Seyyar Kahve Satıcısı Dede, İstanbul, 1890'lar
https://i.hizliresim.com/k9D6qr.jpg
Eminim bir çoğunuz bu fotoğrafı görünce, keşke o zamanlarda yaşasaydım da şu dedeye denk gelip bir kahvesini içseydim diye iç geçirdiniz...!
Printable View
Seyyar Kahve Satıcısı Dede, İstanbul, 1890'lar
https://i.hizliresim.com/k9D6qr.jpg
Eminim bir çoğunuz bu fotoğrafı görünce, keşke o zamanlarda yaşasaydım da şu dedeye denk gelip bir kahvesini içseydim diye iç geçirdiniz...!
Cemal Kutay'ın eserlerini okudunuz mu, merak ettim?
30 yıl kadar önce "Osmanlıda Mizah" kitabını okumuştum.
Fakat çok değil, bir yıl kadar sonra bu kitabı hakkında çok ağır eleştiriler okudum.
Kitap elimde olduğu için eleştiri konularını inceledim.
Kendisinin tarihi kafasına göre yazdığına kanaat getirip bir daha hiç bir kitabına bakmadım.
Benzer eleştiriler günümüzde de yapılmaktadır.
Keza kendisi hayatta ikende bu tarz eleştiri yazılarına tatmin edici cevaplar vermemiştir.
Örnek:
https://kebikecdergi.files.wordpress...7/03_ozdis.pdf
Babam abonesi idi, dışarıda satılmazdı abonelerine gönderilirdi. Bütün kitaplarını okudum, " Istiklal Mücadelesi ....."
Yirmi küsür ciltlik kitabı hariç.
Tarihi bana Onun kitapları sevdirdi.
Sizin yazma tarzınız Cemal Kutay'ın benzeri. Çok yararlandım. Erken karar vermemeli bence.
Temmuz 1936 tarihinde imzalanan, montreux boğazlar sözleşmesi sonrası Çanakkale'ye giren ilk Türk Birliği`nin Sancağı'na halkın gösterdiği olağanüstü sevgi tezahürü. 1936
https://i.hizliresim.com/JZG9go.jpg
Çar II. Nikolay ve ailesi 1914
https://i.hizliresim.com/OvlbXQ.jpg
(17 Ekim 1917’de Rusya’da yaşanan sosyalist devrimin en büyük kurbanı oldular)
Çerkes Beyleri. 1900
https://i.hizliresim.com/zjDZz6.jpg
Çeşitli Tarihlerde Kapıkulu Örgütlerinde yer alan personel sayıları. Yeniçeri sayısındaki artış dikkat çekici
https://i.hizliresim.com/GmJ7r6.jpg
Çanakkale Şehidi Ütğm. Zahitin son mektubu..
Altı maddelik vasiyeti bizlerin yüreklerini dağlar.
https://i.hizliresim.com/WqPzj2.jpg
Çoban kalmayınca Tarihe karışan keçeci atölye ve dükkanları. 1960
https://i.hizliresim.com/36V5k2.jpg
https://i.hizliresim.com/pbDAOm.jpg
Çocuklar dönme dolap'da bayramı kutluyor. Çorum 1930
https://i.hizliresim.com/k9DQ5A.jpg
Bir çoğumuzun çocukluğunda sıkça gördüğü 3 tekerlekli Triportör. 1970
https://i.hizliresim.com/NnoXj5.jpg
Anafartalar Cephesinde bulunan Arif Bey Çeşmesi, 1915
https://i.hizliresim.com/0RZXMB.jpg
Anıtkabir inşatında mermer kaplama çalışmaları devam ediyor. 1947
https://i.hizliresim.com/4jnABG.jpg
Anıtkabir ve Ankara... 1952 - 2017... Benzer açılardan Başkent’in 65 yıl içerisindeki değişimi...
https://i.hizliresim.com/JZG9oQ.jpg
Ankara İmalat-ı Harbiye işçileri işçi emekçi bayramını kutluyor 1 Mayıs 1924
https://i.hizliresim.com/Ovlb1D.jpg
Ankara Kalesi’nin en bakir fotoğraflardan biri... Sene 1890
https://i.hizliresim.com/GmJ78Z.jpg
Ankara’da bir Kurban Bayramı arefesi... Yer Opera Kavşağı. 1960
https://i.hizliresim.com/y6DW7j.jpg
Antalya yat limanı. 1950
https://i.hizliresim.com/6a1BAv.jpg
Antep Harbi'nde şehit düşen Maraşlı Er Hüseyin'e ait kanlı mektup ve nişanlısının bir tutam saçı.
https://i.hizliresim.com/WqPzM8.jpg
Auja al-Hafir deki Osmanlı garnizonu. Filistin 1916 (İsrail - Nitzana)
https://i.hizliresim.com/YQ9yn2.jpg
Auja al-Hafir deki Osmanlı garnizonunda bir Osmanlı subayı. Filistin 1916
https://i.hizliresim.com/DYA1zo.jpg
Auja al-Hafir deki Osmanlı garnizonundan geriye kalanlar. 2015 (İsrail - Nitzana)
https://i.hizliresim.com/mMDbO8.jpg
https://i.hizliresim.com/Em0LGz.jpg
https://i.hizliresim.com/jgDM0L.jpg
https://i.hizliresim.com/26ldL2.jpg
1905 yılındayız, vatan kelimesini söylemek ve yazmak yasaktı. O günlerde bu kelimeyi Namık Kemal'in kitaplarında öğrenen biri vardı
https://i.hizliresim.com/QLn31g.jpg
1922 Söğüt Bilecik Geri çekilirken Yunan İşgal Kuvvetleri'nce tahrip edilen Ertuğrul Gazi Türbesi.
https://i.hizliresim.com/6a1VY9.jpg
1935 – Yapılan genel seçimlerde TBMM'ye 17 kadın vekil seçildi.Vekillerin 4'ü azınlık mensubuydu.
Aynı yıl ara seçimle sayı 18'e yükseldi
https://i.hizliresim.com/qdDk2B.jpg
https://i.hizliresim.com/WqPvWQ.jpg
1940 Fin-Rus Kış Savaşında donmuş bir Rus askeri
https://i.hizliresim.com/36VZ2p.jpg
6-7 Eylül olayları sırasında yağmalanan Samatya Aya Konstantin Rum Ortodoks Kilisesi'nden geriye kalanlar.1955
https://i.hizliresim.com/RrvZEn.jpg
İzmir işgali öncesi, Mondros antlaşmasının verdiği serbestliklerden faydalanan Anadolu rumları Yunanistan hükümetinin desteği, İngilizlerinde görmezden gelmeleri ile yer yer taşkınlıklarda bulunarak, bir çok Türk ailede can ve mal kaybına sebep olmuşlardır..
Yaşanan bu acı günlerin çaresizliği, ardından gelen işgalin acısı içinde hesabı sorulamayan, adeta kötülük yapanın yanına kar kaldığı bu olaylardan bazılarını, Prof.Dr.Mustafa Turan'ın araştırma yazısından, Ankara Üniversitesinin resmi dergisi
üzerinden okuyalım.
https://i.hizliresim.com/grGMY3.jpg
https://i.hizliresim.com/ZXqozG.jpg
https://i.hizliresim.com/oXm4Nb.jpg
İlk Kadın Otomobil Yarışmacısı Samiye Burhan
https://i.hizliresim.com/V97kzr.jpg
Yıl 1928. Çok değil daha 10 yıl öncesi Osmanlı imparatorluğu döneminde kadınlar nüfus sayımında bile sayılmazken, bir kadın otomobil kullanıyor. Bu da yetmiyor. Yarışıyor…
O yıllarda İstanbul Hipodromu'nda araba yarışları düzenlenmekte. At yarışlarındaki gibi de bahisler mevcut.
Gözler hep bir kişiyi arıyor. Samiye Hanımı…
https://i.hizliresim.com/nQDXNl.jpg
Çünkü o, otomobil yarışlarının değişmez pilotlarından. Cumhuriyet devrimleri yavaş yavaş meyvelerini vermiş. Öyle ki, karşımızda yarış pistlerinde ter döken bir kadın var. Ama Samiye Hanım, öyle böyle bir şoför değil…
1930 ve 1931 yıllarında girdiği yarışlarda dereceler elde ediyor.
https://i.hizliresim.com/v6DON6.jpg
1932 senesinde girdiği bir yarışmada ise tüm erkekleri geride bırakarak birinciliği göğüslüyor. Fakat ikinci olan yarışmacı Paşazade Vehbi Bey, yarışmaya bir kadın dahil olmasaydı birinci olacağını söyleyerek sonuca itiraz ediyor.
Paşazade Vehbi Beye kızmayın. O da haklı.
Ne de olsa nüfus sayımında hayvanların bile sayıldığı ama kadınların sayılmadığı bir toplumda yetişmiş.
Sonuç olarak konu mahkemeye yansıyor.
Davanın görülmesi için gidilen mahkeme, Türkiye Cumhuriyeti'nin mahkemesi. Osmanlı mahkemeleri değil. Dikkatinizi çekmek isterim. Haliyle sonuç belli.
Davaya bakan Sultanahmet Sulh Hukuk Mahkemesi, kupanın Samiye Hanıma verilmesine karar veriyor. Samiye Hanım, pistte geçilen ama durumu kabullenemeyen Paşazade Vehbi Beyi, bir kez de Medeni Kanun ile solluyor ve kupasına kavuşuyor.
https://i.hizliresim.com/16o8Zp.jpg
Samiye Hanım, İstanbul sokaklarında araba kullandığı zaman ''Şeytan işi ! Atsız öküzsüz arabayı bir de kadın idare ediyor…'' diyen softalar vardı. ''Ben kadının kullandığı otomobile zinhar binmem !'' diyen akrabaları vardı.
Tüm bunlar vardı ancak bir de Mustafa Kemal'imiz vardı. ''Halk için, halka rağmen'' devrimleri gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk, şu an bile kadınların araba kullanamadığı ortadoğu ülkelerindeki gibi bir zihniyeti söküp attı.
https://i.hizliresim.com/Ll6BRG.jpg
Bu yüzden Samiye Hanımın hikayesi de, özgürlüğünü Atatürk'e borçlu olan ama hala onun kıymetini bilmeyip hakaret dahi edebilen, kula kulluk etmeye meraklı bir kısım kadınımızın suratına çarpıyor.
Not: Sayın Ahmet Özgür Türen'in araştırma çalışmalarından alıntı yapılmıştır.
İngiliz denizci Thomas Morgan, 16 ncı yüzyılın ikinci yarısında Macarlar için savaşırken Osmanlıya esir düşer ve İstanbul esir pazarında satılır.
Şanslı biridir. Çünkü alıcısı İstanbul'da yaşamaktadır. 15 yıl boyunca yeni efendisinin yanında köle olarak çalışır..
Bu dönem zarfında yakından gördüğü Ayasofya camisini ve müştemilatını resmeder.
https://i.hizliresim.com/JZG0MY.jpg
https://i.hizliresim.com/OvlG5Z.jpg
https://i.hizliresim.com/zjD61Y.jpg
16. yüzyılda resmedilmiş Babür Prenslerinin güzelliğine bakar mısınız.. :)
https://i.hizliresim.com/ADb9VL.jpg
https://i.hizliresim.com/0RZYXB.jpg
"Çanakkale Savaşı'na katılan 15'liler" başlığı ile, kamuoyuna yanlış bir şekilde lanse edilen fotoğraf aslında Nisan 1923'te çekilmişti
https://i.hizliresim.com/oX52B7.jpg
Aslında bu yanlışlık çocuklara giydirilen üniforma ve şapkalardan da anlaşılabiliyor. Zira bu şapkalar 1921-24 yılları arasında kullanılmıştı.
https://i.hizliresim.com/pbAjrq.jpg
Bununla beraber, Kazım Karabekir’in “Çocuk Davamız” adıyla basılan kitabında fotoğrafın yeri ve tarihi ile ilgili açıklamalar mevcut.
https://i.hizliresim.com/NnX3MY.jpg
https://i.hizliresim.com/DY1Enl.jpg
Karabekir'in Doğu Anadolu'da koruma altına aldığı yetimlerden oluşan bu grup Nisan 1923'te, Beyoğlu'nda bir geçit resmi yapmış ve yürüyüş o dönemin basınında büyük ilgi görmüş. Kitapta "Tevhid-i Efkâr" gazetesinde yürüyüş ile ilgili çıkan bir habere de yer verilmiş.
https://i.hizliresim.com/EmLbvq.jpg
Artık galat-ı meşhur haline gelen bu yanlış umarım en kısa zamanda düzeltilir ve böylelikle insanlar da doğru olanı öğrenme imkânı bulur.
Keza merhum Karabekir Paşa'nın kızı Timsal Hanım da sosyal medyada bu bilgileri paylaşan Erhan Çiftçi'ye teyit niteliğinde bu mesaj göndermişti.
https://i.hizliresim.com/jgMLlj.jpg
Hatta bu hata öyle bir hal alır ki, Stanford Shaw'ın "Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu" adlı kitabının kapağına bile, Türk tarihçiliğinin en üst kurumu TTK, konuyla alakası olmayan bu fotoğrafı koyar.
https://i.hizliresim.com/ZX6WGk.jpg
Osmanlı askere alma sistemi mükemmellikten çok uzaktı ama kuralsız ve kontrolsüz değildi. Cepheye gönderilen yükümlüler önce ordu eğitim merkezlerinde müteakiben kolordu ve tümenlerde kontrolden geçerdi. Yaş küçük veya fazlaysa ya terhis edilir ya da geri hizmete alınırdı.
Bu işin istisnası yükümlünün yaşının ötesinde fiziki cüsse ve yetişkinlikte olmasıydı. Evet zayiat yüksekti birlikler kadrolarının çok altındaydı ama hiç bir komutan işe yaramayacak birliğe yük olacak asker istemez.
Seferberlikte asker alma işlemleri, "Mükellefiyet-i Askeriye Kanunu"na göre yürütülmüştü. Savaş başladığında asgari askerlik yaşı 18'di.
https://i.hizliresim.com/5a08gd.jpg
Mükellefiyet-i Askeriye Kanunu'nun 73. maddesine göre, seferberlik döneminde gönüllü askerlik yapmak isteyenlerde aranan başlıca şartlar:
https://i.hizliresim.com/ADVALq.jpg
Savaş zamanında yapılan bazı hatalar var. Örneğin İzmir'de 1917'de kurulan 59. Tümen Halep'e geldiğinde yapılan kontrolde ihtiyarlar ve 18 yaş altı gençlerden teşkil edildiği fark edilip hemen lağvedildi.
Aslında sorun bizde. Yaygın bir şekilde olayları, yaşananları abartma hastalığımız var.
İllaki zafer kazanan ordu aç ve yokluk içinde olacak..!
Çocuklar, ihtiyarlar ve kadınlar savaşacak..!
Silahları ya olmayacak ya da az olacak..!
Şehit yaralı çok olacak..!
Bu abartılara ihtiyacımız yok.
Gerçeği olduğu gibi yazmamız yeterli.
Türk İşi Dondurma filmi hakkında:
Broken Hill saldırısı 2 Afganın masum sivil halka yönelik bir terör eylemidir.
Bu olayın Osmanlı ve Türklerle alakası yoktur.
Esinlenme adı altında tarih katlediliyor.
https://i.hizliresim.com/Wqz92L.jpg
1. Dünya Savaşı sırasında, Alman, Avusturya ve Bulgar orduları karşısında tutunamayan Sırp ordusu, bu geri çekilişi sırasında 200.000’den fazla kayıp verdi! ;
https://i.hizliresim.com/8aO3Od.jpg
200 bin küsür asker donarak, açlıktan-susuzluktan ya da Arnavut aşiret çetelerinin saldırılarında öldü.
Sırp tarihinde derin izi kaldı.
https://i.hizliresim.com/DY1r1y.jpg
1. Dünya Savaşı sırası. Sırp ordusu karargahı Drina Nehri üzerindeki geçerek Arnavutluk’a doğru çekiliyor. Kışın tam ortası. 17 Ocak 1916
https://i.hizliresim.com/alvavd.jpg
https://i.hizliresim.com/oX5a5q.jpg
Bu geri çekilme sırasında bizim ordumuzun Sarıkamış'ta yaşadığı faciaya benzer manzaralar oluştu.
Bir çok asker ya mevzide yada tipide yolunu kaybedip donarak öldü.
https://i.hizliresim.com/mMbab2.jpg
https://i.hizliresim.com/YQyayD.jpg
Sırp ordusuyla birlikte düşman eline düşmemek için kaçan siviller de bu geri çekilişe katılmışlardı.
https://i.hizliresim.com/EmLBLD.jpg
Yola çıkanların yarıdan azı, 155.000 Sırp asker Dalmaçya kıyılarına ulaşabildi. Oradan Korfu gibi Yunan adalarına transfer edildiler;
https://i.hizliresim.com/jgMaMg.jpg
Ancak Yunan Adalarında da ölüm peşini bırakmadı Sırp askerlerin. Kışın Balkanlar’ı aşarken öyle bitkin düşmüşlerdi ki ölümler devam etti;
https://i.hizliresim.com/26dRdO.jpg
Yunan adalarında ölüleri gömecek kadar toprak yoktu, her yer kayalıktı. Bu nedenle ölen askerler taşlara bağlanarak denize atıldı;
https://i.hizliresim.com/ZX6a6z.jpg
Sırbistan 1.Dünya Savaşı’nda 4.5 milyon nüfusunun aşağı yukarı 4te 1’ini kaybetti. Bu yüzdesel olarak Osmanlı’nın 2 katına denk geliyor;
Ordu, arkasına takılmış halk yığınları ile ağır kayıplar vererek kaçarken geride kalanlarında pek şansı yoktu.
İşbirlikçi olmakla suçlanan yüzlerce sırp kısa süren soruşturmalardan sonra asıldı..
https://i.hizliresim.com/ZX6qN3.jpg
Peki Sırplar geri çekilirken niçin özellikle Müslüman ve Arnavut çetelerin baskınlarına maruz kaldı düşündünüz mü hiç?
https://i.hizliresim.com/DY1A8m.png
Çünkü Sırplar, büyük sırbistan hayali ile;
Savaş öncesinde Arnavut ve Türk nüfusa karşı devamlı baskı politikası uyguladılar.
Her yıl çeşitli bahanelerle yöre insanının arazi ve evlerini zoraki yöntemlerle ele geçirmeye çalıştılar
Mesela ekilmemiş yada nasada bırakılmış tarlalara el koyup çok ucuz fiyatlara sırplara sattılar.
Halk arasında saygınlığı olan Türk veya Müslüman kişileri basit bahanelerle tutuklayıp hapsettiler.
Savaş başlayınca halkı zoraki ordu hizmetlerinde çalıştırdılar.
Özellikle müslüman halkın binek ve besi hayvanlarına, taşıma araçlarına bedelsiz el koydular.
Bu çirkin, zoraki uygulamalara karşı çıkanlar idam edildi.
Gençleri zoraki askere almaya çalıştılar.
Halbuki Osmanlı İmp.da savaşa iştirak etmiş ve cihat ilan etmişti.
https://i.hizliresim.com/ZX6qDk.jpg
Hem dini hemde tabiyet açısından buna karşı çıkanlar aynı şekilde idam edildi.
Türkiye'ye yada Arnavutluğa göç etmek isteyenlere izin verilmedi.
Bir çok insan sırp çeteciler tarafından evlerinden alınıp öldürüldü.