Alıntı:
sağlıkta dönüşüm sisteminin aslında yegane kurtarıcısı olabilecek aile hekimliği sevk zinciri sistemi işlemediği, herkes canı istediği gibi her uzmanlıktan randevu alabildiği için gördüğüm 20 kişiden en fazla 1'inin gerçekten uzman hekim tıbbi yardımına ihtiyacı vardı ama dışarıdaki korkunç kalabalık içinde o kişiler de heba olup gidiyorlardı. kız arkadaşı terk ettiği için çarpıntı hisseden 20 yaşındaki delikanlı ile 3 damarında koroner stent olan şeker hastası 70 yaşındaki beyefendiye eşit şekilde 3 dakika ayırmamızı dayatan sistemi olsa olsa bir dış mihrak, kitapsız gomonist pol pot falan dizayn edebilirdi...
böyle olmayacak deyip kendisi de bir uzman hekim olan başhekimin yanına çıktım...
--- spoiler ---
"- x abi, durum böyle böyle. zaten acil hastalarda bir kısıtlama yok. millet orayı da poliklinik gibi kullanıyor. ancak bari polikliniklerdeki kayıt sayısına müdahale edin. bir sınırlandırma getirelim. bu şekilde ne mesleki ne de vicdani olarak yaptığım işten memnun değilim.
-- bak minibus hocam, geçen ay toplantıda komşu ilçeye gore hasta sayımızda %10 azalma olmuş diye il sağlık müdürü demediğini bırakmadı. herkesi alın, daha fazla poliklinik açın diye esip yağıyor adam!
- abi tamam anlayabiliyorum. ancak bakın kimse tansiyon ölçmüyor, muayene yapmıyor artık. tetkik iste yolla kime gelirse gelsin modunda takılıyor herkes. bana gelen adamın kalbini dinlemeyecek, tansiyonunu ölçmeyecek miyim!? bunları yaparak bu sayılar erimez...
-- hocam senden hastana teşhis koymanı, tedavi etmeni isteyen var mı? yav gelsin adam al stetoskobu masandan kalkmadan kafasına koy, dirseğine koy, ne bileyim kulağına koy! doktor beni dinledi zannetsin. muayene oldum sansın, tatmin olsun yeter. hastane çıkışı ilk 24 saat içinde ölebilecek hastayı kaçırma. bizden başka bir beklenti yok doktorcum... *