https://www.turkishnews.com/tr/conte...etimleri-1917/
İttihat ve Terakki'nin yediği haltlar bunlar.
https://resmim.net/cdn/2024/02/07/ZAvhso.jpg
Alıntı:
Balkan ve 1.Dünya Savaşlarında binlerce vatan evladı ,
Arkalarında bir o kadar da yetim çocuk bırakarak toprağa düşer…
Osmanlı Maarif Nazırı Ahmet Şükrü Bey’in teklifi ile 25 Kasım 1914 yılında , bu yetim çocuklar için bir yurt kurulur: “Darüleytam” yani “Yetimler Yurdu”…Darüleytam’ın kuruluş amacı güzeldir aslında ;
“Yetim ve korunmaya muhtaç çocukların barınma , bakım , beslenme ve eğitimlerinin sağlanması , bir zanaat
dalında ihtisas kazandırarak geleceklerinin garantiye alınması…” Ama Osmanlı savaşlarda o kadar çok vatan evladını kaybeder ki , Darüleytam’lardaki çocuk sayısı da neredeyse 20 bini bulur…
Alıntı:
200 çocuk madenlerde , 84 çocuk tarlalarda çalışmaya gönderilmiştir.. Zanaat öğretmek için ayrılan hepi topu 30 çocuktur… Özellikle maden de çalışan çocukların koşulları çok zordur…
Yetersiz barınma ve bakım şartlarında haftanın yedi günü çalışmaktadırlar.. Beslenme ise ayrı bir sorundur…
Alman madenciler “ucuz” olduğu için domuz etli çorba ile karın doyururken , Yetim Türk çocukları bu “koyu renkli çorbayı” içmeyi reddediyor , karınlarını daha çok yavan ekmekle doyurmak zorunda kalıyorlardır.. Ama zamanla yetersiz barınma , yetersiz giyinme , yetersiz beslenme madende çalışmanın zorlu koşullarıyla birleşince çocuklar hastalanıp ölmeye başlarlar…
Oysa aynı madende çalışan Alman çocuklara farklı davranılmakta hatta onlara haftada bir gün tatil ve maaş verilmektedir.. Bunu gören yetimler bu haklardan yararlanmak isterler.. Yararlanamayacaklarını öğrenince de ayakta kalanlar , yolunu bulanlar madenlerden kaçmaya başlasalar da Alman polisi yakalayıp tekrar madene göndermektedir…
Ama onlar da kaçmayı tekrar tekrar denemektedir…
Çünkü Osmanlı yetkilileri onları gönderirken ; “Meslek öğrenerek kalifiye eleman olacaksınız , çok çok iyi maaşlarla çalışacaksınız” diyerek göndermiştir…
Almanya bu firarilerle ilgili sıkıntısını Osmanlı’ya bildirir ; “Böyle anlaşmamışlardır” çünkü…
Yaptıkları anlaşmaya göre ; “Çocukların çoğunluğu madenlerde çalışacak , ancak yüzde onu zanaat öğrenecek , gelen tüm çocuklar 3 yıl ‘bilabedel’ çalışacak ancak dördüncü yıldan itibaren ücret alacaklardır…
Alıntı:
Almanya 314 çocuktan oluşan ilk gruptan kalanlarını İstanbul’a geri gönderir.. Ama bu grup gittikleri gibi dönememiş , yaşam ve çalışma koşulları nedeniyle yarıdan çok çok fazlası yaban ellerinde yitip gitmiştir çünkü…
Osmanlı çok kızar.. Ama çocuklara…
Almanya “benim için nitelik önemli” derken , Osmanlı için “nicelik” önemlidir.. Çünkü Osmanlı bu yolla en az 5 ile 10 bin çocuktan kurtulmayı hesaplamaktadır.. Hatta ikinci grup için 500 çocuk toplanmaya başlanmıştır bile…
Osmanlı hemen kararını değiştirir…
Çocuk gönderme planını değil , hangi çocukları göndereceği kararını değiştirir.. “Gönderilen ilk parti çocukların daha çok şehirlilerden seçildiği , sorunun da buradan kaynaklandığı , o nedenle daha mazlum ve sessiz olmaları nedeniyle Anadolu’nun yetim köylü çocuklarının gönderilmesine” karar verilir.. Hatta “kurtulmak için” Osmanlı’ya göre “yaş grubu biraz daha düşürülmelidir”…
Önemli olan daha çok yetimden ve masraftan kurtulmaktır çünkü…
Yaş grubu düşürülür , Anadolu’nun sessiz ve mazlum çocukları seçilir ve birkaç grup halinde binlerce yetim Türk çocuğu daha gönderilip Alman ailelerin yanına yerleştirilir…
Sonrası mı?.. Kimse bilmiyor… Billinen ise şudur ;
Binlerce baba yaban ellerinde “vatan” diyerek toprağa düşerken ,
O babaların bebeleri de gurbet ellerinde anasız , babasız , vatansız yitip gitmiştir…
https://resmim.net/cdn/2024/02/07/ZAvvrn.jpg