-
20th Century Fox, Rebecca Ferguson, Tom Taylor, Patrick Stewart'in rol aldigi macera-fantazi-aile The Kid Who Would Be King'in fragmanini ve karakter posterini yayinladi.
https://cdn1-www.comingsoon.net/asse...eking_alex.jpg
https://youtu.be/Cg-h8TwQCgs?t=2
-
Fransiz ressam ve yazar Félix (Edouard) Vallotton’un dogum yildonumu (28 Aralik 1865)
L’Estate e le donne che fanno il bagno in piscina di mattoni all’aperto (The Bath, Summer Evening, 1892)
http://www.frammentiarte.it/wp-11-15...o-il-bagno.jpg
Donne con gatti (Women and cats, 1898)
http://www.frammentiarte.it/wp-11-15...-con-gatti.jpg
-
Ispanyol yazar Pío Baroja'nin (y Nessi) dogum yildonumu (28 Aralik 1872)
"Gunah cikarma kulubesine yaklasmak bile Andres'i cok korkutmustu cocukken. Ilk gunah cikarma gununu, olaganustu bir sey olarak animsardi, tum gunahlarinin listesini de; ama o gun papazin acelesi vardi anlasilan; kucuk ahlak suclarina pek onem vermeden kulubeden savmisti onu." Bilim Agaci
https://imagessl6.casadellibro.com/a...8470351006.jpg
"Andrés, de chico sintió mucho miedo, sólo con la idea de acercarse al confesionario.Llevaba en la memoria el día de la primera confesión, como una cosa trascendental, la lista de todos sus pecados; pero aquel día, sin duda el cura tenía prisa y le despachó sin dar granimportancia a sus pequeńas transgresiones morales."
"Bilime ve uygarliga yetenegi olmayan Ispanyolun hic olmazsa coskulu bir yurtsever olduguna inanmisti, simdi anliyordu ki degilmis; iki kucuk Ispanyol filosunun Kuba ve Filipinler'de batmasindan sonra herkes rahatca tiyatroya, boga gureslerine gidiyordu; bu gosteriler ve bagirip cagirmalar sabun kopugu, saman aleviydi, baska bir sey degil"
https://cloud10.todocoleccion.online...0/95225407.jpg
"Al menos él había creído que el espańol, inepto para la ciencia y la civilización, era un patriota exaltado, y se encontraba que no; después del desastre de las dos pequeńas escuadras espańolas en Cuba y en Filipinas, todo el mundo iba al teatro y a los toros tan tranquilo; aquellas manifestaciones y gritos habían sido espuma, humo de paja, nada."
Tum Ispanya, ozellikle Madrid sacma bir iyimserlik ortami icinde yasiyordu. Ispanyol olan her sey en iyi demekti"
https://cloud10.todocoleccion.online...9/46823334.jpg
"Espańa entera, y Madrid sobre todo, vivía en un ambiente de optimismo absurdo: todo lo espańol era lo mejor."
-
Ispanyol Koloratur soprano (Elvira Juana Rodríguez Roglán) Elvira de Hidalgo’nun dogum yildonumu (28 Aralik 1891)
http://www.aecid.es/Centro-Documenta...?RenditionID=8
https://www.codalario.com/v_portal/i....jpg&w=939&c=0
-
Fransiz Auguste ve Louis Lumiere kardesler icadini yaptiklari sinematografi ile ilk gosterilerini halka acik ve ucretli olarak 28 Aralik 1895’de Paris, Salon Indian Du Grand Café'’nin bodrum katinda yaptilar.
http://home.bt.com/images/illustrati...1223162640.jpg
https://pbs.twimg.com/media/CXW38P9U0AI-sS3.jpg
https://www.history.com/s3static/vid...h-dec28-HD.jpg
-
Fransiz sair ve oyun yazari Edmond (Eugčne Alexis) Rostand’in Cyrano de Bergerac oyunu, ilk kez 28 Aralik 1897’de Paris, Théâtre de la Porte Saint-Martin’de sahnelendi.
https://upload.wikimedia.org/wikiped...gerac.djvu.jpg
Cyrano: "Nedir ki buse? Biraz daha yan yana yapilan bir vaattir.Yemindir kanmayana. Bir itirafin candan delil bulmasidir; sevismek mastarinin gul pembe noktasidir. Bir sirdir ki soylenir agza, kulak yerine. Bir gonul hazzidir ki, hep derinden derine yayilir. Bir visaldir karanfil lezzetinde. Dudaklarin ucundan tatmaktir ruhu biraz. / Cos'č poi un bacio? Un giuramento un pň piů da vicino, una promessa piů precisa, una confessione che cerca una conferma, un'apostrofo roseo fra le parole t'amo, un segreto soffiato in bocca invece che all'orecchio, un frammento d'eternitŕ che ronza come l'ali d'un ape, una comunione che sa di fiore, un modo di respirarsi il cuore e di scambiarsi sulle labbra il sapore dell'anima!"
https://d28hgpri8am2if.cloudfront.ne...3487757_hr.jpg
Cyrano: "A kiss, when all is told, what is it? An oath taken a little closer, a promise more exact. A wish that longs to be confirmed, a rosy circle drawn around the verb 'to love'. A kiss is a secret which takes the lips for the ear, a moment of infinity humming like a bee, a communion tasting of flowers, a way of breathing in a little of the heart and tasting a little of the soul with the edge of the lips! / żQué es un beso, al fin y al cabo, sino un juramento hecho poco más cerca, una promesa más precisa, una confesión que necesita confirmarse, la culminación del amor, un secreto que tiene la boca por oído, un instante infinito que provoca un zumbido de abeja, una comunión con gusto a flor, una forma de respirar por un momento el corazón del otro y de gustar, por medio de los labios, el alma del amado?”
http://pressarchive.theoldglobe.org/...Cyrano%203.jpg
-
Amerikali filozof, egitimci ve populer yazar Mortimer Jerome Adler’in dogum yildonumu (28 Aralik 1902)
"Kant icin insan zihninden bagimsiz olan tek varlik, onun kelimeleriyle ‘Dinge an sich’ -varliklar, kendi ozlerinde bilinemezler. Bu ifade gercek bilinemez ifadesi ile es degerdedir. Bu anlayisa gore bilinebilir olan sadece bir ideal / ulkudur ki, bunun altinda yatan sebep bu ulkunun zihnimizin olusturdugu fikir ve dusuncelerin beslemeleri ile bu varliga ne olmasi gerektiginin yuklenmis olmasidir.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"For Kant the only things that are independent of the human mind are, in his words, "Dinge an sich" -- things in themselves that are intrinsically unknowable. This is tantamount to saying that the real is the unknowable, and the knowable is ideal in the sense that it is invested with the ideas that our minds bring to it to make it what it is."
https://i.pinimg.com/originals/e1/52...795cede3f0.jpg
“Iyi bir hayat yasamak icin gereken en basit arac okumaktir.”
-
Ingiliz roman yazari George (Robert) Gissing’in olum yildonumu (28 Aralik 1903)
“Yirmi sekiz yaslarinda, kahverengi sade bir sapka takmis, terzi elinden cikan bir elbise giymis, elinde mukemmel bir semsiyeyle genc kadin, Wattleborough’daki herkesten daha hizli yurumesine ragmen acelesi varmis gibi gozukmuyordu ve camurlu caddeyi gecerken etekleri umurunda bile degildi, yine de hic camur sicratmadi, sanki evindeymis gibi, basini kaldirmis, SIK SIK kendi kendine gulumsuyordu. Onu tanimayanlar kim oldugunu sordular, yeterince ahbaplik kurmus olanlarsa lisenin bu yeni ogretmeniyle bayagi bir sohbet ettiler. Ismi Bayan Rodney’di. Sehre gelisinden bir hafta sonra, Wattleborough’lu hanimlar kadinin fikirlerinden soz etmeye ve konusmaya baslamislardi. Kadin beraberinde universitenin havasini da getirmisti, bir suru onemli kisi taniyordu, konusmalari ve tavirlari Wattleborough’nun salonlarinda oldukca etkileyici bulunmustu. Okul mudiresi de kadin hakkinda ovguyle soz etmisti ve St. Luke’li papaz kadinin ailesini taniyordu ve onun cok zeki oldugunu belirtmisti.
Sehirde bir yabanci olmasi sebebiyle bayan Rodney’e, kilise memurunun dul esi bayan Ducker’in evini tavsiye etmislerdi. Fakat kadin o evde sadece bir, iki hafta kaldi. Kadinin evin tipini, ozelliklerini begenmedigi icin ciktigi anlasilmisti. Bazilarina gore bu bayan Ducker’i tohmet altinda birakmisti ve bu yuzden sasirmislardi. Bayan Rodney’i bilenler ise kadinin ‘kaprisli’ oldugunu dusunmuslerdi. Kadinin son sectigi ev ise herkes icin surpriz oldu. Evin oldugu cadde Wattleborough’un mutena bir semtinde olmasina ragmen, Bayan Rodney’in St. Luke papazindan da (ki, ev onun cemaatinin oldugu yerdeydi) ogrenebilecegi gibi evin pek cok olumsuz yanlari vardi. Her Pazar ayine katilan Bayan Turpin hakkinda kimse onemli bir iddiada bulunamazdi ama marangoz olan kocasi 'Iki Boyunlu Kugu' meyhanesine pek SIK gidiyordu. Bir de semttekilerin hakkinda cok sey duydugu, genc kiraci Bay Rawcliffe vardi. Kadinin evi kiralamasiyla ilgili bu tur yorumlar uzerine Bayan Rodney onlari aydinlatti: Odalarda tuhaf bir hosluk bulmustu ve cok begenmisti. Bayan Grundy’ye gelince, kadin onun hakkinda 'je m’en fische' (hic umurumda degil) demisti ki, belli kulture sahip hanimefendilerin kibarca hakaretiydi.”
https://pictures.abebooks.com/isbn/9781161442939-us.jpg
“A young woman of about eight-and-twenty, in tailor-made costume, with unadorned hat of brown felt, and irreproachable umbrella; a young woman who walked faster than any one in Wattleborough, yet never looked hurried; who crossed a muddy street seemingly without a thought for her skirts, yet somehow was never splashed; who held up her head like one thoroughly at home in the world, and frequently smiled at her own thoughts. Those who did not know her asked who she was; those who had already made her acquaintance talked a good deal of the new mistress at the High School, by name Miss Rodney. In less than a week after her arrival in the town, her opinions were cited and discussed by Wattleborough ladies. She brought with her the air of a University; she knew a great number of important people; she had a quiet decision of speech and manner which was found very impressive in Wattleborough drawing-rooms. The headmistress spoke of her in high terms, and the incumbent of St. Luke's, who knew her family, reported that she had always been remarkably clever.
A stranger in the town, Miss Rodney was recommended to the lodgings of Mrs. Ducker, a churchwarden's widow; but there she remained only for a week or two, and it was understood that she left because the rooms 'lacked character.' Some persons understood this as an imputation on Mrs. Ducker, and were astonished; others, who caught a glimpse of Miss Rodney's meaning, thought she must be 'fanciful.' Her final choice of an abode gave general surprise, for though the street was one of those which Wattleborough opinion classed as 'respectable,' the house itself, as Miss Rodney might have learnt from the incumbent of St. Luke's, in whose parish it was situated, had objectionable features. Nothing grave could be alleged against Mrs. Turpin, who regularly attended the Sunday evening service; but her husband, a carpenter, spent far too much time at 'The Swan With Two Necks'; and then there was a lodger, young Mr. Rawcliffe, concerning whom Wattleborough had for some time been too well informed. Of such comments upon her proceeding Miss Rodney made light; in the aspect of the rooms she found a certain 'quaintness' which decidedly pleased her. 'And as for Mrs. Grundy,' she added, 'je m'en fiche? which certain ladies of culture declared to be a polite expression of contempt.”
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...285-us-300.jpg
-
Spider Man, Fantastik Dortlu, X-Men, Daredevil, Hulk ve Iron Man superkahraman karakterlerini yaratan Amerikali cizgi roman yazari, editor, film yapimcisi ve yayinci (Stanley Martin Lieber) Stan Lee’nin dogum gunu (28 Aralik 1922)
https://geekculture.co/wp-content/up...reenshot-2.jpg
"Eskiden bir cizgi roman yazari oldugum için utanirdim. Insanlar kopruler insa edip, tibbi kariyerlerini yaparken ben sadece insanlarin eglenmesi icin hayal urunu seyler yaratiyordum. Sonra fark ettim ki: Eglence, insanlarin hayatindaki en onemli seylerden biri. Eger insanlari eglendirebiliyorsaniz, iyi bir sey yapiyorsunuz demektir."
https://media.giphy.com/media/4vu9bLrVAHjMc/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/7IakfrmaAFY5y/giphy.gif
-
Irlandali oyun yazari George Bernard Shaw’un Jan Dark (Saint Joan - Santa Giovanna) oyunu promiyerini 28 Aralik 1923’de Broadway, Garrick Theatre’da yapti.
https://s3-eu-west-1.amazonaws.com/s...s71/710386.jpg
https://media.gettyimages.com/photos...re-id825515890
-
Rus sair Sergey Aleksandrovic Yesenin’in olum yildonumu (28 Aralik 1925)
https://pbs.twimg.com/media/C9dLR2YXUAYjqLU.jpg
Geziniyorum ilk karda
Tutusan guclerin inci cekirdekleri yuregimde.
Yolumun ustundeki yildizi
Aksam, yakti mavi kandiliyle.
Bilmiyorum, isik mi bu, karanlik mi?
Ruzgar mi, horoz mu korulukta oten?
Yoksa kis degil de, cayirliga inmis
Bir kugu surusu mu tarlalari orten?
Oh, ak duzluk, sen ne guzelsin!
Hafif ayazda kizisiyor kanim!
Nasil istiyorum yaslamak bagrimi
Uryan goguslerine kayinlarin.
Oh, ormanlarýn koyu bulanikligi!
Karla kapli tarlalarin sevinc salmasi yurege!..
Nasil istiyorum kenetlemek kollarimi
Sogutlerin agaç kalcalari ustunde.
https://pbs.twimg.com/media/DCy5I7rXoAA2-BM.jpg
...Ay oldu,
Mavileniyor pencerede tan.
Ah, sen, gece!
Ne diye, gece, her seyi yiktin!
Ayaktayim, basimda silindir sapkam.
Yanimda yok kimse.
Yalnizim.
Ve kirik ayna.
https://pbs.twimg.com/media/C8NL0OAUAAIH_-x.jpg
Penceremin altinda
Beyaz bir hus agaci
Karla kaplandi
Kesinlikle gumusten bir karla
Tuylu dallarinda
Beyaz puskullu
Kar sacagiyla
Cicekler acti
Ve hus agaci
Uykulu bir sessizlik icinde duruyor
Ve kar taneleri
Altin gibi parliyor
Ve safak vakti
Acele etmeksizin etrafinda dolasiyor
Ve onun dallarina
Yeni bir gumus serpistiriyor
-
Fransiz Marksist filozof, yazar, sinemaci Guy Louis Debord'nun dogum yildonumu (28 Aralik 1931)
"Cervantes, 'kotu bir kiligin altinda iyi bir ayyas bulunur' der. Saraptan iyi anlayan biri genellikle nukleer endustrinin kurallarini bilmez; ama gosteri iktidari eger bir uzman nukleer enerji konusunda aldatabiliyorsa, bir baska uzmanin da sarap konusunda onu rahatlikla aldatabilecegini hesaba katar. Ve ornegin, hava sicakliklarini ya da gelecek kirk sekiz saat icin tahmini yagislari bildiren medyatik meteoroloji uzmaninin soylediklerinin bazi ekonomik, turistik ve bolgesel dengeleri koruma zorunluluguyla -hele ki bu kadar insanin birbirinden issiz yerler arasinda bu kadar cok yol katederek bu kadar cok seyahat ettigi bir ortamda- ciddi bir sekilde kisitlandigi gayet iyi bilinir; bu kisitlanma o kadar ileri gider ki bu uzmanin animator olarak daha basarili oldugu soylenebilir." Gosteri Toplumu
https://doorofperception.com/wp-cont...-consume-5.jpg
"Cervantčs remarque que 'sous un mauvais manteau, on trouve souvent un bon buveur.' Celui qui connaît le vin ignore souvent les rčgles de l’industrie nucléaire; mais la domination spectaculaire estime que, puisqu’un expert s’est moqué de lui ŕ propos d’industrie nucléaire, un autre expert pourra bien s’en moquer ŕ propos du vin. Et on sait, par exemple, combien l’expert en météorologie médiatique, qui annonce les températures ou les pluies prévues pour les quarante-huit heures ŕ venir, est tenu ŕ beaucoup de réserves par l’obligation de maintenir des équilibres économiques, touristiques et régionaux, quand tant de gens circulent si souvent sur tant de routes, entre des lieux également désolés; de sorte qu’il aura plutôt ŕ réussir comme amuseur."
"Otomobilden televizyona kadar, gosteri sisteminin sectigi butun mallar ayni zamanda 'yalniz kalabaliklar'in tecrit kosullarini surekli olarak guclendirmek uzere sistemin kullandigi silahlardir. Gosteri, kendi varsayimlarini her seferinde daha somut olarak yeniden kesfeder."
https://static.fnac-static.com/multi...-spectacle.jpg
"De l'automobile ŕ la télévision, tous les biens sélectionnés par le systčme spectaculaire sont aussi ses armes pour le renforcement constant des conditions d'isolement des 'foules solitaires' Les spectacle retrouve toujours plus concrčtement ses propres présuppositions."
-
Uzay Yolu film serisinin Uhura karakteri Amerikali aktris, sarkici ve seslendirme sanatcisi Nichelle Nichols'in dogum gunu (28 Aralik 1932)
https://pbs.twimg.com/media/DvfqLuBUwAA2N4m.jpg
https://66.media.tumblr.com/8207f939...acoli_1280.jpg
-
Arjantinli yazar Juan Manuel Puig Delledonne’nin dogum yildonumu (28 Aralik 1932)
“Bir tuhaflik, degisik bir sey; insanin dikkatini ceken ilk bu oluyor; baskalarina hic benzemeyen, siradan olmayan bir kadin. Enikonu genc oldugu belli, yirmi besinde filan, belki biraz daha buyuk; minicik bir yuz, kedi gibi, ucu yukari kalkik, ufak bir burun... Yuz bicimi tam oval degil de yuvarlacik, alni genis, elmacik kemikleri belirgin filan falan, ama ceneye dogru sivrilesiyor, tipki kedilerinki gibi.”
“Ya gozleri?”
“Dupduru, yesil olduguna kalibimi basabilirim, elindeki resme daha dikkatli bakmak icin iyice kisilmis. Resmini cizdigi seye bakiyor. Hayvanat bahcesindeki kara panter. Ilkin sakin duruyor, kafesinin icinde uzanip yatmis... Gelgelelim kizin sehpasiyla iskemlesi gicirdayinca panter onu gordu, kafesinde volta atip kizdan yana homurdanmaya basladi, kiz da zaten cizdigi resmi golgelendirmekte gucluk cekiyordu.”
“Hayvan onun kokusunu almamis miydi daha once?”
“Yok, kafesin icinde kocaman bir parca et var, hayvan ancak bunun kokusunu aliyor. Bakici, eti parmakligin hemen icine birakiyor ki disaridaki kokulari bastirsin; isin puf noktasi bu, panter heyecanlanmasin, diye. Simdi hayvanin ofkesini goren kiz daha bir heyecanla calismaya basliyor, cizgileri daha hizli hizli cekerek oyle bir hayvan yuzu ciziyor ki ayni zamanda bir seytan. Panter de onu gozluyor, erkek panter, acaba kizi paramparca edip govdeye indirmek mi istiyor, yoksa cok daha baska, cok daha cirkin bir icguduyle mi bakiyor, bunu kestirmesi guc.”
https://images.penguinrandomhouse.co.../9780679724490
“Something a little strange, that’s what you notice, that she’s not a woman like all the others. She looks fairly young, twenty-five, maybe a little more, petite face, a little catlike, small turned-up nose. The shape of her face, it’s ... more roundish than oval, broad forehead, pronounced cheeks too but then they come down to a point, like with cats.”
“What about her eyes?”
“Clear, pretty sure they’re green, half-closed to focus better on the drawing. She looks at her subject: the black panther at the zoo, which was quiet at first, stretched out in its cage. But when the girl made a noise with her easel and chair, the panther spotted her and began pacing back and forth in its cage and to growl at the girl, who up to then was still having trouble with shading in the drawing.”
“Couldn’t the animal smell her before that?”
“No, there’s a big slab of meat in the case, that’s all it can smell. The keeper drops the meat near the bars, and it blocks out any smell from outside, that’s the point, so the panther won’t get excited. And noticing the anger of the wild animal the girl begins to work more feverishly, with faster and faster strokes, and she draws the face of an animal that’s also a devil. And the panther watches her, a male panther, and it’s hard to tell if he’s watching to tear her to pieces and make a meal of her, of if he’s driven by some other, still uglier instinct.”
-
-
Amerikali yazar ve karikaturist Clarence (Shepard) Day’in olum yildonumu (28 Aralik 1935)
http://www.azquotes.com/public/pictu...day-360353.jpg
“Kitaplarin dunyasi, insanin en hayret verici yaratiklarindan biridir. Abideler yikilir, milletler kaybolur, medeniyetler buyur ve olur fakat butun bu medeniyetlerin, tekrar tekrar nasil ortaya ciktiklarini gosteren kitaplarin dunyasi; hala genc, hala yazildiklari gun kadar taze, yazarlarinin yuzlerce sene once olmelerine ragmen, hala insanlarin kalplerinden gecenleri anlatarak hayatlarini devam ettiriyorlar.”
https://s.s-bol.com/imgbase0/imageba...0019712133.jpg
-
-
Alman asilli Amerikali yazar Theodore Herman Albert Dreiser'in olum yildonumu (28 Aralik 1945)
''Ah, hayatin o dugumu! Nasil da bulanik goruruz! Kanunlar soyle der: 'Istersen her guzel seyin buyusune kapil ama hak kazanmamissan yanina yaklasma.' Kosullar soyle der: 'Durust calismadan baska hicbir seyle durumunu duzeltemezsin.' Durust calisma imkanlari kazancli degilse, bunlara dayanabilmek zor oluyorsa, hicbir zaman guzellige ulasamayan, uzun, upuzun, ayaklari da kalbi de yoran bir yolsa, guzeli kovalamak ugruna bir kimse hosa giden yoldan ayrilmak zorunda kalir da hayallerine carcabuk kavusmak icin o begenilmeyen yola sapmayi tercih ederse, kim kabahat bulabilir? Yanlis adimlari genellikle, kotuluk degil de daha iyi olana duyulan ozlem yonetir. Mantik kullanmaya alismamis, duygulu bir zihni buyuleyen de, genellikle, kotuluk degil, iyiliktir.''
https://images.gr-assets.com/books/1...61l/644146.jpg
"Oh, the tangle of human life! How dimly as yet we see. Here was Carrie, in the beginning poor, unsophisticated. emotional; responding with desire to everything most lovely in life, yet finding herself turned as by a wall. Laws to say: "Be allured, if you will, by everything lovely, but draw not nigh unless by righteousness." Convention to say: "You shall not better your situation save by honest labor." If honest labor be unremunerative and difficult to endure; if it be the long, long road which never reaches beauty, but wearies the feet and the heart; if the drag to follow beauty be such that one abandons the admired way, taking rather the despised path leading to her dreams quickly, who shall cast the first stone? Not evil, but longing for that which is better, more often directs the steps of the erring. Not evil, but goodness more often allures the feeling mind unused to reason."
http://izquotes.com/quotes-pictures/...iser-53050.jpg
"Bir insani ruhu olduguna ikna edip onu kocakari masallariyla basina ne gelecegine dair korkutursaniz bir balik, bir zihinsel kole oltaniza takildi demektir."
-
-
-
Japon yonetmen Akira Kurosawa'nin Gizli Kale (The Hidden Fortress - La fortezza nascosta) macera-drama filmi, 28 Aralik 1958'de Japonya'da vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/DvgZ9ogVsAAsAZR.jpg
-
Amerikali oyun yazari Tennessee Williams'in Iguana’nin Gecesi (Night of the Iguana- Notte dell'iguana) oyunu promiyerini 28 Aralik 1961’de New York, Royal Theatre’da yapti.
https://shelflove.files.wordpress.co.../03/iguana.jpg
http://www.underwater-echoes.com/wp-...GUANAGRAND.jpg
-
Amerikali oyun yazari Neil Simon'in Buyuk Asklarin Sonuncusu (Last of the Red Hot Lovers- L'Ultimo degli Amanti Focosi) oyunu promiyerini 28 Aralik 1969’da New York, Eugene O'Neill Theatre’da yapti.
http://trinitytheatreclub.co.uk/wp-c...Hot_Lovers.jpg
https://www.welfarenetwork.it/media/...nti-focosi.jpg
-
Rus yazar Aleksandr Soljenitsin, Gulag Takim Adalari (The Gulag Archipelago - Arcipelago Gulag) romanini 28 Aralik 1973 tarihinde Paris'te YMCA-Press (Editeurs Réunis) araciligiyla yayinladi.
http://www.azquotes.com/picture-quot...n-71-29-18.jpg
“Bunlari anlatmak icin omru vefa etmeyenlere ithaf edilmistir. Beni affetsinler. Herseyi goremedim, herseyi hatirlayamadim, herseyi sezemedim. / Dedico questo libro a tutti coloro cui la vita non č bastata per raccontare. Mi perdonino se non ho veduto tutto, se non tutto ricordo, se non tutto ho intuito. / Dédié ŕ ceux ŕ qui la vie a manqué pour raconter ces choses. Et qu’ils me pardonnent de n’avoir pas tout vu, de n’avoir pas tout retenu, de n’avoir pas tout deviné. / Dedicado a todos a quienes la vida les faltó para contar estas cosas. Y que me perdonen por no haberlo visto todo, por no haberlo recordado todo, por no haberlo adivinado todo."
http://image.anobii.com/anobi/image_...a3060ba452d59f
-
Ejderha Dovmeli Kiz (Girl with a Dragon Tattoo - Uomini che odiano le donne, 2011) filminin Lisbeth Salander karakteri, Sherlock Holmes: Golge Oyunlari (Sherlock Holmes: A Game of Shadows - Sherlock Holmes - Gioco di ombre, 2011) filminin Madam Simza Heron karakteri Isvecli aktris Noomi Rapace'in dogum gunu (28 Aralik 1979)
https://pjensi.files.wordpress.com/2...05-collage.jpg
-
-
Ingliz sair Ted Hughes, 28 Aralik 1984'de Kralice II. Elizabeth tarafindan Ingiltere'nin Devlet Sairi (Poet Laureate) secildi.
(Hughes, bu gorevi 28 Ekim 1998 tarihindeki olumune kadar yuruttu.)
https://i2-prod.mirror.co.uk/incomin...TED-HUGHES.jpg
https://egoistokur.com/wp-content/up...izi-kedi-1.jpg
-
Amerikali gazeteci, savas muhabiri ve tarihci William Lawrence Shirer’in olum yildonumu (28 Aralik 1993)
“Hic olmeyecekmis gibi gorunen Hinderburg butun yaz boyunca coktukce coktu ve sonunda 2 Agustos sabahi, saat dokuzda, seksen yedi yasinda oldu. Uc saat sonra, ogle uzeri, bir gun once kabinenin almis oldugu bir karar geregince, Basbakanlik makami ile Cumhurbaskanligi makaminin birlestirildigi, Adolf Hitler’in Devlet Baskanligi ve Silahli Kuvvetler Baskomutanligi gorevini uzerine aldigi aciklandi. Cumhurbaskani unvani kaldirildi; Hitler’e Fuhrer ve Alman Basbakani (Sansolyesi) denilecekti. Artik diktatorlugu tamamlanmisti. Hitler herhangi bir delik birakmamak amaciyla butun silahli kuvvetlerdeki subaylara ve erlere bir baglilik yemini ettirdi: subaylar ve erler, Almanya’ya ya da Hindenburg'un yerine gececek Cumhurbaskaninin sectirilmemesiyle bozulmus olan Anayasaya bagliliklari uzerine degil, Hitler’in sahsina bagliliklari uzerine yemin etmislerdi.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“All through the summer the seemingly indestructible Hindenburg had been sinking and on August 2, at nine in the morning, he died in his eighty-seventh year. At noon, three hours later, it was announced that according to a law enacted by the cabinet on the preceding day the offices of Chancellor and President had been combined and that Adolf Hitler had taken over the powers of the head of state and Commander in Chief of the Armed Forces. The title of President was abolished; Hitler would be known as Fuehrer and Reich Chancellor. His dictatorship had become complete. To leave no loopholes Hitler exacted from all officers and men of the armed forces an oath of allegiance—not to Germany, not to the constitution, which he had violated by not calling for the election of Hindenburg’s successor, but to himself.”
-
Italyan tenor, soz yazari, besteci ve album yapýmcisi Andrea Bocelli, ilk konserini 28 Aralik 1993'de Reggio Emilia'daki Teatro Romolo Valli'de gerceklestirdi.
http://www.lavocedelserchio.it/publi...1506077105.jpg
http://www.pbs.org/wnet/gperf/files/...elli-gif-3.gif
https://www.youtube.com/watch?v=qBy-zI7l-6k
-
Nigel Hawthorne, Helen Mirren ve Rupert Graves’in rol aldigi biyografi-komedi-drama Kral George'un Deliligi (The Madness of King George - La pazzia di Re Giorgio) 28 Aralik 1994’de Amerika’da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...0OTQ@._V1_.jpg
http://ic.c4assets.com/brands/the-ma...put-quality=90
http://www.frockflicks.com/wp-conten...6/04/giphy.gif
-
Amerikali yazar, film yapimcisi, filozof, ogretmen ve politik aktivist Susan Sontag'in olum yil donumu (28 Aralik 2004)
'' 'Eger bir aletle bakip gorebilmem mumkun olsaydi,' dedi Hester birdenbire, 'Ben teleskopla bakmayi secerdim. Yildizlari gormek isterdim. Ozellikle de olu bir yildizdan gelen isigi. Milyonlarca yil once olmus, ama oldugunu bilmiyormus gibi isik sacmaya devam eden bir yildizin isigini gormek isterdim.' "
https://secondshelfdown.files.wordpr.../death-kit.jpg
" 'If I could see through an instrument,'ť said the girl suddenly, 'the one I'd choose would be a telescope. I'd like to see the stars. Especially to see the light coming from a dead star. One that died a million years ago, but goes on as if it didn't know it was dead.' "
http://www.azquotes.com/picture-quot...g-36-83-53.jpg
"Zaman her sey bir anda olmasin, mekan ise hepsi bizim basimiza gelmesin diye var."
http://izquotes.com/quotes-pictures/...tag-174473.jpg
"Zeka fikirler konusunda zevk sahibi olmaktir."
https://www.azquotes.com/picture-quo...g-66-70-54.jpg
"Din, seksten sonra, zihinlerini ucurmak icin insanlarin sahip oldugu belki de en eski ikinci kaynaktir."
-
-
Yagmur Altinda (Singin' in the Rain - Cantando sotto la pioggia) filminin Kathy Selden’i Amerikali aktris, dans sanatcisi ve sarkici Mary Frances 'Debbie' Reynolds'in olum yildonumu (28 Aralik 2016)
https://78.media.tumblr.com/3dfdcd44...dpxao1_500.gif
https://25.media.tumblr.com/237783ab...63c0o1_500.gif
-
“Fotograf biriktirmek, dunyayi biriktirmektir. Filmler ve televizyon programlari duvarlari aydinlatir, isiklari titresir ve yok olup giderler; oysa duragan fotograftaki goruntu ayni zamanda hafif, uretimi ucuz, tasinmasi, toplanmasi ve saklanmasi kolay bir nesnedir.”
https://politicalhorizons.files.word..._y_c_-1965.jpg
(Susan Sontag ve oglu David, 1965)
“To collect photographs is to collect the world. Movies and television programs light up walls, flicker, and go out; but with still photographs the image is also an object, lightweight, cheap to produce, easy to carry about, accumulate, store.”
-
''Ah, insan yureginin o gozu kapali savasmalari! Hep 'Ileri, ileri!' der, guzellik nereye yonelirse o da pesinden gider. Yalniz kalmis bir koyunun sessiz bir cayirda duyulan cingiragi, kirlik yerlerde guzelligin bir piriltisi, ya da gecen bir goze gorunen ruh da olsa, kalp bunu sezer, pesinden giderek karsilik verir. Ancak ayaklar yorulup umutlar bosa ciktigi zaman kalp agrilari, ozlemler ortaya cikar. Iste o zaman bikkinlik da, memnunluk da duyamayacagini bilesin. Pencerenin onundeki o sallanan sandalyende uzun zaman yapayalniz hayal kuracaksin. Pencerenin onundeki o sallanan sandalyende hicbir zaman duyamayacagin o mutlulugun hayalini kuracaksin.''
http://www.loyalbooks.com/image/deta...re-Dreiser.jpg
“Oh, Carrie, Carrie! Oh, blind strivings of the human heart! Onward onward, it saith, and where beauty leads, there it follows. Whether it be the tinkle of a lone sheep bell o'er some quiet landscape, or the glimmer of beauty in sylvan places, or the show of soul in some passing eye, the heart knows and makes answer, following. It is when the feet weary and hope seems vain that the heartaches and the longings arise. Know, then, that for you is neither surfeit nor content. In your rocking-chair, by your window dreaming, shall you long, alone. In your rocking-chair, by your window, shall you dream such happiness as you may never feel.”
-
"Op beni kanatarak, acitarak op beni. Ne mumkun ayarlamak kalbimin atesini. / Avanti, baciami, baciami tantissimo, fino al dolore e al sangue. La fermezza non va d'accordo con l'onda effervescente del cuore." Sergey Yesenin
https://pbs.twimg.com/media/DOr05CLW4AEh7k3.jpg
-
“Kafka acima ve dehset, Joyce hayranlik, Proust ve Gide saygi uyandirirlar: ama Camus disinda, dusunebildigim hicbir modern yazar, sevgi uyandirmamistir. / Kafka arouses pity and terror, Joyce admiration. Proust and Gide respect, but no modern writer that I can think of, except Camus, has aroused love.” Susan Sontag
https://i2.wp.com/www.brainpickings....pg?w=680&ssl=1
-
Sony Pictures, basroldeki Tom Hanks’in unlu tv sunucusu Fred Rogers karakterini canlandirdigi , Marielle Heller’in yeni filminin isminin A Beautiful Day in the Neighborhood olacagini acikladi.
https://triblive.com/csp/mediapool/s...YPE=image/jpeg
https://triblive.com/news/adminpage/...e-neighborhood
-
Amazon Prime, John Malkovich, Eamon Farren ve Freya Mavor'in rol aldigi yeni mini dizisi The ABC Murders'in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/hEhF8W88Its?t=2
-