Deniz Hocam diyelim ki seçimden sonra faizler arttı 25-30 seviyesine çıktı bizde de SVB gibi banka batışları olabilir mi
Printable View
Deniz Hocam diyelim ki seçimden sonra faizler arttı 25-30 seviyesine çıktı bizde de SVB gibi banka batışları olabilir mi
Olmaz.Risk oluşması için faizlerin %50'nin üzerine çıkması gerekir.Burada söz konusu olacak olan ,sadece bankaların elindeki uzun vadeli sabit TL faizli hazine tahvillerinin teminat değerinin çöp olması değil,verilen sabit ve düşük TL faizli uzun vadeli konut ve diğer tüketici kredilerinin yüksek mevduat faizleriyle fonlanması,faizlerin %50'nin üzerine çıkması ile normalde çok kötü yönetildiği ,verimsiz ve kar üretmeyen bir iş modeli olduğu halde bol ve ucuz kredi ile hayatta tutulan çok sayıda firmanın batması ile oluşacak batık kredi ile , bankalar için oluşacak bileşik bir beka riski söz konusu olacak.
Deniz bey merhaba ,
2 milyon tıklanma çok iyi rakam , hakkınız ödenmez , sağolun.
Anketlere göre mevcut hükümet gidici. Bu durumda yeni hükümet faizleri ciddi artıracağı herkesin malumu. Yukarıda verdiğiniz %50 faiz seviyesinin , bankalar için risk oluşturması mevzusunu çok önemsedim şahsen.
Neden %50 ?
Altı boş olan bilgileri paylaşmadığınızı biliyoruz. Bu %50 nin de mutlaka altını dolduracak matematiksel bir hesaplama modeli mutlaka vardır. Olası hükümet değişikliğinde , uzun olmayan bir sürede faizlerin %50 seviyelerine yükseltileceğini düşündüğümden dolayı , sizin verdiğiniz rakamdan bankaların riske düşebilme ihtimalinden endişeye kapıldım şahsen.
Hayatı sadece akademi dünyasında geçmiş iktisatçıları takip ederim ancak yinede çekinirim. Teoriyi iyi bilseler de pratik yönleri zayıf olur. İyi bir eğitim almış aynı zamanda pratik hayatı bilen iktisatçıları daha çok severim. Mesela ege cansen le asaf savaş akat ikisinide takip ederim ancak ege cansen bi tık daha kaliteli gelir gözüme. Serbest piyasayı liberal ekonomiyi hazmetmiş üstüne pratik çözümleride çok fazladır ege cansenin. Asaf savaş akat biraz fazlaca teoride kalıyor kitabin dışına çıkmamaya çalışıyor. EĞER hangisi ekonomi bakanı olsun derseniz ege cansen derim.
Viop kontratları vadelerde aylık yüzde 2 olan dolar kontratları 10 Mart tan beri artarak yüzde 3 derken şimdi aylık yüzde 4 faize yükseldi.gelecegi şimdiden fiyatliyor gibiler.dolar hiç atmadan vade de fiyatları yükseliyor.bu konuda seçim ve sonrası mi fiyatlaniyor.yorumlarinizi beklerim sn deniz43.
viopta usd kontratlarında belli dönemlerde işlemler yapan biri olarak çok ileri vadelilerde işlem hacimlerinin son derece az olduğunu kademelerin belli sayıda kontrattan fazla işlem açmaya müsait olmadığını söyleyebilirim.Zaten açık pozisyon sayılarına bakılarak durum anlaşılabilir.. merkez bankası burada sanırım her vadede bence ana oyuncu. pozisyon açarken çok dikkatli olmak iyi düşünmek lazım. orada oluşturulan fiyatlamalar merkezin sonsuz TL basma gücü ile istediği anda istediği yöne doğru ters yüz edilebilir. Çünkü burada zarlar biraz hileli.
-Kerim Rota bu konuda bir çalışma yapmış:
https://www.perspektif.online/maslak...-kaza-olur-mu/
Bu hazır çalışmanın üzerinden gittim.Ama 10 puanlık bir faiz artışına göre yapılan projeksiyonu çok iyimser bulduğum için 50 puanlık bir faiz artışını esas aldım.
-Kerim Rota faiz artışının sadece menkul kıymetler üzerinden yazacağı zararı esas olarak projeksiyon yapmış.Halbuki sektörde Kavcıoğlu öncesi,benim tahminlerime göre toplam kredi hacminin %12'si civarına ulaşan büyük bir kredi batağı vardı ve bu batıklar kağıt üzerinde yüzdürülüyordu.Ama Kavcıoğlu döneminde aşırı düşük reel negatif faizlerle,bu batık krediler mevduat sahiplerinden büyük bir servet transferiyle yüksek enflasyon ortamında reel olarak eritilerek batık olmaktan çıkarıldı.Ama faizler %50'lere çıkarsa ,şu anda 8.3 trilyon TL civarında olan kredilerin kabaca %15'nin tekrar batık hale geleceğini değerlendiriyorum.Çünkü piyasada çok kötü yönetilen,verimsiz çalışan ve iş modeli kar üretmeyen onbinlerce şirket var ve bu şirketler koltuk değneğiyle ucuz ve enflasyonun çok altında reel negatif faizlerle alınan kredilerle ayakta duruyorlar.Faizler pozitif bölgeye geçerse bu şirketlerin ve aldıkları kredilerin batması kaçınılmaz.
-Bankaların toplam özkaynakları kabaca 1.4 trilyon TL.Buradan batık krediler+uzun vadeli sabit faizli tahvillerden yazacak zararların, sektördeki bazı bankalar için risk yaratacağı düşüncesindeyim.
VİOP kontratları usd değil TL uzlaşmalı.Merkez bankasının da sınırsız TL basma gücü olduğu için,oradaki piyasa tamamen merkez bankasının güdümü altında.Serbestçe arz ve talebe göre oluşan bir piyasa değil.Dolayısıyla orada oluşan fiyatların herhangi bir yol göstericiiği yok.
Esasen bizim sıkıntı ettiğimiz konu ,enflasyonun çok altında tutulan gösterge faizi , ama bunu elestiren tarafta olan Kerim Rota'nin +10 puana göre bir model olusturması tuhaf ve ilginc geldi...
Akabinde @deniz43 üstadıma saygım biraz daha arttı , göstergeyi , enflasyon üzerine cıkacak cok yönlü bir model ile calışmış kendisi şahsen buraya ne yazacak diye dört gözle bekliyorum herdaim, 2 milyon tiklanma az bile...
İleri vade dolar kontratlarında piyasa sığ doğrudur ancak robotlar alt ve üst sınırı belirleyerek pusuda bekliyor, yani istediğiniz kadar kontratı yüksek marja razı olursanız alabilirsiniz. Ben küçük yatırımcıların sorun yaşayacağını sanmıyorum birkaç kontrat alacaksanız her zaman alabilirsiniz. Yine de likit kontrat isteyen yılsonu vade (aralık 23) bakabilir o kontratta işlem hep yüksek oluyor.
Her ne kadar MB viopta kontrol sağlayabilse de vade sonunda kontrat fiyatı spot dolarla eşitleniyor ve MB spot kuru ne kadar kontrol edebilir sorusuna geliyor olay. MB aklını kaçırıp kontratların fiyatını piyasa aksine sürebilir ve viopçuları teminat nedeniyle batırmaya ya da pozisyon kapatmaya zorlayabilir ama viopçular dayanırsa vade sonunda yazdığım şekilde fiyat spotla eşitlenecektir, MB de yaptığı bu işlemden büyük zarar yazacaktır, bu işin de MBye bir faydası yoktur, kura etki etmez viopçuları batırmaya neden uğraşsın?
Dün dolar başlığına da yazdım, bugün elindeki TL ile spot kurdan dolar alan ve temmuz-aralık vadeli herhangi bir dolar satım kontratı alan yıllık yüzde elli civarında getiri elde ediyor. Bunun seçim sonrası yıllık faizlerin %50 düzeyine geleceğine dair gösterge olduğuna inanıyorum, en azından büyük bir para bu işe inanıyor ve bu oranı oluşturuyor.
Evet temmuz sonrası istediğiniz dolar kontratından alım, bir sonraki aydan da satım kontratı açarak , vade son günleri de dolar alım satımı yaparak (fiziki uzlaşma olmadığı için) aylık yüzde dört getiriyi şimdiden garantileyebilirsiniz.
spottan alım vioptan satım yaparak %50 ye alabiliyoruz onu anladım da.vioptan hem alım hem satım yaparak %50 karı nasıl sağlıyoruz o kısmı anlayamadım.daha detaylı orneklendirebilirmsiniz.anlayan varsa veya açıklayabilir mi.
forex piyasası ise dolar uzunu gecelik 5000 dolar swaplıyor.bu ne yahu.yatırım değil bildiğin dolandırıcılık.20 gün pozisyon taşısan 1 ev parası bırakıyorsun.geçen bir yerde duymuştum yabancılar 3,5 milyar dolar tl şhortlamışlar diye seçim sonrası için.onlarda bu swaptan mı shortluyor.
hem spot piyasada hemde vadeli piyasada işlem gören varlıklarda zaman zaman dayanak varlıklı o varlığın türevi arasında teorik fiyatlamaya göre eksi ya da artı yönlü makas oluşabilir. Bu durumda spot ve vadeli tarafta birbirine zır pozisyon açılarak bu makastan risksiz olarak faydalanılmaya çalışır. Buna da arbitraj denir. Ama profesyonel işlemlerdir bunlar. Herkes yapamayabilir. Sırf bununla geçinen insanlar var. iyi timing ve takip gerektiren işlerdir.
Deniz hocam iyi günler.
Biliyoruz ki kur artışının ülkeler arası enflasyon farkı kadar artması gerekiyor.
Malum yıllardır enflasyon olduğundan düşük gösteriliyor. Dolayısıyla gerçek enflasyona göre kurların gitmesi gereken ve birlikmiş epey bir yol var.
Şimdi de olası bir faiz artışına gidilmesi durumunda zaten baskılanmış kurlar daha da baskı altına alınmış olmaz mı? Patlamanın daha şiddetli olmasına sebep olmaz mı?
Merhaba, forumda arbitraj başlığı var orayı baştan okuyabilirseniz tüm detaylar ve riskler mevcuttur. Çok kısaca burada da örnekleyeyim çünkü biraz farklı bir işlem yazdım, geleceğe yönelik pozisyon almayı içeriyor.
Şu anki fiyatlarla yazıyorum, Örneğin viopta haziran 2023 vadeli dolar kontratını 21,35 'den alıyor ve hemen temmuz 2023 vadelisini 22.14'ten satıyoruz. Böylece Temmuz ayı için %3,7 getiriyi garantilemiş oluyoruz (biraz takiple ve başka vadede %4 ve üstü de yakalanabilir). Haziranın son günü MB kurundan alım kontratınız kapatılır, hemen o fiyattan aynı miktarda dolar almanız lazımdır (fiziki dolar yerine borsada işlem gören dolar . Bir ay sonra da satım kontratınız kapatılır hemen o günkü fiyattan doları da satmanız lazımdır. Bu işlemleri yaparsanız dolar/TL kuru kaç olursa olsun sizi etkilemez, ister 10 liraya düşsün ister 50 liraya çıksın siz temmuzda %3.7 kar edersiniz. Bu karın da %10'unu stopaj olarak devlete ödersiniz. Aynı işlem altın için de yapılabilir, hisseler için de yapılabilir. Hisselerde stopaj da yoktur, arbitraj başlığına bakınız ilgileniyorsanız, bir ara yıllık %60 ve üstü oranlarla epey kar edildi ama şu an oranlar düşük mevduata benzer.
Son olarak şunu da yazayım biraz karışık bir işlemdir, başka ek konular da var (teminat vb.), viopta tecrübeniz yoksa bulaşmayın.
Burada paylaşma nedenim dikkate değer değişiklikler oluyor son iki haftada, buna dikkat çekmek. Birşeylerin öncüsü/göstergesi bu fiyatlamalar.
viopta onslarda düşüş olacaksa makası yarı yarıya çekip veriyorlar ha bire.yukarı gidecekse bazen yarım puanı düşse bile görmezden gelip aşağıdan almaya fırsat vermiyorlar.ani yükseliş ve füşüşlerde 50 puan lık işlem olsa en fazla 40 puan var ortada.platini zaten otomotik robot yönetiyor 2 işlem yapan görür.yatırım yeri değil kumar masası bildiğin.
Deniz hocam abd banklarının durumu malum emler için sendikasyonlarda bir sorun olur mı sizce miktar azaltma vs..
"2022-2023 Mart arası 139 Mlr USD satış yapıldığını hesaplıyorum"
https://twitter.com/iriscibre/status...CzgYyBiMUtAAAA
Faiz artışının tasarrufu teşvik etmesi nedeniyle,cari açığı azaltıcı yönde bir etkisi var ama,faizler enflasyonun üzerinde reel bir bölgeye geçse de, yine de ithal mallar içeride üretilen mallara göre ucuz kalmaya devam edeceği ve içerde üretimin azalmasına neden olacağı için ,döviz ihtiyacı devam edeceği için,merkez bankası döviz satmayı devam etmez ise ve kısıtlıyıcı önlemleri kaldırırsa, döviz kurlarının arz ve talep doğrultusunda kendisini olması gereken bölgede dengelemesi beklenir.
" Recent developments are likely to result in tighter credit conditions for households and businesses and to weigh on economic activity, hiring, and inflation. The extent of these effects is uncertain. "
Yukarıdaki ifadeler Fed'in son toplantısındaki karar metninden.Son gelişmelerin hane halkı ve işletmeler için daha sıkı kredi koşullarıyla sonuçlanmasınun muhtemel olduğu ifade edilmiş.Bu ifade sadece iç piyasa için geçerli değil,bankaların uluslararası kredi açarken de daha isteksiz ve sıkı koşullara bağlayarak adım atacağı manasına geliyor.Bütün borçlanan gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye'nin dış borçlanmasını da daha zorlaştıracak ve maliyetini artıracak bir gelişme.
Deniz bey merhaba,
Seçimlerden sonra muhalefetin ilk turdan kazandığı bir senaryoda usd/ TL kurunun aşama aşama ilerleyerek 21-22-23..25... TL ve üzerine doğru çıkarak yükselişine devam etmesi halinde bu durumu mevcut iktidar koz olarak kullanabilir mi?
yada şimdiki muhalefet böyle bir durumda kurların yükselmesinden ne kadar hoşnut olabilir? Panik içinde olurlarsa faizlerde kademeli değil de sert bir artış olasılığı da aklıma geliyor. bu da sanayide çarkların durmasına neden olmaz mı?
https://www.bloomberght.com/yorum/mu...otr-faiz-orani
Murat Berk - İki farklı nötr faiz oranı
.....
Gözler bankalardaki risklerdeyken esas risklerin sıkılaşmadan olumsuz etkilenecek şirketler kesiminde olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca gözlerden daha uzak olan alanlarda,private equity olsun, kaldıraçlı kredi piyasaları olsun esas risklerin oluştuğu yerler olduğunu düşünüyoruz ve bu risklerin önümüzdeki aylarda gün yüzüne çıkmasını bekliyoruz. Riskli olarak gördüğümüz diğer bir alan ise gayrimenkul sektörü.Sektöre baktığımızda MBA satın alma endeksinin 1995'ten beri en düşük seviyelerine gerilemiş vaziyette olduğunu görüyoruz. Tüm bu olgulara rağmen, S&P500 için beklenen kar tahminleri tarihsel trendlerden epey ayrışmış vaziyette. Biz ayı piyasasının, yukarıda saydığımız sebeplerden ötürü, henüz sonlanmadığını düşünüyoruz. Ayrıca volatilite endeksinin 50’li seviyeleri hatta 2008 ve 2020’de gördüğümüz 80'li seviyelere gelmeden, gerçek bir dibin tarihsel olarak çok fazla görülmemiş olması bunu gösteriyor.
Rakamlar üzerinden giderek ülke ekonomisinin nasıl bir enkaza döndüğü ve nasıl devasa bir yükümlülük okyanusu içinde yüzdüğünü önceki sayfalarda birçok defa tartıştık.Bu durumdan çıkmanın ve ekonomiyi tekrar sağlığına kavuşturmanın maalesef kolay,acısız bir yolu yok.Toplumun acı bir fatura ödemesi gerekiyor,bu defa temennimiz bu faturanın zaten satınalma gücü dibe vurmuş emeği ile geçinenlere çıkarılmaması,diğer kesimlerin ödemesi.
Nasıl bir yöntem kullanılması gerektiğine gelince;bu tartışmaya açık bir konu.Deprem geçirmiş ve ağır hasara uğramış bir bina var,-bana göre-,bu binanın tamir veya güçlendirme ile yeniden ayağa kaldırılması artık pek mümkün değil,binayı sıfırdan yeniden bilimin kritirlerine uygun olarak sağlam şekilde inşa etmek gerekiyor.Bunun için de yeni hükümetin hem geniş kapsamlı bir ekonomi paketi hem de yapısal reformlarını aynı anda duyurusunu yaparak yürürlüğe koyması gerekir.
Ekonomi kısmı olarak,yeni yönetimin her türlü ucube kısıtlamayı kaldırarak döviz kurlarının ve faizlerin piyasada arz ve talebe,beklentilere göre,kendi içinde dengesini bulmasından yanayım.Bu yola gidilirse tahminim,dolar ilk anda 30 L civarına gidebilir,sonra faizlerin yıllık enflasyonun üzerine çıkmasıyla geri gelerek 26-28 TL arasında dengelenebilir.Enflasyonun kontrol alınabilmesi için de,1 yıl süre ,belediyeler dahil,kamunun acil olanlar dışında her türlü yatırımı durdurması,cari harcamaları kısmalı,israfı durdurmalı. (Kur ve faiz artışlarının enflasyonu maliyet açısından ilk anda yükseltici bir etkisi olacaktır ama faizlerin reel bölgeye geçmesiyle tüketici harcamalarını kısacaktır,piyasada dönen para azalacaktır,kredi maliyeti de yüksek olduğundan nakit para değerli hale gelecek,işletmeler bilançosunu döndürebilmek için nakit paraya ulaşmak isteyecek,fiyat artışlarına ara verecektir) Bu arada kötü yönetildiği verimsiz ve kar üretmeyen bir iş modeli olduğu halde "servet transfer"i"bedava para" banka kredileri koltuk değneğiyle yaşayan onbinlerce şrket batacaktır.Uzun vadede bu ülke ekonomisinin çok faydasına olacaktır,bu şirketlerin pazar payını iyi yönetilen verimli şirketler alacaktır.Verimlilik artışı yoluyla ülke ekonomisi sağlıklı olarak büyüdüğü gibi,verimlilik artışı yoluyla ücretler enflasyonist olmadan reel olarak artması ve şirketlerin rekabet gücünün yükselmesi gerçekleşecektir.Bu geçiş döneminde işsizlik fonu tam da amacına uygun hale getirilmeli,işsizlik maaşı ödemeleri 1 yıldan 3 yıla çıkarılmalı ve asgari ücretten aşağı olmamak şartıyla son alınan net maaşın %70'i işsiz kalanlara ödenmelidir.
Yeni dönemde tüm gelirlerin vergilendirilmesi,gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ,herkesin gelir beyannemesi vermesi,herkesin sahip olduğu varlıkların hangi gelir ile elde edildiğinin gösterilmesinin uygulanmaya konması gerekir.Esasen yolsuzluk ekonomisinin deliklerinin kapatılması,verimsiz yatırımlara kaynak ayrılmaması da önemli bir tasarruf sağlayacaktır.
https://www.paraanaliz.com/2023/bors...riyor-g-50315/
Bloomberg: Seçim belirsizliği yatırımcıyı kaçırıyor
https://www.ekonomim.com/dunya/ab-tu...-haberi-688713
Avrupa Birliği (AB) kurumları, yenilenebilir enerji kullanım hedeflerini yükseltme konusunda anlaşma sağladı. Bu kapsamda AB'nin toplam enerji tüketiminde yenilenebilir kaynakların payı 2030'a kadar yüzde 42,5'e yükseltilecek.
En son verilere göre, AB ülkelerinin toplam enerji tüketiminde yenilenebilirin payı yüzde 22 seviyesinde bulunuyor.
https://twitter.com/barissoydan/stat...112550914?s=20
"En kritik soruyu da sormuş Merrill Lynch: Seçim gecesiyle yeni Hükümet'in kurulacağı gün arasında Merkez Bankası piyasaya döviz satışını bırakırsa TL'nin başına ne gelir?
Yeni iktidar için karşılama partisi..."
Bence yeni ekonomi yönetimine iyilik yapılmış olur.Zaten yeni ekonomi yönetimi döviz satışını artık yapmayacak.Döviz kurları gelmesi gereken hatta biraz üzerinde bir seviyeye yeni ekonomi yönetimi işi devir almadan gelmiş olur ve yeni yönetimi rahatlatır.Yeni merkez bankası yönetimi de sert bir faiz artırımı yapınca yukarıdaki yazımda ifade ettiğim gibi döviz kurları gittiği seviyenin bir miktar altına geriler ve o bandda dengelenmiş olur.Hem döviz kurları hem de faizler doğal seviyelerinde dengelenmiş olur.
Tabii ki,bu senaryo seçimleri muhalefet kazanırsa geçerli.Kimin kazanacağı konusu ise şu anda belirsiz,şanslar ortada gözüküyor.
https://www.ekonomim.com/gundem/itir...-haberi-688809
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, Cumhurbaşkanı seçimine katılacak adayların, adaylıklarına yönelik yapılan itirazların tamamının reddedildiğini söyledi.itirazların tamamının oy birliğiyle reddedildiğini kaydetti.
https://www.bloomberght.com/kur-koru...di-2329118-amp
Kkm hesapları için faiz tavanı kaldirilmis
Dolar/tl 19.20
Friday March 31 2023 Actual Previous Consensus
04:30 AM
CN
NBS Manufacturing PMI MAR 51.9 52.6 51.5
04:30 AM
CN
NBS Non Manufacturing PMI MAR 58.2 56.3
04:30 AM
CN
NBS General PMI MAR 57.0 56.4
https://www.reuters.com/world/china/...ch-2023-03-31/
China manufacturing activity expands at slower pace in March
https://www.paraanaliz.com/2023/duny...bilir-g-50413/
ANALİZ: Japon tahvilleri mali depreme yol açabilir
Şubat ayında genel ticaret sistemine göre ihracat %6,4 azalırken, ithalat %10,1 arttı
Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %6,4 azalarak 18 milyar 635 milyon dolar, ithalat %10,1 artarak 30 milyar 714 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-Şubat döneminde ihracat %1,4, ithalat %15,4 arttı
Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,4 artarak 37 milyar 992 milyon dolar, ithalat %15,4 artarak 64 milyar 320 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Türkiyenin dış ticaret açığı Şubat ayında 12.079 milyar dolar,Ocak-Şubat yılın ilk 2 ayında 26.328 milyar dolar oldu.
Mart ayı da kötü gidiyor. İhracatçı artık yabancı pazarlarda rekabetçi değil. İleri teknoloji ürünü üretmeyen işgücü arbitrajı dışında elinde ihracat silahı olmayan sanayicimiz için gerçekten durumu devam ettirebilmek iyice zorlaştı. Tüm hesaplar seçime kadar birşeylerin patlamaması için ama her geçen günün telafisi zorlaşacak. kendi sektörümden örnek vereyim, en yüksek alım yapan 2 ana müşterimde işler enaz %25-30 düşük gidiyor normalden.Ayrıca bizden aldıkları ürünlerden uzak doğuya kaydırdıkları siparişler var.Dahası normalde Ocak'ta tedarikçilerine ihale usulü kota veren bu müşteriler tarihte ilk kez Haziran'da tekrar ihaleye çıkacaklar ve ihalede Çinli tedarikçiler de olacak.
Özetle tüm girdilerine enflasyon nedeniyle artan ihracatçıları baskılanan kur zora soktu, ihracat ağırlıklı çalışan ana sanayi karsızlık ile karşı karşıya kaldıkça yurt içinden aldığı en temel girdilerde bile uzak doğu alternatifine gidiyor. Sonuç düşen ihracat ve artan ithalat.
https://twitter.com/ali_hakan_kara/s...95032813002753
KKM sonrası kamunun döviz açık pozisyonu 2022 sonunda 258 milyar $'a çıktı. (An itibarıyla tahminim 280 milyar$.)
Yani kurdaki her 1 TL sıçramanın kamuya net yükü yaklaşık 280 milyar TL olacak.
https://pbs.twimg.com/media/Fsh4xKhW...g&name=900x900
Ülke ekonomisinin içine düştüğü açmaz!...kamu borcu/gsyih oranı bir anda zıplayacak.
Bu rakamın içinde Prof. Uğur Emek'e göre ĶÖİ projelerinden kaynaklanan 160 milyar dolar döviz yükümlülük yok, o da ilave edilirse 440 milyar dolar döviz açık pozisyon oluyor.
Altın ithalatı halen yasak mı.