-
Ingiliz bilim kurgu-fantezi roman yazari, muzisyen ve Elric’in yaraticisi Michael Moorcock’in dogum gunu (18 Aralik 1939)
https://vignette.wikia.nocookie.net/...20160629205743
“Firtinayaratan bir pusulanin ignesi gibi dondu ve Elric’in hissiz kolu da onunla birlikte hareket etti. Kilic, Kaos’un sekiz noktasini cizermis gibi sekiz yone dogru savruldu. Av kokusu almis bir kopek gibi arayis icindeydi. Sonra kilicin garip metalinin icinden bir haykiris yukseldi; Elric bunun zevk dolu bir ciglik oldugunu biliyordu.” Elric : Tanelorn'u Kurtarmak
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Stormbringer swung like the needle of a compass and Elric’s unfeeling arm was wrenched round to go with it. In eight directions the sword swung, as if to the eight points of Chaos. It was questing—like a hound sniffing a trail. Then a yell sounded from within the strange metal of the blade; a distant cry of delight, it seemed to Elric.”
“Yerine koyabilecegimiz cok daha ustun bilim ritueli varken din ritueline kimin ihtiyaci var ki? Din bilginin makul bir ikamesidir. Ama artik ikamelere ihtiyac yok Karl. Bilim dusunce ve ahlak sistemlerinin formule edilebilecegi daha saglam bir zemin sunuyor. Bilim eylemlerin sonuclarini gosterebiliyor ve insanlar artik kendileri adina eylemlerin dogru ya da yanlis oldugunu kolayca degerlendirebiliyorsa cennetin havucuna ve cehennemin buyuk sopasina ihtiyacimiz kalmiyor.” Iste Insan
https://images-na.ssl-images-amazon....1Wq4Rc1sKL.jpg
"Who needs the ritual of religion when we have the far superior ritual of science to replace it? Religion is a reasonable substitute for knowledge. But there is no longer any need for substitutes, Karl. Science offers a sounder basis on whÝch to formulate systems of thought and ethics. We don't need the carrot of heaven and the big stick of hell any more when science can show the consequences of actions and men can judge easily for themselves whether those actions are right or wrong."
-
The Rolling Stones’un kurucu uyesi, Ingiliz gitarist, soz yazari, sarkici, yapimci Keith Richards’in dogum gunu (18 Aralik 1943)
https://zippy.gfycat.com/DistantLine...icancicada.gif
https://i1.wp.com/californiarocker.c...size=678%2C381
-
10 Akademi ve 10 Golden Globe Odul adayligi bulunan, 3 Akademi, 3 Golden Globe, 4 Emmy, 4 BAFTA odul sahibi Amerikali yonetmen Steven (Allan) Spielberg'un dogum gunu (18 Aralik 1946)
http://www.azquotes.com/picture-quot...g-98-75-49.jpg
"Bir fiImi cekmeden once oturup dort film seyrederim. BunIar; Yedi Samuray, ArabistanIi Lawrence, Sahane Hayat, ve CoI AsIani."ť
https://media.giphy.com/media/MJPO4SWYTdJWU/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/l4KhY4...mhYk/giphy.gif
https://www.storemypic.com/images/20...ypic-51185.png
"Yaptigim pek cok film bundan 50 sene oncede ayni sekilde basarili olabilirdi, ve bunun nedeni sirf benim bir suru modasi gecmis degerlere sahip olmamdir."
-
-
-
-
Friz Freleng ve Hawley Pratt'in yonettigi animasyon kisa film Pembe Panter (The Pink Phink), 18 Aralik 1964'de vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...0,1000_AL_.jpg
https://i.gifer.com/j83.gif
https://www.youtube.com/watch?v=o3FAjAq4m5Y
-
-
George Lazenby, Diana Rigg ve Telly Savalas’in rol aldigi 6.James Bond filmi 007 James Bond Kralicenin Hizmetinde (On Her Majesty's Secret Service - Agente 007 - Al servizio segreto di Sua Maestŕ) 18 Aralik 1969’da Londra’da gosterime girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....6,1000_AL_.jpg
https://quadcinema.com/wp-content/up...9262462367.png
-
Amerikali sair, antolog, elestirmen ve editor Louis Untermeyer’in olum yildonumu (18 Aralik 1977)
https://cdn.britannica.com/74/133674-004-8DF14D71.jpg
Unutur zihnim, fakat hatirlar kanim.
Orada, mantigin oyunu bittigi zaman
En karanlik odadaki son, ciliz kivilcim
Tutar asktan ve asiktan kalanlari toptan.
Sozcuklerin savasi, hicle sonuclanacak
Kendine karsi suren omurluk savasin;
O olu siyaha elbisesinden haykiracak
Kiraz kizili mercan silsilesinden daha azini anlatsin.
Nesi var ki zihnin, daha da surmesini umut eden?
Unutulmus siddetten yola koyulur kan,
El yordamiyla, sesindeki kirik hiddetten.
Yalnizca renk ve sessizliktir kalan.
Kalir bunlar, arastirir hayati damarlarinda
Bunlar, hayatin atesi yanarken icin icin;
Omuzlarindaki yildizlarla daglarin safaga
Yurudugunu ikinizin gordugu o gece icin;
Kendine cekerken onu, yatistirarak agrisini
Fiskiran kavaklarin tutuk fiskiyelerinde;
Notalar, sozcukler degil, bitmemis bir cumlenin yarisi;
Muzik, sessizlik. . . Iste bunlar kalacak geriye.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
The brain forgets but the blood will remember.
There, when the play of sense is over,
The last, low spark in the darkest chamber
Will hold all there is of love and lover.
The war of words, the life-long quarrel
Of self against self will resolve into nothing;
Less than the chain of berry-red coral
Crying against the dead black of her clothing.
What has the brain that it hopes to last longer?
The blood will take from forgotten violence,
The groping, the break of her voice in anger.
There will be left only color and silence.
These will remain, these will go searching
Your veins for life when the flame of life smolders;
The night that you two saw the mountains marching
Up against dawn with the stars on their shoulders;
The jetting poplars’ arrested fountains
As you drew her under them, easing her pain;
The notes, not the words, of a half-finished sentence;
The music, the silence. . . . These will remain.
-
-
Parnell Steven "Stacks" Edwards, 18 Aralik 1978 Pazartesi gunu South Ozone Park, Queens'de saklandigi kiralik bir evde, Tommy DeSimone tarafindan 32'lik susturuculu bir tabanca ile olduruldu. (Queens, New York. SIKI Dostlar - Goodfellas - Quei bravi ragazzi filmi)
https://cdn1us.denofgeek.com/sites/d...?itok=wZU0ODjO
https://www.youtube.com/watch?v=RJn-mALH4qY
-
5 Grammy ve 5 ALMA Odulu (American Latino Media Arts Award) sahibi Amerikali sarkici, soz yazari, aktris ve televizyon kisiligi Christina Aguilera’nin dogum gunu (18 Aralik 1980)
https://media.giphy.com/media/4WO65Kb8E9sHK/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/47TXnirJEwDw4/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/gx4xth7f0DtGU/giphy.gif
-
Steven Spielberg'un yonettigi, Danny Glover, Whoopi Goldberg ve Oprah Winfrey'in rol aldigi drama Mor Yillar (The Color Purple - Il colore viola), 18 Aralik 1985'te vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/DusxKE4XQAAOxcw.jpg
-
Tom Hanks, Meg Ryan ve Greg Kinnear'in rol aldigi romantik komedi-drama Mesajiniz var (You've Got Mail - C'č post@ per te), 18 Aralik 1998'de Amerika'da izyona girdi.
https://cdnh.biliminsesi.com/wp-cont...got-mail-1.jpg
https://i.pinimg.com/originals/11/5a...0cc5955d0f.jpg
https://hookedonhouses.net/wp-conten...Brownstone.jpg
-
Michael Cunningham’in romanindan uyarlanan, Meryl Streep, Julianne Moore ve Nicole Kidman’in rol aldigi romantik drama Saatler (The Hours) promiyerini 18 Aralik 2002’de Westwood, California’da yapti.
https://images-na.ssl-images-amazon....8,1000_AL_.jpg
https://media.giphy.com/media/5ouQh77Ijmu5i/source.gif
https://media.giphy.com/media/10QfvknITdwauA/source.gif
-
Cate Blanchett, Liv Tyler, Elijah Wood, Ian McKellen ve Viggo Mortensen'in rol aldigi Yuzuklerin Efendisi: Iki Kule (The Lord of the Rings: The Two Towers - Il Signore degli Anelli - Le due torri)18 Aralik 2002'de 18 ulkede vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...4,1000_AL_.jpg
-
Moda tasarýmcisi Calvin Klein, 18 Aralik 2002'de sirketini gomlek ureticisi Phillips-Van Heusen'e 430 milyon dolara sattigini acikladi.
https://www.underconsideration.com/b...original_2.png
http://www.famousfashiondesigners.or...lvin-klein.jpg
-
-
James Cameron’in yonettigi, Sam Worthington, Zoe Saldana ve Sigourney Weaver’in rol aldigi aksiyon-macera Avatar, 18 Aralik 2009’da Amerika, Turkiye, Danimarka,Norvec ve Finlandiya’da vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....wMw@@._V1_.jpg
https://78.media.tumblr.com/tumblr_m...kny8o1_500.gif
-
Cek tiyatro yazari, dusunce adami, Cekoslavakya eski Devlet Baskani Vaclav Havel’in olum yildonumu (18 Aralik 2011)
“Beni sevdigine inaniyorum! Senin sevme yeteneginden yoksun biri olabilecegine inanmiyorum! Sevgimle, senin icinde sevgi uyandiramayacagima inanmiyorum! Ben yalnizca senin iyiligini istiyorum! Sevmeyen bir insan, yarim insan sayilir. Kendi ozbenligimizi, ancak karsimizdaki kisi sayesinde kazaniriz.”
https://images.gr-assets.com/books/1...l/27163466.jpg
“I believe you do love me! I don’t believe that you are incapable of love! Idon’t believe that my love is incapable of awakening love even in you! I’mon your side. Without love no one is a complete person! We only achieve anidentity through the person next to us!”
“Iliskimize bir ad bulmaya calisman ve konumunu kurumlastirmak icin bitmek tukenmek bilmeyen cabalarin. Kendi alanini koruma bicimin ve bu alani, belli etmeden, ama surekli olarak genisletmeye calisman. Bunlar uzerinde hep tartisma geregi duyman. Butun bunlar ben de bir korunma istegi uyandiriyor. Cekingenligimle,asiri dikkatimle, belki biraz igneleyici tavrimla, bilincaltimda yatan senden etkilenme ve hatta benligimin somurgelestirilmesi korkusunu bastirmaya calisiyor gibiyim. Bu davranislarim yuzunden kendimi SIK SIK sucluyor degilim, ama bunlari engellemeye gucum yetmiyor.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Your ceaseless effort to give a name to our relationship, to make yourstatus somehow official, and the way you defend your territory while quietly but relentlessly trying to enlarge it – the way you have to discuss it endlessly– all that, quite naturally, makes me defensive. By my reserve, by wariness,perhaps even by a mild cynicism, I have been compensating for a subconscious fear of being manipulated, if not actually colonized – Ireproach myself bitterly for my behaviour but I can’t overcome it.”
-
-
-
Annapurna Pictures, Cate Blanchett, Judy Greerve Kristen Wiig'in rol aldigi komedi Where'd You Go, Bernadette'in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/Em1onUCArxs?t=1
-
-
Vertical Entertainment, Bel Powley, Peter Franzén ve Sophie Cookson'in rol aldigi tarih-romantik drama Ashes in the Snow'un fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/BleyWj9F4tQ?t=2
-
Ingiliz yazar ve gazeteci Daniel Defoe’ya gore, Robinson Crusoe 28 yil sonra adayi terk etti. (19 Aralik 1686)
“Denizde acikta bir yelkenli ve bir gemi oldugunu gorur. Konusmalarinda gemide isyan cikmis oldugunu ve isyancilarin geminin kaptanini ve ikinci kaptanini esir aldigini anlar. Adaya da onlari oldurmek icin gelmislerdir. Robin kaptani ve yardimcisini kuratarir, isyanci basini oldurur ve digerlerini de esir alir. Gemiden arkadaslarini aramaya gelen on kisiyi daha etkisiz hale getirir. Sirada ise gemiyi ele gecirmek vardir. Bazi isyancilar Robin’in tarafina gecmislerdir. Gemide sadece on bes kisi kalmistir. Robin kaptani ve arkadaslarini gemiyi ele gecirmek icin sessizce gonderir. Gemiyi ele geciren kaptan yedi defa top atisi yaparak bunu kutlar. Beklemekte olan Robin’i haberdar eder. Robin, kurtulusun geldigini dusunup, sukreder. Sabahleyin kaptan yanina bircok hediye alip, kendisini kurtaran Robin’e tesekkur icin adaya gelir. Robin birkac parca esya ve sakladigi parasini alarak 1686 yilinin 19 Aralik gunu, 28 yÝl sonra adadan ayrilip Ingiltereye dogru yola cikar.” Daniel Defoe
https://news.nationalgeographic.com/...apt.1900.1.jpg
https://media.gettyimages.com/photos...re-id113633116
https://imgc.allpostersimages.com/im...zx0.jpg?src=gp
“Having defeated the mutineers, Crusoe decides that it is time to seize the ship, and he tells the captain of his plans. The captain agrees. Crusoe and the captain intimidate the captive mutineers with a fictitious report that the island’s governor intends to execute them all but would pardon most of them if they help seize the ship. To guarantee the men’s promises, Crusoe keeps five hostages. The plan works: the rebel captain on the ship is killed, and the ship is reclaimed. When Crusoe glimpses the ship, he nearly faints from shock. In gratitude, the captain presents Crusoe with gifts of wine, food, and clothing. The mutineers are offered the chance to remain on the island in order to avoid certain execution for mutiny in England. Gratefully, they accept. On December 19, 1686, Crusoe boards the ship with his money and a few possessions and sets sail for England after twenty-eight years on the island.”
-
Ingiliz roman yazari ve sair Emily Bronte, Kardesinin Eylul'deki cenazesi sirasinda soguk alginligina yakalandi ve 19 Aralik 1848 tarihinde hayata veda etti.
"Beni seviyordun sen! O halde hangi hakla beni terkettin? Hangi hakla? Cevap ver bana!Bizi ne sefalet, ne insanlarin gozunde kucuk dusmek, ne olum hicbir musibet ayiramayacakken, bunu sen kendi isteginle yaptin. Ben senin kalbini paramparca etmedim. Kendi kalbini sen kendin paramparca ettin, kendininkinin yani sira benimkini de paramparca ettin." Ugultulu Tepeler
http://www.mondadoristore.it/img/Cim...t=Emily+Bronte
"Tu mi amavi; che diritto avevi di lasciarmi? Che diritto? Rispondimi. Lasciarmi per quel misero capriccio che ti prese per Linton? Giacché né la miseria, né la degradazione, o la morte, né qualunque pena che Dio o Satana potessero infliggere, avrebbero potuto separarci, tu lo facesti di tua volontŕ. Non ho infranto il tuo cuore, tu l'hai infranto; e nell'infrangerlo, hai spezzato il mio."
https://68.media.tumblr.com/e43d4c69...jr74o1_500.jpg
"Askimi asla sozlerle ifade etmemistim ama, gozlerin bir dili varsa, dunyanin en ahmak insani bile, ona bakislarimdan tutuldugumu anlayabilirdi."ť
"Ona kalbimi verdim, aldi, didik didik edip oldurdukten sonra gerisin geri bana firlatti. Insan yuregiyle duyar. / Io gli ho dato il mio cuore, e lui lo ha preso e lo ha stretto crudelmente fino a ucciderlo; poi me lo ha scagliato contro; si sente con il cuore.”
https://static.lafeltrinelli.it/stat...874_283627.jpg
-
Italyan yazar ve oyun yazari (Aron Hector Schmitz) Italo Svevo’nun dogum yildonumu (19 Aralik 1861)
https://pbs.twimg.com/media/DuxYQRgXcAAPY92.jpg
"Ozumuz ne iyidir, ne kotu, daha boyle yiginla olmadigimiz sey vardir. Iyilik denen sey insan ruhunun karanlik dibini zaman zaman, gelip gecici bir sure aydinlatan bir i******. Bir alevdir, parlar, bizi yakar, sonra soner. Ama o bizi aydinlattigi sure icinde kendimize bir yon secer, sonra karanlik basinca da yine o yonu izleriz. Insan bu yuzden iyiligini her zaman kanitlayabilir, onemli olan budur iste. Isik yeniden parladiginda sasirmayacaktim, gozlerim kamasmayacakti. Simdi ufleyip sondurmustum. Geregi yoktu. Nasil olsa yonumu bulmustum, o yoldan ayrilacak degildim artik." Italo Svevo, Zeno'nun Bilinci
http://www.eskimeyenkitaplar.com/wp-...za-di-zeno.jpg
"Non si era né buoni né cattivi come non si era tante altre cose ancora. La bontŕ era la luce che a sprazzi e ad istanti illuminava l'oscuro animo umano. Occorreva la fiaccola bruciante per dare la luce e l'essere pensante a quella luce poteva scegliere la direzione per moversi poi nell'oscuritŕ. Si poteva perciň manifestarsi buoni, tanto buoni, sempre buoni, e questo era l'importante. Quando la luce sarebbe ritornata non avrebbe sorpreso e non avrebbe abbacinato. Ci avrei soffiato su per spegnerla prima, visto ch'io non ne avevo bisogno. Perché io avrei saputo conservare il proposito, cioč la direzione."
https://www.frasipercaso.it/public/m...1480603726.jpg
"Yoksa seviyor muyum onu? Bu kusku tum yasamim boyunca eslik etti bana; bugunse onca kuskunun esligindeki askin gercek sevgi oldugunu sanmiyorum."
-
Amerikali roman yazari Eleanor Emily Hodgman Porter’in dogum yildonumu (19 Aralik 1868)
"Bir baba, bir sabah annesinin odun sandiginiý doldurmayi reddeden ogluna 'Tom' dedi. 'Senin, gidip annene odun getirmekten mutluluk duyacagini biliyorum.' Tom bir kelime bile söylemeden gitti. Nicin? Cunku babasý acik bir bicimde, ondan dogru olan bir sey yapmasini bekledigini gostermisti. Oysa, boyle degil de, ornegin soyle bir ţey soyleseydi, istedigini yaptiramayacakti ve eminim odun sandigiyine bos kalacaktiý: "Tom bu sabah annene soylediklerini duydum ve senden utandim. Hemen git ve su odun sandigini doldur!"
Rahip, tekrar tekrar bu satirlari ve digerlerini okudu:
"Insanlar cesaretlendirilmeyi beklerler. Onlara ozgu olan direnme gucleri zayiflatilmamali, bilakis guclendirilmelidir. Bir insanin devamli olarak yetersizliklerini yuzune vurmaktansa; ona meziyetlerini, yeteneklerini soylemelidir. Onu kotu huylarindan kurtarmaya calisin. Ona gercçek benligini; iyi yonlerini tanitiýtýn. Boylece onu kazanirsiniz. Guzel, iyiliksever ve umitli bir kisilik bulasicidir. Bir kiside bulunan bu nitelikler, butun kasabaya da gecebilir. Insanlar kafalarinda ve kalplerinde olanlari yayarlar. Eger bir kisi iyi niyetli ve yumusak basliysa, eninde sonunda komsusu da ona benzeyecektir. Fakat o birey, kas cçatar ve surat asarsa, komsusu da buna fazlasiyla karsilik verecektir. Eger kotuluk arar ve bunu beklerseniz, kotuluk bulursunuz. Iyilik bulacaginizi bilirseniz, iyilige kavusursunuz. Oglunuz Tom'a odun sandigini doldurmaktan memnun olacagini bildiginizi soyleyin. Goreceksiniz ilgi ve istekle o, ise baslayacaktir. Rahip elindeki dergiyi birakip basini kaldirdi. Biraz sonra ayaga kalkmis, odada bir asagi bir yukari gidip gelmeye baslamisti. Bir sure sonra, derin bir nefes alip kendisini masasinin basindaki koltuga birakti.”
https://images-na.ssl-images-amazon....1kUvCGxPLL.jpg
"A father one day said to his son, Tom, who, he knew, had refused to fill his mother's woodbox that morning: 'Tom, I'm sure you'll be glad to go and bring in some wood for your mother.' And without a word Tom went. Why? Just because his father showed so plainly that he expected him to do the right thing. Suppose he had said: 'Tom, I overheard what you said to your mother this morning, and I'm ashamed of you. Go at once and fill that woodbox!' I'll warrant that woodbox, would be empty yet, so far as Tom was concerned!"
On and on read the minister--a word here, a line there, a paragraph somewhere else:
"What men and women need is encouragement. Their natural resisting powers should be strengthened, not weakened. Instead of always harping on a man's faults, tell him of his virtues. Try to pull him out of his rut of bad habits. Hold up to him his better self, his real self that can dare and do and win out! The influence of a beautiful, helpful, hopeful character is contagious, and may revolutionize a whole town. People radiate what is in their minds and in their hearts. If a man feels kindly and obliging, his neighbors will feel that way, too, before long. But if he scolds and scowls and criticizes--his neighbors will return scowl for scowl, and add interest! When you look for the bad, expecting it, you will get it. When you know you will find the good--you will get that. Tell your son Tom you know he'll be glad to fill that woodbox--then watch him start, alert and interested!" The minister dropped the paper and lifted his chin. In a moment he was on his feet, tramping the narrow room back and forth, back and forth. Later, some time later, he drew a long breath, and dropped himself in the chair at his desk."
-
Fransiz dusunur; oyun, deneme ve roman yazari; sair, politika aktivisti Jean Genet’nin doum yildonumu (19 Aralik 1910)
“Halka, ozgurluge, devrime daha bilmem nelere sarkilar duzer oldular. Sarkilarla yuceltilen bu kavramlarsa, yuksele yuksele, soyut bir gokyuzune kakilmis sonuk, sekilsiz takimyildizlarina donustuler. Gerceklikten ciktiklari icin dokunulmaz oldular. Oylesine muhtesem bir uzakliga itildiler ki bilmem nasil sokulmali onlara, nasil sevmeli onlari, nasil yasamali?”
http://www.bluemaize.net/im/jeans/th...an-genet-8.jpg
“Quelques počtes, de nos jours, se livrent ŕ une trčs curieuse opération: ils chantent lePeuple, la Liberté, la Révolution, etc., qui, d'ętre chantés sont précipités puis cloués sur unciel abstrait oů ils figurent, déconfits et dégonflés, en de difformes constellations. Désincarnés, ils deviennent intouchables. Comment les approcher, les aimer, les vivre, s'ilssont expédiés si magnifiquement loin?”
ANNE: Arada bir siz demeyi unutup, bize sen diyebilirsiniz.
JANDARMA: Bu daha cok hosunuza gidiyor da ondan, degil mi? Sen siz'den daha sicaktir ve sen siz'den daha iyi korur insani. Sen her ne kadar insani korusa da, arada bir siz demek iyi gelir, oyle tahmin ediyorum.
ANNE: Birazcik siz, dort gunde bir, geri kalan zamanda da sen.
JANDARMA: Benim gorusum bu. Temelde sen, damla damla da siz. Sizi alistirmak icin. Bundan karli cikan sizle biz oluruz, birdenbire sizli bizli olununca, kime sen denilecek?
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
THE MOTHER: From time to time you can forget the “miss” and “madame” and just call us “you there.
THE GENDARME: Because you prefer that, eh? “You there” is more intimate than “miss” and “madame,” it protects you better than “miss” and “madame.” Though “you there” protects you, you like “miss” and “madame” from time to time. I suppose you do.
THE MOTHER: A little “miss” and “madame,” say one day out of four, and “you there” the rest of the time.
THE GENDARME: That’s my view. “You there” as a basis, and “miss” and “madame” in droplets. To get used to it. We both gain by that. But if I suddenly say “madame,” to whom do I say “you there”? Between me and you, “you there” is kind of palsy.
-
-
Fransiz yazar Michel Tournier’in dogum yildonumu (19 Aralik 1924)
“Resmin korkunc bir gucu var.Senin istedigin ozverili,sadik bir usak degil o.Bir usagin her turlu dis gorunusunu alir,evet,ama gercekte sinsidir,yalancidir ve buyurgandir.Seni koleye donusturmek icin olanca kotulugunu kullanir.Bu durum dinde de vardir.” Altin Damla
https://images-na.ssl-images-amazon....1o6QSciKEL.jpg
"An image is possessed of a force for evil. It isn't the faithful devoted servant you'd like it to be. It takes on all the appearances of a servant, yes, but in actual fact, it's crafty, lying and imperious. Out of the depths of its evil nature it does all it can to reduce you to slavery."
-
Ingiliz romanci, cevirmen ve yazar Tim Parks’in dogum gunu (19 Aralik 1954)
“Peki nasil oluyor da kendini tam olarak yalniz hissedebilmek icin bir insanla yillarca, hatta on yillarca gercekten birlikte yasaman gerekiyor? Kafanda her sey birbirine baglaniyor, her sey birbiriyle bagdasiyor oysa yanindaki kisiden butun sirlarini gizliyorsun ve onun sirlarini asla anlamiyorsun.” Kader
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“And how is it, I suddenly find myselfwondering, that you have to really live with someone, and do it for years and years, decades even, before you can truly feel alone? In your head everything connects, I reflect, everything flows together, while beside you is the person from whom all secrets must he kept and whose own you never fathomed.”
-
Sigorta mufettisi Milton Arbogast’in arastirrmalari onu 19 Aralik 1959 Cumartesi gunu Bates Motel'e goturdu. Orada Norman ile konustu ama Norman’in onu annesiyle tanistimayi kabul etmemesi suphelerini cogaltti ve yasli kadinla konusmak icin eve gizlice girdi. Merdivenlerden ilk kata cikti ama tam adimini dosemeye attigi anda bicaklanarak olduruldu ve cesedi merdivenlerden asagi yuvarlandi. (Kern County, California. Sapik - Psycho filmi)
https://m.media-amazon.com/images/M/...2,1000_AL_.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=Qo-ZNyP7N2Y
-
Audrey Hepburn, Shirley MacLaine ve James Garner'in rol aldigi romantik drama Tehlikeli Fisilti (The Children's Hour - Quelle due), 19 Aralik 1961'de vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/DtZYBO5XoAA1Rut.jpg
-
Ingiliz roman yazari Anthony Burgess’in ayni isimli romanindan uyarlanan, Stanley Kubrick'in yonettigi, Malcolm McDowell, Patrick Magee ve Michael Bates’in rol aldigi Otomatik Portakal (A Clockwork Orange - Arancia meccanica), 19 Aralik 1971’de Kanada, Toronto ve Amerika, New York’ta gosterime girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....5,1000_AL_.jpg
https://media.giphy.com/media/uVOTxMagGsgXS/giphy.gif
http://www.slate.com/content/dam/sla...l-original.gif
https://media1.giphy.com/media/dKJyOhxvZwBfq/giphy.gif
-
Roger Moore, Christopher Lee ve Britt Ekland’in rol aldigi 9.James Bond filmi Altin Tabancali Adam (The Man with the Golden Gun - 007 - L'uomo dalla pistola d'oro), 19 Aralik 1974’de Amerika, Ingiltere, Almanya ve Danimarka’da vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,1000_AL_.jpg
https://37.media.tumblr.com/tumblr_m...db29o1_500.gif
https://media.giphy.com/media/jnxE6Jqm1pxcc/giphy.gif
https://uproxx.files.wordpress.com/2...drea.gif?w=650
-
Amerikali fantazi ve bilim kurgu yazari Brandon Sanderson'ţn dogum gunu (19 Aralik 1975)
"Hedefin bir onemi var mi? Yoksa sectigimiz yolun mu var? Ben diyorum ki hivbir basarinin, ona ulasmak icin kullanilmis olan yol kadar buyuk bir onemi yoktur. Bizler hedeflerin varliklari degiliz. Bizi sekillendiren sey yolculuktur. Nasirli ayaklarimiz, yolculuklarimizin yuklerini tasimaktan guclenmis sirtlarimiz, yasanilan tecrubelerin taze sevinciyle acilan gozlerimiz." Krallarin Yolu
https://images-na.ssl-images-amazon....1VmyLSrqkL.jpg
“And so, does the destination matter? Or is it the path we take? I declare that no accomplishment has substance nearly as great as the road used to achieve it. We are not creatures of destinations. It is the journey that shapes us. Our callused feet, our backs strong from carrying the weight of our travels, our eyes open with the fresh delight of experiences lived.”
-