-
-
Amerika dogumlu Ingiliz sair, oyun yazari ve edebiyat elestirmeni Thomas Stearns Eliot'in olum yildonumu (4 Ocak 1965)
https://pbs.twimg.com/media/C7l0vMDVQAEX2sF.jpg
Simdiki zamanin ve gecmis zamanin
Her ikisi belki de icindedir gelecek zamanin,
Ve gelecek zaman kapsanir gecmis zamanda.
Eger zaman hep buradaysa
Yakasi birakilmaz butun zamanlarin.
Bellekte adimlarin yankisi
Gecmedigimiz gecitten asagi gecerek
Hic acmadigimiz kapidan
Girelim gul bahcesine.
"Erimekle donmak arasinda titrer ruhun ozsuyu.Yoktur topragin kokusu ya da yasayan bir seyin kokusu. / Tra disgelo e gelo la linfa dell'anima trema. Non c'è odore di terra o odore di cosa viva."
https://pbs.twimg.com/media/DNSWkNFXcAA7hWN.jpg
Foto: Thomas S. Eliot ve Virginia Woolf
-
Amerikali rock grubu The Doors, kendi ismini verdigi ilk albumunu 4 Ocak 1967'de Elektra etiketiyle piyasaya surdu.
https://cdn.shopify.com/s/files/1/11...g?v=1536270057
-
Italyan ressam, yazar, doktor, aktivist Carlo Levi'nin olum yildonumu (4 Ocak 1975)
https://pbs.twimg.com/media/DwD-PHtX4AA-G7V.jpg
“Hicbir aliskanlik, hicbir kural, hicbir kanun zorunlu bir ihtiyaca, coskun bir istege dayanamaz: Bu adet de nihayet gorunus kurtaran bir kalip olmakla kaliyor; ama bu kaliba ister istemez giriyor herkes. Bununla beraber ova alabildigine genis; kadinla erkegin bulusma firsatlari cok, ihtiyar araci kadinlar, yuzu gozu acilmis genc kizlar da yok degil. Ortulere burunup kendilerini saklayan kadinlar vahsi hayvanlar gibidir; Yalniz cinsel sevgiyi dusunurler, hem de hic isi buyutmeden, nazlanmadan: Bu isi oyle serbestce, oyle rahatca konusurlar ki sasar insan. Sokakta kara gozleriyle size alttan alttan, erkekliginizi olcer gibi bakarlar, arkanizdan fisildastiklarini, sakli degerlerinizden soz ettiklerini duyarsiniz. Arkaniza dondunuz mu elleriyle yuzlerini kapar ve parmaklari arasindan bakarlar size. Bu arzuya hicbir duygu karismaz; oyle guclu bir istektir ki bu, kara gozlerinden tasar ve doldurur koyun havasini. Duyduklari olsa olsa kendilerini asan, karsi konmaz bir guce boyun egme duygusudur. Asklarinda bile coskunluktan, umuttan cok bir cesit tevekkul vardir. Ellerine gecen firsat ucan kus gibi de olsa kacirmamak isterler; hic konusmadan sip diye anlasiverirler. Ahlakin yirtici sertligi, Turklerinkine benzer kiskancliklar, adam oldurmeler, oc almalara goturen vahsi bir onur duygusu ustune anlattiklari ve benim de onceleri dogru sandigim seyler birer masaldir orada. Belki de cok eskiden bir gercekti bunlar ve anlattigim kuru kalip onlardan kalmadir. Ama gocler degistirmis her seyi. Erkekler azalmis ve memleket kadinlara kalmis.” Isa Bu Koye Ugramadi
https://images-na.ssl-images-amazon....1cjKnlMPRL.jpg
“Non c’è abitudine o regola o legge che resista a una contraria necessità o a un potente desiderio: e anche quest’uso si riduce, praticamente, a una formalità: ma la formalità è rispettata. Tuttavia la campagna è grande, i casi della vita molteplici, e non mancano le vecchie mezzane accompagnatrici né le giovani compiacenti. Le donne, chiuse nei veli, sono come animali selvatici. Non pensano che all’amore fisico, con estrema naturalezza, e ne parlano con una libertà e semplicità di linguaggio che stupisce. Quando passi per la via, ti guardano con i neri occhi scrutatori, chinati obliquamente a pesare la tua virilità, e le odi poi, dietro le tue spalle, mormorare i loro giudizi e le lodi della tua nascosta bellezza. Se ti volti, celano il viso tra le mani e ti guardano attraverso le dita. Nessun sentimento si accompagna a questa atmosfera di desiderio, che esce dagli occhi e pare riempire l’aria del paese, se non forse quello della soggezione a un destino, a una potenza superiore, che non si può eludere. Anche l’amore si accompagna, più che all’entusiasmo o alla speranza, a una sorta di rassegnazione. Se l’occasione è fuggevole, non bisogna lasciarla svanire: le intese sono rapide e senza parole. Quello che si racconta, e che io stesso credevo vero, della severità feroce dei costumi, della gelosia turchesca, del selvaggio senso dell’onore familiare che porta ai delitti e alle vendette, non è che leggenda, quaggiù. Forse era realtà in tempo non molto lontano, e ne resta un residuo nella rigidezza dei formalismi. Ma l’emigrazione ha cambiato tutto. Gli uomini mancano e il paese appartiene alle donne.”
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rlo_Levi_5.JPG
Lucania 61 (Museo nazionale d'arte medievale e moderna della Basilicata, Matera, Italya)
-
Jimmy (Robert De Niro)'nin en buyuk ortaklarindan, peruk dukkani sahibi Morrie Kessler (Chuck Low) 4 Ocak 1979'da restaurant cikisinda Tommy DeVito (Joe Pesci) tarafindan arabanin icinde olduruldu. Cesedi parcalanarak unlu Gangster Vincent Asaro'nun Queens, Jamaika'daki santiyesine gomuldu. (SIKI Dostlar - Goodfellas, 1990, filmi)
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...fjpkocv8sq_GqW
https://www.youtube.com/watch?v=lrPau0p1-Oc
-
Trt'de de yayinlanan, Yargic Harry'nin maceralarini konu alan Gece Mahkemesi (Night Court), 4 Ocak 1984'de NBC kanalinda basladi.
https://assets.nflxext.com/us/boxsho...s/70157318.jpg
-
Ingiliz heavy metal grubu Judas Priest, 9.albumu Defenders of the Faith'i 4 Ocak 1984'de Columbia Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DwDfpSPX0AAbsAD.jpg
-
Ingiliz asilli Amerikali yazar Christopher Isherwood'un olum yildonumu (4 Ocak 1986)
"Ama eger bu benimse, gercekten icimdeyse... O zaman... Iste o zaman... Ve bu anda, ama cok silik, cok uzak, bulutlarin arasindaki daglarda zar zor secilen bir keci yolu gibi, bir sey daha goruyorum: Guvene giden bir yol. Korkunun, yalnizligin olmadigi, J.'ye, K.'ye, L.'ye, M.'ye ihtiyac duymadigim bir yere gidiyor. Bir saniyeligine goruyorum. Hatta bir anligina cok net gorunuyor. Sonra bulutlar kapaniyor, zirvenin acimasiz sogugu yuzunden donmus buzulun solugunu yanagimda hissediyorum. 'Yok,' diyorum kendi kendime, 'bunu asla yapamam. Tanidigim korkuyu, bildigim yalnizligi tercih ederim... Diger yolu secmek, kendimi kaybetmek demek. Artik bir kisi olmayacagim demek. Artik Christopher Isherwood olmayacagim. Yok hayir. Bu, bombalardan bile korkunc. Sevgilim olmamasindan bile korkunc, bununla asla yuzlesemem.' " Prater'in Meneksesi
https://s3-us-west-2.amazonaws.com/t...quare-1536.jpg
"But if it is mine, if it is really within me... Then... Why then... And, at this moment, but how infinitelyfaint, how distant, like the high far glimpseof a goat track through the mountains between clouds, I see something else: thewaythatleads tosafety. To where there is no fear, no loneliness, no need of J., K., L., or M. For a second, I glimpse it. For an instant, it is even quite clear. Then the clouds shut down, and a breath ofthc glacier, icy with the inhuman coldness of the peaks, touches my check. 'No' I think 'I could never do it. Rather the fear I know, the loneliness I know... For to take that other way would mean that I should no longer be a person. I should no longer be Christopher Isherwood. No, no. That's more terrible than the bombs. More terrible than having no lover. ThatI can never face.' ”
GRANT: Iyi bir siginagimiz oldugu duyulursa bir sey oldugu taktirde herkes iceri girmeye calisacaktir.
GEORGE: Yani?
GRANT: Ruslar fuze saldirisina basladiginda duygusalliga yer olmayacak.
GEORGE: Duygusalliga yer olmayacak bir dunya olacaksa, zaten oyle bir dunyada yasamak istemem.
https://bookmebookblog.files.wordpre...isherwood2.jpg
GRANT: If word gets out that youʼve got a better shelter, then everyone will try to get in when something happens.
GEORGE: And so?
GRANT: There will be no time for sentiment when the Russians fire a missile at us.
GEORGE: If itʼs going to be a world with no time for sentiment Grant, itʼs not a world that I want to live in.