https://twitter.com/foreksturkey/sta...jVyDeLD1bqGYBA
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Printable View
https://twitter.com/foreksturkey/sta...jVyDeLD1bqGYBA
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Son beş yılda 63,2 milyar dolarlık net altın ithalatı yapılmış.
Son beş yılda 106,4 milyar dolarlık cari açık var.
Son beş yılda cari açığın %59',4'ü net altın ithalatından kaynaklanmış....
Bunun müsebbibi kim.Enflasyon %100'ün üzerindeyken bankalara %20'den fazla faiz vermeyin ,halkın birikimlerini enflasyonda eritin, "bedava para",pardon kredi vererek seçilmiş şirket sahiplerini ve kişileri zengin eden,şirketlerin borçlarını reel olarak eriten ekonomi yönetimi değil mi.
Halkın yaptığı ne;altın veya dövize endeksli varlıklar veya gayrımenkul alarak uzun yılların emeği ve alın teriyle,zor günlerde kullanmak için tasarruf ettiği birikimleri korumak.
Sonuçta ne oldu;yürütülen ekonomi politikasıyla gelir dağılımı aşırı bozuldu,orta sınıf eridi,emeği ile geçinenlerden-reel olarak eritilerek- ücretler üzerinden küçük bir azınlık kesime "gelir transferi", tasarruflar üzerinden "servet transferi" yapıldı.En iyi eğitimli ve nitelikli gençler,kendileri için bu ülkede artık bir gelecek göremedekleri,emeklerinin karşılıklarını alamadıkları için yurt dışına yoğun "beyin göçü" yaşanıyor.
Faizi yükselt yatırım yapması gereken işadamları paralarını hazır faiz varken, yatırım yapmasın faize yatırsın, iş kurmak isteyenler yüksek faizle yatırım yapamasın, yüksek faiz ile kur düşsün ülkeye tüketim malları dolsun, muadillerini üretenlerin işleri küçülsün. Ekonomi daralsın, işsizlik patlasın. Bu durumda, gençler ülkede gelecek görüp yurt dışına gitmesin....
Çözüm bu mu?
Önce şurada anlaşalım,enflasyonun altındaki bir oran faiz reel olarak getiri sunmaz faiz değidir,bu oranın altındaki faiz tasarruf sahiplerini sömürmedir,borç verenden borç alana servet transferdir.Kimsenin kendi birikimlerini eriterek birilerini zengin etmek veya daha zenginleştirmek gibi borcu yoktur.Tasarruf sahibinin hakkını ödemek istemeyen işletmeler kendi sermayeleriyle yatırım yapabilirler,veya sermayeleri yetersiz ise şirketlerini birleştirerek sermayelerini artırabilirler,tahvil çıkartarak piyasaya arz edebilirler,şirketlerini borsaya açabilirler,görüldüğü üzere yol çok..
Bir de şunu bilin;finasman maliyeti uzun vadeli bir yatırımda öncelik sırası olarak en sonlarda gelir.Önce güven ortamının sağlanması, hukukun üstünlüğü,adil bağımsız bir yargı,şeffaf ve hesap veren bir idare,oyun devam ederken değişmeyen bir mevzuat,kamunun bütün piyasa oyuncularına eşit mesafede olması,rekabet eşitliği açısından kayıt dışı ekonominin olmaması,adil vergi mevzuatı gibi hususlar yatırım kararında önceliklidir.
Faiz yüksekken de döviz kuru düşecek diye bir şey de yok,merkez bankası piyasadan düzenli ihalelerle döviz satın alır, tarihi diplerde dolaşan rezervini toparlar döviz kuru düşmez.Biz zaten enflasyonun 5-10 puan üstünde bir mevduat faizinden konuşmuyoruz,"gerçek" enflasyona eşit bir faizden konuşuyoruz o da reel olarak sıfır faiz demektir.
Daha önce bu başlıkta yazdığım bir yazıyı,konuyu netleştirmek için tekrar buraya alıyorum:
Faiz nedir:
-Bir tarafta müteşebbis ruhlu kişiler var;Güzel bir düşüncem var,bunu yapabilecek bilgiye beceriye sahibim,piyasada da bu konuda boşluk var,çok iyi kazanç sağlayacağına eminim diyor,ama bunu gerçekleştirebilecek sermayem yok diyor.Birileri de bu işe para koyarsa hem ben hem de bu projeye para yatıranlar hep beraber kazanırız diyor.
-Bir tarafta da milyonlarca kişi var;Dişinden tırnağından arttırmış tasarruf etmiş birikim sağlamış;Çocuklarının geleceği,eğitimi için,işsiz kalabileceği zor günler için,emekliliğinde sağlık problemleri ile karşılaşabileceği zor günler için...Ama ,gel bu projeye para yatır teklifinden korkuyor,ya proje başarısız olur,büyük zahmetlerle oluşturduğum birikimlerim erirse ya da kül olursa diye.
-Burada banka denilen kurum devreye giriyor.Diyor ki,korkma,paranı bana emanet edersen ben birikimlerinin paranın değerini reel olarak koruyacağım,bir miktar da sana nema vereceğim,paranı kredi olarak plase edeceğim projelerin fizibilitesini iyice inceleyeceğim,ona göre kredi vereceğim,proje başarısız olsa bile benim milyarlarca lira sermayem var,sen zarar etmeyeceksin,senin birikimlerin garanti altında olacak.Önce benim sermayem kadar,sonra da belli bir tutarına kadar devletin garantisi altında.
Ama Banka da taraflara diyecek ki;Ben müteşebbis ile birikim sahipleri arasında köprü görevi yaparken,müteşebbisin projesinin riskini kendi sermayemle garanti ediyorum,bu organizasyon için kira,personel ücretleri,elektrik,ofis otomasyonu gibi birçok masrafım da olacak,dolayısıyla bu projeden oluşacak kazancın bir yüzdesini de benim alacağım şekilde bir kazanç paylaşımı olacak.
-Bu projede faiz; elde edilmesi beklenen kazancın (tasarruf sahipleri+ aracılık görevi yapan bankaya) düşen payıdır.Burada tasarruf sahiplerinin beklediği getiri en az enflasyon kadar olması reel değerini koruması,banka tarafından beklenen de masraflardan sonra,sermaye kazancının diğer iş kollarının kazanç ortalamasının altına düşmeyecek bir kazanç olmasıdır.
-Eğer kredi talep eden bir işletme -en azından- (enflasyon+makul banka komisyonu) oranı üzerinde bir kazanç sağlayamıyorsa,o proje verimsiz bir projedir.O projeye bir kaynak sağlanmamalıdır.İktisat bilimi temelde ihtiyaçların sonsuz kaynakların ise çok sınırlı olduğu varsayımına göre hareket eder.Sınırlı kaynaklar iyi yönetilen ,verimli çalışan şirketlerin projelerine yönlendirilmeli,kötü yönetilen verimsiz çalışan şirketlerde kıt kaynaklar heba edilmemeli,bu şirketlerin serbest piyasa ekonomisi içinde piyasadan elenmesiyle daha iyi yönetilen ve daha verimli çalışan şirketlerin piyasayı domine etmesi ve pazar paylarını büyütmeleriyle ülke ekonomisi de sağlıklı ve yüksek büyüme hızıyla büyüyecektir.
-Şu anda olduğu gibi, tasarruf sahiplerine enflasyonun çok altında getiri verip milyonlarca kişinin birikimlerini enflasyonda eritirken,sınırlı sayıda şirket ya da kişiye enflasyon oranının çok altında oranlarla kredi verip milyonlarca kişinin birikimlerini enflasyonda eritirken,sınırlı sayıda şirkete servet transferi yapmak adil olmadığı gibi,normalde piyasadan elenmesi gereken şirketleri su üstünde tutmaya devam ederek ekonomiye patinaj yaptırmaya devam etmek rasyonel bir hareket değildir.
ABD'de iflas başvuruları 2023'ün ilk yarısında yüzde 68 artış gösterdi.
https://www.finansgundem.com/haber/a...4%B1klad%C4%B1.Alıntı:
Amerikan İflas Enstitüsü İcra Direktörü Amy Quackenboss yaptığı açıklamada, "Başvurulardaki artış, artan faiz oranları, enflasyon ve artan borçlanma maliyetleri nedeniyle artan borç yüküyle karşı karşıya kalan daha fazla ailenin ve işletmenin bir yansımasıdır" dedi.
%100'lere çıkmış enflasyonu işsizliği arttırmadan çözecek bir yöntem yok...
Enflasyon 100%'lere çıktıysa hatalı ekonomi politikalarla çıktı, bunun da bedelini halk öder her zaman her yerde...
Kaldı ki 100% enflasyon olmasa dahi kapitalist sistemde bazı verimsiz işletmeler batmak zorundadır sistemin sağlığı için, faizi uzun süre enflasyonun çok altında tutmak bu işletmeleri hayatta tutar, bedelini de tüm toplum öder. Geniş toplum kesimlerinden çok daha dar bir kesime kaynak transferidir bu...
Kendi derdimize mi yanalım, abd ye mi bilemedim :)
çünkü altın tüketilen bi ürün değildir, ve aynı zamanda nakit doların sahip olduğu ticari özelliklerin hepsine fazlasıyla sahiptir- yani nakit dolar vererek satın aldığın herhangi bi ürünü külçe altın vererek de satın alabiirsin, nakit doların sahip olduğu küresel kabul görme niteliğinin daha fazlasına sahiptir.. saklama değeri de vardır- faizi olmamasına rağmen
o yüzden elindeki nakit doları vererek altın almak parasal bi işlemdir, euro verip dolar almak gibi bi işlem.. ticari bi işlem değildir.. bazıları mücevherat olarak kullanılan yani bilezik- yüzük falan olarak kullanılmasından dolayı tüketim ürünü olarak görülmesi gerektiğini iddia eder, ama gerektiğinde bilizeik ve yüzükleri de bozup nakite dönebildiğin için geçerli bi argüman değil.. zaten ithal edilen altının yüzde 20-25 kadarı mücevherat sektörüne gider, kalanı külçe veya coin olarak tutulmakta.. o yüzden cari açık rakamına altın-hariç bakmak kesinlikle daha doğru bi içgörü sağlar
Ama en doğrusu, forumun en güzide topiğini saçma sapan/ne idüğü belirli gönderilerle hiç ettiğimize yanmak...
Abd'nin kamu borcu 30/06/2023 itibari ile 32.332.274.184.763 dolara ulaşmış.
Yılbaşından buyana 912.584.763.205 dolar artış göstermiş.
Biden'in göreve başladığı 20/01/2021'den buyana 4.579.438.316.318 dolar artmış...
faiz arttırmak muhakkak ki, pek çok yarar ve fazilet sağlar, ancak pek çok istenmeyen yan etkiye de sahiptir.. mesela uzun vadeli tahvil faizleri artar çünkü fonlama maliyeti artmıştır, doğal sonuçtur tahvil faizlerinin yükselmesi- tahvil fiyatlarının düşmesi.. tahvili vadesine kadar taşırsan bi zarar yazmazsın mesela 30-yıllık tahvili 30.sene sonuna kadar taşırsın bilançonda ve zarar yazmamış olursun, ama arada nakit para gerekebilir, mesela kredi vermişsindir herif ödememiştir, kredi batağı yüzünden nakit ihtiyacı doğar, mecbur elindeki devlet tahvillerini satmak zorunda kalırsın, zararına satmış olursun, bilançoya zarar yazarsın.. amerikada son zaman batan bankaların iflas mekanizması bu şekilde
bizim meşhur bofa ilk 3-4 bankadan biri, diğerlerine kıyasla daha yüklü tahvil pozisyonu almış, ft haberine göre bugün bunları nakitedönmesi gerekse 100 milyar dolar üstünde zarar yazacak.. eğer fed faiz arttırmaya devam ederse, fonlama maliyetleri daha da yükselecek ve tahvil fiyatları daha da düşecek, bu zarar katlanarak büyüyecek.. bofa gibi büyük başlardan birinin batması ise 2008 lehman iflasından ksinlikle daha sert sonuçlara yol açar
https://i.hizliresim.com/tgawwoi.png
Bu ülkelerin borç pozisyonlarına,foruma yeni üyeler geldikçe yılda en az 1 kere yeniden geri dönmek gerekiyor.ABD'nin gsyih'sı 25.5 trilyon dolar, yani borcun /gsyih'ya oranı kabaca %126.Ama çok daha yüksek orana sahip ülkeler de var ,mesela japonya:
https://www.nippon.com/en/japan-data/h01677/
borcu 1.3 katrilyon yen'e yükselmiş,gsyih'sının %264'ü....
Ama ABD'nin de,Japonya'nın da 1 usd ya da 1 yen kendi parası cinsinden borcu yoktur,sadece kendi paraları cinsinden borçlanırlar.
Ekonomi teorisinde bir ülkenin kendi parası cinsinden borçları son tahlilde ,milli gelirin yeniden dağıtılması olayıdır.Bu,para basarak enflasyon yoluyla,veya vergileri artırarak milli geliri yeniden dağıtarak olabilir.ABD hane halkının bu yılın birinci çeyreği itibariyle 145.83 trilyon dolar vergilendirilebilir serveti bulunuyor.ABD devletinin tüm borçları kendi parası cinsinden olduğu için ,ödenememe gibi bir ihtimali bulunmuyor.Japonya'nın ise ,kendi parası cinsinden borcu olmaması dışında,dünyanın her tarafına yaptığı yatırımlar nedeniyle 2021 sonu itibariyle (+)3.376 trilyon dolar ile net uluslararası yatırım pozisyonu olarak dünyanın 1. ülkesi durumda.
Bu ülkelerin borçlarını,bizim gibi toplam borcunun %65'inden fazlası döviz cinsinden borcu olan devletlerle mukayese etmeyelim.Borcumuzu döviz basarak ödeme imkanı bulunmuyor.
İflasların artması her zaman kötü değildir.Eğer kamunun tasarrufları ve ekonomi yönetiminin hatalı kararlarıyla bu olmuşsa kötüdür.Örneğin hatalı para politikasıyla varlık balonu yaratılması ve sonra bu balonun patlamasıyla oluşan zincirleme reaksiyon sonucu şirketlerin büyük çoğunluğunun olumsuz etkilenmesi gibi.Ama şirketler kötü yönetim ve verimsiz iş modeli nedeniyle batmışlarsa bu iyi bir şeydir.O zaman bu şirketlerin yerini iyi yönetilen ve verimli iş modelleri olan şirketler alır ve büyürler,batan şirketlerin elemanlarına da iş alanı açılır,ülke ekonomisinde verimlilik artışı olduğu için ücretler enflasyon yaratmadan reel olarak artar,toplumsal refah tabana yayılır ve artar.
Son dönemde ABD'de iflasların artması da gayet normal ve beklenen bir olay,çünkü kötü yönetildikleri ve verimsiz iş modelleri nedeniyle piyasadan ayıklanmaları gerekirken son yıllarda bol ve ucuz para ile su üstünde kalıyorlardı,şimdi paranın miktarı azaldıkca ve maliyeti yükseldikce artık ayakta kalamıyorlar işler normale dönüyor demek ki.
Aynı durum uzun yıllardır bizim ülkemizde de var,bu ülke ekonomisinde son 15 yıldır verimlilik artışı sıfır olmasının temel nedenlerinden biri de bu. Ülke ekonomisinin sağlıklı büyumesi icin, koltuk değneği ile, ucuz parayla, ayakta duran şirketlerin piyasadan para politikası ile ayiklanmaları gerekiyor..
https://kronos36.news/tr/prof-daron-...ik-sorunu-var/
Bu konuda prof.Ufuk Akçiğit'in güzel çalışmalaları var ,okumanızı öneririm.
https://twitter.com/ProfUfukAkcigit/...89433106862081
"Verimlilik bazlı ekonomik büyümenin olmazsa olmaz koşulu, piyasadaki mevcut verimsiz firmaların, daha verimli yeni firmalarla rekabet sonucu piyasa dışına atılmasıdır. Buna literatürde "yaratıcı yıkım" denir.
Yakın zamanda Aktuğ, Ateş ve Cilasun hocalarla hazırladığımız 'Türkiye Verimlilik Raporu'nda, ne yazık ki Türkiye'de bunun iyi çalışmadığını gözlemliyoruz. Hesaplamalarımız, piyasaya giren firmaların, çıkanlardan daha verimsiz olduğunu gösteriyor.
Bu durumu çözmenin temel koşulu, rekabette ürün ve teknoloji kalitesinin öncelendiği bir ortam yaratmaktan geçiyor."
https://twitter.com/ProfUfukAkcigit/...76319795650563
"Nobel ödüllü P. Krugman'ın da dediği gibi, uzun vadeli kaliteli büyüme için temel koşul üretimde verimlilik artışıdır. Daha verimli üretim de yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli ürünler üretmekten geçer. Ne yazık ki dış ticaretimizin yüksek teknoloji oranı çok düşük (%3
Abd'nin borcunu ödeme imkanı ancak hazine gelirleri ile var. Hazine gelirleri yetmeyince borcu katlanıyor. Ancak abd hazinesinin borcunu döndürme imkanı var ama, FED'in dolar basıp piyasaya vermesi ile. Para basmanın da nelere mal olduğu ortada....
Yaniİ FED'İN Para basması ile hazinenin borcu ödenmiyor. Hazinenin banknot basma yetkisi yok. Ancak hazine birer trilyon dolarlık yada yüzer milyar dolarlık madeni para basıp borcunu öderse başka. Bunu da zaman zaman çıkış yolu bulmak için tartışıyorlar.
Hazine para basıp borcunu ödemiyor. Sadece borcunu döndürmek için kaynak bulmakta zorlanmıyor. FED basıyor doları, veriyor piyasaya, hazine de piyasadan borçlanıyor....
Faiz yüksek olunca borç döndürülürken daha fazla faiz yükü oluşuyor. Borcun üzerine borç konuluyor....
Borçta hiç azalma olmuyor. Habire artıyor.
GSYİH'ya oranı da artıyor. ABD ekonomisi verimli bir ekonomi değil denilebilir mi?
%5 ile bu borç çevrilince 1,6 trilyon faiz yükü geliyor....
Yazımı eksik okumuşsunuz:
-ABD'de güçler ayrılığı var;ancak ABD Kongresi 'nin borç tavanını artırmasıyla ,ABD Hazinesi borçlanabilliyor,Kongre bir risk görürse ,yeni vergi getirir ve borcu azaltır.Borcu kendi parası cinsinden oldukça ödenmeme riski yok,Japonya'nın borcu ABD'nin borcunun 2 katı,onun da sorun değil.
-Fed'in bilanço genişletmesinin ABD Hazinesiyle bir ilgisi,yok 2008 krizinden önce Fed'in bilançosu yıllarca sabit kaldı,ABD Hazinesi borçlanmakta bir sıkıntı mı yaşandı.Fed'in bilanço genişletmesinin sebebi 2008 krizi ,sonra da pandemi döneminde çok sayıda şirketi ucuz ve bol para ile batmaktan kurtarmak için oldu.ABD Hazinesinin ihraç ettiği tahvillerin zaten hazır müşterisi var,yabancı devletlerin merkez bankaları,sigorta şirketleri,emeklilik fonları,piyasa yapıcı bankalar gibi.Fed'in bilanço genişletmesi,piyasadaki paranın bollaşması nedeniyle ABD Hazinesinin daha ucuza borçlanmasını sağladı,yoksa ABD Hazinesinin borçlanmada hiç bir zaman zorluğu yok,Fed'in de zaten bu yönde bir amacı da yok.
-ABD ekonomisi verimsiz şirketlerin, para politikasıyla su üstünde tutulması nedeniyle son yıllarda verimliliği düştü.Ama aşağıdaki grafikte MAX'ı tıklayıp uzun vadeli grafiğe bakın bakalım ekonomi verimsiz mi?
https://tradingeconomics.com/united-states/productivity
Çünkü ABD ekonmisi internet devrimi,elektronik,yarı iletkenler gibi yüksek teknoloji alanlarında sağladığı gelimelerin iş hayatına uyarlanmasıyla bu gelişmeleri sağladı.Şimdi de yapay zeka ile yeni bir hamleye hazırlanıyor.
Yeni başlığa giren arkadaşlara cevaplar bize hatırlatıcı tekrarlar oldu. Ellerinize sağlık Deniz hocam.
Sosyal medya da bu kadar rahat soru sorulup doğru cevaplara ulaşılabilecek ego tatmini yapmadan yardımcı olan hocamıza
saygılar & sevgiler.
Not: Bazen ekonomist olan bazı kişilerin yorumlarını, tespitlerini okuyunca bunu ben bile yanlış olduğunu biliyorum bu adam nasıl böyle söyleyebilir şeklinde şaşırdığım çok oluyor bu da kesinlikle Deniz Bey'in sayesinde
https://www.reuters.com/business/env...tm_term=070423
Temperatures seen surging as El Nino weather pattern returns
Küresel ölçekte tarımsal emtia fiyatlarını etkilemesi bekleniyor.
Borç tavanı askıya alınmasaydı abd temerrüde düşecekti. Hazine bakanı defalarca durum iyi değil, tavanı yükseltin, askya alın diye uyarıda bulundu. Bu krizin geleceği belliydi. Niye daha önceden vergileri yükseltip hazinenin gelirlerini artırmadılar ki.
Niye ikide bir borç tavanı krizine giriyorlar? Yükseltsinler vergileri, yeni vergiler icad edip borcu düşürsünler....
Ocak 2025’te kriz yine gelecek. Şimdiden vergileri yükseltsinler, ocak 2025’te borç tavanı krizine düşmesinler.....
Borç 50 trilyon mu olunca, 80 trilyon olunca mı, 100 trilyon olunca mı vergileri yükseltecekler?....
ABD anayasal sistemine ve politik işleyişine yabancı bir kimseye birkaç cümle ile nasıl anlatılır,ama deneyeyim.ABD'de çok güçlü bir erkler ayrılığı vardır ve Kongre'de muhalefet üstünlüğü varsa,her zaman son dakikaya kadar icra ile pazarlık edip, siyasi görüşleri doğrultusunda tavizler elde etmeye çalışırlar,ama bir uzlaşma kültürü de vardır,bu ABD siyasetinin doğasında vardır.(Cumhuriyetçilerin borç tavanının yükseltilmesine karşı ,örneğin sosyal yardımların düşürülmesi,öğrenci kredi borçlarının affının iptali gibi talepleri vardı)
Ama son dakikada da olsa muhakkak bir anlaşmaya varılır,temerrüt ihtimali asla söz konusu olamaz,çünkü her 2 parti de aksi durumda bunun ABD'nin menfaatlerine zarar vereceğini bilir.Sonuçta başkanlık 1 partinin malı değil, bugün o parti iktidar, yarın diğeri iktidar, sonuçları her 2 partiyi de etkiler .Asla bindikleri dalı kesmezler.
ABD Kongresi niye borç tutarını düşürecek şekilde vergileri artırmıyorlar.Demek ki şu anda bunu bir risk olarak görmüyorlar.Kongre'nın temel görevi devlet bütçesini hazırlamaktır.Yönetim harcamaları bu bütçe sınırları içinde olmak zorundadır.Örnegin ABD'nin askeri harcamaları tek başına dünyadaki diğer tüm devletlerin harcamalarınin toplamı kadar,başka bir sürü harcamaları var,isterse ABD Kongresi yönetimin harcama bütçesini kısabilir ve borclanma ihtiyacını azaltabilir ama buna gerek görmüyorlar,gelirleri artırmak için vergileri de artırabilirler ama buna da gerek görmüyorlar, bu konuda çalışma yapıp Kongre üyelerine rapor hazırlayan Kongre Bütçe ofisi var.Siz sorun görebilirsiniz ama Kongre üyeleri demek ki devletin mevcut borç profilinde sorun gormüyorlar.İpler Kongre'nin ellerinde,yürütmeyi denetliyorlar ,sorguya çekiyorlar, gerek gördüklerinde her türlü tedbiri almaya yetkililer.
https://www.cbo.gov
Deniz hocam buna anlatmak deveye hendek atlatmaktan zordur. Yormayın kendinizi
Wednesday July 05 2023 Actual Previous Consensus
04:45 AM
CN
Caixin Services PMI JUN 53.9 57.1 56.5
04:45 AM
CN
Caixin Composite PMI JUN 52.5 55.6
https://www.cnbc.com/2023/07/05/chin...aixin-pmi.html
China's services activity softens as recovery falters, private survey shows
https://www.reuters.com/markets/asia...mi-2023-07-05/
Yani o zaman, 25 ocak 2025 tarihine kadar abd kamusunun üzerine dört trilyon dolar kadar daha borç binecek demektir...
deniz hocam körfezden yatırım gelecek deniyor. Bunlar gelirse dövizde gevşeme olur mu sizce?
Gelecek miktarın büyüklüğüne bağlı, ama dolar son 1 ayda 20 'den 26 TL'ye geldi,turizm mevsimi de olduğu dikkate alınırsa,Temmuz ayında bir miktar soluklanıp, 26'larda salınabilir.Tabii ki,dövizin fiyatını etkileyecek politik veya makroekonomik önemli bir gelişme olmadığı takdirde.Ama nominal fiyatta bir gerileme beklemiyorum çünkü çok yüksek enflasyon var,fiyat aynı yerde kaldığı zaman zaten TL, reel olarak, aylık dolar ve TL enflasyonu farkı kadar değer kazanmış oluyor.
https://www.paraanaliz.com/2023/dovi...kacak-g-57078/
25 milyar dolarlık bir yatırım çekme hedefinden bahsediliyor.
https://twitter.com/bloomberght/stat...jVyDeLD1bqGYBA
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Rakamlar artık çok büyüdü.Türkiye'nin yılın ilk 6 ayında dış ticaret açığı 61.4 milyar dolar,yıllıklandırılmış 123 milyar dolar,1 yıl içinde ödenecek kısa vadeli dış borcumuz 203 milyar dolar,toplamı 326 milyar dolar.Turizm ve diğer net hizmet gelirlerinden 60 milyar dolar gelse,yıllık dış finansman ihtiyacımız 266 milyar dolar.
Üstelik ,muhtemelen ,bu 25 milyar dolar gelse de tek seferde gelmez,zamana yayılmış olarak gelir,tabii ne olduğuna bağlı,borç olarak mı,doğrudan ya da portföy yatırımı olarak mı gelecek ,içeriğini görmek lazım.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi...var-ama/699661
Haziran enflasyonu yüzde 6'dan az olmaz, 8'e kadar da yolu var; ama...
Biraz sonra TÜİK Haziran ayı enflasyonu verisini yayınlayacak,ENAG Haziran ayı aylık enflasyon verisi %8.54 olarak yayınlanmıştı,Alaattin AKTAŞ'a göre ise ,"Haziran enflasyonu yüzde 6'dan az olmaz, 8'e kadar da yolu var " yazmış,gerekçelerini sıralamış...
Ama bakalım ,TÜİK yine şapkadan hangi tavşanı çıkartacak!...
TÜİK şapkadan % 2,50-3,50 arası bir rakam çıkarır ve rasyonel politikalara dönüş bir laftan öteye geçmez.