kesinlikle öyle, ithalat ödemen var ancak bir gün döviz almana izin veriyorlar. ihracattan dönen paran var dövizini zorla bozduruyorlar. krediye erişimin kısıtlı.bir sürü sıkıntı var.
Printable View
S&P Global, Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit etti, görünümünü "durağan"dan "negatif"e revize etti. ForeksHaber anketinde beklenti görünüm ve notun değişmeyeceği yönündeydi.
https://twitter.com/ForeksTurkey/sta...LP_IqjzQQ&s=19
Deniz hocam iyi akşamlar öncelikle. Tüm yazılarınız ders niteliğinde. Ne kadar teşekkür etsek azdır.
Size sormak istediğim soru, birkaç ay ileride yada ileriki bir zamanda, bist30da bir hisseye yatırım yapacak olsanız, hissenin 20 yıl üzeri dolar/TL grafiğine mi bakarsınız yoksa, f/k grafiğine bakarak mı hareket edersiniz?
Cevap verirseniz çok memnun olurum.
İyi akşamlar dilerim.
Redmi Note 9 Pro cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
S&P, Türkiye'nin not görünümünü 'negatif'e çekti
S&P, Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit etti, görünümünü "durağan"dan "negatif"e revize etti. Negatif görünümün, Türkiye'nin kredibilitesine yönelik savunulamaz olarak kabul ettikleri parasal, mali ve ekonomik politika ortamlarından kaynaklanan riskleri yansıttığı kaydedildi.
S&P Global, şubat ayındaki depremlerin ardından yeniden yapılanmanın, Türkiye'nin GSYH'sinin yüzde 12'si kadar iç ve dış finansman gerektireceğini öngörüyor.
Bana göre ;hisse seneti yatırımları uzun vadeli düşünülmelidir.Şirketin kurumsal yönetilip yönetilmediği,yatırımcıların düzenli bilgilendirilmesi,düzenli temettü politikası,grup şirketleri arasında yatırım yapılan şirket aleyhine varlık kaydırması yapılıp yapılmadığı,küresel ölçekte sektörün gelecek vaat etmesi,gelecekte sektörün iş hacminin daha da artmasına yönelik beklentiler kriterleri sağlanıyorsa,iyi bir bilanço analiziyle yatırım yapılabilir.Bence yüksek enflasyon yaşadığımız bir dönemde en önemli kriter şirketin öz varlık karlılık oranının enflasyondan ne kadar yüksek olduğu.Bu kriterleri sağlıyorsa F/K oranı 10'nun altındaysa, bence yatırım yapmak için uygun bir zaman olur.
Bende kendi sektörümden örnek vereyim.
Perakende giyim sektörü.
Yerli müşteri tarafı depremden sonra biraz daha toparladı.
Fakat yabancı müşteri tarafı yerlerde. Bu böyle devam ederse perakendecilerin Yurtiçi mağazalarında ciddi sıkıntı yaratacak.
İşin üretim bacağında ise şu an bir çok fabrika maliyetine belki daha altına iş yapıyor.
Tek amaç sürdürülebilirliğin sağlanması.
Seçim sonrası kur baskısı ortadan kalkınca ihracat için üretim yapan yerler nefes alacağını düşünüyor.
Bu sebeple mevcut kadroyu kaybetmemek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Seçim sonrası CB değişmezse bu para politikasını nasıl değiştirecek merak ediyorum.
Mart ayında İstanbul'da perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi bir önceki aya göre yüzde 2,95 arttı. Endekste bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı ise yüzde 73,02 oldu.
Üretici fiyatları açısından gösterge olan ve toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları Endeksi ise aylık yüzde 4,96 oranında arttı. Toptan Eşya Fiyatları Endeksi'nde yıllık olarak ise yüzde 74,22 artış gerçekleşti.
özvarlık karlılığı enflasyondan yüksek olan şirketler diye tarattım, 6-7 tane şirket çıktı, bunlar da geçmiş yıllarda zarar ettiği için özsermayesi küçülmüş küçülmüş ama geçen sene geçici bi konjonktürde yüksek kar üretmiş olan bir kaç enerji şirketi.. eğer enflasyon olarak tüik rakamını değil de, enag rakamını baz kabul edecek olursak, öyle bi şirket mevcut değil bistte işlem gören 500 şirket içinde- yani özsermaye karlılığı enflasyondan yüksek olan bi şirket mevcut değil
Şirketlerimiz özvarliklarını koruyacak ve artıracak kadar kar edemiyorlar mı,sebepleri nelerdir,şirketlerde karlılığı artıracak sekilde verimlilik artışı sağlayacak teknolojik ve iş gücünün niteliğinin artmasına yönelik yatırımlar yapılıyor mu ,enflasyon muhasebesi uygulansa nasıl bir bilanço görürüz.
Bu konuların üzerine zihin jimnastiği yapmakta ve yatırım kararlarını bunun ışığında almakta fayda var.
sadece kur artmayacak.. faiz de artacak... işsizlik de...
seçim sonrası kim gelirse gelsin...
tek fark; muhalefet gelirse 1 sene içinde bir dip yapar sonra ufaktan yukarı çevirir ülke burnunu...
yoksa şimdikiler devam ederse çok uzak olmayan bir vadede bkz lübnan...
Kurların artması bir maliyet enflasyonu yaratır ve ilk aylarda hızla fiyatlara yansır ama kapsamlı bir ekonomik program ve yapısal reformlar eşliğinde faizlerin enflasyonun üzerinde reel bölgeye geçmesi,tüketici harcamalarını frenler,talep enflasyonunu aşağıya çeker.Bu programı uygulayacakların yetkinliğiyle ilgili bir durum,program iyi uygulanırsa,döviz kurları %50 artsa da,(döviz kurlarının fiyatlara geçişkenliği kabaca artış oranının yarısı yani kur %50 artarsa %25 civarında(benim hesaplamalarım)) sonuçta geçen yılın üzerinde bir enflasyon oranı olmayabilir.Döviz kurlarının artması,iç piyasanın daralması, birlikte, ihracatın artması,ithalatın azalması,dış ticaret açığının azalmasına da katkı verecektir.
Aşağıdaki makalelerde daha düşük oranlarda kurlardan eflasyona geçişkenlik gösteriliyor.:
https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/conn...06c5ad-m3fw4-B
https://eaf.ku.edu.tr/wp-content/upl...rf_wp_2121.pdf
https://t24.com.tr/haber/doviz-kuru-...nsiyor,1008631
Bu işin sonu yüksek kur, yüksek faiz.
Yıllardır baskılanan döviz kurları düşük gösterilen TÜİK enflasyonu var.
Yıllar içindeki gerçek enflasyonu diğer ülkeler enflasyonuna göre bakıp dolar kurunu hesapladığıımda çok tuhaf rakamlar çıkıyor. 21 , 24 olması gerekir, 28’e çıkar 24-25 de dengelenir diyen analıstler var.
Ama benim hesapladığım kur bambaşka.
Kim bilir belki benim hesap makinesi bozuktur.
Mahfi Eğilmez'in bakış açısından
https://www.mahfiegilmez.com/2023/03...e-yantlar.html
Seçime Giderken Sorular ve Yanıtlar
Mart 31, 2023
Ay sonunda son anketler yayımlanacaktır Deniz bey konda aksoy metropol gibi itibar edilenleri
Takip edeceğim mutlaka
Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler bu calkantili gunlerde cok buyuk yardım ediyorsunuz gercekten saygılar
https://twitter.com/iriscibre/status...905478656?s=20
BREAKING: Saudi Arabia will cut oil production by 500,000 barrels a day from May to December in coordination with some other OPEC and non-OPEC countries
https://twitter.com/business/status/1642533396231405570
Sayın Deniz hocam. hayırlı ramazanlar. Geçen yazımda Esfender Korkmaz hocanın '' TL. REEL KUR ENDEKSİ yüzde 41 ucuz yazısını gündeme getirmiştim. Sonra sizlrin değerli yorumunuz geldi. Dün de Sayın Fatih Özatay ın şu yazısını alıntılıyorum '' Nedeni kim kazanırsa kazansın kur % 15-20 artsın? Makule dönülmesi halinde,risk priminde ve TL de değerlenme basıkıs göreceğiz. O zaman sorun, değerlenmeye karşıne yapılacağıolacak ; TCMB rezerv biriktirecek, BDDK kredi genişlemesine karşı önlemler açıklayacak. Evet son birkaç ayda TL reel olarak değerlendi. Ama hala oldukça değersiz bir bölgede. Kasdedilen ,seçim sonuçları ile makule dönüşün belirginleşmsi arasında ki süre ise , evet kurda dalgalanma olabilir. Ama temel eğilim önemli; o da reel değerlenme yönünde olacak ''
Aynen böyle yazmış değerli Fayih Özatay hoca ki çok değerlidir. Keza değer verdiğim başka bir iktisatçıda Tl nin kim kazanırsa kazansın makuıle dönüşme halinde tL nin değerleneceği iddiasını FED bilançosuna bağlamış. Bunu da FED bilanço grafiğin deki devasa yükselen eğri ve pandemi öncesine göre katlanan faiz artışları ile bilaçonun 9 trilyon dolara çıktığını , tüm gelişen üleklere yüz milyarlaca dolar girerken bizde güvensiz ve irrasyonel ortamda çıktığını . bu dünyaya saçılan dolar ve euro jeza japon yeni falan bir tek Türkiyeye gelmediğini yazmış. Bu bana daha mantıklı geldi. hele ABD de batan bankanın bilançosunu çocukların bile yapmayacağı sıfır faizli tahvilerle tıka basa doldurması akıl alacak gibi değil. Onlarda Trump ı suçluyorlar BDDK denetim etkinliği azalttı diye falan. Bizde ise bankacılık tarfınıda açık pozisyon olmadığını düşük faili tahvil oranının yüzde 5-10 larda olduğunu ifade ediyorlar. Ancak kredi faizleri çok yükselirse eski karların kaybolacağını reel sektör batıkların oluşacağını fakat yine de büyük risk barındaımadığını ifave ediyorlar. Halbu ki çok büyük deprem tahribatını , seçim öncesi populist EYT gibi uygulamaların ve devasa genişleten TL emisyon hacmini ve genişleyen kamu maliyesinin etkilerini küçümdediklerini görüyorum.
Zaten halihzırda yarı sermaye kontrolleri sürerken ve devamlı değişen regülasyonlarla günlük reaksiyonlarla 1 yıllık 190 milyar dolar dış borç artı her ay 10 milyar doları geçmiş dış ticaret açığı ile sonu facia ile biyecej KKM ile ekonomi girdiği tünelden hızla duvara doğru giderken Fatih hocanın değerlendirmesinin nasıl bir izahı olabilir ? Aklım mantığım almıyor. Sizleri yeteri kadar yorup da tekrar yorum yapmanızı beklemiyorum. Çünkü çok açık net tekrar tekrar yazıyorsunuz. Sizlerin yazıpta okumadığı tek bir yorumunuz dahi yok. Bizde ki emekleriniz büyük. Ancak Fatih hoca beni çok şaşırttı. Ben emekli bir binbaşı iken bu kasdar hassa bir konuda , hele ki böyle bir dönemde yatırımcıların pür dikkat kesildiği bir oramda bu kadar rahat nasıl yorum yapıyorlar halbuki kendisini son derece temkinli duruşu ile bilirdim. Dikkat ederseniz kim kazanırsa kazansın diyor.
Dertleşmek istedim. Hayırlı akşamlarınız olsun.
Bu konuda önceki sayfalarda çok sayıda yazı yazdım,ama özet olarak bir daha üstünden geçeceğim.Sadece Fatih Özatay ve Esfender Korkmaz değil,Uğur Gürses,Atila Yeşilada ve bazı başka ekonomistler de benzer görüşleri dile getiriyorlar.Bu ekonomistler boş kişiler değiller,bilgili donanımlı kişiler,ben de zaman zaman bu başlıkta bazı yazılarını paylaşıyorum.Ama bu konuda objektifliklerini kaybetmişler,duygularını işlerine karıştırmışlar diye yorumluyorum .Neden:
1-AKP 21 yıl önce iktidara geldiğinde dış dünyadan çok büyük bir doğrudan dış yatırım ve portföy yatırımı gelmişti,iktidar değişikliğinde yine öyle olabileceğini umuyorlar olmalı.Ama artık şartlar çok değişti,Türkiye artık 20 yıl öncesinin Türkiyesi değil.20 Yıl önce IMF ile mutabakat halinde ,Kemal Derviş döneminde bir ekonomik restorasyondan geçilmiş,bankacılık sistemi temizlenmiş,ekonomi daha rekabetçi hale getirilmş ama esas önemlisi Türkiyenin Avrupa Birliğine üye olması için müzakerelere başlanma kararı alınması büyük bir çoşku yaratmıştı.Her müzakere geçmişte sonunda üyelik ile sonuçlandığı için ,önceden pozisyon almak için devasa bir dış doğrudan yatırım ve portföy yatırımı akını başlamıştı.Peki aradan geçen 21 yılda ne oldu.Türkiye yüzü batıya dönük,bir takım demokrasi eksiklikleri olsa da onu tamamlamaya çalışan Atatürk Türkiyesi avrupai bir ülke olmaktan çıkıp,tam bir ortadoğu ülkesi oldu.Özgürlüklerin kısıtlandığı,ifade ve toplanma gösteri yapma özgürlüklerinin kısıtlandığı,hukukun üstünlüğünün kalmadığı,bağımsız ve tarafsız bir yargının olmadığı,yolsuzluklar içinde yüzen,kurumlar ve kurallar ülkesi olmaktan çıkan polis devleti bir Türkiye.Ülkesinin ulusal çıkarlarını savunan laik bir ülke olmaktan,kendisini dünyadaki müslümanların sözcüsü ve bayraktarlığına tayin eden bunu üstüne vazife eden bir ortadoğu ülkesi oldu Türkiye.Türkiyenin dünyadaki toplumsal imajı değişti.Artık Pakistan,İran,Mısır gibi bir toplumsal imajı olan ve bu imajı sürekli işlenen bir Türkiye var.Bu yüzden de doğrudan dış yatırımlar dibe vurdu,ortadoğu ülkelerinden ve ruslardan gelen gayrımenkul yatırımları dışından doğrudan dış yatırım gelmemeye başladı.Bir iktidar değişikliğinde bu toplumsal imajın kısa/orta vadede değişmesi beklenemez,olumlu bazı adımlar atılsa bile,bir sonraki seçimde yine eski iktidarın yönetime geçme ihtimali nedeniyle doğrudan dış yatırım gelmez.Gelmesi için bu ihtimalin artık kalmadığının görülmesi yani çok uzun bir zaman geçmesi gerekir.
2-Portföy yatırımlarında ise farklı bir durum var,orada yatırımcılar kazançlarına bakarlar.Ama başta emeklilik fonları kurumsal yatıım fonlarının yatırım yapabilmeleri için kendi tüzüklerine göre o ülkenin en az (-)BBB yatırım yapılablir nota sahip olması gerekir.Bizim ülke notumuz ise,2 rating kuruluşunda yatırım yapılabilir seviyenin 5 kademe altında,1 rating kuruluşunda ise yatırım yapılabilir seviyenin 6 kademe altında.Notumuzun kısa zamanda yatırım yapılabilir seviyeye ulaşması,doğru şeyler yapılsa da mümkün değil,en az 2 yıl süre gerektirir.
Yatırımcıların kar kadar zararı da peşinen kabul ettiği hedge fonlar için böyle bir kural yok ama,bunlar göreceli olarak çok daha küçük hacimli portföy yatırımları,uzun vadeli stratejileri yok,kısa vadeli bir kazanç imkanı gördüklerinde hızla giren ve karını alıp çıkan fonlar.
3-Ekonomide doğru şeyler yapılırsa CDS risk primimizin düşmesi gerçekçi bir beklenti,ben de katılırım.Ama yine de borçlanmamız yüksek maliyetli olmaya devam edecek.
Yukarıda önceki yazılarımda ifade etmiştim,küresel koşullar nedeniyle CDS primimiz düşse bile,dış borçlanmamız yüksek maliyetli olmaya devam edecek,ve küresel borçlanma piyasası da daralacak.
4-Son 1 yılda asgari ücret %100 arttı,enerji maliyetleri %100'ün üzerinde arttı,sonuçta üretim maliyetleri 2 ye katlandı.Çok kabaca,rakamları yuvarlayarak yaklaşık olarak ifade ediyorum.Üretici 1 yıl önce 100 TL'ye 5 euro'ya imal ettiği ürünü,şimdi 200 TL'ye 8 euro'ya mal ediyor,ama dışarıdan geçen sene 5 euroya gelirken şimdi 5.5 euroya gümrük birliği,serbest ticaret anlaşmaları ve dünya ticaret örgütü DTÖ kurallarınca giriyor.Böyle olduğu için de ithalatımız ve dış ticaret açığımız her ay yeni rekor tazeliyor,yıllık 118 milyar dolara ulaşmış durumda.Enerji fiyatlarında sert düşüşe,ithalat için getirilen kısıtlamalara rağmen bugün açıklanacak Mart ayı dış ticaret açığının da yine yüksek olması bekleniyor. Üretici tüm karını kaybettiği gibi ,işyerini kapatmamak için sermayesinden yiyerek üretmeye çalışıyor.Bütün umudu seçimler sonrası işlerin değişeceği,kurların ithal ürünlerle rekabet edebilecek bir seviyeye gelmesi,bunun için dişini sıkarak dayanmaya çalışıyor.Bir değişiklik olmaz ise ,enflasyon nedeniyle her ay üretim maliyetleri artmaya devam ederken kurlar yerinde sayarsa,bu sefer onbinlerce işyerinin ithal ürünlerin fiyatlarıyla rekabet edemeyip kapandığını,milyonlarca kişinin de işsiz kaldığını görürüz.Ama muhtemelen böyle olmaz,çünkü bu devasa dış ticaret açığını finanse edecek bir döviz akışı yurt dışından gelmeyeceği için,daha fazla bu yük taşınamaz hale gelir,basınca dayanamayıp döviz yokluğundan kırılma oluşur ve ekonomi yönetiminin isteğinden bağımsız olarak döviz kurları dengelenir.Reel efektif kurun değerli olmadığı ise safsata,değerli olmasa Türkiye tarihinin en yüksek dış ticaret açığı verilirmiydi.Bu konuda daha önce yazmıştım.
https://www.cnbc.com/2023/04/02/saud...tput-cuts.html
OPEC+ announces surprise oil cuts, while U.S. calls the move inadvisable
Petrolde OPEC'ten gelen sürpriz üretim kesintisinden sonra:
ICE Brent Crude (June 23)
Last | 3:03 AM BST
84.30
quote price arrow up+4.41 (+5.52%)
Suudi Arabistan ve diğer OPEC+ üyeleri Pazar günü, fiyat istikrarını desteklemeyi amaçlayan sürpriz bir hamleyle üretimlerinde günde yaklaşık 1.16 milyon varil daha kesinti yaptıklarını duyurdular.
Merhaba, sn.deniz43. Yazdıklarınıza, yukarıya alıntıladıklarım da dahil katılıyorum. Ancak mevcut iktidarın değişmesi halinde üzerinde konuşulmadığını düşündüğüm bir olasılığı değerlendirmediğinizi düşünüyorum. Şöyle:
Öncesinde de özellikle 12 Eylül'le birlikte hızlanan bir toplumsal-moral erozyon ve çürüme vardı, ancak bu süreç özellikle son 21 yılda hiç olmadığı kadar ivme kazandı ve istisnalar kural, kurallar istisna oldu. Tüm toplum az ya da çok bu çürümeden nasibini aldı. Bu tür çürüme-moral erozyon dönemlerinde aslan payı sürecin aktif öznesine düşer ve dışarıdan bakıldığında sapasağlam görünen özne aslında içten boşalmıştır. Dağılma için artık çok küçük bir gerekçe yeterli olacaktır. Bir dönemin ANAP'ı ve DYP'si buna iyi birer örnektir.
Eğer 14 Mayıs -ki ülke tarihinde çok önemli bir eşiktir- 21 yıllık süreci kesintiye uğratacak bir sonuç üretecekse, bu sadece iktidar değişikliği ile kalmaz. Sorumlu öznenin dağılmasını ve 14 Mayıs sonuçlarının 15'inden başlayarak kuvvetli bir anaforla meclisin aritmetik olarak değişimini de mutlaka beraberinde getirecektir. Çıkar ortaklığı koşullar değiştiğinde eskisi gibi bütünlüğünü muhafaza edemez ve edemeyecektir. O zaman değerlendirmenizde yer aldığı gibi bazı süreçler için "çok uzun zaman" gerekmeyecektir. Tabii bunun yegane koşulu olası iktidar değişiminde yeni iktidarın rasyonel bir hesap sorma sürecini kararlılıkla yönetmesidir.
O zaman parlamentoda iktidara ait merkez-sağ bir çoğunluk sağlanacak, ana muhalefet ise solda şekillenecektir.
ENAG Mart ayı Enflasyon Verisini Yayınladı
Mart ayında aylık enflasyon artışı %5.08 ,yılın ilk 3 ayında %23.09 yıllık enflasyon artışı %112.51 oldu.
https://enagrup.org
https://enagrup.org/bulten/mrt23.pdf?v1
TUİK'e göre ise;
Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %50,51, aylık %2,29 oldu(arttı yazması gerekirken oldu yazmışlar)
TÜFE'deki (2003=100) değişim 2023 yılı Mart ayında bir önceki aya göre %2,29, bir önceki yılın Aralık ayına göre %12,52, bir önceki yılın aynı ayına göre %50,51 ve on iki aylık ortalamalara göre %70,20 olarak gerçekleşti.
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %62,45, aylık %0,44 arttı
Yİ-ÜFE (2003=100) 2023 yılı Mart ayında bir önceki aya göre %0,44, bir önceki yılın Aralık ayına göre %6,25, bir önceki yılın aynı ayına göre %62,45 ve on iki aylık ortalamalara göre %113,73 artış gösterdi.
İTO İLE ÜFE de aylık -ta çok büyük fark var tam 10 kat enag sanırım üfeye bakmıyor
İsviçre Federal Savcısı, Credit Suisse'nin UBS tarafından devralınmasına soruşturma açtı. (info yatırım günlük bülten)
Şunu da bir daha ekleyelim:
Cuma günü açıklanan Şubat ayı resmî dış ticaret verilerine göre dış ticaret açığı %51,4 artışla 12,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakam Şubat ayları özelinde rekor! İhracat 18,6 milyar dolar, ithalat ise 30,7 milyar dolar ile sürdürülemez bir tabloya işaret ederken, TL'nin de ne kadar aslında değerli olduğunu gösteriyor! Uygulanan hatalı politikalara paralel, dış ticaret fazlası verileceği sloganı ile yola çıkılırken, her ay dış ticaret açığı rekoru kırılması da kendi içinde döviz talebi yaratarak zaten oldukça hassas ve kırılgan olan merkez bankası rezervleri üzerinde ilave baskı kuruyor! (E.Değirmencioğlu)
Bankalardan gelen mesaj
"Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın 20 Mart 2023 tarihli Tüzel Kişilerin Döviz Pozisyon Raporlaması konulu talimatı doğrultusunda, yurt içinde faaliyet gösteren bankalardan kullandığı nakdi ve gayri nakdi toplam kredi bakiyesi 5 milyon TL ve üzerinde olan tüzel kişi firmaların döviz pozisyon raporlarını her ayın ilk 10 iş günü içerisinde, https://tcmbveri.gov.tr adresinde oluşturulan "Özet Döviz Pozisyon Raporu" linki üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na bildirmesi gerekmektedir.
Müşterilerimizin Stok kredi bakiyesinin raporlama sınırının üzerinde olması durumunda, raporlamalar aylık frekansta takip eden ayın 10 iş günü içerisinde bildirilmeye devam edilmelidir."
Bu 5 milyona hem nakdi hem gayri nakdi krediler de dahil. Üstelik tl yada döviz olması da farketmiyor.
Bu sınıra takılmayacak şirket çok az olacaktır.
Kurumlar vergisindeki yabancı para pozisyon bilgisini şimdi firmalardan her ay doldurmalarını istemeleri, merkez bankasının zor durumda olduğunu gösteriyor.
Böyle olmasa bile verdikleri imaj bu.
https://twitter.com/financialjuice/s...11083730968577
WHITE HOUSE: WE INTEND TO REBUILD OUR STRATEGIC OIL RESERVES.
Petrol fiyatlarıını düşürmeye yönelik ve enflasyonu düşürmeye destek olmak amacıyla,ABD'nin stratejik petrol rezervlerinden 2 yıl içinde 257 milyon varil piyasaya sürerek stratejik petrol rezervlerini 638 milyon varilden 371 milyon varile düşürmüştü.
https://www.eia.gov/dnav/pet/hist/Le...S_NUS_MBBL&f=M
Şimdi,OPEC ülkelerinin günlük üretimi 1 milyon varil kesme kararından sonra, ABD'nin bu rezervleri tekrar yerine koyma kararı,petrolde fiyat artışına yeni bir gaz vermesi beklenir.Temmuz ayında ise ,Rusya'nın ilave günlük 500 bin varil petrol üretimini kısma kararı yürürlüğe girecek.
https://www.paraanaliz.com/2023/ekon...ehdit-g-50612/
Japonya'dan küresel finansal piyasalara yönelik 3 trilyon dolarlık tehdit
Inflapression (Inflationary Depression)
https://pentoport.com/inflapression-...ry-depression/
Pento, açmış ağzını yummuş gözünü bu kez 😐