarın tüm dünyan nefret ettiğin insanlarla dolacak.
Zaten dolduda.
İnsanlarda fark ettiğim şey "iyi şeyleri istiyorlar, ama o şey için parmak oynatmak istemiyorlar. Birileri yapsın, bende faydalanayım". Bu tür davranışa çok rastladım. Ancak iyi bir konuşmacı, bu insanları çok kolay bişeyler yapmak için ayağa kaldırabilir. Tabi eğer kendisi temiz, dürüst ve yüksek kapasiteli ise.
Tabi ben nefret etmiyorum, anlamaya çalışıyorum, kimse "kötü olayım" diye doğmaz ve kimse "başkalarına verdiği zararın farkında değildir". O sebeple anlamaya çalışıp anlatabilmek gerekli.
Bence kötü insan sayısı %1 filandır. Kötü insandan kastım, sebebi yokken, başkalarına bilinçli olarak, bilerek ve isteyerek zarar veren kişi.
İnsanların %100 ü ise zararlıdır.
Ama verdikleri zararın farkında değillerdir. Kimisi çok zararlıdır, kimisi az ama zararsız kimse yoktur.
Farkında değillerdir, farkına varırlarsada mantıklı sebepleri vardır. Beyin hemen sebep yaratmaya başlar.
"Hak etti"
"O da çocuğuma zamanında şöyle yapmıştı."
"Bende çok çektim kimse bana yardım ettimi.?"
"Aynısını banada yaptılar, şimdi bende onlara yapıyorum."
"Onlar zengin, ihtiyaçları yok."
vb... bin tane mazeret bulursunuz. Çoğuda haklıdır.
Bu zararlı ama tümüde iyi insanları anlayıp, onlara yaptıklarını anlatırsanız, iyi insan olduklarından kabul eder ve size yardım ederler.
Fakat anlamak, anlatmak ve çözüm üretmek, herbiri ayrı ayrı çok zor işlerdir ve uzmanlık gerektirir.
Anlamak işini iyi yapıyorum, dünyada üstüme varmıdır bilmiyorum. Belki mars da vardır. Bazı ülkeler Mars'a makina gönderdiler, varmı diye bakıyorlar. :he:
Anlatmak işinde rezaletim... Anlatma işini benim yapmamam lazım. Aslında yazarken iyiyimde, yüzyüze anlatırken çuvallıyorum. Sanırım bozuk hafızam yüzünden.
Çözüm üretmedede çok iyiyim. En iyi olmayabilirim ama ilk Yüzde üçe girerim diye düşünüyorum.
Salomon kar ayakkabıları olayına gelirsek. Almamak çözümmü.?
Al işte, cevap vermek istemediğim soruya yine geldik.!!!
İlk düşüncem "yahudilerin parasını verip ülkeden sepetleyelim."
Tabi ülkenin tüm sermayesi onlarda. Tüm dev şirketler onların.
Onların parasını malını mülkünü ayır, geriye bişey kalmıyor. Türk zannettiğiniz tüm dev şirketler yahudilerin. Belki %10 u değildir ama onlarda yahudiye boyun eğmeden TR de ve dünyada biyere gelinemeyeceğinin farkında olan gruplar.
Çözüm ne.?
Şirketlerini satın alman için, bu ülkede olmayan para lazım. Ülkenin iyi arazilerinin %50 den fazlasıda ellerindedir. Hızlada topluyorlar.
Çözüm üzerinde düşünmeye gerek olduğunu sanmıyorum çünki, durumu anlayacak bir toplum değiliz. Çözüme sıra geleceği konusunda milyonda bir ihtimal yok.
Bizim akrabalar çocuklarını hep avrupada yaşaması için eğitiyorlar. Her yıl iyi eğitimli binlercesi yurt dışına kaçıyor. Yeterli param olsa bende kaçacağım. 20 yıl içinde, yahudiler ve kölesi olarak yetiştirdikleri "dinci" denen kesimden başka pek kimse kalmayacak. Bide ben kalırım herhalde.
Çözüm düşünmeye gerek yok, "Salomon kayak takımını almaya devam." :he: