-
Ispanyol ressam Josep Tapiró i Baró'nun dogum yildonumu (7 Subat 1836)
Children Under the Porch, from his time in Rome, 1860s
https://upload.wikimedia.org/wikiped...814_resize.jpg
The Sharif of Ouazzane, 1900
https://upload.wikimedia.org/wikiped...792_resize.jpg
-
Charles Dickens, Boz'in Skecleri'ni (Sketches by Boz) dogum gunu olan 7 Subat 1836'da Londra, St. James's Square'da bulunan yayinci John Macrone araciligiyla yayinladi.
http://greatestbritons.com/dickens-p...itle-pages.jpg
-
Ispanyol ressam José-Jimenez Aranda'nin dogum yildonumu (7 Subat 1837)
A Pass in the Bullring, 1870
https://upload.wikimedia.org/wikiped...lring_1870.jpg
Figaro's Shop, 1875
https://upload.wikimedia.org/wikiped...alters_374.jpg
-
Ingiliz oryantalist Edward Granville Browne'in dogum yildonumu (7 Subat 1862)
"Dogrusu Osmanlinin kurtulmasi kosuluyla her an kendimi feda etmeye hazirdim. Fakat Turklerin Plevne'de yenildiklerini duydugum zaman, o kadar uzuldum ki, gozumde sanki kendi ulkem yenilmisti. Turklerin sevgisi bende o derece artmistiý ki, gozumde Turk askerleri efsanelerdeki kahramanlar olmustu; ben de onlar gibi olmayi, savas meydaninda onlarla sanki kendi vatanimizi ve mazlumlugýýmuzu savunurcasina oldurulmeyi arzuluyordum."
https://images-na.ssl-images-amazon....1Vc1RJUBhL.jpg
"Ere the close of the war I would have died to save Turkey (Ottoman).I mourned the fall of Plevna as though it had been a disaster inflicted on my own country. And so gradually pity turned to admiration, and admiration to enthusiasm, until the Turks became in my eyes veritable heroes, and the desire to identify myself with their cause, make my dwelling amongst them, and unite with them in the defence of their land, possessed me heart and soul..."
-
Bireysel psikoloji ekolunun kurucusu, Avusturyali psikiyatrist Alfred Adler'in dogum yildonumu (7 Subat 1870)
"Romali yazar 'Mulier est hominis confusio' der. Bircok ruhaniler meclisinde kadinin bir ruhu bulunup bulunmadigi hararetle tartisilmis, kisaca bir insan sayilip sayilmayacagi konusunda cesitli bilginlerce cesitli yazilar kaleme alinmistir. Yuzyillar boyunca etkinligini surduren cadi hezeyani ve cadilarin ateste yakilmasi, bu sorunla ilgili olarak bir zamanlar icine dusulen yanilgilari, o muthis bocalamalari ve saskinligi hazin sekilde belgelemektedir. Kadin, SIK SIK butun bela ve musibetlerin nedeni olarak gosterilir. Ornegin, Tevrat’ta insanlarin cennetten kovulmalarina yol actigi anlatilir. Homeros’un 'Iliada'sinda ise bir yigin ulusu felaketin kucagina bir tek kadinin surukledigi hikaye edilir. Her cagin destan ve masallarinda kadinin ahlaksal yetersizligine, rezilligine, hainligine, iki yuzlulugune, bir kararda durmayisina ve guvenilemeyecek karakterine deginildigi gorulur. Hatta 'Kadinlara ozgu bir hafifmesreplik' deyimi yasalarda bile yer almistir. Ve yine kadin, becerikliligi ve calisma yetenegi bakimindan asagilanmalara konu edilir. Her ulusun anekdotlarinda, atasozlerinde ve nuktelerinde yukaridan bakilarak yerilir kadin, gecimsiz, titiz, kus beyinli ve aptal (saci uzun, akli kisa!)diye gosterilir. Butun bir zeka gucu seferber edilerek kadinin yetersizligi kanitlanmaya calisilir. Ornegin Strindberg, Moebius, Schopenhauer, Weininger gibi yazarlar, kadin karsisinda boyle bir tutum sergiler. Ustelik bu kisilere azimsanmayacak sayida kadinin da katildigi gorulur; ilgili kadinlar, boyunlarini bukerek durumu kabullenip kadinin yetersizligi ve onun yasamda ancak ikincil derecede bir rol ustlenebilecegi gorusunu paylasir. Kadinlara calisma hayatinda odenen ucret de, erkeklere odenen ucretten cok daha dusuk tutulmakta, bu da yine kadinin pek onemsenmedigini aciga cikarmaktadir." Insani Tanima Sanati / Insan Dogasini Anlamak
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"So sagt ein römischer Schriftsteller: 'Mulier est hominis confusio'. Auf geistlichen Konzilien wurde lebhaft die Frage besprochen, ob die Frau eine Seele habe, es wurden gelehrte Abhandlungen über die Frage geschrieben, ob sie überhaupt ein Mensch sei. Die jahrhundertelange Dauer des Hexenwahns mit seinen Hexenverbrennungen legen ein trauriges Zeugnis ab von den Irrtümern, von der gewaltigen Unsicherheit und Verwirrung jener Zeit in dieser Frage. Oft wird die Frau als Ursache alles Unheils in der Welt hingestellt, so in der biblischen Darstellung der Erbsünde oder in der Iliade Homers, in der erzählt wird, wie das Wesen einer Frau genügt hat, um ganze Völker ins Unglück zu stürzen. Sagen und Märchen aller Zeiten enthalten Hinweise auf die moralische Minderwertigkeit der Frau, auf ihre Verworfenheit, Bosheit, Falschheit, Unbeständigkeit und Unverläßlichkeit. 'Weiblicher Leichtsinn' wird sogar als Argument in Gesetzesbegründungen angeführt. Ebenso wird die Frau bezüglich ihrer Tüchtigkeit, ihrer Leistungsfähigkeit herabgesetzt. Redensarten, Anekdoten, Sprichwörter und Witze aller Völker sind voll herabsetzender Kritik der Frau, der Streitsucht, Unpünktlichkeit, Kleinlichkeit, Dummheit (Lange Röcke, kurzer Sinn) vorgeworfen wird. Ein ungeheurer Scharfsinn wird aufgebracht, um den Beweis der Minderwertigkeit des Weibes zu führen, und die Reihe dieser Menschen — man denke an Strindberg, Moebius, Schopenhauer, Weininger — wird sogar durch eine nicht unbeträchtliche Anzahl von Frauen vermehrt, die in ihrer Resignation dazu gelangten, die Auffassung von der Minderwertigkeit der Frau und der ihr zukommenden untergeordneten Rolle zu teilen. Auch in der Bezahlung der Frauenarbeit, die, unbekümmert darum, ob sie mit Männerarbeit gleichwertig ist oder nicht, weit niedriger gehalten ist als Männerarbeit, kommt die Geringschätzung der Frau zum Ausdruck."
-
Irlandali Gotik hikayeler ve gizemli romanlar yazari J. Sheridan Le Fanu'nun olum yildonumu (7 Subat 1873)
“Ask kurban almak ister kendine. Kan olmadan kurban olmaz. / Love will have its sacrifices. No sacrifice without blood.”
https://4.bp.blogspot.com/-xmk9xPQ3h...milla%2B06.jpg
http://www.azquotes.com/picture-quot...u-39-29-69.jpg
“Ama ruyalar, tas duvarlarin arasindan iceri suzulebilir, karanlik odalari aydinlatip aydinlik odalari karanliga gomebilir ve ruyalara ait insanlar arzu ettikleri gibi iceri girip cikabilir, bunu yaparken de cilingirlere gulup gecerler."
-
Asal Sayi Teorisi'ndeki bircok sorunu cozume kavusturan Ingiliz matematikci Godfrey Harold Hardy'nin dogum yildonumu (7 Subat 1877)
"Bu yirmi iki yilda bazi yonlerden gelistim, bazi yonlerden de geriledim. Fakat ne edebiyat elestirmeni olacak kadar gelistim, ne de oyle oldugumu hayal edecek kadar geriledim."
https://i.ytimg.com/vi/1K_1sOWsJuk/maxresdefault.jpg
"In these twenty-two years I have improved in some respects and deteriorated in others, but I have not so much improved as to become a literary critic, nor so much deteriorated as to fancy that I have become one."
-
1930 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan Amerikali roman, kisa oyku ve oyun yazari (Harry) Sinclair Lewis’in dogum yildonumu (7 Subat 1885)
"Dunyada heyecanlarin hicbiri, ne savasin serefi, ne dinin tantanasi, ne tac, ne taht, ne saray ne sancak, hicbiri erkeklerle kadinlar arasindaki ask kadar heyecanli olamaz."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“None of the spectacles of the world, not the pride of war nor the pomp of religion nor thrones and towers and banners, was so exalted or so tragic as that love between men and women which had been greeted always with trivial welcome or with shameful jesting.”
“Bu kavgalar kari-koca kavgalaridir; tanktan toptan daha yakip yikici, daha sacmadir. Bu savaslarda sevgi en kotu arkadan vurucudur, karsindakini yenmek de en aci yenilme.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Which are the wars of matrimony, more destructive and senseless than tanks and cannon, wars in which affection is the worst traitor and the most ignoble defeat is victory.”