-
Rus sair Sergey Aleksandrovic Yesenin’in olum yildonumu (28 Aralik 1925)
https://pbs.twimg.com/media/C9dLR2YXUAYjqLU.jpg
Geziniyorum ilk karda
Tutusan guclerin inci cekirdekleri yuregimde.
Yolumun ustundeki yildizi
Aksam, yakti mavi kandiliyle.
Bilmiyorum, isik mi bu, karanlik mi?
Ruzgar mi, horoz mu korulukta oten?
Yoksa kis degil de, cayirliga inmis
Bir kugu surusu mu tarlalari orten?
Oh, ak duzluk, sen ne guzelsin!
Hafif ayazda kizisiyor kanim!
Nasil istiyorum yaslamak bagrimi
Uryan goguslerine kayinlarin.
Oh, ormanlarin koyu bulanikligi!
Karla kapli tarlalarin sevinc salmasi yurege!..
Nasil istiyorum kenetlemek kollarimi
Sogutlerin agac kalcalari ustunde.
https://pbs.twimg.com/media/DCy5I7rXoAA2-BM.jpg
...Ay oldu,
Mavileniyor pencerede tan.
Ah, sen, gece!
Ne diye, gece, her seyi yiktin!
Ayaktayim, basimda silindir sapkam.
Yanimda yok kimse.
Yalnizim.
Ve kirik ayna.
https://pbs.twimg.com/media/C8NL0OAUAAIH_-x.jpg
Penceremin altinda
Beyaz bir hus agaci
Karla kaplandi
Kesinlikle gumusten bir karla
Tuylu dallarinda
Beyaz puskullu
Kar sacagiyla
Cicekler acti
Ve hus agaci
Uykulu bir sessizlik icinde duruyor
Ve kar taneleri
Altin gibi parliyor
Ve safak vakti
Acele etmeksizin etrafinda dolasiyor
Ve onun dallarina
Yeni bir gumus serpistiriyor
-
Fransiz filozof, yazar, sinemaci Guy Louis Debord'nun dogum yildonumu (28 Aralik 1931)
"Cervantes, 'kotu bir kiligin altinda iyi bir ayyas bulunur' der. Saraptan iyi anlayan biri genellikle nukleer endustrinin kurallarini bilmez; ama gosteri iktidari eger bir uzman nukleer enerji konusunda aldatabiliyorsa, bir baska uzmanin da sarap konusunda onu rahatlikla aldatabilecegini hesaba katar. Ve ornegin, hava sicakliklarini ya da gelecek kirk sekiz saat icin tahmini yagislari bildiren medyatik meteoroloji uzmaninin soylediklerinin bazi ekonomik, turistik ve bolgesel dengeleri koruma zorunluluguyla -hele ki bu kadar insanin birbirinden issiz yerler arasinda bu kadar cok yol katederek bu kadar cok seyahat ettigi bir ortamda- ciddi bir sekilde kisitlandigi gayet iyi bilinir; bu kisitlanma o kadar ileri gider ki bu uzmanin animator olarak daha basarili oldugu soylenebilir." Gosteri Toplumu
https://doorofperception.com/wp-cont...-consume-5.jpg
"Cervantès remarque que 'sous un mauvais manteau, on trouve souvent un bon buveur.' Celui qui connaît le vin ignore souvent les règles de l’industrie nucléaire; mais la domination spectaculaire estime que, puisqu’un expert s’est moqué de lui à propos d’industrie nucléaire, un autre expert pourra bien s’en moquer à propos du vin. Et on sait, par exemple, combien l’expert en météorologie médiatique, qui annonce les températures ou les pluies prévues pour les quarante-huit heures à venir, est tenu à beaucoup de réserves par l’obligation de maintenir des équilibres économiques, touristiques et régionaux, quand tant de gens circulent si souvent sur tant de routes, entre des lieux également désolés; de sorte qu’il aura plutôt à réussir comme amuseur."
"Otomobilden televizyona kadar, gosteri sisteminin sectigi butun mallar ayni zamanda 'yalniz kalabaliklar'in tecrit kosullarini surekli olarak guclendirmek uzere sistemin kullandigi silahlardir. Gosteri, kendi varsayimlarini her seferinde daha somut olarak yeniden kesfeder."
https://static.fnac-static.com/multi...-spectacle.jpg
"De l'automobile à la télévision, tous les biens sélectionnés par le système spectaculaire sont aussi ses armes pour le renforcement constant des conditions d'isolement des 'foules solitaires' Les spectacle retrouve toujours plus concrètement ses propres présuppositions."
-
Uzay Yolu film serisinin Uhura karakteri Amerikali aktris, sarkici ve seslendirme sanatcisi Nichelle Nichols'in dogum gunu (28 Aralik 1932)
https://pbs.twimg.com/media/DvfqLuBUwAA2N4m.jpg
https://66.media.tumblr.com/8207f939...acoli_1280.jpg
-
Arjantinli yazar Juan Manuel Puig Delledonne’nin dogum yildonumu (28 Aralik 1932)
“ 'Bir tuhaflik, degisik bir sey; insanin dikkatini ceken ilk bu oluyor; baskalarina hic benzemeyen, siradan olmayan bir kadin. Enikonu genc oldugu belli, yirmi besinde filan, belki biraz daha buyuk; minicik bir yuz, kedi gibi, ucu yukari kalkik, ufak bir burun... Yuz bicimi tam oval degil de yuvarlacik, alni genis, elmacik kemikleri belirgin filan falan, ama ceneye dogru sivrilesiyor, tipki kedilerinki gibi.'
'Ya gozleri?'
'Dupduru, yesil olduguna kalibimi basabilirim, elindeki resme daha dikkatli bakmak icin iyice kisilmis. Resmini cizdigi seye bakiyor. Hayvanat bahcesindeki kara panter. Ilkin sakin duruyor, kafesinin icinde uzanip yatmis... Gelgelelim kizin sehpasiyla iskemlesi gicirdayinca panter onu gordu, kafesinde volta atip kizdan yana homurdanmaya basladi, kiz da zaten cizdigi resmi golgelendirmekte gucluk cekiyordu.'
'Hayvan onun kokusunu almamis miydi daha once?'
'Yok, kafesin icinde kocaman bir parca et var, hayvan ancak bunun kokusunu aliyor. Bakici, eti parmakligin hemen icine birakiyor ki disaridaki kokulari bastirsin; isin puf noktasi bu, panter heyecanlanmasin, diye. Simdi hayvanin ofkesini goren kiz daha bir heyecanla calismaya basliyor, cizgileri daha hizli hizli cekerek oyle bir hayvan yuzu ciziyor ki ayni zamanda bir seytan. Panter de onu gozluyor, erkek panter, acaba kizi paramparca edip govdeye indirmek mi istiyor, yoksa cok daha baska, cok daha cirkin bir icguduyle mi bakiyor, bunu kestirmesi guc.' ”
https://images-na.ssl-images-amazon....1e0cePToYL.jpg
" 'A ella se le ve que algo raro tiene, que no es una mujer como las demás. Es joven, de unos 25 años cuanto más, una carita un poco de gata, la nariz chiquita, ñata, el óvalo es... más redondeado que ovalado, la frente ancha, los pómulos también grandes pero después se van afinando, y el mentón en es en punta, como los gatos.'
'¿Y los ojos?'
'Claros, casi seguro que verdes, los entrecierra para dibujar mejor. Mira al modelo, la pantera negra del zoológico, que primero estaba quieta en la jaula, echada. Pero cuando la chica hizo ruido con el atril y la silla, la pantera la vio y empezó a pasearse por la jaula y a rugirle a la chica, que hasta entonces no encontraba bien el sombreado que le iba a dar al dibujo.'
'¿El animal no la puede oler antes?'
'No, porque en la jaula tiene un enorme pedazo de carne, es lo único que puede oler. El guardián le pone la carne cerca de las rejas, y no puede entrar ningún olor de afuera, a propósito para que la pantera nose alborote. Y es al notar la rabia de la fiera que la chica empieza a dar trazos cada vez más rápidos, y dibuja una cara que es de animal y también de diablo. Y la pantera la mira, es una pantera macho y no se sabe si es para despedazarla y después comerla, o si la mira llevada por otro instinto más feo todavía.' "
-
Ispanyol heykeltiras Pablo Gargallo'nun olum yildonumu (28 Aralik 1934)
A Cock, 1930
https://upload.wikimedia.org/wikiped...T_sf_34.69.jpg
Urano (Uranus, 1933)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...u_Gargallo.jpg
-
-
Amerikali yazar ve karikaturist Clarence (Shepard) Day’in olum yildonumu (28 Aralik 1935)
http://www.azquotes.com/public/pictu...day-360353.jpg
“Kitaplarin dunyasi, insanin en hayret verici yaratiklarindan biridir. Abideler yikilir, milletler kaybolur, medeniyetler buyur ve olur fakat butun bu medeniyetlerin, tekrar tekrar nasil ortaya ciktiklarini gosteren kitaplarin dunyasi; hala genc, hala yazildiklari gun kadar taze, yazarlarinin yuzlerce sene once olmelerine ragmen, hala insanlarin kalplerinden gecenleri anlatarak hayatlarini devam ettiriyorlar.”
https://s.s-bol.com/imgbase0/imageba...0019712133.jpg
-
Fransiz besteci ve piyanist (Joseph) Maurice Ravel'in olum yildonumu (28 Aralik 1937)
https://pbs.twimg.com/media/DvfEB4tWsAACvYe.jpg
https://pbs.twimg.com/media/EM3WfySX...jpg&name=small
"Calismami yavasca yaptim, damla damla. Parcalari parcalara gore ayirdim. / I did my work slowly, drop by drop. I tore it out of me by pieces."